Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
MUVAFFAKIYETIN PÜRÜZÜ YORGUNLUK
Yaşadığımız yüzyıl malumat, muhabere çağı, dahası ağır bir yarışma ortamı. Bu durumda iş ve çevre ömrünüzde değişim ve gelişme göstermeniz gerekiyor. Çalışma ortamınız ne olursa olsun, yeni gelişmeleri siz göstermiyorsanız, devranla duraklama ve gerileme kendini gösterecektir. Ayakta kalabilmek için iş hayatında ve toplumsal hayatta başarılı olmak durumundayız. Muvaffakiyet için, sıhhatimiz her şeyin önünde bölge alıyor. Bedenen ve ruhen bütünsel olarak sağlıklı durumdaysak; kendimiz, ailemiz, iş hayatımız ve içtimaî muhitimiz için şık şeyler yapabilir, verimliliğimizi arttırabiliriz. İş ortamındaki yarışma, sağlıklı ve dinç kalmayı, motive olmayı gerektiriyor. Gerilimli işlerde çalışanların şikayet ettikleri en değerli husus yorgunluk. Yorgunluk başarıyı engelliyor, iş gücü ve devir kaybı üzerinden ekonomik kayba neden oluyor. Sonuçta; devamlı yorgunluk durumu toplumsal muhit ve iş hayatının değerli bir sıhhat sorunu olarak gündeme gelmektedir.
Yorgunluk; toplulukta yaygın olarak görülen kuvvet eksikliği olarak tanımlanabilecek, umumide süreksiz bir durumdur. Üretken yaştakiler, bilhassa de gerilim yoğunluğu ziyade başkan grubundakiler daha ziyade etkilenmektedir. Bu durum hakkında haberli olmak kollayıcı önlemleri almak muvaffakiyetin kıymetli bir ögesidir. Altı ayı aşan müddettir devamlı bir yorgunluk hissediyorsanız kesinlikle ilgili bir tabibe başvurmalısınız. Sıhhatinizin bozulduğu bu tabloda; etrafınızla toplumsal iletişiminizde bozulma ile birlikte iş hayatı ve hususî hayatınızda da farkında olmadan çeşitli kayıplara uğrarsınız.
Topluluktaki bireylerin %20-40'ı ya¬şamlarında bir periyot yorgunluk ile karşılaşırlar. Bunlarda yorgunluğun illete dönüşüp mütemadi hale gelmesi % 18 orantısında görülür. Yorgunluk, tıbbi nedenler¬le açıklanamıyor ve en az 6 aydır devam ediyorsa kronik (süregelen) bir hastalık haline gelmiştir. Bu tablo yaygın ismiyle Kronik Yorgunluk Sendromu(KYS), yeni ismiyle Kronik Nöroendokrin İmmün Disfonksiyon olarak isimlendirilir.
Yorgunluk; artık muvakkat bir kuvvet eksikliği değildir. Kişinin kişisel, içtimaî, mesleksel, ruhsal fonksiyonlarını kısıtlayan, daima yorgunluk ile belirlenen bir hastalıktır. Yorgunluğa; immünolojik (allerjik), romatizmal (eklem, bel, sırt, kas ağrıları), ve nöropsikiyatrik (uyku bozukluğu, konsan¬trasyon güçlüğü, öğrenme-bellek kusurları, öfke patlamaları) şikayetler de eşlik eder. KYS, birçok sistemi etkilediğinden, baş¬ka hastalıklarda da görebileceğimiz çok sayıda belirti ve şikayete neden olur. Bu nedenle hastalara tanı konulması ve tedavi edilmesi nispeten zordur. Marazın sebebi ortaya konulamamış olmakla birlikte, temel sorunun bağışıklık sistemindeki zayıflama olduğu ileri sürülmüş ve buna da viral enfeksiyonların, beslenme zayıflıklarının ve kimyasal madde¬lerin yol açabileceği düşünülmüştür. Lakin bu mülahaza gereğince ispatlanamamıştır. Müspet bulguların daha sarih olduğu başka bir yaklaşım ise; hormonal işlev bozukluğudur. Hormonal salgılanma yahut hücre cevabında bir bozukluk laf mevzusudur. KYS hastalarında; hormonal değişiklikler laboratuvar pahaları olarak da saptanmıştır.
Süregelen, gerilim oluşturan, zararlı, ikazlar (ruhsal, fizikî, kimyasal, manyetik, elektriksel) yahut travma; hormonal işlev bozukluğuna neden olabilir. Hormonal aktivitenin ehliyetsiz olması durumunda otoimmün bozukluklar, kronik ağrı illetleri ve alerjik şikayetler oluşabilir. Bu durumdaki bireylere, myalji, fibromyalji, lumbalji, myofasial sendrom, kronik ağrı sendromu, alerji, depresyon ve anksiete üzere yanıltıcı tanılar konulabilir. Tedavinin geciktiği durumlarda kalp-damar marazları, uyku bozuklukları, cinsî işlev bozuklukları, spastik kolon (süregelen kabızlık, şişkinlik) sendromu oluşması kolaylaşmaktadır. Bu cins hastalıklarda tedaviye direnç durumu KYS'yi işaret etmektedir.
KYS, başlangıçta(1893) "Nevrasteni" ismi verilen nöro-psikiyatrik bir tablo olarak tanımlanmıştır. Garp tıbbında ruhsal kökenli olduğu düşünüldüğünden, ruhsal tedavi önerilmiştir. Şarkta illetin daha çok fi¬ziksel asıllı olduğu düşünülmüş, istirahat ve fizik tedavi yöntem¬leri uygulanmıştır.
Gelinen noktada KYS ile baş etmenin en yeterli yolu bu illetten korunmaktır. Korunma sistemleri; keyifli hayat, günlük egzersiz, doğal beslenme, zararlı hususlardan arınma ve korunma üzere yaşamsal düzenlemelerdir.
Sistemli Keyifli Hayat;
Öncelikle planlı ömür gerekiyor. Malûm vadeler içerisinde çalışmamız, yemeğe (özellikle kahvaltı), dinlenmeye vakit ayırmamız gerekiyor. Nizamlı uyku saati, günlük, haftalık ve yıllık dinlenme devirleri kesinlikle planlanmalıdır. Hususî yaşantısına, partiye ve dinlenmeye hengam ayırmayanların kısa mühlet içerisinde verimliliklerinin düştüğü görülüyor.
Günlük Egzersiz;
Ömür ritmi istikrarı için günlük en az 20 dakikalık egzersiz yapmak çok kıymetlidir. Uğraşlı olmayan, tempolu egzersizler (yürüyüş, jimnastik, yüzme, bisiklet) vücut ritmini ayarlamayı kolaylaştırıyor. Çalışma gününün akabinde yapılan egzersizler dinlenmeye ekte bulunuyor. Egzersizlerin zararlı manyetik ve elektriksel sahalar dışında doğal ortamda yapılması daha ziyade yarar sağlıyor.
Egzersiz
Sağlıklı olabilmek için kalori değil, besin kıymeti yüksek doğal beslenmeyi tercih etmek gerekir. Rafine edilmiş, ekli endüstriyel besinlerden olabildiğince sakınılmalıdır. Bağırsak florasına eği cihetinden yoğurt sıkça tüketilmesi önerilen bir besindir. Başkaca, sigara, egsoz gazı, ağır metallerin gaz formları ve gibisi zararlı hususlardan korunmak gerekmektedir.
Günümüzde yorgunlukla başa çıkmak için mahsusen denetimsiz vitamin tasarrufu artmıştır. Birtakım vitaminler vücutta depolanabilmektedir. Bu durumda vitaminin daima ve ziyade alınması yarar alanına zarar verebiliyor. Vitaminleri besinlerden gereğince alamıyorsanız bir doktor tarafından muayene ile kıymetlendirilerek ilaç biçiminde alınması yararlıdır.
Beslenme
Zararlı muhitten korunma;
Hormonal işlev bozukluğuna sebep olabilecek (ruhsal, fizikî, kimyasal, manyetik, elektriksel, gerilim ikazları yahut travmatik) etkenler saptanmalıdır. Bunlardan uzaklaşılması yahut önlemlerin alınması gerekmektedir. Fizikî etkenlerin değiştirilmesi, kimyasal etkenlerden korunma, elektrik ve manyetik alan önleyicilerin kullanılması yapılabilecek pratiklerdir.
Ruhsal korunma;
Psikoanalitik yaklaşımlarla olumlu mülahaza yapısı oluşturma, işyerindeki gerilimle uğraş yollarının kullanılması yararlı olacaktır. Optimist düşünme ve bakış açısı oluşturma, kuvvet verici ve yorgunluk giderici sihirli bir ilaç üzere kullanılmalıdır.
İlaç ve Girişimsel Tedaviler;
Ayrıntılı bir hikaye, muayene ve laboratuvar incelenmesinden sonra belirlenen nedene yönelik tedaviler yapılır. Kan tetkiklerinde tespit edilen bozukluklar için gerekli tedaviler planlanmalıdır.
Ek edilecek en tesirli tamamlayıcı tedaviler; beslenme ve bağırsak flora düzenlenmesi, egzersiz, bilişsel davranışsal yaklaşım ve nöralterapi, ozonterapi üzere girişimsel tedavilerdir. Şikayetlerin sarih olduğu durumlarda tedavinin süratli olması ve hormon bezlerinin kendi kendini düzenlemesi(regülasyon) için girişimsel tedaviler uygulanır. Nöralterapi prosedürü ile hipofiz, tiroid, sürrenal ve genital hormon bezlerine yapılacak teşebbüsler hormonal istikrarın tekrar kurulmasını kolaylaştıracaktır. Tekrar bağırsak florasının bozulması yahut kimi yiyeceklere hassaslık varsa bunların düzenlenmesi tedaviyi hızlandırır. Bozucu alan oluşturabilecek geçirilmiş travma ve ameliyat ortamlarının nöralterapi ile reğülasyonu sağlanmalıdır. Tedavinin devamlılığı esirgeyici sistemlerin kullanılmasıyla oluşturulmalıdır. Vitamin ve mineral desteğiyle yahut antidepresan ilaçlarla kalıcı tedavi beklemek ziyade optimist bir yaklaşım olacaktır.
Nöralterapi
Bütünsel Yaklaşım
Öbür Tamamlayıcı tedaviler;
Manyetik ve elektriksel etkilenmeler KYS'ye sebep olmuş ise biorezonans manyetik alan tedavileri ek edilmelidir. Ozonterapi tedavisi akut devirlerde ve süratli rahatlamaya muhtaçlık duyulan erken periyotlarda uygulanabilecek muvakkat tamamlayıcı tedavilerdendir.
Sonuç olarak; KYSnin tanısı ve tedavisi güçlükler içermektedir. Tesirli tek bir teknikten bahsetmek mümkün değildir. Tedavide sebebe yönelik bütünsel yaklaşımlar kullanılmalı, gözetici formüllerle kalıcılık sağlanmalıdır. Yalnızca şikayetleri azaltacak ilaç tedavilerine başvurmak, vitamin-mineral-antidepresan-ağrı kesici ilaç kombinasyonlarından yarar beklemek marazın ilerlemesine taban oluşturacaktır.
KYS' nin tanı ve tedavisi güç lakin imkansız değildir. Biz doktorlara düşen; KYS' yi tanımak, yalnızca ruhsal diyerek belirtileri geçiştirmemek, korunma prosedürlerini ve tamamlayıcı tedavileri uygulamak yahut uygulayan kompetan ve merkezlere yönlendirmektir.
Ağrı Merkezimizde hasta bütünsel olarak ele alınmakta, hami ve girişimsel tüm tedaviler bir arada uygulanmaktadır.
Yaşadığımız yüzyıl malumat, muhabere çağı, dahası ağır bir yarışma ortamı. Bu durumda iş ve çevre ömrünüzde değişim ve gelişme göstermeniz gerekiyor. Çalışma ortamınız ne olursa olsun, yeni gelişmeleri siz göstermiyorsanız, devranla duraklama ve gerileme kendini gösterecektir. Ayakta kalabilmek için iş hayatında ve toplumsal hayatta başarılı olmak durumundayız. Muvaffakiyet için, sıhhatimiz her şeyin önünde bölge alıyor. Bedenen ve ruhen bütünsel olarak sağlıklı durumdaysak; kendimiz, ailemiz, iş hayatımız ve içtimaî muhitimiz için şık şeyler yapabilir, verimliliğimizi arttırabiliriz. İş ortamındaki yarışma, sağlıklı ve dinç kalmayı, motive olmayı gerektiriyor. Gerilimli işlerde çalışanların şikayet ettikleri en değerli husus yorgunluk. Yorgunluk başarıyı engelliyor, iş gücü ve devir kaybı üzerinden ekonomik kayba neden oluyor. Sonuçta; devamlı yorgunluk durumu toplumsal muhit ve iş hayatının değerli bir sıhhat sorunu olarak gündeme gelmektedir.
Yorgunluk; toplulukta yaygın olarak görülen kuvvet eksikliği olarak tanımlanabilecek, umumide süreksiz bir durumdur. Üretken yaştakiler, bilhassa de gerilim yoğunluğu ziyade başkan grubundakiler daha ziyade etkilenmektedir. Bu durum hakkında haberli olmak kollayıcı önlemleri almak muvaffakiyetin kıymetli bir ögesidir. Altı ayı aşan müddettir devamlı bir yorgunluk hissediyorsanız kesinlikle ilgili bir tabibe başvurmalısınız. Sıhhatinizin bozulduğu bu tabloda; etrafınızla toplumsal iletişiminizde bozulma ile birlikte iş hayatı ve hususî hayatınızda da farkında olmadan çeşitli kayıplara uğrarsınız.
Topluluktaki bireylerin %20-40'ı ya¬şamlarında bir periyot yorgunluk ile karşılaşırlar. Bunlarda yorgunluğun illete dönüşüp mütemadi hale gelmesi % 18 orantısında görülür. Yorgunluk, tıbbi nedenler¬le açıklanamıyor ve en az 6 aydır devam ediyorsa kronik (süregelen) bir hastalık haline gelmiştir. Bu tablo yaygın ismiyle Kronik Yorgunluk Sendromu(KYS), yeni ismiyle Kronik Nöroendokrin İmmün Disfonksiyon olarak isimlendirilir.
Yorgunluk; artık muvakkat bir kuvvet eksikliği değildir. Kişinin kişisel, içtimaî, mesleksel, ruhsal fonksiyonlarını kısıtlayan, daima yorgunluk ile belirlenen bir hastalıktır. Yorgunluğa; immünolojik (allerjik), romatizmal (eklem, bel, sırt, kas ağrıları), ve nöropsikiyatrik (uyku bozukluğu, konsan¬trasyon güçlüğü, öğrenme-bellek kusurları, öfke patlamaları) şikayetler de eşlik eder. KYS, birçok sistemi etkilediğinden, baş¬ka hastalıklarda da görebileceğimiz çok sayıda belirti ve şikayete neden olur. Bu nedenle hastalara tanı konulması ve tedavi edilmesi nispeten zordur. Marazın sebebi ortaya konulamamış olmakla birlikte, temel sorunun bağışıklık sistemindeki zayıflama olduğu ileri sürülmüş ve buna da viral enfeksiyonların, beslenme zayıflıklarının ve kimyasal madde¬lerin yol açabileceği düşünülmüştür. Lakin bu mülahaza gereğince ispatlanamamıştır. Müspet bulguların daha sarih olduğu başka bir yaklaşım ise; hormonal işlev bozukluğudur. Hormonal salgılanma yahut hücre cevabında bir bozukluk laf mevzusudur. KYS hastalarında; hormonal değişiklikler laboratuvar pahaları olarak da saptanmıştır.
Süregelen, gerilim oluşturan, zararlı, ikazlar (ruhsal, fizikî, kimyasal, manyetik, elektriksel) yahut travma; hormonal işlev bozukluğuna neden olabilir. Hormonal aktivitenin ehliyetsiz olması durumunda otoimmün bozukluklar, kronik ağrı illetleri ve alerjik şikayetler oluşabilir. Bu durumdaki bireylere, myalji, fibromyalji, lumbalji, myofasial sendrom, kronik ağrı sendromu, alerji, depresyon ve anksiete üzere yanıltıcı tanılar konulabilir. Tedavinin geciktiği durumlarda kalp-damar marazları, uyku bozuklukları, cinsî işlev bozuklukları, spastik kolon (süregelen kabızlık, şişkinlik) sendromu oluşması kolaylaşmaktadır. Bu cins hastalıklarda tedaviye direnç durumu KYS'yi işaret etmektedir.
KYS, başlangıçta(1893) "Nevrasteni" ismi verilen nöro-psikiyatrik bir tablo olarak tanımlanmıştır. Garp tıbbında ruhsal kökenli olduğu düşünüldüğünden, ruhsal tedavi önerilmiştir. Şarkta illetin daha çok fi¬ziksel asıllı olduğu düşünülmüş, istirahat ve fizik tedavi yöntem¬leri uygulanmıştır.
Gelinen noktada KYS ile baş etmenin en yeterli yolu bu illetten korunmaktır. Korunma sistemleri; keyifli hayat, günlük egzersiz, doğal beslenme, zararlı hususlardan arınma ve korunma üzere yaşamsal düzenlemelerdir.
Sistemli Keyifli Hayat;
Öncelikle planlı ömür gerekiyor. Malûm vadeler içerisinde çalışmamız, yemeğe (özellikle kahvaltı), dinlenmeye vakit ayırmamız gerekiyor. Nizamlı uyku saati, günlük, haftalık ve yıllık dinlenme devirleri kesinlikle planlanmalıdır. Hususî yaşantısına, partiye ve dinlenmeye hengam ayırmayanların kısa mühlet içerisinde verimliliklerinin düştüğü görülüyor.
Günlük Egzersiz;
Ömür ritmi istikrarı için günlük en az 20 dakikalık egzersiz yapmak çok kıymetlidir. Uğraşlı olmayan, tempolu egzersizler (yürüyüş, jimnastik, yüzme, bisiklet) vücut ritmini ayarlamayı kolaylaştırıyor. Çalışma gününün akabinde yapılan egzersizler dinlenmeye ekte bulunuyor. Egzersizlerin zararlı manyetik ve elektriksel sahalar dışında doğal ortamda yapılması daha ziyade yarar sağlıyor.
Egzersiz
Sağlıklı olabilmek için kalori değil, besin kıymeti yüksek doğal beslenmeyi tercih etmek gerekir. Rafine edilmiş, ekli endüstriyel besinlerden olabildiğince sakınılmalıdır. Bağırsak florasına eği cihetinden yoğurt sıkça tüketilmesi önerilen bir besindir. Başkaca, sigara, egsoz gazı, ağır metallerin gaz formları ve gibisi zararlı hususlardan korunmak gerekmektedir.
Günümüzde yorgunlukla başa çıkmak için mahsusen denetimsiz vitamin tasarrufu artmıştır. Birtakım vitaminler vücutta depolanabilmektedir. Bu durumda vitaminin daima ve ziyade alınması yarar alanına zarar verebiliyor. Vitaminleri besinlerden gereğince alamıyorsanız bir doktor tarafından muayene ile kıymetlendirilerek ilaç biçiminde alınması yararlıdır.
Beslenme
Zararlı muhitten korunma;
Hormonal işlev bozukluğuna sebep olabilecek (ruhsal, fizikî, kimyasal, manyetik, elektriksel, gerilim ikazları yahut travmatik) etkenler saptanmalıdır. Bunlardan uzaklaşılması yahut önlemlerin alınması gerekmektedir. Fizikî etkenlerin değiştirilmesi, kimyasal etkenlerden korunma, elektrik ve manyetik alan önleyicilerin kullanılması yapılabilecek pratiklerdir.
Ruhsal korunma;
Psikoanalitik yaklaşımlarla olumlu mülahaza yapısı oluşturma, işyerindeki gerilimle uğraş yollarının kullanılması yararlı olacaktır. Optimist düşünme ve bakış açısı oluşturma, kuvvet verici ve yorgunluk giderici sihirli bir ilaç üzere kullanılmalıdır.
İlaç ve Girişimsel Tedaviler;
Ayrıntılı bir hikaye, muayene ve laboratuvar incelenmesinden sonra belirlenen nedene yönelik tedaviler yapılır. Kan tetkiklerinde tespit edilen bozukluklar için gerekli tedaviler planlanmalıdır.
Ek edilecek en tesirli tamamlayıcı tedaviler; beslenme ve bağırsak flora düzenlenmesi, egzersiz, bilişsel davranışsal yaklaşım ve nöralterapi, ozonterapi üzere girişimsel tedavilerdir. Şikayetlerin sarih olduğu durumlarda tedavinin süratli olması ve hormon bezlerinin kendi kendini düzenlemesi(regülasyon) için girişimsel tedaviler uygulanır. Nöralterapi prosedürü ile hipofiz, tiroid, sürrenal ve genital hormon bezlerine yapılacak teşebbüsler hormonal istikrarın tekrar kurulmasını kolaylaştıracaktır. Tekrar bağırsak florasının bozulması yahut kimi yiyeceklere hassaslık varsa bunların düzenlenmesi tedaviyi hızlandırır. Bozucu alan oluşturabilecek geçirilmiş travma ve ameliyat ortamlarının nöralterapi ile reğülasyonu sağlanmalıdır. Tedavinin devamlılığı esirgeyici sistemlerin kullanılmasıyla oluşturulmalıdır. Vitamin ve mineral desteğiyle yahut antidepresan ilaçlarla kalıcı tedavi beklemek ziyade optimist bir yaklaşım olacaktır.
Nöralterapi
Bütünsel Yaklaşım
Öbür Tamamlayıcı tedaviler;
Manyetik ve elektriksel etkilenmeler KYS'ye sebep olmuş ise biorezonans manyetik alan tedavileri ek edilmelidir. Ozonterapi tedavisi akut devirlerde ve süratli rahatlamaya muhtaçlık duyulan erken periyotlarda uygulanabilecek muvakkat tamamlayıcı tedavilerdendir.
Sonuç olarak; KYSnin tanısı ve tedavisi güçlükler içermektedir. Tesirli tek bir teknikten bahsetmek mümkün değildir. Tedavide sebebe yönelik bütünsel yaklaşımlar kullanılmalı, gözetici formüllerle kalıcılık sağlanmalıdır. Yalnızca şikayetleri azaltacak ilaç tedavilerine başvurmak, vitamin-mineral-antidepresan-ağrı kesici ilaç kombinasyonlarından yarar beklemek marazın ilerlemesine taban oluşturacaktır.
KYS' nin tanı ve tedavisi güç lakin imkansız değildir. Biz doktorlara düşen; KYS' yi tanımak, yalnızca ruhsal diyerek belirtileri geçiştirmemek, korunma prosedürlerini ve tamamlayıcı tedavileri uygulamak yahut uygulayan kompetan ve merkezlere yönlendirmektir.
Ağrı Merkezimizde hasta bütünsel olarak ele alınmakta, hami ve girişimsel tüm tedaviler bir arada uygulanmaktadır.
