imageskuranikerimemuhtaciz5ad2e4ee800b2
Kur'an'a muhtacız
S Saki EROL
Yuce Rabbimiz, insanoğlunu yaratılmışların en şereflisi kılmıştır Akıl, duşunme, konuşma, faydayı zararlıdan ayırabilme gibi kabiliyetler vermiş, her biri cihandeğer nimetlerle bedeni ve ruhi varlığımızı donatmıştır Dunyayı insana beşik kılmış, ucsuz bucaksız kainatı ve icindekileri insanın emrine, hizmetine sunmuştur Yeryuzu ve icindeki butun varlıklar insanoğluna itaat ediyor, Toprak, su, hava, hayvanlar, bitkiler, ay, guneş, yıldızlar, gece ve gunduz Her şey Cenabı RabbulAleminin yarattığı gaye istikametinde insanlara hizmet veriyor
Rabbimiz nimetlerini bunlarla da bitirmemiş, hayatın karanlık yollarında yururken onumuzu aydınlatmak icin uyacağımız iman, ibadet ve ahlak kurallarını da bildirmiştir Bunca nimetleri bizlere bahşeden Yuce Mevlamıza nasıl kulluk edeceğimizi, nicin yaratıldığımızı, nerede ve ne diye bulunduğumuzu, yolculuğumuzun nereye doğru surup gittiğini, bu dunya otesinde nelerle karşılaşacağımızı, gonderdiği peygamberleri ve bu peygamberleri aracılığı ile bizlere ulaştırdığı kitapları vasıtasıyla bildirmiş, oğretmiştir
Bildiğimiz ve iman ettiğimiz gibi, yuce Allah insanlara ilk vahyini, ilk peygamber ve ilk insan olan Hz Adem (AS) vasıtasıyla ulaştırmış, ilahi vahyin son ve en mukemmel halkasını teşkil eden Kuranı Kerimi alemlere rahmet olarak gonderilen Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (AS) aracılığı ile bizlere iletmiştir
Rabbimizin insanlığa son mesajı Kuranı Kerim, Onunla kulları arasındaki kopmaz ilahi bir bağdır Fahri Cihan (AS) Efendimizin aramızda yaşayan en buyuk mucizesidir O hem lafzı ve hem de manası ile bir mucizedir Rabbimiz onun bu ozelliğini İsra Suresi 88 ayette şoyle bildiriyor: De ki insanlar ve cinler biribirlerine yardımcı olarak bu Kuranın bir benzerini ortaya koymak icin bir araya gelseler, andolsun ki yine de benzerini ortaya koyamazlar
İnsanlığın idrakine sunulmuş nice ilahi kaynaklı ve insan eseri kitaplar var ki, hemen hepsi tarihin karanlık sayfaları arasında ya kaybolmuş veya tahrif edilmiştir Oysa yuce kitabımız Kuranı Kerim, Rabbimizin Hicr Suresi 9 ayetteki O zikri (Kuranı) biz indirdik ve biz onu koruyacağız fermanınca bozulmaktan, kaybolmaktan bizzat İzzeti Celali tarafından korunmuştur Bu sebepledir ki, 1400 kusur yıldan beri binbir turlu haksızlıklarla Kuranın irşadının onune gecil meye calışılmış, fakat başarılamamıştır Bu ilahi himaye hic bir kitaba nasib olmamıştır
Ondort asrı aşkın bir suredir Mukaddes kitabımız K Kerim zamanın, tarihin ve cağların zirvesinde bir guneş gibi parlamış, gercek Allah kelamı olduğunu ispatlamış, milyarlarca insanın gonlunu ve ruhunu aydınlatagelmiştir Yeryuzunde hic bir kitap onun sunduğu hizmeti sunmamıştır İslam dininin butun insanlığa sunduğu uhrevi ve dunyevi değerlerin kaynağı odur Bu ahkamı mubinin insanlar uzerindeki ilahi tesirini hic kimse inkar edememiştir Onu kabul etmeyenler bile bu gerceği kabul etmek zorunda kalmışlardır
Habibi Kibriya (AS) Efendimiz tek başına İslamın tebliğiyle gorevlendirildiğinde, hic bir maddi kuvvete dayanmıyor, elinde Kuranı Kerimden başka dayanağı bulunmuyordu Onun 23 yıl gibi insan hayatında cok kısa sayılan bir sure icindeki goz kamaştırıcı başarısının sebebini araştıran tarihciler, bu ustun başarının sırrını iki sebeple acıklıyor ve diyorlar ki: Hz Muhammed (AS) once Kuranı Kerim gibi bir mucize ile desteklenmişti Ayrıca O (AS) başkalarına soylediğini, emrettiğini bizzat kendi nefsinde fazlasıyla uygulamış ve yaşamış durust ve samimi bir kişi idi
Peygamberini ornek alan muminler de, her zaman Kuranla haşırneşir oldular, okudular, ezberlediler, manasını anlamaya calıştılar Onunla ibadet ettiler, onun emir ve yasakları doğrultusunda hayatlarını duzenleyip, oylece yaşamaya gayret gosterdiler İşte Allahın Kelamı, bu canlılığı ile insanların kafalarına ve gonullerine guclu bir şekilde yerleşmiş, biribirlerine duşman milletlerden, ırklardan ve kulturlerden ahenkli bir toplum meydana getirmiştir Onun gelişi ile col insanından medeni bir toplum ortaya cıkmış ve tarihin akışı değişmiştir
Yine tarih şahittir ki, felsefecilerin nazariyeleri, ahlakcıların asırlardır suregelen ilmi ve felsefi tecrubeleri kucucuk bir insan topluluğunu bile ahenkli bir toplum haline getirememiş, bir amac etrafında toplayamamıştır Ve en onemlisi, insanlığa adalet, mutluluk ve huzur adına bir şey verememiştir Yeryuzunun ilahi vahiyle beslenmeyen hic bir kesimi, gucler dengesiyle sağlanan sahte barşın dışında asla huzur da bulamamıştır Oysa asırlardır milyarlarca insan Kuranın cazibe ve aydınlığı ile yollarını bulmuşlar, Onun sayesinde ortak gaye etrafında birbirlerine ve Allahın butun yarattıklarına sevgi ve saygı duymayı oğrenmişlerdir Muslumanlar, Kuranın aydınlığından guc kazandıkca kuvvetli olmuşlar ve neredeyse dunyanın yarısına hakim olmuşlardır
Bugun, Allahın insanlığa bu son mesajının dikkate alınmadığı gunumuz dunyasının karşı karşıya kaldığı yıkımlar ve vahşet, aklı başında herkesi dehşete duşurmekte, sağlanan başdondurucu teknolojik gelişmelerin ve yuksek refah duzeyinin insanlığa huzur getiremediği kabul ve itiraf edilmektedir Yaradılış gayesini anlayamamış, yeryuzune ve icindekilere yaratıcısından dolayı sevgi duymayı oğrenememiş ruhi tatminsizlik icindeki insanlığın elinde zenginlik ve teknolojinin, nasıl oldurucu bir silaha donuştuğu her gun yaşanan orneklerle dehşetle izlenmektedir
Bu durumda biz ahir zaman muslumanları, belki her zamankinden daha cok Allahın Kitabına sarılmalı ve oradaki huzur recetelerini yaşayışımızla orneklemeliyiz Hic bir olumsuz propagandaya kulak vermeden Yuce Kuranı daha cok okumalı, ehil mufessirlerin acıklamalarından faydalanarak anlamaya calışmalıyız Ve en onemlisi, Peygamber varisi rabbani alimler etrafında kenetlenerek, birlikberaberlik icinde hem kendi kurtuluşumuz adına, hem de insanlığa canlı ornek olma adına Kuran ahlakını yaşamalıyız
Allahın selamı ve rahmeti uzerinize olsun
S Saki EROL
Kur'an'a muhtacız
S Saki EROL
Yuce Rabbimiz, insanoğlunu yaratılmışların en şereflisi kılmıştır Akıl, duşunme, konuşma, faydayı zararlıdan ayırabilme gibi kabiliyetler vermiş, her biri cihandeğer nimetlerle bedeni ve ruhi varlığımızı donatmıştır Dunyayı insana beşik kılmış, ucsuz bucaksız kainatı ve icindekileri insanın emrine, hizmetine sunmuştur Yeryuzu ve icindeki butun varlıklar insanoğluna itaat ediyor, Toprak, su, hava, hayvanlar, bitkiler, ay, guneş, yıldızlar, gece ve gunduz Her şey Cenabı RabbulAleminin yarattığı gaye istikametinde insanlara hizmet veriyor
Rabbimiz nimetlerini bunlarla da bitirmemiş, hayatın karanlık yollarında yururken onumuzu aydınlatmak icin uyacağımız iman, ibadet ve ahlak kurallarını da bildirmiştir Bunca nimetleri bizlere bahşeden Yuce Mevlamıza nasıl kulluk edeceğimizi, nicin yaratıldığımızı, nerede ve ne diye bulunduğumuzu, yolculuğumuzun nereye doğru surup gittiğini, bu dunya otesinde nelerle karşılaşacağımızı, gonderdiği peygamberleri ve bu peygamberleri aracılığı ile bizlere ulaştırdığı kitapları vasıtasıyla bildirmiş, oğretmiştir
Bildiğimiz ve iman ettiğimiz gibi, yuce Allah insanlara ilk vahyini, ilk peygamber ve ilk insan olan Hz Adem (AS) vasıtasıyla ulaştırmış, ilahi vahyin son ve en mukemmel halkasını teşkil eden Kuranı Kerimi alemlere rahmet olarak gonderilen Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (AS) aracılığı ile bizlere iletmiştir
Rabbimizin insanlığa son mesajı Kuranı Kerim, Onunla kulları arasındaki kopmaz ilahi bir bağdır Fahri Cihan (AS) Efendimizin aramızda yaşayan en buyuk mucizesidir O hem lafzı ve hem de manası ile bir mucizedir Rabbimiz onun bu ozelliğini İsra Suresi 88 ayette şoyle bildiriyor: De ki insanlar ve cinler biribirlerine yardımcı olarak bu Kuranın bir benzerini ortaya koymak icin bir araya gelseler, andolsun ki yine de benzerini ortaya koyamazlar
İnsanlığın idrakine sunulmuş nice ilahi kaynaklı ve insan eseri kitaplar var ki, hemen hepsi tarihin karanlık sayfaları arasında ya kaybolmuş veya tahrif edilmiştir Oysa yuce kitabımız Kuranı Kerim, Rabbimizin Hicr Suresi 9 ayetteki O zikri (Kuranı) biz indirdik ve biz onu koruyacağız fermanınca bozulmaktan, kaybolmaktan bizzat İzzeti Celali tarafından korunmuştur Bu sebepledir ki, 1400 kusur yıldan beri binbir turlu haksızlıklarla Kuranın irşadının onune gecil meye calışılmış, fakat başarılamamıştır Bu ilahi himaye hic bir kitaba nasib olmamıştır
Ondort asrı aşkın bir suredir Mukaddes kitabımız K Kerim zamanın, tarihin ve cağların zirvesinde bir guneş gibi parlamış, gercek Allah kelamı olduğunu ispatlamış, milyarlarca insanın gonlunu ve ruhunu aydınlatagelmiştir Yeryuzunde hic bir kitap onun sunduğu hizmeti sunmamıştır İslam dininin butun insanlığa sunduğu uhrevi ve dunyevi değerlerin kaynağı odur Bu ahkamı mubinin insanlar uzerindeki ilahi tesirini hic kimse inkar edememiştir Onu kabul etmeyenler bile bu gerceği kabul etmek zorunda kalmışlardır
Habibi Kibriya (AS) Efendimiz tek başına İslamın tebliğiyle gorevlendirildiğinde, hic bir maddi kuvvete dayanmıyor, elinde Kuranı Kerimden başka dayanağı bulunmuyordu Onun 23 yıl gibi insan hayatında cok kısa sayılan bir sure icindeki goz kamaştırıcı başarısının sebebini araştıran tarihciler, bu ustun başarının sırrını iki sebeple acıklıyor ve diyorlar ki: Hz Muhammed (AS) once Kuranı Kerim gibi bir mucize ile desteklenmişti Ayrıca O (AS) başkalarına soylediğini, emrettiğini bizzat kendi nefsinde fazlasıyla uygulamış ve yaşamış durust ve samimi bir kişi idi
Peygamberini ornek alan muminler de, her zaman Kuranla haşırneşir oldular, okudular, ezberlediler, manasını anlamaya calıştılar Onunla ibadet ettiler, onun emir ve yasakları doğrultusunda hayatlarını duzenleyip, oylece yaşamaya gayret gosterdiler İşte Allahın Kelamı, bu canlılığı ile insanların kafalarına ve gonullerine guclu bir şekilde yerleşmiş, biribirlerine duşman milletlerden, ırklardan ve kulturlerden ahenkli bir toplum meydana getirmiştir Onun gelişi ile col insanından medeni bir toplum ortaya cıkmış ve tarihin akışı değişmiştir
Yine tarih şahittir ki, felsefecilerin nazariyeleri, ahlakcıların asırlardır suregelen ilmi ve felsefi tecrubeleri kucucuk bir insan topluluğunu bile ahenkli bir toplum haline getirememiş, bir amac etrafında toplayamamıştır Ve en onemlisi, insanlığa adalet, mutluluk ve huzur adına bir şey verememiştir Yeryuzunun ilahi vahiyle beslenmeyen hic bir kesimi, gucler dengesiyle sağlanan sahte barşın dışında asla huzur da bulamamıştır Oysa asırlardır milyarlarca insan Kuranın cazibe ve aydınlığı ile yollarını bulmuşlar, Onun sayesinde ortak gaye etrafında birbirlerine ve Allahın butun yarattıklarına sevgi ve saygı duymayı oğrenmişlerdir Muslumanlar, Kuranın aydınlığından guc kazandıkca kuvvetli olmuşlar ve neredeyse dunyanın yarısına hakim olmuşlardır
Bugun, Allahın insanlığa bu son mesajının dikkate alınmadığı gunumuz dunyasının karşı karşıya kaldığı yıkımlar ve vahşet, aklı başında herkesi dehşete duşurmekte, sağlanan başdondurucu teknolojik gelişmelerin ve yuksek refah duzeyinin insanlığa huzur getiremediği kabul ve itiraf edilmektedir Yaradılış gayesini anlayamamış, yeryuzune ve icindekilere yaratıcısından dolayı sevgi duymayı oğrenememiş ruhi tatminsizlik icindeki insanlığın elinde zenginlik ve teknolojinin, nasıl oldurucu bir silaha donuştuğu her gun yaşanan orneklerle dehşetle izlenmektedir
Bu durumda biz ahir zaman muslumanları, belki her zamankinden daha cok Allahın Kitabına sarılmalı ve oradaki huzur recetelerini yaşayışımızla orneklemeliyiz Hic bir olumsuz propagandaya kulak vermeden Yuce Kuranı daha cok okumalı, ehil mufessirlerin acıklamalarından faydalanarak anlamaya calışmalıyız Ve en onemlisi, Peygamber varisi rabbani alimler etrafında kenetlenerek, birlikberaberlik icinde hem kendi kurtuluşumuz adına, hem de insanlığa canlı ornek olma adına Kuran ahlakını yaşamalıyız
Allahın selamı ve rahmeti uzerinize olsun
S Saki EROL