Kulluğe Duşen Tohum Hikayesi
Cocuk Masalları Kulluğe Duşen Tohum
Kulluğe Duşen Tohum Masalı Oku
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman icinde kalbur saman icinde develer tellal pireler berber iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken annesinin kozasında uyuyan mini minnacık bir tohumcuk varmış Derdi tasası gamı kederi yokmuş Kozasının icinde guzel guzel uyumaktaymış
Gunlerden bir gun kuvvetli bir fırtına cıkmış Bizim kucuk tohumu annesinin kucağından soke soke almış Katmış onune gunlerce savurmuş Tohumcuk sıcakta terlemiş soğukta uşumuş yağmurda ıslanmış Sonunda ruzgar onu bir kulluğe goturup bırakıvermiş
Kucuk tohum savrulmaktan cok yorgun duştuğu icin atmış kendini kulluğun yumuşak kollarına Tek isteği; biraz huzur biraz dinginlikmiş Ruzgar cok yormuştu ya Dinlenmiş gunlerce kulluğun kollarında Merak bu ya; etrafını seyre dalmış Uzaklarda rengarenk acan cicekleri gormuş Yemyeşil dalları allı morlu cicekleri varmış Ozenmiş birden O da kok salıp dallanıp budaklanmak istemiş
İstediği; birkac damla su imiş Kok salmak icin Beklediği yağmur gecikmemiş damla damla duşmeye başlamış Kucuk tohum kana kana icmiş yağmur sularını sabırla Birazda gun ışığı gorunce catlatmış kozasını cıkarmış başını Kullukten yukarı ağır ağır goğe yukselmeye başlamış Cok mutluymuş kullukte Toprağı tanımadı ya
Nedense; diğer cicekler gibi serpilip buyuyemiyormuş Bedeni cılız cicekleri solgunmuş hep Kokleri de sağlam değilmiş Sallanıp duruyormuş ruzgarda; kavak ağacı gibi Yine de tutunmuş sevgiyle kulluğune
Hic beklemediği bir anda o haşin fırtına yine cıkmış Bizim eğreti duran ciceği sokup almış yerinden Tıpkı annesinin koynundan aldığı gunku gibi Savurmuş yine gunlerce Cicek tam kuruyup olurken bu defa guzel cicekli bir bahceye getirip bırakıvermiş ruzgar
Hayran hayran etrafını seyreden cicek; toprağı tanımş Onun guclu kollarına sere serpe uzanmak istemiş Cunku kulluğe hic benzemiyormuş Ya toprak? Toprağın guzel ciceklerle dolu bir bahcesi olduğu icin bizim solgun ciceğe bakmamış bile Ne git demiş ne kal demiş Toprağın kapısında eşik olmuş cicek; aşıkmış ya Ciceğin sevdası gunden gune karasevdaya donmuş Sararmış solmuş gun gelmiş dayanma gucunu yitirmiş Olmuş cicek Artık toprağın kollarındaymış Gubre olmuş toprağın diğer ciceklerine
Gokten uc elma duşmuş Biri kulluğe biri toprağa biri de ciceğe Ne yazana ne de okuyana kalmamış
Başka masallarda darısı başımıza…
Cocuk Masalları Kulluğe Duşen Tohum
Kulluğe Duşen Tohum Masalı Oku
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman icinde kalbur saman icinde develer tellal pireler berber iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken annesinin kozasında uyuyan mini minnacık bir tohumcuk varmış Derdi tasası gamı kederi yokmuş Kozasının icinde guzel guzel uyumaktaymış
Gunlerden bir gun kuvvetli bir fırtına cıkmış Bizim kucuk tohumu annesinin kucağından soke soke almış Katmış onune gunlerce savurmuş Tohumcuk sıcakta terlemiş soğukta uşumuş yağmurda ıslanmış Sonunda ruzgar onu bir kulluğe goturup bırakıvermiş
Kucuk tohum savrulmaktan cok yorgun duştuğu icin atmış kendini kulluğun yumuşak kollarına Tek isteği; biraz huzur biraz dinginlikmiş Ruzgar cok yormuştu ya Dinlenmiş gunlerce kulluğun kollarında Merak bu ya; etrafını seyre dalmış Uzaklarda rengarenk acan cicekleri gormuş Yemyeşil dalları allı morlu cicekleri varmış Ozenmiş birden O da kok salıp dallanıp budaklanmak istemiş
İstediği; birkac damla su imiş Kok salmak icin Beklediği yağmur gecikmemiş damla damla duşmeye başlamış Kucuk tohum kana kana icmiş yağmur sularını sabırla Birazda gun ışığı gorunce catlatmış kozasını cıkarmış başını Kullukten yukarı ağır ağır goğe yukselmeye başlamış Cok mutluymuş kullukte Toprağı tanımadı ya
Nedense; diğer cicekler gibi serpilip buyuyemiyormuş Bedeni cılız cicekleri solgunmuş hep Kokleri de sağlam değilmiş Sallanıp duruyormuş ruzgarda; kavak ağacı gibi Yine de tutunmuş sevgiyle kulluğune
Hic beklemediği bir anda o haşin fırtına yine cıkmış Bizim eğreti duran ciceği sokup almış yerinden Tıpkı annesinin koynundan aldığı gunku gibi Savurmuş yine gunlerce Cicek tam kuruyup olurken bu defa guzel cicekli bir bahceye getirip bırakıvermiş ruzgar
Hayran hayran etrafını seyreden cicek; toprağı tanımş Onun guclu kollarına sere serpe uzanmak istemiş Cunku kulluğe hic benzemiyormuş Ya toprak? Toprağın guzel ciceklerle dolu bir bahcesi olduğu icin bizim solgun ciceğe bakmamış bile Ne git demiş ne kal demiş Toprağın kapısında eşik olmuş cicek; aşıkmış ya Ciceğin sevdası gunden gune karasevdaya donmuş Sararmış solmuş gun gelmiş dayanma gucunu yitirmiş Olmuş cicek Artık toprağın kollarındaymış Gubre olmuş toprağın diğer ciceklerine
Gokten uc elma duşmuş Biri kulluğe biri toprağa biri de ciceğe Ne yazana ne de okuyana kalmamış
Başka masallarda darısı başımıza…