iltasyazilim
FD Üye
Biz astronomik standartlar göz önüne alındığında, çok fazla özen gösterilmiş, kollanmış ve şefkat gösterilmiş bir grup yaratıklarız Eğer evren şu anki en hassas kesinliğinde yapılmış olmasaydı hiçbir zaman var olamazdık Benim görüşüme göre mevcut şartlar, evrenin insanın içinde yaşaması için yaratıldığını gösteriyor
Prof John O'Keefe, NASA'da astronomi uzmanı
Heeren, F 1995 Show Me God Wheeling, IL, Searchlight Publications, p 200
(Evrendeki) bu kompleksliği mümkün kılan kanunlarda hayret verici bir ince ayar görünüyor Evrende var olan bu kompleksliğin gerçekleşmesi, mucizekelimesini kullanmamayı çok güçleştiriyor
Prof George F Ellis, İngiliz astrofizikçi
The Anthropic Principle: Laws and Envirnoments The Anthropic Principle, F Bertola and UCuri, ed New York, Cambridge University Press, 1993, p 30
“Kanıtları inceleyen herhangi bir bilim adamı kendisini şu sonuca varmaktan alıkoyamaz: Yıldızların içinde meydana getirdikleri sonuçlar göz önüne alındığında nükleer fiziğin kanunları kasıtlı olarak tasarlanmışlardır
Prof Fred Hoyle
Fred Hoyle, Religion and the Scientists, London: SCM, 1959; M A Corey, The Natural History of Creation, Maryland: University Press of America, 1995, s 341
“Big Bang teorisi evrenin tek ve büyük bir patlama ile başladığını kabul eder Ama bildiğimiz gibi patlamalar maddeyi dağıtır ve düzensizleştirirler Oysa Big Bang çok gizemli bir biçimde bunun tam aksi bir etki meydana getirmiştir: Maddeyi birbiriyle birleşecek ve galaksileri oluşturacak hale getirmiştir
Prof Fred Hoyle
Fred Hoyle, The Intelligent Universe, London, 1984, s 184185
Demek istediğim şudur ki evrenin bir amacı vardır Orada öyle, bir şekilde şans eseri var olmamıştır
Prof Roger Penrose, Matematikçi
Heeren, F 1995 Show Me God Wheeling, IL, Searchlight Publications, p 233
“Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi
Stephen Hawking
Stephen Hawking, A Brief History Of Time, Bantam Press, London: 1988, s 121125
“Çok küçük sayısal değişikliklere hassas olan evrenin şu andaki yapısının, çok dikkatli bir bilinç tarafından ortaya çıkarıldığına karşı çıkmak çok zordur Doğanın en temel dengelerindeki hassas sayısal dengeler, kozmik bir tasarımın varlığını kabul etmek için oldukça güçlü bir delildir
Prof Paul Davies, İngiliz astrofizikçi
Paul Davies God and the New Physics New York: Simon & Schuster, 1983, s 189
“Eğer yıldızlar birbirlerine biraz daha yakın olsalar, astrofizik çok da farklı olmazdı Yıldızlarda, nebulalarda ve diğer gök cisimlerinde süregiden temel fiziksel işlemlerde hiçbir değişim gerçekleşmezdi Uzak bir noktadan bakıldığında, galaksimizin görünüşü de şimdikiyle aynı olurdu Tek fark, gece çimler üzerine uzanıp da izlediğim gökyüzünde çok daha fazla sayıda yıldız bulunması olurdu Ama pardon, evet; bir fark daha olurdu: Bu manzarayı seyredecek olan benolmazdım Uzaydaki bu devasa boşluk, bizim varlığımızın bir ön şartıdır
Prof George Greenstein, Astrofzikçi
George Greenstein, The Symbiotic Universe, s 21
“Gerçeklerin akıl süzgecinden geçirilerek yorumlanışı ortaya koymaktadır ki, üstün bir Akıl, fiziğe, kimyaya ve biyolojiye müdahale etmiştir ve doğada varlığından söz etmeye değer bilinçsiz güçler yoktur Gerçeklerin hesaplanmasıyla ortaya çıkan sayılar o kadar akıl almazdır ki, beni bu sonucu tartışmasız biçimde kabul etmeye götürmektedir
Prof Fred Hoyle
Paul Davies The Accidental Universe, Cambridge: Cambirdge University Press, 1982, s 118 (Hoyle'dan alıntı)
Ünlü Newsweek dergisi 27 Temmuz 1998 sayısında bu konuyu “Bilim Allah’ı Buluyor başlığıyla kapak yapmıştı
Prof John O'Keefe, NASA'da astronomi uzmanı
Heeren, F 1995 Show Me God Wheeling, IL, Searchlight Publications, p 200
(Evrendeki) bu kompleksliği mümkün kılan kanunlarda hayret verici bir ince ayar görünüyor Evrende var olan bu kompleksliğin gerçekleşmesi, mucizekelimesini kullanmamayı çok güçleştiriyor
Prof George F Ellis, İngiliz astrofizikçi
The Anthropic Principle: Laws and Envirnoments The Anthropic Principle, F Bertola and UCuri, ed New York, Cambridge University Press, 1993, p 30
“Kanıtları inceleyen herhangi bir bilim adamı kendisini şu sonuca varmaktan alıkoyamaz: Yıldızların içinde meydana getirdikleri sonuçlar göz önüne alındığında nükleer fiziğin kanunları kasıtlı olarak tasarlanmışlardır
Prof Fred Hoyle
Fred Hoyle, Religion and the Scientists, London: SCM, 1959; M A Corey, The Natural History of Creation, Maryland: University Press of America, 1995, s 341
“Big Bang teorisi evrenin tek ve büyük bir patlama ile başladığını kabul eder Ama bildiğimiz gibi patlamalar maddeyi dağıtır ve düzensizleştirirler Oysa Big Bang çok gizemli bir biçimde bunun tam aksi bir etki meydana getirmiştir: Maddeyi birbiriyle birleşecek ve galaksileri oluşturacak hale getirmiştir
Prof Fred Hoyle
Fred Hoyle, The Intelligent Universe, London, 1984, s 184185
Demek istediğim şudur ki evrenin bir amacı vardır Orada öyle, bir şekilde şans eseri var olmamıştır
Prof Roger Penrose, Matematikçi
Heeren, F 1995 Show Me God Wheeling, IL, Searchlight Publications, p 233
“Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi
Stephen Hawking
Stephen Hawking, A Brief History Of Time, Bantam Press, London: 1988, s 121125
“Çok küçük sayısal değişikliklere hassas olan evrenin şu andaki yapısının, çok dikkatli bir bilinç tarafından ortaya çıkarıldığına karşı çıkmak çok zordur Doğanın en temel dengelerindeki hassas sayısal dengeler, kozmik bir tasarımın varlığını kabul etmek için oldukça güçlü bir delildir
Prof Paul Davies, İngiliz astrofizikçi
Paul Davies God and the New Physics New York: Simon & Schuster, 1983, s 189
“Eğer yıldızlar birbirlerine biraz daha yakın olsalar, astrofizik çok da farklı olmazdı Yıldızlarda, nebulalarda ve diğer gök cisimlerinde süregiden temel fiziksel işlemlerde hiçbir değişim gerçekleşmezdi Uzak bir noktadan bakıldığında, galaksimizin görünüşü de şimdikiyle aynı olurdu Tek fark, gece çimler üzerine uzanıp da izlediğim gökyüzünde çok daha fazla sayıda yıldız bulunması olurdu Ama pardon, evet; bir fark daha olurdu: Bu manzarayı seyredecek olan benolmazdım Uzaydaki bu devasa boşluk, bizim varlığımızın bir ön şartıdır
Prof George Greenstein, Astrofzikçi
George Greenstein, The Symbiotic Universe, s 21
“Gerçeklerin akıl süzgecinden geçirilerek yorumlanışı ortaya koymaktadır ki, üstün bir Akıl, fiziğe, kimyaya ve biyolojiye müdahale etmiştir ve doğada varlığından söz etmeye değer bilinçsiz güçler yoktur Gerçeklerin hesaplanmasıyla ortaya çıkan sayılar o kadar akıl almazdır ki, beni bu sonucu tartışmasız biçimde kabul etmeye götürmektedir
Prof Fred Hoyle
Paul Davies The Accidental Universe, Cambridge: Cambirdge University Press, 1982, s 118 (Hoyle'dan alıntı)
Ünlü Newsweek dergisi 27 Temmuz 1998 sayısında bu konuyu “Bilim Allah’ı Buluyor başlığıyla kapak yapmıştı