iltasyazilim
FD Üye
Irkçılığı men eden âyeti kerime:
“Ey insanlar! Muhakkak ki biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık Ve sizi millet millet, kabile kabile yaptık ki, tanışıp kaynaşasınız Allah katında en şerefliniz Ondan en çok korkanınızdır (Hucurat suresi, 13)
Aynı surede şöyle buyulur:
“Ancak müminler birbirinin kardeşidirler Öyle ise, kardeşlerinizin aralarını ıslah edin
Allah ne Türkleri, ne Arapları, ne Kürtleri değil, ancak, müminleri birbiriyle kardeş ediyor İslâm’a göre, mümin olmayan bir insan, mümin babasına varis olamıyor İman gidince, maddî, uzvî ve ırkî bağlılık bir işe yaramıyor
“Kendi nefsi için istediğini mümin kardeşi için de istemeyen (kâmil) mümin olamaz buyuran Allah Resulü (asm), bu âyetin amel ve his âlemimize nasıl aksedeceği hususunda bize yol gösteriyor
Müminler birbirlerini böylesine sevmeleri gerektiği halde şu veya bu sebeple aralarına kin ve husumet girerse, bu takdirde ne yapacaklardır? Âyeti kerimenin devamı şunu emreder: “Kardeşlerinizin arasını ıslah edin Onları sulha, sükûna kavuşturun Düşmanlıklarını, dostluğa, muhabbete, kardeşliğe çevirin
Evet, Kuran’ın hükmüne göre müminler kardeş Hepsi bir tek aile Tek cephe Onların arasına ayrılık sokanlar ise bilerek veya bilmeyerek karşı cephe namına çalışmış oluyorlar
Hud Sûresinden ulvî bir ders: Nuh (as) tufan hâdisesinde, “Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da benim ailemdendir (benim ehlimdendir) dediğinde, İlâhî cevap şöyle gelir: “Ey Nuh o senin ailenden (ehlinden) değildir Demek ki; insanın, inanmayan, isyan eden oğlu onun ehli sayılmıyor Öyle ise inanmayan ırkdaşı da onun dostu, kardeşi olamaz Bu hakikati hiçbir tevile imkân vermeyecek kadar net biçimde ortaya koyan bir Allah kelâmı:
“Ey iman edenler, babalarınızı ve kardeşlerinizi eğer küfrü imana tercih etmişlerse dost edinmeyin! Sizden kim onları dost edinirse işte onlar, zalimlerin ta kendisidir (Tevbe suresi, 23)
Bu ayet, “Ancak müminler birbirinin kardeşidirler âyeti kerimesinde ders verilen ince ruhun ve derin şuurun bir başka ifadesidir
İnanmayan babanız sizin dostunuz değil, inanmayan kardeşiniz de sizin dostunuz değil
Onları dost edinen insan, hakikati çiğnemiş, zulmetmiştir
Allah’ın ona bir ihsanı olan sevgi hissini yanlış yerde kullanmış, zulmetmiştir…
Yanlış bir tercihle kendisini Cehenneme sokmaya sebep olmuş, nefsine zulmetmiştir
Onun sevgi hanesinde küffar, mümine ağır basmış ve o adam bu büyük adaletsizliği işlemekle zalim olmuştur
‘Maliki yevmiddin’ olan Allah haber veriyor: “O gün ne mal, ne evlât bir fayda vermez Allah’a kalbi selim ile gelenler müstesna (Şuara suresi, 8889)
Irk yakınlığının en birinci basamağı, en ileri seviyesi evlâtla baba arasındaki münasebet değil midir? Bu âyet, bu yakınlığın o meydanda para etmeyeceğini haber veriyor bize Artık hangi ırkçılıktan bahsediyoruz O gün kimsenin ne malına, ne mülküne, ne de kazandığı evlât sayısına bakılmayacak
O gün tek geçer akçe var: Kalbi selim Allah’a teslim olmuş, Onun her emrine ram olmuş temiz ve halis bir kal Ondan başkasına bağlanmamış bir gönül Bu gönül kimde bulunursa bulunsun, Arap’ta olsun, Acemde olsun makbuldür Ve Cennet, kalbi selim sahiplerinin varacağı mükâfat menzili Orada her mümine, ihlâsına, ameline, ahlâkına, gayretine, himmetine göre makam verilecek Ondaki bütün tabakalar bu esaslara göre Orada her ırkın ayrı bir makamı yok
Alaâddin Başar (Prof Dr)
“Ey insanlar! Muhakkak ki biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık Ve sizi millet millet, kabile kabile yaptık ki, tanışıp kaynaşasınız Allah katında en şerefliniz Ondan en çok korkanınızdır (Hucurat suresi, 13)
Aynı surede şöyle buyulur:
“Ancak müminler birbirinin kardeşidirler Öyle ise, kardeşlerinizin aralarını ıslah edin
Allah ne Türkleri, ne Arapları, ne Kürtleri değil, ancak, müminleri birbiriyle kardeş ediyor İslâm’a göre, mümin olmayan bir insan, mümin babasına varis olamıyor İman gidince, maddî, uzvî ve ırkî bağlılık bir işe yaramıyor
“Kendi nefsi için istediğini mümin kardeşi için de istemeyen (kâmil) mümin olamaz buyuran Allah Resulü (asm), bu âyetin amel ve his âlemimize nasıl aksedeceği hususunda bize yol gösteriyor
Müminler birbirlerini böylesine sevmeleri gerektiği halde şu veya bu sebeple aralarına kin ve husumet girerse, bu takdirde ne yapacaklardır? Âyeti kerimenin devamı şunu emreder: “Kardeşlerinizin arasını ıslah edin Onları sulha, sükûna kavuşturun Düşmanlıklarını, dostluğa, muhabbete, kardeşliğe çevirin
Evet, Kuran’ın hükmüne göre müminler kardeş Hepsi bir tek aile Tek cephe Onların arasına ayrılık sokanlar ise bilerek veya bilmeyerek karşı cephe namına çalışmış oluyorlar
Hud Sûresinden ulvî bir ders: Nuh (as) tufan hâdisesinde, “Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da benim ailemdendir (benim ehlimdendir) dediğinde, İlâhî cevap şöyle gelir: “Ey Nuh o senin ailenden (ehlinden) değildir Demek ki; insanın, inanmayan, isyan eden oğlu onun ehli sayılmıyor Öyle ise inanmayan ırkdaşı da onun dostu, kardeşi olamaz Bu hakikati hiçbir tevile imkân vermeyecek kadar net biçimde ortaya koyan bir Allah kelâmı:
“Ey iman edenler, babalarınızı ve kardeşlerinizi eğer küfrü imana tercih etmişlerse dost edinmeyin! Sizden kim onları dost edinirse işte onlar, zalimlerin ta kendisidir (Tevbe suresi, 23)
Bu ayet, “Ancak müminler birbirinin kardeşidirler âyeti kerimesinde ders verilen ince ruhun ve derin şuurun bir başka ifadesidir
İnanmayan babanız sizin dostunuz değil, inanmayan kardeşiniz de sizin dostunuz değil
Onları dost edinen insan, hakikati çiğnemiş, zulmetmiştir
Allah’ın ona bir ihsanı olan sevgi hissini yanlış yerde kullanmış, zulmetmiştir…
Yanlış bir tercihle kendisini Cehenneme sokmaya sebep olmuş, nefsine zulmetmiştir
Onun sevgi hanesinde küffar, mümine ağır basmış ve o adam bu büyük adaletsizliği işlemekle zalim olmuştur
‘Maliki yevmiddin’ olan Allah haber veriyor: “O gün ne mal, ne evlât bir fayda vermez Allah’a kalbi selim ile gelenler müstesna (Şuara suresi, 8889)
Irk yakınlığının en birinci basamağı, en ileri seviyesi evlâtla baba arasındaki münasebet değil midir? Bu âyet, bu yakınlığın o meydanda para etmeyeceğini haber veriyor bize Artık hangi ırkçılıktan bahsediyoruz O gün kimsenin ne malına, ne mülküne, ne de kazandığı evlât sayısına bakılmayacak
O gün tek geçer akçe var: Kalbi selim Allah’a teslim olmuş, Onun her emrine ram olmuş temiz ve halis bir kal Ondan başkasına bağlanmamış bir gönül Bu gönül kimde bulunursa bulunsun, Arap’ta olsun, Acemde olsun makbuldür Ve Cennet, kalbi selim sahiplerinin varacağı mükâfat menzili Orada her mümine, ihlâsına, ameline, ahlâkına, gayretine, himmetine göre makam verilecek Ondaki bütün tabakalar bu esaslara göre Orada her ırkın ayrı bir makamı yok
Alaâddin Başar (Prof Dr)