Derler ki, “Koskocaman yalnızlık olduğunda, ay sarısını satarmış geceye Saat gecenin ikibucuğuydu, evin tum pencerelerinden dışarı bakmasına rağmen ay’ı goremedi Biraz duşundu Yalnız mıydı peki? Cevap veremedi Kararlıydı ay’ı gorecekti
Gecenin ağırlığını uzerinde hisseden buruşuklukta, koltuğa gelişiguzel bırakılmış deri montunu giydi bir anda Sonra da; daha sabaha cok var nasıl olsa, miskinliğine burunmuş ayakkabılarını gecirdi ayağına
Asansorun kata gelmesini bekleyemiycek kadar acelesi vardı Gecenin sessizliğine inat, ayakkabılarının topuklarına daha da sert basarak, bi solukta indi merenlerden Lanet olsun, apartmanın kapısı kilitliydi
Posta kutularının hemen yanındaki uyarı takıldı gozune “ Apartmanın kapısı gece 12’den sonra kilitlenecek!Sinirlendi ve umutsuzca gece kadar soğuk ceplerinde anahtar aramaya başladı Ve bulmuştu Anahtarlıktakilerden rastgele bi tanesiyle kapıyı acmaya calıştı, ilk denemede acılmıştı kapı
Oksijeni bitmek uzere olan dalgıcın, yuzeye cıkma telaşıyla kendini dışarı attı Derin derin nefes aldı Gecenin soğuğunu once corap giymeyi unutmuş ayaklarında hissetti Sonra yuzunde Aklına montunun fermuarını cekmek geldi Zicuuuvvv, diye bi ses cıktı Fermuarın bu sesiyle irkildi Başını kaldırdı gokyuzunu seyretmek icin Ama apartmanların o sevimsiz yuksekliğinde kaybolmuştu gokyuzu! Hızlı adımlarla apartmanın bahce kapısına ilerledi Kapıyı acarken cıkan gıcırtı, yıllardır yağlanmayan kapının isyanıydı sanki Hızla uzaklaştı nereye gittiğini bilmeden
Sanki hep o gitmek istediği uzak ulkeye gidiyordu Sokağın başına geldi Gecenin sessizliği buyulemişti onu Paketinde tek kalan, bu saatte icilmeye alışık olmayan sigarasını ağzına goturdu Kibriti aradı elleri, sigarayı ağzına goturmenin şartlamışlığıyla Ama kibriti bulmak o kadar kolay olmadı Hızlı hızlı ceplerini karıştırdı Anahtarlık geldi eline once, sonra bi kalem, sonra da ciğnenmiş ve kağıdına sarılmış sakız Şaşırdı Hic ciğnenmiş bi sakızı saklamak gibi huyu yoktu cunku Kimden ve ne zaman kalmıştı? Sonra ağzındaki sigaranın, kibritle randevusunu hatırladı Gulumsedi
Kibriti bulmuştu ama, kibrit de sigara gibi kutusunda tek kalmıştı Ruzgarı arkasına aldı, avuclarıyla sardı yaktığı kibriti ve sigarısından derin derin cekti ilk nefesi Uşuyen elleri biraz olsun ısınmıştı Aklına Kibritci Kız geldi O da uşumuştu boyle Ay’ı arayan gozlerle tekrar gokyuzune baktı
Bulutların arkasına gizlenmiş, sanki ondan saklanıyordu Bir nefes daha cekti sigarasından, tekrar ayla yuzleşmek uzere Ay gittikce uzaklaşıyordu Caresizce kaldırım taşının uzerine oturdu Cocukluğuna uzandı “Taşa oturma karnın ağrır uyarısı kulağındaydı Gokyuzune tekrar bakmaya cesaret edemiyorduGozleri dolu dolu oldu Hani hep o gitmek istediği uzak ulke aklına geldi tekrar
Kendinden emin bir şekilde ayağa kalktı Actı kollarını iki yana, hafifce buktu boynunu Dudağı kıvrıldı belli belirsiz Gulumsedi belki
Belki ağladı, cığlık cığlık Sessizce
Bu gece uc şey bitmişti
Tek kalan sigara
Tek kalan kibrit
Bir de
Gecenin ağırlığını uzerinde hisseden buruşuklukta, koltuğa gelişiguzel bırakılmış deri montunu giydi bir anda Sonra da; daha sabaha cok var nasıl olsa, miskinliğine burunmuş ayakkabılarını gecirdi ayağına
Asansorun kata gelmesini bekleyemiycek kadar acelesi vardı Gecenin sessizliğine inat, ayakkabılarının topuklarına daha da sert basarak, bi solukta indi merenlerden Lanet olsun, apartmanın kapısı kilitliydi
Posta kutularının hemen yanındaki uyarı takıldı gozune “ Apartmanın kapısı gece 12’den sonra kilitlenecek!Sinirlendi ve umutsuzca gece kadar soğuk ceplerinde anahtar aramaya başladı Ve bulmuştu Anahtarlıktakilerden rastgele bi tanesiyle kapıyı acmaya calıştı, ilk denemede acılmıştı kapı
Oksijeni bitmek uzere olan dalgıcın, yuzeye cıkma telaşıyla kendini dışarı attı Derin derin nefes aldı Gecenin soğuğunu once corap giymeyi unutmuş ayaklarında hissetti Sonra yuzunde Aklına montunun fermuarını cekmek geldi Zicuuuvvv, diye bi ses cıktı Fermuarın bu sesiyle irkildi Başını kaldırdı gokyuzunu seyretmek icin Ama apartmanların o sevimsiz yuksekliğinde kaybolmuştu gokyuzu! Hızlı adımlarla apartmanın bahce kapısına ilerledi Kapıyı acarken cıkan gıcırtı, yıllardır yağlanmayan kapının isyanıydı sanki Hızla uzaklaştı nereye gittiğini bilmeden
Sanki hep o gitmek istediği uzak ulkeye gidiyordu Sokağın başına geldi Gecenin sessizliği buyulemişti onu Paketinde tek kalan, bu saatte icilmeye alışık olmayan sigarasını ağzına goturdu Kibriti aradı elleri, sigarayı ağzına goturmenin şartlamışlığıyla Ama kibriti bulmak o kadar kolay olmadı Hızlı hızlı ceplerini karıştırdı Anahtarlık geldi eline once, sonra bi kalem, sonra da ciğnenmiş ve kağıdına sarılmış sakız Şaşırdı Hic ciğnenmiş bi sakızı saklamak gibi huyu yoktu cunku Kimden ve ne zaman kalmıştı? Sonra ağzındaki sigaranın, kibritle randevusunu hatırladı Gulumsedi
Kibriti bulmuştu ama, kibrit de sigara gibi kutusunda tek kalmıştı Ruzgarı arkasına aldı, avuclarıyla sardı yaktığı kibriti ve sigarısından derin derin cekti ilk nefesi Uşuyen elleri biraz olsun ısınmıştı Aklına Kibritci Kız geldi O da uşumuştu boyle Ay’ı arayan gozlerle tekrar gokyuzune baktı
Bulutların arkasına gizlenmiş, sanki ondan saklanıyordu Bir nefes daha cekti sigarasından, tekrar ayla yuzleşmek uzere Ay gittikce uzaklaşıyordu Caresizce kaldırım taşının uzerine oturdu Cocukluğuna uzandı “Taşa oturma karnın ağrır uyarısı kulağındaydı Gokyuzune tekrar bakmaya cesaret edemiyorduGozleri dolu dolu oldu Hani hep o gitmek istediği uzak ulke aklına geldi tekrar
Kendinden emin bir şekilde ayağa kalktı Actı kollarını iki yana, hafifce buktu boynunu Dudağı kıvrıldı belli belirsiz Gulumsedi belki
Belki ağladı, cığlık cığlık Sessizce
Bu gece uc şey bitmişti
Tek kalan sigara
Tek kalan kibrit
Bir de