nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Kur'anı Kerim Peygamberimize Nasıl İndirilmiştir?
Biliyorsunuz, çok eskiden, bütün dünya insanı gibi Mekke halkı da cehaletin zifiri karanlığında, gaflet uykusuna dalmıştı Kâbe ’nin içini dışını 360 dek cansız putla doldurmuş; o putlara tapıyor, onlardan medet umuyorlardı İç dünyalarında şefkat, sadakat, fedakârlık gibi hiçbir erdem yoktu ve işkence tekrar kol geziyordu Gönlü manâsız, kafası manâsız, gece ve gündüzü boş insanlardı Nereden geldiklerini, dünyadaki görevlerinin ne olduğunu ve nereye gideceklerini bilmeyen zavallı yığınlardı
İşte böyle bir zamanda Cenâbı Hakkın rahmeti tecelli etti Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimize (asm) bir Ramazan günü Hira Dağında Cebrail (as) geldi ve vahiy süreci başladı İnsanlığın büyük bir kısmı onunla aydınlandı, gaflet perdeleri yırtıldı Her türlü put, gönül dünyalarında paramparça oldu Büyük insanlık olan İslâmiyet ’le Cennet evine girdiler Kederleri bitti, yerine iki dünyalı bir rahatlık ve mutluluk geldi
Evet, Peygamber Efendimiz Hira ’daki Nur Mağarasında kulluk şerbetini doyasıya içerken, insanlığın bu kara cehaleti kendisini fevkalâde üzüyordu Şayet kurtuluş yollarını düşünüyor, dualar ediyordu Bütün o esnada Cebrail (as) buyurdu ve “Oku dedi Titreyen bir sesle, “Ben okumak bilmem dedi Peygamber Efendimiz Melek onu kucaklayıp takati kesilinceye kadar sıktı ve benzer tatlı sesle, “Oku! dedi Tekrar “Ben okumak bilmem diye yanıt verdi Melek benzer şekilde onu tepeden aşağıya baştan sıktıktan daha sonra “Oku! dedi Üçüncü defasında “Ne okuyayım? deyince, melek, “Yaradan olan Rabbinin adına oku… dedi ve İkra Sûresinin ilk beş ayetini vahyetti Efendimiz de o ayetleri tekrarladı
Peygamber Efendimiz bu olayı şöyle anlatıyor:
“O döndü gitti Ben uykudan uyanır gibi oldum Sanki kalbime bir kitap yazılmıştı Mağaradan çıkıp dağın ortasına geldiğim vakit gökten şöyle bir ses geldi:
“Yâ Muhammed, sen Allah ’ın Resulüsün, ben Cebrail ’im…
Böylece Kur ’ân ’ın birincil beş ayeti inmiş oldu Orada “İkra! yani “Oku! diyordu “Kâinat kitabını Rabbinin namına satır satır oku! İçindeki olayları Onun adına inceleme et! Mânâlarını öğren! buyuruyordu
“İkra! aynı zamanda “Topla! mânâsına da kazanç Yani, Insanlar Allah ’ın mülkünü putlara dağıttılar Sahte güç odaklarına taksim ettiler Sen Allah ’tan diğer hiçbir ilâh yoktur, diyerek, “Yaradan Rabbinin adına topla, onları Rabbine ver
Artık 23 yıl sürecek olan vahiy süresi böylece başlamış oldu ve bu vakit zarfında Kur ’ânı Kerim ayet ayet tamamlandı
Ayetler birincil inmeye başladığında, Peygamber Efendimizden yakın çevresini, aşiretini uyarması isteniyordu Sonradan bildiri dalga dalga dünyaya yayıldı
Peygamber Efendimize (asm) vahiy nasıl geliyordu? Vahyin iniş hemencecik Peygamberimizin hal ve hareketleri nasıldı?
Vahiy, “Cenâbı Hakkın Peygambere şer ’î bir hükmü bildirmesidir ve onun kalbine ilkâsıdır şeklinde tarif edilir Vahiy sesle olduğu gibi, sözle, işaretle, remizle ve yazıyla da olur
Şuarâ Sûresinde “O âlemlerin Rabbinin indirmesidir, sakındırıcılardan olasın diye Ruhu ’lBelirlenmiş onu senin kalbine açık bir Arapça dil ile indirmiştir buyuruluyor Bu ayetten anlıyoruz ama, vahiy, Cebrail (as) vasıtasıyla doğrudan doğruya Peygamber Efendimizin kalbine indirilmiştir Peygamber Efendimiz ara sıra onun sesini işitir, ara sıra de insan suretine bürünmüş vaziyette onunla görüşür, vahyi ondan alırdı
Şurâ Sûresinde ise vahyin keyfiyeti hakkında şöyle buyruluyor: “Vahiy ile ya da perde peşinde, yoksa elçi gönderip ona kendi izniyle dilediği şeyi vahyetmesinden başka bir suretle Allah ’ın konuşması hiçbir insana müyesser olmaz Yüce olan Hakîm Odur
İmamı Buharî de, Hz Aişe ’den vahyin keyfiyeti hakkında şu hadisi şerifi söylenti ediyor:
“Hâris: ‘Ya Resulallah, sana vahiy nasıl geliyor? ’ diye sordu Resulüllah da buyurdu fakat: ‘Bazen bana çıngırak sesi gibi kazanç ki, bana en ağır geleni de budur Benden o hâl zâil olur olmaz Meleğin bana söylediğini ayrıntılarıyla bellemiş olurum Bazen Melek bana bir insan olarak temessül eder Benimle konuşur Ben de söylediğini bellerim ’ Aişe der ama: Soğuğu o kadar şiddetli bir günde kendisine vahiy nâzil olurken görmüşlüğüm vardır: Kendisinden, o hâl geçtiği süre şakaklarından ter akardı
Çeşitli ayet ve hadisi şeriflerden anlıyoruz ki, vahyin 67 mertebesi ve şekli vardır
a Sâdık rüya şeklinde… Peygamber Efendimiz rüyalarını bir sabah aydınlığı kadar âşikar görürdü
b Uyanıkken Melek görünmeksizin Peygamber Efendimizin kalbine ilka edilmesi şeklinde…
c Meleğin bir insan suretinde temessül etmesi biçiminde…
d Meleğin bir çan sesi gibi hitap etmesi şeklinde…
e Meleğin esas suretinde görünmesi biçiminde… Efendimiz Cebrail ’i vahyin ilk başlangıcında ve Miraçta edinmek üzere iki defa böyle görmüştü
f Cenâbı Hakkın Miraç gecesinde Peygamber Efendimize ilk elden vahyetmesi şeklinde Beş süre namaz ve Bakara Sûresinin son ayetleri böyle vahyolundu
*
Biliyorsunuz, çok eskiden, bütün dünya insanı gibi Mekke halkı da cehaletin zifiri karanlığında, gaflet uykusuna dalmıştı Kâbe ’nin içini dışını 360 dek cansız putla doldurmuş; o putlara tapıyor, onlardan medet umuyorlardı İç dünyalarında şefkat, sadakat, fedakârlık gibi hiçbir erdem yoktu ve işkence tekrar kol geziyordu Gönlü manâsız, kafası manâsız, gece ve gündüzü boş insanlardı Nereden geldiklerini, dünyadaki görevlerinin ne olduğunu ve nereye gideceklerini bilmeyen zavallı yığınlardı
İşte böyle bir zamanda Cenâbı Hakkın rahmeti tecelli etti Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimize (asm) bir Ramazan günü Hira Dağında Cebrail (as) geldi ve vahiy süreci başladı İnsanlığın büyük bir kısmı onunla aydınlandı, gaflet perdeleri yırtıldı Her türlü put, gönül dünyalarında paramparça oldu Büyük insanlık olan İslâmiyet ’le Cennet evine girdiler Kederleri bitti, yerine iki dünyalı bir rahatlık ve mutluluk geldi
Evet, Peygamber Efendimiz Hira ’daki Nur Mağarasında kulluk şerbetini doyasıya içerken, insanlığın bu kara cehaleti kendisini fevkalâde üzüyordu Şayet kurtuluş yollarını düşünüyor, dualar ediyordu Bütün o esnada Cebrail (as) buyurdu ve “Oku dedi Titreyen bir sesle, “Ben okumak bilmem dedi Peygamber Efendimiz Melek onu kucaklayıp takati kesilinceye kadar sıktı ve benzer tatlı sesle, “Oku! dedi Tekrar “Ben okumak bilmem diye yanıt verdi Melek benzer şekilde onu tepeden aşağıya baştan sıktıktan daha sonra “Oku! dedi Üçüncü defasında “Ne okuyayım? deyince, melek, “Yaradan olan Rabbinin adına oku… dedi ve İkra Sûresinin ilk beş ayetini vahyetti Efendimiz de o ayetleri tekrarladı
Peygamber Efendimiz bu olayı şöyle anlatıyor:
“O döndü gitti Ben uykudan uyanır gibi oldum Sanki kalbime bir kitap yazılmıştı Mağaradan çıkıp dağın ortasına geldiğim vakit gökten şöyle bir ses geldi:
“Yâ Muhammed, sen Allah ’ın Resulüsün, ben Cebrail ’im…
Böylece Kur ’ân ’ın birincil beş ayeti inmiş oldu Orada “İkra! yani “Oku! diyordu “Kâinat kitabını Rabbinin namına satır satır oku! İçindeki olayları Onun adına inceleme et! Mânâlarını öğren! buyuruyordu
“İkra! aynı zamanda “Topla! mânâsına da kazanç Yani, Insanlar Allah ’ın mülkünü putlara dağıttılar Sahte güç odaklarına taksim ettiler Sen Allah ’tan diğer hiçbir ilâh yoktur, diyerek, “Yaradan Rabbinin adına topla, onları Rabbine ver
Artık 23 yıl sürecek olan vahiy süresi böylece başlamış oldu ve bu vakit zarfında Kur ’ânı Kerim ayet ayet tamamlandı
Ayetler birincil inmeye başladığında, Peygamber Efendimizden yakın çevresini, aşiretini uyarması isteniyordu Sonradan bildiri dalga dalga dünyaya yayıldı
Peygamber Efendimize (asm) vahiy nasıl geliyordu? Vahyin iniş hemencecik Peygamberimizin hal ve hareketleri nasıldı?
Vahiy, “Cenâbı Hakkın Peygambere şer ’î bir hükmü bildirmesidir ve onun kalbine ilkâsıdır şeklinde tarif edilir Vahiy sesle olduğu gibi, sözle, işaretle, remizle ve yazıyla da olur
Şuarâ Sûresinde “O âlemlerin Rabbinin indirmesidir, sakındırıcılardan olasın diye Ruhu ’lBelirlenmiş onu senin kalbine açık bir Arapça dil ile indirmiştir buyuruluyor Bu ayetten anlıyoruz ama, vahiy, Cebrail (as) vasıtasıyla doğrudan doğruya Peygamber Efendimizin kalbine indirilmiştir Peygamber Efendimiz ara sıra onun sesini işitir, ara sıra de insan suretine bürünmüş vaziyette onunla görüşür, vahyi ondan alırdı
Şurâ Sûresinde ise vahyin keyfiyeti hakkında şöyle buyruluyor: “Vahiy ile ya da perde peşinde, yoksa elçi gönderip ona kendi izniyle dilediği şeyi vahyetmesinden başka bir suretle Allah ’ın konuşması hiçbir insana müyesser olmaz Yüce olan Hakîm Odur
İmamı Buharî de, Hz Aişe ’den vahyin keyfiyeti hakkında şu hadisi şerifi söylenti ediyor:
“Hâris: ‘Ya Resulallah, sana vahiy nasıl geliyor? ’ diye sordu Resulüllah da buyurdu fakat: ‘Bazen bana çıngırak sesi gibi kazanç ki, bana en ağır geleni de budur Benden o hâl zâil olur olmaz Meleğin bana söylediğini ayrıntılarıyla bellemiş olurum Bazen Melek bana bir insan olarak temessül eder Benimle konuşur Ben de söylediğini bellerim ’ Aişe der ama: Soğuğu o kadar şiddetli bir günde kendisine vahiy nâzil olurken görmüşlüğüm vardır: Kendisinden, o hâl geçtiği süre şakaklarından ter akardı
Çeşitli ayet ve hadisi şeriflerden anlıyoruz ki, vahyin 67 mertebesi ve şekli vardır
a Sâdık rüya şeklinde… Peygamber Efendimiz rüyalarını bir sabah aydınlığı kadar âşikar görürdü
b Uyanıkken Melek görünmeksizin Peygamber Efendimizin kalbine ilka edilmesi şeklinde…
c Meleğin bir insan suretinde temessül etmesi biçiminde…
d Meleğin bir çan sesi gibi hitap etmesi şeklinde…
e Meleğin esas suretinde görünmesi biçiminde… Efendimiz Cebrail ’i vahyin ilk başlangıcında ve Miraçta edinmek üzere iki defa böyle görmüştü
f Cenâbı Hakkın Miraç gecesinde Peygamber Efendimize ilk elden vahyetmesi şeklinde Beş süre namaz ve Bakara Sûresinin son ayetleri böyle vahyolundu
*