nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Kul Sefili Kimdir,Kul Sefili Hayatı,Kul Sefili Biyografisi,Kul Sefili Eserleri
Çorum'un Sungurlu ilçesinin Beylice Köyünde 1964'te doğdum Fakir bir ailenin üçüncü ve son çocuğuyum İlkokulu köyümde bitirdim, orta öğrenimime 1977'de Ankara Atatürk Lisesin de yatılı olarak başladım Ortaokulu başarıyla bitirdim, liseyi de bazı siyasi nedenlerden dolayı bırakmak zorunda kaldım Öğrencilik hayatımı da noktalamış oldum Öğrencilik hayatım sona erdikten sonradan, önce inşaatlarda amelelik, sonradan sanatçı olarak çalışmamı sürdürdüm Ortaokul yıllarımda Halk Müziği şiiri türünden şiirler yazmaya başladım Şiire başlamam, etüt hocamızın duvar gazetesine asılması amacıyla herkesin kitap konulu bir şiir yazmasını istemesiyle başladı daha sonra da lise üstelik edebiyat hocamızın mani yazmamızı istemesiyle pekişerek devam etti Bu güne dek bazı içerikler değiştirerek geldi
O yıllarda, aşk ve güzellikler üzerine yazmaya çalışırken, daha sonraları siyasi bilincimi kazanmamla beraber sosyal açıdan toplumsal içerikli şiirler yazmaya başladım Bu dönüşümde, Üstat Aşık İhsani'nin bende etkisi vardır Başlıca, kendine halk müziği ozanıyım diyen kişide, aralıksız tasavvuf içerikli ya da aşk, sevda şiirleri üzerinde yoğunlaşıyorsa bunu ben eksiklik sayarım Çünkü millet ozanı düzenle barışık olamaz, özelliklede böylesi kapitalist düzenle hiç mi hiç barışık olamaz O nedenle ahali ozanı, halkı düzene karşısında savunmalıdır Onun derdini, çilesini anlatmalıdır Bende bunları Aşık İhsani de fazlasıyla gördüğüm için onu kendime rehber edindim 1990 yılında Ankara millet ozanları derneğine üye oldum İstanbul'a taşındıktan sonradan irtibatım koptu 2001 yılı içerisinde fazla sevdiğim ozan arkadaşım Nesimi Şahindokuyucu'nun önerisi üzerine Halk Ozanları Kültür Vakfına aza oldum
Mustafa Suphi isimli bundan başka oğlum var Hemen Şimdi 8 buçuk aylık Çalışmalarım devam etmektedir Millet ozanlığı üzerine araştırmalarımda mevcuttur
ÖMRÜME DOYMADAN
Yaşım otuz saç ağardı
Ömrüm sana doyamadan
Her telinde hüsran vardı
Ömrüm sana doyamadan
Genç yaşta dişim döküldü
Sızıdan belim büküldü
Kuruyup kanım çekildi
Ömrüm sana doyamadan
Ağrılar çöktü dizime
Çizgiler indi yüzüme
Perde çekildi gözüme
Ömrüm sana doyamadan
Geçti yıllar düştüm bitap
Aylarınan oldum dargın
Kul Sefili gider bir gün
Ömrüm sana doyamadan
DURUR
Dört duvar var benliğimi çeviren
Bir yanı düzene çakılı durur
Fazla soru var şu beynimi kemiren
Bir kaçı kafama takılı durur
Benliğim esirdir, bana tanıdık olmayan
Sorular beynimi kemiren acı
Bu bezginlik bedenim benden davacı
Her gün bir tarafı yıkılı durur
Beynimi kemirir düzenin kurdu
Dört duvar arası olalı yurdu
Türlü yönler ile bedenim yordu
Yarı limon gibi sıkılı durur
Beynime çelikten kapı koydular
Ne var diye içerisin oydular
Her gün akşam bir yanımı soydular
Bir yanımsa yine defalarca saklı durur
O saklı yanımı açamadılar
Bir adım öteye geçemediler
Orda ne var ne değil seçemediler
Yaşantımın orda bir şeklidurur
alıntı *
Çorum'un Sungurlu ilçesinin Beylice Köyünde 1964'te doğdum Fakir bir ailenin üçüncü ve son çocuğuyum İlkokulu köyümde bitirdim, orta öğrenimime 1977'de Ankara Atatürk Lisesin de yatılı olarak başladım Ortaokulu başarıyla bitirdim, liseyi de bazı siyasi nedenlerden dolayı bırakmak zorunda kaldım Öğrencilik hayatımı da noktalamış oldum Öğrencilik hayatım sona erdikten sonradan, önce inşaatlarda amelelik, sonradan sanatçı olarak çalışmamı sürdürdüm Ortaokul yıllarımda Halk Müziği şiiri türünden şiirler yazmaya başladım Şiire başlamam, etüt hocamızın duvar gazetesine asılması amacıyla herkesin kitap konulu bir şiir yazmasını istemesiyle başladı daha sonra da lise üstelik edebiyat hocamızın mani yazmamızı istemesiyle pekişerek devam etti Bu güne dek bazı içerikler değiştirerek geldi
O yıllarda, aşk ve güzellikler üzerine yazmaya çalışırken, daha sonraları siyasi bilincimi kazanmamla beraber sosyal açıdan toplumsal içerikli şiirler yazmaya başladım Bu dönüşümde, Üstat Aşık İhsani'nin bende etkisi vardır Başlıca, kendine halk müziği ozanıyım diyen kişide, aralıksız tasavvuf içerikli ya da aşk, sevda şiirleri üzerinde yoğunlaşıyorsa bunu ben eksiklik sayarım Çünkü millet ozanı düzenle barışık olamaz, özelliklede böylesi kapitalist düzenle hiç mi hiç barışık olamaz O nedenle ahali ozanı, halkı düzene karşısında savunmalıdır Onun derdini, çilesini anlatmalıdır Bende bunları Aşık İhsani de fazlasıyla gördüğüm için onu kendime rehber edindim 1990 yılında Ankara millet ozanları derneğine üye oldum İstanbul'a taşındıktan sonradan irtibatım koptu 2001 yılı içerisinde fazla sevdiğim ozan arkadaşım Nesimi Şahindokuyucu'nun önerisi üzerine Halk Ozanları Kültür Vakfına aza oldum
Mustafa Suphi isimli bundan başka oğlum var Hemen Şimdi 8 buçuk aylık Çalışmalarım devam etmektedir Millet ozanlığı üzerine araştırmalarımda mevcuttur
ÖMRÜME DOYMADAN
Yaşım otuz saç ağardı
Ömrüm sana doyamadan
Her telinde hüsran vardı
Ömrüm sana doyamadan
Genç yaşta dişim döküldü
Sızıdan belim büküldü
Kuruyup kanım çekildi
Ömrüm sana doyamadan
Ağrılar çöktü dizime
Çizgiler indi yüzüme
Perde çekildi gözüme
Ömrüm sana doyamadan
Geçti yıllar düştüm bitap
Aylarınan oldum dargın
Kul Sefili gider bir gün
Ömrüm sana doyamadan
DURUR
Dört duvar var benliğimi çeviren
Bir yanı düzene çakılı durur
Fazla soru var şu beynimi kemiren
Bir kaçı kafama takılı durur
Benliğim esirdir, bana tanıdık olmayan
Sorular beynimi kemiren acı
Bu bezginlik bedenim benden davacı
Her gün bir tarafı yıkılı durur
Beynimi kemirir düzenin kurdu
Dört duvar arası olalı yurdu
Türlü yönler ile bedenim yordu
Yarı limon gibi sıkılı durur
Beynime çelikten kapı koydular
Ne var diye içerisin oydular
Her gün akşam bir yanımı soydular
Bir yanımsa yine defalarca saklı durur
O saklı yanımı açamadılar
Bir adım öteye geçemediler
Orda ne var ne değil seçemediler
Yaşantımın orda bir şeklidurur
alıntı *