Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
2019 sonlarında ortaya çıkan ve isminin anıldığı günden bugüne tesirlerini artarak gördüğümüz koronavirus salgını tüm dünyaya güç vakitler yaşatıyor.
Üstelik artık bizimle bir arada olduğunu biliyoruz. İnsanları marketleri talan etmeye iten, yeri geldiğinde başkasına insanca davranmayı elden bıraktığımız bu güç günler umarım en kısa vakitte son bulur. Virüs ve yaptığı hastalıkla (COVID-19) ilgili okuduk, öğrendik, korunma yolları hakkında bilgilendik, ellerimizi yıkadık ve yıkamaya devam ediyoruz. Okullar kapatıldı, toplu tertipler, kongreler iptal edildi, gereken tedbirler alındı. Bu süreç içerisinde ferdî sorumluluklarımızın da olduğunun farkındayız lakin toplumsal medyanın, ağır haber ağının ortasında sıkışarak toplumsal bir panik halinin içerisine düştük. Pekala bu ağır telaş ve panik halinin bize bir katkısı olacak mı?
Öncelikle bir psikiyatri tabibi olarak belirtmeliyim ki sıhhat anksiyetesi ve obsesif kompulsif bozukluk nedeniyle tedavi gören hastaların şikayetlerinin arttığını görüyorum. Şimdi haberleri dinlerken ateşinin çıktığı yanılsamasına düşenler, panik atak geçirenler, bu gerilimle başa çıkmaya çalışırken gereksiz tetkik yaptırmak isteyen hastalar sıkıntı günler geçiriyor. İnsan bağları keza dertlerimizden ziyan görebilir zira yanımızda hapşıran ya da öksüren biri olmaya görsün, kaçacak yer arıyor, eleştiriyor, insani kıymetlerimize karşıt düşecek halde davranabiliyoruz. Derdin beşere yapabileceklerini gördüğümde aklıma Psikiyatrist Rollo May’in şu kelamları geliyor: “Normal yapan dert, olasılıkların farkına varma ve onları üstlenmeyle birlikte sarfiyat. Güçlerimi harekete geçirme beklentim ve imkanım varsa ilerlerim. Ancak dert boğucu hale gelirse, hareket olasılıkları silinir.” Hasebiyle yapan telaşın dışına çıktığımızda olağan hareket kabiliyetimizi yitiririz. Tehlikeyi yanlışsız algılamak ve yapabileceklerimizi planlamak konusunda yanılgıya düşüp ketlenir, bildiklerimizi bile unutur hale geliriz. Vakitle umutlarımız kaybolabilir. Oysa umut etmeden bu devri nasıl sağlıklı atlatacağız?
Bu bir dünya salgını ise biliyoruz ki eninde sonunda hepimiz virüsle karşılaşacağız. Hakikat bilgiye ulaşabilmek, ehil kaynaklardan nasıl davranmamız gerektiğini öğrenmek (türk tabipler birliği, türkiye psikiyatri derneği, dünya sıhhat örgütü gibi…) çok değerli zira elimizde olan teknolojik imkanlar, toplumsal medya ve haber kaynakları nedeni ile geriliminizi artıran bilgiler, manzaralarla karşılaşabilirsiniz. Bu kaynaklara fazla maruz kalmamaya çalışın, bahis ile ilgili uzmanlardan bilgi almak yanlışsız bilgiye ulaşmanızı sağlayacaktır. Pek alışılmış hijyenik kurallara dikkat ederek, tertipli beslenip, uykunuza itina gösterip, daha temel düzeylerde yaşamaya çaba edip, dehşet ve korkularınızı öteki beşerlerle paylaşarak yardım isteyebilirsiniz. Unutmayın ki gerilim bağışıklık sistemini zedelediği bilinen güçlü bir faktördür ve bu periyotta bağışıklık sisteminiz size dayanak olacak, ona güzel bakın.
Kişisel tedbirlerin alınması ve sorumlulukların yerine getirilmesi, toplum olarak birbirimizi etiketlemek yerine birlik ve beraberlik içerisinde bu süreci atlatmamızı sağlayacaktır.Yaşadığımız panik hali yanlış kararlar almamıza sebep olabilir, etrafımızdaki beşerlerle olan bağlarımız zedelenebilir. Virüsten kendimizi korumak kadar ruh sıhhatimizi da korumak kıymetli.Günlük ömrümüzü sürdürürken, İnsani kıymetlerimize sahip çıkalım, gereken tedbirleri alalım. Sevgiler…
