iltasyazilim
FD Üye
Kuranı Kerim’i Okuma ve Anlama
Kuranı Kerim Allah’ın (cc) ezeli ve ebedi sözüdür Yaratılmamıştır Yani aslı, ruhu, özü mahlûk değildir Eğer insanlar onun mahlûk olduğuna inansalar yoldan saparlardı Çünkü sonuçta dünyadaki her şey yaratılmıştır Birer mahlûktur Mahlûk olan şeylerde imtihan gereği bazı kusurlar olabilir Yaratılmış varlıklar acizdirler Güçleri sınırlıdır Oysa Kuranı Kerim bunlardan beridir Allah’ın ezeldeki ilminin kaydedildiği Levhi Mahfuz’dan indirilmiştir Kuranı Kerim’in sesi, kaydedildiği harfleri, kitabı ise birer mahlûktur Bunlar sonradan yaratılmıştır Bunda da bir rahmet vardır Zira bunlar Kuranı Kerim’e perde olmasaydı Kuranı Kerim’e karşı bilerek veya bilmeyerek yapılan bazı edepsizlikler anında çok büyük cezalara çarptırılırdı
Kuranı Kerim’i elimize almadan abdestli abdestsiz ezberden okuyabiliriz Ama kitap olarak Kuranı Kerim’i elimize abdestsiz almamalıyız
Çoğu Kişi Kuranı Kerim’i orijinalinden okumanın kıymetini bilmez Meal ve tefsir okumanın bunun üstünde olduğunu düşünür Kuşkusuz Allah (cc) kelamının anlamını bilmek çok önemlidir Ama bu önem asla orijinal Kuranı Kerim okumanın önüne geçemez En iyisi orta yolu takip edip orijinal Kuranı Kerim okuma yanında meal ve tefsir okumaları da ihmal etmemek gerekir
Kuranı Kerim okunmaya başlandığında konuşan yüce Allah’tır Onun için derler ki, Kuranı Kerim okuyan kişi, Allah’la konuştuğuna yemin etse, bunda yalan söylememektedir Söz ise büyük bir güçtür Ondan daha büyük kudret sahibi bir şey yoktur Çünkü yüce Allah (cc) her şeyi sözle yaratmıştır ‘Bir şeyi dilediği zaman ona sadece ‘Ol!’ der, o da hemen oluverir (Yasin suresi, 82)’ Kuranı Kerim bu açıdan helal bir sihirdir Yüce Allah (cc)Kuranı Kerim’i okuyanlara çeşitli dünyevi ve uhrevi nimetleri yaratır Onları kaza ve belalardan korur Hastalıklarına şifa verir Kuranı Kerim’i çok okuyanlar bu mucizelere kanıksamışlardır
Bütün varlık âleminin sırları Kuranı Kerim’de gizlidir Bu açıdan Kuranı Kerim Levhi Mahfuzun küçük bir prototipidir Yüce Allah, ‘Yerin karanlıklarında da hiçbir dane, hiçbir yaş hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın (En’am suresi, 59)’ buyurmaktadır Buna Kuranı Kerim’in icazı diyebiliriz İcaz, insanı hayrette bırakacak kadar derinlik demektir Az sözle çok büyük manaların karşılanmasıdır Kuranı Kerim’in derinliğini ancak gerçek âlimler kavrayabilir Onlar da bunda büyük bir acizlik yaşarlar
Nasıl bir yazar, bir şair insanların kendi eserlerini okumalarından zevk alıp memnun olursa yüce Allah (cc) da Kuranı Kerim’i okuyan kullarından böyle razıdır Peygamberimiz (sas) güzel bir sesle Kuranı Kerim’i okuyan birisini yüce Allah’ın (cc) dinlemekten hoşnut olduğunu belirtmiştir
Her şeyin bir sırrı vardır Kuranı Kerim’i çokça okuyanların sırları da bu dünya imtihanını çok kolay ve ihsan edilen türlü nimetlerle çok zevkli bir şekilde geçirmesidir Onlar bunu uzun okumalardan sonra anlarlar ve Allah’a (cc) sonsuz şükürlerde bulunurlar Kuranı Kerim hem insanın üzerindeki ağır yükleri kaldırıcı hem de akla ve hesaba gelmeyen nimetleri celbedicidir İnsan Kuranı Kerim’i okumaya devam ettikçe onun pek çok mucizesine bizzat tanık olur
Peygamberimizin (sas) en büyük mucizesi Kuranı Kerim’di Bu mucize el’an devam etmektedir
Kuranı Kerim’i okudukça kişinin nuru artar, imanı derinleşir Kuranı Kerim’in ahrette şefaat vesilesi olduğu hadislerde geçmektedir Bütün bu nimetlere ermek için Kuranı Kerim’i orijinalinde okumayı bilmek gerekir
Yılda en az iki hatim Kuranı Kerim’in üzerimizdeki hakkıdır
Bu zamanda bazı insanlar Kuranı Kerim’in orijinalini okumayı küçümsemekte ve onun yerine görünüşte Kuranı Kerim mealini okumaya önem vermektedirler Bunlar genellikle sünneti ve hadisi şerifleri de inkâr yoluna sapmaktadırlar Hak mezhepleri de tanımamaktadırlar Hasbelkader gençliğimde bende de bu tür bir eğilim vardı Farkına varmadan o yoldaki insanlarla karşılaştım, dostluklar kurdum O zaman yavaş yavaş idrak ettim ki, böyle bir yola giriş nedenim biriktirdiğim markların zekâtını vermemektir O zamanlar Alman parası iyi artıyordu Tasarruflarımı genellikle ona yatırıyordum Kuranı Kerim’de yüce Allah (cc) yüzden fazla ayetle zekât vermeyi açıkça veya dolaylı olarak emrediyordu Ama bunun miktarını söylemiyordu İşte bu yeni dostlarım bana bu konuda yardımcı oluyorlardı Zekâtın miktarı peygamber (sas) hadislerinde ve mezhep hükümlerinde vardı Bunları ortadan kaldırdıktan sonra işler kolaylaşıyordu Gönlümüze göre bunun miktarını tayin edebiliyorduk İtiraf ediyorum, acaba o dönemde iken hiç zekât verdim mi, diye şimdi kendi kendime soruyorum Allah affetsin, bu konuda dilencilere zekât niyetiyle verdiğim bozuk paralar dışında bir şey hatırlayamadım Bir de namazlarda sünnetleri kaldırıverdim Hatta arkadaşlar Kuranı Kerim’de üç vakit namaz emrediliyor diyorlardı bir ara Biz de nefse kolay geldiği için bu yola girdik Şükür hatamızı daha sonra anlayınca bu hallere tövbe edip elimizden geldiğince üzerimize düşen zekât borçlarını ödemeye ve kaza namazlarını kılmaya çalıştık
Şimdi kendimi tarafsız bir şekilde değerlendirince o zamanlar bu yola niçin girdiğimi daha iyi anlamaktayım Oysa o sıralarda kenar meallere azıcık bakarak da olsa orijinal Kuranı Kerim’i okuyunca anlayacak seviyedeydim Maalesef o zamanlarda asıl amacım Kuranı Kerim’i anlamak değil Kuranı Kerim’in anlamını nefsime göre yorumlamak ve yaşamaktı Benim gençliğimde yaşadığım bu hatayı şimdilerde üzülerek söylemek gerekirse çevremdeki pek çok gençte de görüyorum Nedense insanlar keşfedilen Amerika kıtasını yeniden keşfetmeyi marifet sanıyorlar Daha doğrusu nefis ve şeytanlar aynı veya benzer yollarla insanları aldatıyorlar Yaşananlardan insanlar pek az yararlanıyorlar Tecrübeleri pek dikkate almıyorlar
Elbette gençler iyi niyetle meallere yöneliyorlar Amaçları Kuranı Kerim’i anlamaya çalışmaktır Ama Kuranı Kerim’in gerçekliğini yaşamış olan peygamberimizin (sas) sünnetinden ve hadisi şeriflerinden mahrum olduklarında, özellikle hak mezheplerin binlerce, hatta milyonlarca aklın yerini tutan hükümlerinden yoksun olduklarında nefislerinin ve şeytanlarının oyuncağı olup kalmaktadırlar Benim yaşadığım şey, tecrübem de bundan ibaretti Elbette onların yaşadıklarını yaşamasaydım şimdi onları anlamam mümkün değildi Belki de bu tecrübeden tek kazancım da bu oldu
Şöyle bir güzel söz vardır Ama kimindir bilemiyorum: ‘Cehennemin yolu iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir’ Geçekten iyi niyete rağmen itikatta ufacık sapmalar insanı Allah göstermesin ebedi bir pişmanlığa götürebilmektedir Evet, bu tür bir yol tutan birisinde genellikle nefis ve şeytanların sevimli gösterdiği ya bir yasağı meşru görme isteği ya da bir emri hafife alma, ortadan kaldırma arzusu, eğilimi, davranışı iyi araştırılırsa görülebilir Çünkü ben başta kendim olmak üzere o zamanki arkadaşlarımda bunları yeterince müşahede ettim O iyi niyet (yani Kuranı Kerim’i anlamak) buna ne kadar kefaret olabilir, bilemiyorum Elbette yüce Allah’ın (cc) rahmetinden ümit kesmemek gerekir Ama insan da tuttuğu yola niçin girdiğini daima muhasebe etmelidir Özeleştiri ve hidayet olmadan insan dostlarından, nefisten ve şeytanlardan gelen düşmanlıkların farkına varamaz Tabii hidayet Allah’tandır Allah (cc) her birimizi gerçek yoluna, sıratı müstakimine hidayet eylesin Nefsimizden ve şeytanlardan gelen kötülüklerden bizleri korusun Âmin
Eski kavimlerde şeytanların tek gayeleri ilahi kitapların bozulması etrafında toplanırdı Bunun için din adamlarına çokça vesvese verirlerdi Bunda da genellikle başarılı olurlardı Çünkü maddi ve teknik imkânlar sınırlı olduğu için ilahi kitapların pek çok nüshası olmazdı Sayıları çok sınırlı olurdu Birinde yapılan tahrif sonucu verilen batıl bir hüküm nefsi okşadığı için diğer nüshalara da kısa zamanda yansırdı Ama milyonlarca nüshası olan, baştan itibaren de hafızalarda ezbere bir şekilde bulunan Kuranı Kerim bu açıdan korunmuş bir ilahi kitap olmuştur Şeytanlar Kuranı Kerim’i eski ilahi kitaplar gibi bozmaktan ümitlerini yitirmişlerdir Onun için başka bir yola başvurmaktadırlar Kuranı Kerim’i anlama, yaşama konusunda sapkın mezheplerin oluşmasına mesailerini harcamaktadırlar İnsan nefsinin eğilimlerini sonuna kadar kullanarak yeni batıl yollar açmaktadırlar Onun için peygamberimizin (sas), sahabenin (Allah onlardan razı olsun) yolu daima ölçümüz olmalıdır Hak mezheplere saygıya ve onların belirlediği çizgiye çok dikkat edilmelidir Kuranı Kerim’i nefsimizin ve şeytanların istekleri istikametinde yorumlamaktan Allah’a (cc) her daim sığınmak gerekmektedir
Kişi, peygamberimizin (sas) sünnetine, hadisi şeriflerine; hak mezheplerin hükümlerine gereken önemi, saygıyı gösterdikten sonra Kuranı Kerim’in mealini okumanın yararları ise sonsuzdur Bu teşvik de edilmelidir Bu zaten Ehli sünnetin çizgisidir Elbette her hadisi şerif aynı sıhhatte değildir Uydurma hadisleri göz ardı edemeyiz Muamelatta, ibadette, itikatta uzmanlık alanı bu olan mezhep imamları zaten bu işi çok titiz bir şekilde yapmışlar, ona göre hükümlerde bulunmuşlardır
Bir insan nasıl hadisi şerifleri küçük görebilir ki? Hadisi şerifler Kuranı Kerim’i anlamanın anahtarlarıdır Hem Kuranı Kerim’i anlamak gibi bir iddiamız olacak hem de hadisi şerifleri küçük göreceğiz veya inkâr edeceğiz Bu başlı başına bir çelişkidir Burada nefsin ve şeytanların yoldan çıkarma adımları çok açık bir şekilde sezilmektedir
Kuranı Kerim’in her bir harfine on sevap verilmektedir Önemli gün ve gecelerde bu sevap miktarı daha da artırılmaktadır Kuranı Kerim’i anlamını bilmeden okusak da bu sevap verilmektedir Bunlar, hadisi şeriflerle sabittir Kuranı Kerim’i anlamını bilmeden okuyan kişilere yüce Allah (cc) verdiği nurla onun özünü (anlamını) kalplerine vermektedir Bu açıdan çok Kuranı Kerim okuyan kişilerin dilinden hikmet damlaları eksik olmaz
Zikredilen kelime veya cümle Kuranı Kerim’de geçtiği için etkilidir Nur ve feyz kaynağıdır Allah’ın sözü olmayan bir kelime veya söz nur ve feyz kaynağı olamaz
Kuranı Kerim’de ‘Allah’ lafzı 2697 yerde geçmektedir Bu sayı bile en etkili zikrin bu kelime ile yapılacağının açık bir işaretidir Kaldı ki Allah’ın diğer güzel isimleri sıfatlarına tekabül ederken bu ismi zatına işaret etmektedir Zat tecellisi ise en büyük tecellidir İnsan bu tecelliye ermese bile bunun yolunda olduğunda da çok büyük halleri yaşayabilir, makamlara ulaşabilir
Kuranı Kerim’i okurken anlamak yolunda hazırlanan renkli Kuranı Kerim mealleri çok yararlı bir iş görmektedirler Kişi bu sayede pek çok kelime ve cümlenin anlamını öğrenme imkânı kazanmaktadır Bu açıdan bunlarla hatim yapılması daha faydalıdır Her hatimde 50 yeni kelime öğrenilse bile bu büyük bir kazançtır
Yüce Allah (cc) her daim Kuranı Kerim’i okumayı, anlamayı, yaşamayı, yaşatmayı nasip eylesin Âmin
Alintidir
Kuranı Kerim Allah’ın (cc) ezeli ve ebedi sözüdür Yaratılmamıştır Yani aslı, ruhu, özü mahlûk değildir Eğer insanlar onun mahlûk olduğuna inansalar yoldan saparlardı Çünkü sonuçta dünyadaki her şey yaratılmıştır Birer mahlûktur Mahlûk olan şeylerde imtihan gereği bazı kusurlar olabilir Yaratılmış varlıklar acizdirler Güçleri sınırlıdır Oysa Kuranı Kerim bunlardan beridir Allah’ın ezeldeki ilminin kaydedildiği Levhi Mahfuz’dan indirilmiştir Kuranı Kerim’in sesi, kaydedildiği harfleri, kitabı ise birer mahlûktur Bunlar sonradan yaratılmıştır Bunda da bir rahmet vardır Zira bunlar Kuranı Kerim’e perde olmasaydı Kuranı Kerim’e karşı bilerek veya bilmeyerek yapılan bazı edepsizlikler anında çok büyük cezalara çarptırılırdı
Kuranı Kerim’i elimize almadan abdestli abdestsiz ezberden okuyabiliriz Ama kitap olarak Kuranı Kerim’i elimize abdestsiz almamalıyız
Çoğu Kişi Kuranı Kerim’i orijinalinden okumanın kıymetini bilmez Meal ve tefsir okumanın bunun üstünde olduğunu düşünür Kuşkusuz Allah (cc) kelamının anlamını bilmek çok önemlidir Ama bu önem asla orijinal Kuranı Kerim okumanın önüne geçemez En iyisi orta yolu takip edip orijinal Kuranı Kerim okuma yanında meal ve tefsir okumaları da ihmal etmemek gerekir
Kuranı Kerim okunmaya başlandığında konuşan yüce Allah’tır Onun için derler ki, Kuranı Kerim okuyan kişi, Allah’la konuştuğuna yemin etse, bunda yalan söylememektedir Söz ise büyük bir güçtür Ondan daha büyük kudret sahibi bir şey yoktur Çünkü yüce Allah (cc) her şeyi sözle yaratmıştır ‘Bir şeyi dilediği zaman ona sadece ‘Ol!’ der, o da hemen oluverir (Yasin suresi, 82)’ Kuranı Kerim bu açıdan helal bir sihirdir Yüce Allah (cc)Kuranı Kerim’i okuyanlara çeşitli dünyevi ve uhrevi nimetleri yaratır Onları kaza ve belalardan korur Hastalıklarına şifa verir Kuranı Kerim’i çok okuyanlar bu mucizelere kanıksamışlardır
Bütün varlık âleminin sırları Kuranı Kerim’de gizlidir Bu açıdan Kuranı Kerim Levhi Mahfuzun küçük bir prototipidir Yüce Allah, ‘Yerin karanlıklarında da hiçbir dane, hiçbir yaş hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın (En’am suresi, 59)’ buyurmaktadır Buna Kuranı Kerim’in icazı diyebiliriz İcaz, insanı hayrette bırakacak kadar derinlik demektir Az sözle çok büyük manaların karşılanmasıdır Kuranı Kerim’in derinliğini ancak gerçek âlimler kavrayabilir Onlar da bunda büyük bir acizlik yaşarlar
Nasıl bir yazar, bir şair insanların kendi eserlerini okumalarından zevk alıp memnun olursa yüce Allah (cc) da Kuranı Kerim’i okuyan kullarından böyle razıdır Peygamberimiz (sas) güzel bir sesle Kuranı Kerim’i okuyan birisini yüce Allah’ın (cc) dinlemekten hoşnut olduğunu belirtmiştir
Her şeyin bir sırrı vardır Kuranı Kerim’i çokça okuyanların sırları da bu dünya imtihanını çok kolay ve ihsan edilen türlü nimetlerle çok zevkli bir şekilde geçirmesidir Onlar bunu uzun okumalardan sonra anlarlar ve Allah’a (cc) sonsuz şükürlerde bulunurlar Kuranı Kerim hem insanın üzerindeki ağır yükleri kaldırıcı hem de akla ve hesaba gelmeyen nimetleri celbedicidir İnsan Kuranı Kerim’i okumaya devam ettikçe onun pek çok mucizesine bizzat tanık olur
Peygamberimizin (sas) en büyük mucizesi Kuranı Kerim’di Bu mucize el’an devam etmektedir
Kuranı Kerim’i okudukça kişinin nuru artar, imanı derinleşir Kuranı Kerim’in ahrette şefaat vesilesi olduğu hadislerde geçmektedir Bütün bu nimetlere ermek için Kuranı Kerim’i orijinalinde okumayı bilmek gerekir
Yılda en az iki hatim Kuranı Kerim’in üzerimizdeki hakkıdır
Bu zamanda bazı insanlar Kuranı Kerim’in orijinalini okumayı küçümsemekte ve onun yerine görünüşte Kuranı Kerim mealini okumaya önem vermektedirler Bunlar genellikle sünneti ve hadisi şerifleri de inkâr yoluna sapmaktadırlar Hak mezhepleri de tanımamaktadırlar Hasbelkader gençliğimde bende de bu tür bir eğilim vardı Farkına varmadan o yoldaki insanlarla karşılaştım, dostluklar kurdum O zaman yavaş yavaş idrak ettim ki, böyle bir yola giriş nedenim biriktirdiğim markların zekâtını vermemektir O zamanlar Alman parası iyi artıyordu Tasarruflarımı genellikle ona yatırıyordum Kuranı Kerim’de yüce Allah (cc) yüzden fazla ayetle zekât vermeyi açıkça veya dolaylı olarak emrediyordu Ama bunun miktarını söylemiyordu İşte bu yeni dostlarım bana bu konuda yardımcı oluyorlardı Zekâtın miktarı peygamber (sas) hadislerinde ve mezhep hükümlerinde vardı Bunları ortadan kaldırdıktan sonra işler kolaylaşıyordu Gönlümüze göre bunun miktarını tayin edebiliyorduk İtiraf ediyorum, acaba o dönemde iken hiç zekât verdim mi, diye şimdi kendi kendime soruyorum Allah affetsin, bu konuda dilencilere zekât niyetiyle verdiğim bozuk paralar dışında bir şey hatırlayamadım Bir de namazlarda sünnetleri kaldırıverdim Hatta arkadaşlar Kuranı Kerim’de üç vakit namaz emrediliyor diyorlardı bir ara Biz de nefse kolay geldiği için bu yola girdik Şükür hatamızı daha sonra anlayınca bu hallere tövbe edip elimizden geldiğince üzerimize düşen zekât borçlarını ödemeye ve kaza namazlarını kılmaya çalıştık
Şimdi kendimi tarafsız bir şekilde değerlendirince o zamanlar bu yola niçin girdiğimi daha iyi anlamaktayım Oysa o sıralarda kenar meallere azıcık bakarak da olsa orijinal Kuranı Kerim’i okuyunca anlayacak seviyedeydim Maalesef o zamanlarda asıl amacım Kuranı Kerim’i anlamak değil Kuranı Kerim’in anlamını nefsime göre yorumlamak ve yaşamaktı Benim gençliğimde yaşadığım bu hatayı şimdilerde üzülerek söylemek gerekirse çevremdeki pek çok gençte de görüyorum Nedense insanlar keşfedilen Amerika kıtasını yeniden keşfetmeyi marifet sanıyorlar Daha doğrusu nefis ve şeytanlar aynı veya benzer yollarla insanları aldatıyorlar Yaşananlardan insanlar pek az yararlanıyorlar Tecrübeleri pek dikkate almıyorlar
Elbette gençler iyi niyetle meallere yöneliyorlar Amaçları Kuranı Kerim’i anlamaya çalışmaktır Ama Kuranı Kerim’in gerçekliğini yaşamış olan peygamberimizin (sas) sünnetinden ve hadisi şeriflerinden mahrum olduklarında, özellikle hak mezheplerin binlerce, hatta milyonlarca aklın yerini tutan hükümlerinden yoksun olduklarında nefislerinin ve şeytanlarının oyuncağı olup kalmaktadırlar Benim yaşadığım şey, tecrübem de bundan ibaretti Elbette onların yaşadıklarını yaşamasaydım şimdi onları anlamam mümkün değildi Belki de bu tecrübeden tek kazancım da bu oldu
Şöyle bir güzel söz vardır Ama kimindir bilemiyorum: ‘Cehennemin yolu iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir’ Geçekten iyi niyete rağmen itikatta ufacık sapmalar insanı Allah göstermesin ebedi bir pişmanlığa götürebilmektedir Evet, bu tür bir yol tutan birisinde genellikle nefis ve şeytanların sevimli gösterdiği ya bir yasağı meşru görme isteği ya da bir emri hafife alma, ortadan kaldırma arzusu, eğilimi, davranışı iyi araştırılırsa görülebilir Çünkü ben başta kendim olmak üzere o zamanki arkadaşlarımda bunları yeterince müşahede ettim O iyi niyet (yani Kuranı Kerim’i anlamak) buna ne kadar kefaret olabilir, bilemiyorum Elbette yüce Allah’ın (cc) rahmetinden ümit kesmemek gerekir Ama insan da tuttuğu yola niçin girdiğini daima muhasebe etmelidir Özeleştiri ve hidayet olmadan insan dostlarından, nefisten ve şeytanlardan gelen düşmanlıkların farkına varamaz Tabii hidayet Allah’tandır Allah (cc) her birimizi gerçek yoluna, sıratı müstakimine hidayet eylesin Nefsimizden ve şeytanlardan gelen kötülüklerden bizleri korusun Âmin
Eski kavimlerde şeytanların tek gayeleri ilahi kitapların bozulması etrafında toplanırdı Bunun için din adamlarına çokça vesvese verirlerdi Bunda da genellikle başarılı olurlardı Çünkü maddi ve teknik imkânlar sınırlı olduğu için ilahi kitapların pek çok nüshası olmazdı Sayıları çok sınırlı olurdu Birinde yapılan tahrif sonucu verilen batıl bir hüküm nefsi okşadığı için diğer nüshalara da kısa zamanda yansırdı Ama milyonlarca nüshası olan, baştan itibaren de hafızalarda ezbere bir şekilde bulunan Kuranı Kerim bu açıdan korunmuş bir ilahi kitap olmuştur Şeytanlar Kuranı Kerim’i eski ilahi kitaplar gibi bozmaktan ümitlerini yitirmişlerdir Onun için başka bir yola başvurmaktadırlar Kuranı Kerim’i anlama, yaşama konusunda sapkın mezheplerin oluşmasına mesailerini harcamaktadırlar İnsan nefsinin eğilimlerini sonuna kadar kullanarak yeni batıl yollar açmaktadırlar Onun için peygamberimizin (sas), sahabenin (Allah onlardan razı olsun) yolu daima ölçümüz olmalıdır Hak mezheplere saygıya ve onların belirlediği çizgiye çok dikkat edilmelidir Kuranı Kerim’i nefsimizin ve şeytanların istekleri istikametinde yorumlamaktan Allah’a (cc) her daim sığınmak gerekmektedir
Kişi, peygamberimizin (sas) sünnetine, hadisi şeriflerine; hak mezheplerin hükümlerine gereken önemi, saygıyı gösterdikten sonra Kuranı Kerim’in mealini okumanın yararları ise sonsuzdur Bu teşvik de edilmelidir Bu zaten Ehli sünnetin çizgisidir Elbette her hadisi şerif aynı sıhhatte değildir Uydurma hadisleri göz ardı edemeyiz Muamelatta, ibadette, itikatta uzmanlık alanı bu olan mezhep imamları zaten bu işi çok titiz bir şekilde yapmışlar, ona göre hükümlerde bulunmuşlardır
Bir insan nasıl hadisi şerifleri küçük görebilir ki? Hadisi şerifler Kuranı Kerim’i anlamanın anahtarlarıdır Hem Kuranı Kerim’i anlamak gibi bir iddiamız olacak hem de hadisi şerifleri küçük göreceğiz veya inkâr edeceğiz Bu başlı başına bir çelişkidir Burada nefsin ve şeytanların yoldan çıkarma adımları çok açık bir şekilde sezilmektedir
Kuranı Kerim’in her bir harfine on sevap verilmektedir Önemli gün ve gecelerde bu sevap miktarı daha da artırılmaktadır Kuranı Kerim’i anlamını bilmeden okusak da bu sevap verilmektedir Bunlar, hadisi şeriflerle sabittir Kuranı Kerim’i anlamını bilmeden okuyan kişilere yüce Allah (cc) verdiği nurla onun özünü (anlamını) kalplerine vermektedir Bu açıdan çok Kuranı Kerim okuyan kişilerin dilinden hikmet damlaları eksik olmaz
Zikredilen kelime veya cümle Kuranı Kerim’de geçtiği için etkilidir Nur ve feyz kaynağıdır Allah’ın sözü olmayan bir kelime veya söz nur ve feyz kaynağı olamaz
Kuranı Kerim’de ‘Allah’ lafzı 2697 yerde geçmektedir Bu sayı bile en etkili zikrin bu kelime ile yapılacağının açık bir işaretidir Kaldı ki Allah’ın diğer güzel isimleri sıfatlarına tekabül ederken bu ismi zatına işaret etmektedir Zat tecellisi ise en büyük tecellidir İnsan bu tecelliye ermese bile bunun yolunda olduğunda da çok büyük halleri yaşayabilir, makamlara ulaşabilir
Kuranı Kerim’i okurken anlamak yolunda hazırlanan renkli Kuranı Kerim mealleri çok yararlı bir iş görmektedirler Kişi bu sayede pek çok kelime ve cümlenin anlamını öğrenme imkânı kazanmaktadır Bu açıdan bunlarla hatim yapılması daha faydalıdır Her hatimde 50 yeni kelime öğrenilse bile bu büyük bir kazançtır
Yüce Allah (cc) her daim Kuranı Kerim’i okumayı, anlamayı, yaşamayı, yaşatmayı nasip eylesin Âmin
Alintidir