Kösem sultan evlat katilimi ? Son yıllarda osmanlı tarihi ile ilgili dizileri ekranlarda görmeye başladıkOsmanlı tarihini tam manasıyla yansıtmasada ,diziler iyi reyting alıyorDizinin konusu,dizideki karekterlerin gerçek kimliği her zaman merak konusuBizde bundan yola çıkarak ,perşembe günleri izleyicileri ekranlara kilitleyen kösem sultan dizisinin karekteri olan kösem sultanın hayatını araştırdıkKonuya geçmeden önce ilk kez Kösem sultan hayatı ve yaşam öyküsü bilgileri , Kösem sultan'ın hayatı ve ölümü adlı konularımızı da incelemenizi öneriyoruz Muhteşem asır dizisinden sonradan ekranlara bomba gibi düşen kösem sultan dizisi de hayli ilgi görüyorBir çok kaynak dizinin konusunun tarihimizi yansıtmadığı tartışmalarını sürdürürken, biz dizinin karekterlerinden hayatı fazla merak edilen kösem sultanın reel kimliğini ve osmanlı devletindeki icraatlarını araştırdıkKösem sultan dizideki gibi masummu,kösem sultan evlat katilimi ,kösem sultan öldürüldümü işte tüm bu merak edilen detayları yazımızın devamında bulabilirsiniz 64763 64763 kosemsultanevlatkatilimi5c5a4f9eb2c41kosemsultanevlatkatilimi5c5a4f9eb2c41 372 671 Kösem sultan evlat katilimi ? kosemsultanjpg64763 Kösem sultan evlat katilimi ? kosemsultanjpg64763 Osmanlı Devleti’nde Kadınlar Saltanatı: Kösem Sultan Mahpeyker Kösem Valide Sultan, Sultan Birinci Ahmed Han'ın hanımı, Sultan Dördüncü Murad Han, Sultan İbrahim Han, Şehzade Kasım, Ayşe Sultan, Fatma Sultan ve Atike Sultan'ın annesidir Kösem Valide Sultan, Mahpeyker Kösem Sultan , Mahpeyker Sultan , Büyük Valide Sultan , Validei Muazzama , vefatından sonra da Validei Maktule, VaIidei Şehideadlarıyla anılmıştır Resmi yazılarda Hazreti Mahpeyker Sultan damet ismetüha validei padişahı alempenahünvanlarıyla takdim edilirdi Kösemismi ona sarayda en önde bulunmasından ve gayet kabiliyetli olmasından nedeniyle verilmiştir Osmanlı sarayında kırk yıldan artı yaşam sürdü Küçük yaşta olan oğlu Sultan Dördüncü Murad Han vaktinde devleti idare vazifesini de ihraz etmiştir 1623'te oğlu Sultan Dördüncü Murad Han'ın tahta geçmesi ile 28 yıl sürecek valide sultanlığı başlamıştır Büyük bir dirayet göstermiş ve şahsı ihtirasa yenik düşmeden, devletin idaresini oğlunun yetişmesine dek gayet intizamla yürütmüştür Bir çeşit saltanat naibeliği olan mevkiini 1632'de Sultan Dördüncü Murad Han'ın saltanat işlerini eline almasına dek muhafaza etti Bundan sonra da oğluna, tayinlerde, önemli iç ve dış meselelerde müşavirlik yaptı ve onun uzun süren seferleri esnasında İstanbul'un idaresi ve çoğalan yeni meseleler ile ilgilendi 8 Şubat 1640'ta Sultan İbrahim Han'ın tahta çıkışı ile Kösem Sultan'ın valide sultanlığı devam ederken saltanat naibeliği ikinci kez başladı 8 Ağustos 1648'de Sultan Dördüncü Mehmed Han'ın tahta çıkışından daha sonra Kösem Sultan, Validei Muazzamave ÜmmülMü'mininünvanlarını aldı ve saltanat naibesi oldu Kösem Valide Sultan, Osmanlı sarayınnda elde ettiği bu kocaman itibar neticesinde bir takım menfaat çevrelerinin heedefi haline geldi Bu durum karşılıklı olarak iki cephenin oluşmasına sebep oldu Sonuç Olarak Hasodalıların başlattığı bir ayaklanma çıktı Hasodalılar 1651 senesi (23 Eylül) Ramazanı Şerif'inde bir gece teravihten sonradan Büyük valideyi isteriz!bağrışlaarıyla harekete geçerek, kendilerine mani elde etmek isteyen hasodabaşını yaralayarak hareme yürüdüler Onlara 120 değin zülüflü balltacı katıldı Valide dairesinin kapısını bekleyen kapı gulamlarını öldüren silahlı kalabalığın, beklediği ocak askerleri olmadığını anlayan Kösem Sultan kaçıp saklanmak istedi Nihanhane denen rahat odaların birinden ötekine geçti Gurfe denen fazla rahat bir asmakat dolabına gizlendi Onu burada bulup alt kata sürükleyen zülüflü baltacılar ve hasodalılar, üstüne çöküp mücevherlerini yağmaladılar Bu sırada parmaklarını kırıp kulaklarıını da yırttılar Kuşhane Kapısı önüne değin sopa ve tabanca darbeleriyle sürüklediler Öldü sanarak bıraktılar Ama kımıldadığını görünce bir kez daha saldırdılar Zülüflü Kuşçu Mehmed, Kösem Sultan'ı bir perde ipi ile boğdu Valide dairesi, baskını yapanlarca yağmalandı Osmanlı tarihinde Kösem Sultan'dan diğer öldürülen valide sultan yoktur Bu da onun, diğerleriyle kıyaslanmayacak kişiliği, Osmanlı sarayındaki yarım yüzyıla yakın otoritesi ile açıklanabilir Onu çekemeyen fitne ve fesat erbabı bu tezgahı kurmuş ve zamanın devlet adamları da buna cihaz olmuşlardır Mahpeyker Kösem Valide Sultan, hüsni cemali, aklı ve zekası ve hayrat ve hasenatıyla meşhur saliha bir valide sultandı Edindiği servetlerin tamamını İstanbul'da ve taşrada hayır eserleri yapılmasına harcayan Kösem Sultan, şehir aralarında, iyilik sever ve dindar tanınmasına hizmet edecek hoş faaliyetlerden de geri kalmadı Bu niyet ile zaman zaman şehri dolaşmakta, adamlarının saptama ettiği yoksulara zekat ve sadaka vermekteydi Tekrar, İstanbul hapishanelerindeki borçluları da borçlarını ödeyip kurtarmaktaydı Her sene hac mevsiminde minik saka ve büyük saka denen iki vazifeliyi hacı kafileleriyle yola çıkartıp, bunlar vasıtasıyla yol boyunca hacılara soğuk sular, bazı konaklarda da şeker şerbetleri dağıttırırdı Haremde yetiştirdiği cariyeleri zengin çeyizler hazırlatıp çırak çıkartması ve İstanbul'lu ailelere gelin vermesi de onun hususi bir gayretiydi Hem muhtaçlara ücret bağladığı ve fakir kızlara çeyiz düzüp evlendirdiği de bilinmektedir Kösem Sultan'ın Osmanlı hanedanı ve tarihi içinde hususi bir mevkii vardır Fazla yüksek seviyede ve tesirli bir şahsiyet sergilediği açıktır Kösem Sultan, Sultan Dördüncü Murad Han, Sultan İbrahim Han ve Sultan Dördüncü Mehmed Han'ın ilk saltanat yıllarında doğrusu devleti idare etmişti Bu iktidarının 20 seneyi bulması ise Osmanlı tarihi bakımından fazla mühimdir 1651 yılında boğularak şehide edilen Kösem Valide Sultan'ın kabri Sultanahmed'de Sultan Birinci Ahmed Han'ın türbesindedir Osmanlı Tarihi konu olduğunda akıllara birincil gelen husus, Osmanlı Sultanlarının kadınların etkisinde kalarak kararlar verdiğidir Ama 630 takvim dev imparatorluk, kurulduğu günden itibaren yok, yalnızca Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde kadınlar saltanatına sahne olmuştur Saraya giren kadınların kimisi aşkları, kimileri iktidar hırsları, kimileri ise bambaşka amaçlar arkasında koşmuşlardır Bir döneme mührünü basmış olan Kösem Sultan, Hürrem Sultan ve Mahidevran Sultan konumuzun esasını oluşturmaktadır Kösem Sultan: Esas adı Anastasya olan Mahpeyker Kösem Sultan, 28 yaşına geldiğinde saltanatta kendine yer buldu Kimilerine kadar Moralı, kimilerine tarafından ise; bir Ortodoks rahibinin kızı olan Kösem Sultan; güzelliğinin, zarafetinin yanı sıra, hayrat işlerinde de öncülük etmiştir Saltanat sahibi kadınlar arasında en tutkulu kadın olarak bilinmektedir Hasekiliği döneminde kendisine Kösem; (Sürüler önünde, kılavuz olarak yürüyen) denilmiştir Kösem Sultan, namı öteki Anastasya; I Ahmet’in dikkatini çekerek kısa sürede kendinden kıdemli olan hasekilerin önüne geçmeyi başarmıştır Böylece sarayın en güçlü kadını olmuştur Evliliğinden Murat, Süleyman, İbrahim ve Kasım adında şehzadelerin yanı sıra; Ayşe ve Fatma isminde sultanlar da dünyaya getirmiştir Hayır işlerinde de öncülük etmeyi prensip edinen Kösem Sultan, etrafındaki fakirlere yardımlarda bulunmuştur Her yıl Recebi Şerif ayında tebdili kıyafetle arabaya binerek hapishanelere gitmiş; borcu yüzünden hapse düşen mahkûmların borçlarını ödemiş ve onların hapisten çıkmalarını sağlamıştır Kösem Sultan, katil kişileri bu yardımlardan nasiplendirmemiştir Yaptırdığı hayır işlerinin başında Üsküdar’daki Çinili Camii, Boğaziçi’nde Anadolu Kavağı, Sultan Selim civarında Valide Medresesi Mescidi’ni yaptırarak hizmete açmıştır O dönemde Osmanlı’nın eyaleti durumunda yer alan Mekke ve Medine’ye de takviye elini uzatmış, yoksul yöre halkına da hatırı sayılır yardımlarda bulunmuştur zaman zaman, Validei Muazzama, Sahibetül Makam, Validei Kebire sıfatlarıyla da anılan Kösem Sultan, oğulları 4 Murat ve İbrahim ile torunu 4 Mehmet döneminde uzun yıllar devlet yönetiminde etkin olmuştur Ama 1 Ahmet döneminde siyasi işlere artı bulaşmamış; fakat birçok zaman da sözünü yerine getirtmiştir I Ahmet’in ölümü sonrasında adet üzere eski saraya gitmiş; 1 Mustafa’yı ve 2 Osman’ı etkisi altına alarak devlet işlerine karışmıştır Tarihçilerin belirttiğine kadar; Mustafa’nın tahttan indirilişinde Kösem Sultan’ın ciddi girişimleri olmuştur Oğlu 4 Murat’ı tahta çıkartan Kösem Sultan, Valide Sultan olarak Topkapı Sarayı’na yerleşmiştir Oğlunun az önce on bir yaşında olması, iktidar hırsıyla yanıp tutuşan Kösem Sultan için bulunmaz bir fırsat olmuştur Kösem Sultan, devleti perde arkasından yöneterek bu fırsatı değerlendirmiştir Kösem Sultan’ın saltanatı, 4 Murat’ın idareyi bütünüyle ele almasına dek sürmüştür Ne var oysa; çocukluğundan beri annesinin telkinleri etkisinde kalan 4 Murat, çoğu zaman annesinin fikirlerini önemsemeye devam etmiştir Kösem Sultan; İktidarı ele geçirme teşebbüsünde yer alan Kasım ve Süleyman’ın, 4 Murat tarafından katledilmesine engel olamamıştır; fakat İbrahim’in katlini; onun saltanat yükünü kaldıramayacak dek aciz olduğunu ileri sürüp, katledilmesine mani olabilmiştir Tarihçilerden bazıları, 4 Murat’ın Osmanoğulları hanedanlığının devam etmesi için kardeşi İbrahim’i katletmediği yorumunu yapmışlardır Konu ile ilgili yeniden bir takım tarihçiler der oysa; 4 Murat İbrahim’i öldürerek Kırım Hanı’nı tahta geçirmeyi düşünmüş; ancak Kösem Sultan buna mani olmuştur Şehzade İbrahim’e kardeşi 4 Murat’ın öldüğü haberi geldiğinde; aralıksız katledilme korkusu yaşadığı için iktidarda gözünün olmadığını belirterek kardeşi Murat için sıhhat temennisinde bulunmuştur Bu durum karşısında Kösem Sultan, korku ve panikten nedeniyle kapısını kilitleyen İbrahim’in odasına girerek; Murat’ın öldüğünü, tahta geçme sırasının kendisine geldiğini söyleyerek İbrahim’i şiddet da olsa odasından çıkarmıştır Öldürülme korkusu İbrahim’i öylesine sarmış ama; kardeşi Murat’ın cesedi kendisine gösterilmesine rağmen hala bunun bir oyun olduğunu düşünmüş ve bir defa daha tahtta gözünün olmadığını söylemiştir Bu hadiseler, Osmanlı’da yönetim boşluğu doğurmuştur Osmanlı başkentinde yeni çekişmeler baş göstermiştir: Kapıkulu askerleri, ulemalar, vezirler ve saray erkânı iktidarda daha artı nasıl söz sahibi olabileceklerinin ince hesaplarını yapmaya başlamışlardır Otorite boşluğu bu tür çekişmelere neden olduğundan; öteden beri yönetmeye hevesli olan Kösem Sultan harekete geçerek; bir kukla padişah olarak öne çıkardığı oğlu İbrahim döneminde baştan devlet işlerinde faal tayin üstlenmiştir İbrahim’in ruhsal sorunlarına tedavi bulmak ve keza de erkek evlat sahibi olması için saraya üfürükçücinci hocalar gösteri edilmiştir O dönemin ünlü hocalarından olan Safranbolulu Hüseyin Öğretmen; İbrahim’i kendince çare etmiştir Şaşma vericidir oysa; bu manevi çare(!) İbrahim’i iyileştirmiştir Bu gelişmeler Cinci Öğretmen’nın ününe ün katmıştır Bu ün cinci hocaya devlet idaresinde yeni kapılar açmıştır Cinci hocanın ilk icraatı sus payı almak, medrese hocalıklarını satış olmuştur Böylece zenginliğine yeni kaynaklar aktarmıştır Yeniden hayret vericidir ama; 4 Mehmet’in cülus dağıtımında hazinede para sıkıntısı olduğundan, paralar cinci hocadan tedarik edilmiştir Cinci öğretmen öldürüldükten daha sonra askerlere dağıtılan para için “Cinci Öğretmen Akçesi denilmiştir Kösem Sultan, zihninden ve tecrübesizliğinden endişe duyduğu oğlunu keza avutabilmek ve hem de Osmanoğulları hanedanlığını devam etmesi için oğluna yeni cariyeler takdim etmiştir Saraya doluşan hasekiler ve cariyeler hazineye de büyük tartma getirmiştir Keza saraydaki kadınlar arasında şiddetli nüfuz çatışmaları baş göstermiştir Bu hal pek boyut kazanmıştır ancak; Kösem Sultan’a bile cephe alınmıştır Şeker Pare adındaki bir kadın, Kösem Sultan’a kafa tuttuğu için Kösem Sultan göre şiddetli bir şekilde dövülmüştür Kösem Sultan, oğluna artık laf geçiremeyecek duruma gelmiştir İktidarda etkisinin çabuk yok olduğunu gören Kösem Sultan Topkapı Sarayı’ndan uzaklaşmış; ama devlet işlerine karışmaya devam etmiştir Bundan Böyle İbrahim’in tahttan indirilmesi; yerine Mehmet’in geçirilmesinin şart olduğu düşünülmüştür Bu fikri ortaya atan Sadrazam Salih Paşa, düşüncesinin Sultan İbrahim’e gitmesi sonucunda katledilmiştir Bu tezgâhta yer alan Annesi Kösem Sultan, oğlu İbrahim tarafından önce Rodos’a sürgün edilmek istenmiş, bunu başaramayınca da Florya’daki İskender Çelebi Bahçesine sürgün edilmiştir Oğlunun gazabına uğrayan Kösem Sultan, sürgün edildiği yerde de manâsız durmayıp; ocak ağalarının ve yeteneksiz vezirlerin sebep olduğu yolsuzluklardan oğlunu sorumluluk sahibi göstermiştir Gözünü iktidar hırsı bürüyen Kösem Sultan, bununla da yetinmeyip, Sadrazam Ahmet Paşa’ya gitgide artarak; “Bu beni ve seni sağ bırakmaz Ailem mahvolmuş oluyor, devlet elden gidiyor Bunun hakkından gelelim de şehzadeyi cülus ettirelim diyerek planını açıklamıştır Kendisini büyük bir kumpasın içinde gören Sadrazam Ahmet Paşa, Kösem Sultan’ın bu teklifine ret cevabı verince; Kösem Sultan son tedavi olarak Ocak Ağalarıyla görüşmeye başlamıştır Bu isteğe karşı Ocak Ağaları da işbaşındaki sadrazamı azlettirip, onun yerine kendilerine yakın, işlerini rahatça yaptırabilecekleri birini sadaret makamına getirmek istemişlerdir Bu konuda anlaştıktan sonradan, padişahı tahttan indirme planları yapmışlardır Fakat; halkın sevgisini kazanmış padişaha aleyhinde doğrudan cephe almaktan çekinmişlerdir Çünkü Irk, sevdikleri Genç Osman’a yapılan haksızlıkları unutmamış ve bundan dolayı Ocağa karşı kin ve nefret beslemişlerdir Ocak ağaları ve askerler anlaşarak sadrazamın azli ve katli için Şeyhülislamdan fetva istemişlerdir Bu durumu çabuk zamanda öğrenen Padişah İbrahim, Şeyhülislama bir haseki göndererek askerlerin dağılmasını istemiştir Ama Şeyhülislam, haseki vasıtasıyla Padişahtan sadrazamı teslim etmesini istemiş; somurtkan halde sonunun hiç iyi olmayacağını bildirmiştir Bu huzursuz gelişmeler karşı biçare kalan Sultan İbrahim, sadrazamı azledeceğini oysa onun canına dokunmayacağını bildirmiştir Yeni Sadrazam Mehmet Paşa ise, Ocağın bunu kabul etmeyeceğini, Ahmet Paşa’nın öldürülmesini istediğini bildirmiştir Padişah, oynanan bu oyunlara hiddetlenerek tüm olanlardan Mehmet Paşa’yı sorumlu tutacağını ve kendisiyle mutlaka hesaplaşacağını bildirmiştir Korkuya kapılan Mehmet Paşa, evine kapanıp, sadaret mührünü Ocak Ağalarına Teslim etmiştir Ocak Ağaları ise, padişahtan korkmasına lüzum olmadığını, esas amaçlarının padişahı devirmek olduğunu söylemişlerdir Can korkusu yaşamış Ahmet Paşa ise sığınacak bir yer bulamamış, sığındığı son yerde de ihanete uğrayıp, katledilmiştir Cesedi, Beygir Meydanı’nda bir çınar ağacının altına bırakılmıştır Sultan İbrahim’e ayaklanma başlatılmış; Sarayı basan isyancılar Kösem Sultanla birlikte hiç bir şeyden haberleri yokmuş gibi davranarak dikkat çekmemeye çalışmışlardır Çıkartılan Hal Kararı Padişaha ulema ve askerler göre beyanname edilmiştir Bu hal kararını kabul etmeyen Sultan İbrahim, ulemaya tepki göstermiştir fakat cebren tahttan alaşağı edilerek hapse atılmıştır Kösem Sultan ve işbirlikçileri Sadrazam Sofu Mehmet, Şeyhülislam Abdürrahim ve yandaşları, Sultan İbrahim’in katli için harekete geçmiştir; ama Saray Halkı cinayete seyirci olmamak için kaçmışlardır Hatta Cellât Kara Ali deha kaçmıştır; oysa yakalanarak sadrazam göre dövülerek Sultan İbrahim’in hapsedildiği yere kadar sürüklenerek götürülmüştür Sultan İbrahim, elinde Kuran ile isyancıları karşılayarak Şeyhülislama; “Bak Abdürrahim, Yusuf Paşa senin dinsiz, imansız ve fitnekar bir herif olduğunu söyleyip, seni sağ bırakmamamı söylemişti Seni öldürmedim; çünkü Allah’tan korktum Meğer sen beni öldürecekmişsin İşte Kitabullah, beni ne hüküm ile öldürürsünüz, zalimler! diye bağırmıştır Bu, Sultan İbrahim’in son seslenişi olmuştur Sultan İbrahim’i tahttan indiren ve onu katledenler, yaptıkları bu canavarca olayı meşrulaştırmak için onu “Çılgın ve “Kadın Düşkünü olarak göstermişlerdir Insanlar, dertlerini dinleyen, din adamlarıyla kesintisiz görüşen Padişahlarının katledilmesi sonucunda gözyaşı dökmüştür Sultan İbrahim Neler Yapmıştı? Dindarlığı ile bilinen Sultan İbrahim, tahta çıktığında sarayda yer alan yiyici takımını değil etmiş, artı servet edinmenin yollarını kapatmıştı zaman zaman tebdili kıyafetle çarşıPazar dolaşarak halkın sıkıntılarına kişisel olarak tanık olmuş, gördüğü sıkıntıları da uygun çözmüştür Gözlerini iktidar hırsı bürümüş olan Kösem Sultan, 7 yaşındaki Mehmet’in tahta çıkmasıyla bu kere padişahın annesi Valide Turhan Sultan ile çaba etmeye karar vermiştir Fakat Turhan Sultan, Valide Sultanlık sırasının kendinde olduğunu, büyük validenin bundan böyle bir kenarda oturması gerektiğini düşünerek devlet işlerine müdahale etmeye başlamıştır Devlet idaresi laf konusu olunca; iki bayan sultan aralarında ciddi sürtüşmeler yaşanmış; bu sebeple devlet işlerine yeterli önem verilememiştir Bunun doğal sonucu olarak, Anadolu’nun dağıtılmış bölgelerinde yeni isyanlar baş göstermiştir Sürtüşmelerden can derdine düşen Kösem Sultan, bu işi halletmek için Ocak Ağaları ile birlikte bir plan hazırlamıştır Plana göre; 4 Mehmet tahttan indirilecek, yerine Süleyman geçecekti Süleyman’ı tahta çıkarırlarsa kendisine karşı taraf kalmayacaktı Kösem Sultan, Dilaşub Sultan’ı asla kendine karşı koyabilecek güçte görmemiştir Kösem Sultan’ın Ocak Ağaları ile geliştirdiği planları öğrenen Dilaşub Sultan, derhal karşı atağa geçerek Kösem Sultan’ın öldürülmesi için hazırlıklar yapmıştır Bu gelişmelerden haberi olmayan Kösem Sultan, harekete geçmek üzere hazır beklediği sarayda Dilaşub Sultan ile karşılaşmış, planın suya düştüğünü anlayarak paniklemiştir Can havli ile kaçmaya çalışırken; Mehmet isminde bir cellât göre orada boğazlanarak katledilmiştir Osmanlı Devleti’nde öyle fazla padişahtan daha fazla iktidar sürmüş olan Kösem Sultan, eşi 1 Ahmet’in Türbesi’ne defnedilmiştir