iltasyazilim
FD Üye
Fena LafLanet
Evliyânın önde gelenlerinden Ebü´lFadl Ahmedî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri, mahluklara fena laf sarfetmekten sakındırırdı Bu hu*susta; ?Allahü teâlânın yarattıklarından hiç kimseye sövmeyin Şâyet fena söz sarfederseniz bir bakıma kendinizi üstün tutmuş olursunuz Daha Sonra da sonunuzun ne olacağını bilemezsiniz buyurdu?
Tâbiîn devrinde Kûfe?de yetişen büyük âlim ve velîlerden Rebî bin Haysem (rahmetullahi teâlâ aleyh) kimseyle çekişme etmez, kimseye fena söylemezdi Bir gün kendisine biri fena sözler söyleyince, ona; ?Söylediklerini Allahü teâlâ duyuyor Şâyet ben, Cennet ile aramdaki güçlükleri aşıp Cennet?e girersem, senin sözlerinin bana zararı yoktur Sırat köprüsünden geçemezsem, anlarım ama; söylediklerinden de fena bir insanım? buyurdu
Tâbiînin büyüklerinden, meşhûr bir âlim ve velî Şa´bî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerine birisi kötü sözler söyledi Bunun üstüne; Hak*kımdaki bu sözlerin doğru ise, Allahü teâlâ beni affetsin Doğru değil de, yalan söylüyorsan, Allahü teâlâ seni affetsindedi
Tâbiînin büyüklerinden, ilim ve hikmet sâhibi bir velî Yûnus bin Ubeyd (rahmetullahi teâlâ aleyh) sohbetlerinde buyurdular fakat: ?Yerinde*suz bir sözü terk etmek, nefse bir gün oruç tutmaktan daha ağır gelir Ben, çok sıcak bir günde, insanları çekiştirmemeyi, ahali hakkında uygunsuz sözler söylememeyi, o gün oruç yakalamak ile mukâyese ettim O sıcak havada oruç tutmanın dili tutmaktan daha basit geldiğini gördüm?
?İki şey var fakat, bunlar bir kimsede tamamlanmış olursa, o kimsenin öteki tüm hâlleri bu iki hâli sâyesinde tamam olur Birincisi, namazı vaktinde kılacak İkincisi, dilini kötü ve boşboğaz sözlerden koruyacak Bir kimse dilini düşüncesiz sözlerden koruyabilirse, Allahü teâlâ ona mutlaka diğer amellerini düzeltmesini ihsân eder?
Bir defâsında halîfe EnNâsır tebdîli kıyâfet yaparak yoksul bir kimse kılığında Abdülmugîs bin Züheyr (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri*nin ziyâretine gitti Abdülmugîs hazretleri halîfeyi o kıyâfette tanıdıysa da kesin etmedi Halîfe; Yezîd´e lânet etmenin câiz olup olmadığını öğren*mek istiyorumdedi Abdülmugîs hazretleri; Ben bizzat lânet edilme*sine karşıyım Çünkü bu meseleye câiz diye fetvâ verecek olursak, in*sanlar şimdiki halîfeyi de lânetleme cesâretini bulurlarcevâbını verdi Halîfe; Niçin?diye sordu Abdülmugîs hazretleri; Çünkü halîfe, nahoş bazı işleri yapmaktadırdiyerek halîfenin hatâlarını îmâ etti Bundan gâyesi, halîfeyi bu fena ve çirkin işlerinden vaz geçirmekti Halîfe bu sözleri duyunca yaptıklarına pişman oldu
Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin İyâd (rahmetullahi teâlâ aleyh) lânet etmekten sakındırırdı Her kim bir binek ve önem hayvanına, lânet olsun, derse, o hayvan (hâl diliyle) der ki: Âmin, lâkin ulu Allah´a han*gimiz daha pozitif âsi ise, lânet onun üzerine olsun!der buyurdu
Yine buyurdu ancak: Kim, din kardeşi için diliyle sevgi ve hulûs gösterir de içinden ona düşmanlık ve kin beslerse, Allah ona lânet eder, dilsiz yapar ve yürek gözünü köreltir
*
Evliyânın önde gelenlerinden Ebü´lFadl Ahmedî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri, mahluklara fena laf sarfetmekten sakındırırdı Bu hu*susta; ?Allahü teâlânın yarattıklarından hiç kimseye sövmeyin Şâyet fena söz sarfederseniz bir bakıma kendinizi üstün tutmuş olursunuz Daha Sonra da sonunuzun ne olacağını bilemezsiniz buyurdu?
Tâbiîn devrinde Kûfe?de yetişen büyük âlim ve velîlerden Rebî bin Haysem (rahmetullahi teâlâ aleyh) kimseyle çekişme etmez, kimseye fena söylemezdi Bir gün kendisine biri fena sözler söyleyince, ona; ?Söylediklerini Allahü teâlâ duyuyor Şâyet ben, Cennet ile aramdaki güçlükleri aşıp Cennet?e girersem, senin sözlerinin bana zararı yoktur Sırat köprüsünden geçemezsem, anlarım ama; söylediklerinden de fena bir insanım? buyurdu
Tâbiînin büyüklerinden, meşhûr bir âlim ve velî Şa´bî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerine birisi kötü sözler söyledi Bunun üstüne; Hak*kımdaki bu sözlerin doğru ise, Allahü teâlâ beni affetsin Doğru değil de, yalan söylüyorsan, Allahü teâlâ seni affetsindedi
Tâbiînin büyüklerinden, ilim ve hikmet sâhibi bir velî Yûnus bin Ubeyd (rahmetullahi teâlâ aleyh) sohbetlerinde buyurdular fakat: ?Yerinde*suz bir sözü terk etmek, nefse bir gün oruç tutmaktan daha ağır gelir Ben, çok sıcak bir günde, insanları çekiştirmemeyi, ahali hakkında uygunsuz sözler söylememeyi, o gün oruç yakalamak ile mukâyese ettim O sıcak havada oruç tutmanın dili tutmaktan daha basit geldiğini gördüm?
?İki şey var fakat, bunlar bir kimsede tamamlanmış olursa, o kimsenin öteki tüm hâlleri bu iki hâli sâyesinde tamam olur Birincisi, namazı vaktinde kılacak İkincisi, dilini kötü ve boşboğaz sözlerden koruyacak Bir kimse dilini düşüncesiz sözlerden koruyabilirse, Allahü teâlâ ona mutlaka diğer amellerini düzeltmesini ihsân eder?
Bir defâsında halîfe EnNâsır tebdîli kıyâfet yaparak yoksul bir kimse kılığında Abdülmugîs bin Züheyr (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri*nin ziyâretine gitti Abdülmugîs hazretleri halîfeyi o kıyâfette tanıdıysa da kesin etmedi Halîfe; Yezîd´e lânet etmenin câiz olup olmadığını öğren*mek istiyorumdedi Abdülmugîs hazretleri; Ben bizzat lânet edilme*sine karşıyım Çünkü bu meseleye câiz diye fetvâ verecek olursak, in*sanlar şimdiki halîfeyi de lânetleme cesâretini bulurlarcevâbını verdi Halîfe; Niçin?diye sordu Abdülmugîs hazretleri; Çünkü halîfe, nahoş bazı işleri yapmaktadırdiyerek halîfenin hatâlarını îmâ etti Bundan gâyesi, halîfeyi bu fena ve çirkin işlerinden vaz geçirmekti Halîfe bu sözleri duyunca yaptıklarına pişman oldu
Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin İyâd (rahmetullahi teâlâ aleyh) lânet etmekten sakındırırdı Her kim bir binek ve önem hayvanına, lânet olsun, derse, o hayvan (hâl diliyle) der ki: Âmin, lâkin ulu Allah´a han*gimiz daha pozitif âsi ise, lânet onun üzerine olsun!der buyurdu
Yine buyurdu ancak: Kim, din kardeşi için diliyle sevgi ve hulûs gösterir de içinden ona düşmanlık ve kin beslerse, Allah ona lânet eder, dilsiz yapar ve yürek gözünü köreltir
*