iltasyazilim
FD Üye
Hafız Münâvî, büyük bir hadis alimi, fakih ve sûfîdir Miladi 1545 ile 1622 yıllarında Mısır’da yaşamıştır Yaşadığı dönemde kendisine; “zamanının İmam Şafiîsi dedirtecek kadar ilimde ve irfanda zirvelere çıkmıştır
Bu büyük alimin talebelerinden biriyle aralarında geçen bir hatırayı aktarır kaynaklarımız Hafız Münâvî’nin genç bir talebesi varmış Kur’an’ı hıfz etmek için sabahlara kadar yatmaz, çalışır ve en az gecede bir hatim edermiş
Sabah olunca rengi solmuş,benzi sararmış bir halde hocasının karşısına gelir, zorlanarak dersini arz etmeye çalışırmış
Hocası talebesindeki bu hali görünce meraklanmış ve arkadaşlarından bu talebesinin halini sormuş Arkadaşları bu talebenin sabahlara kadar Kur’an hıfzı ile meşgul olduğunu ve her gece bir hatim indirdiğini söylemişler
Hafız Münâvî bu talebesini uyarma ihtiyacı duymuş, onu karşısına oturtarak demiş ki:
“Evladım! Kur’an indiği gibi okunmalıdır Maharet çok okumak değil, asıl maharet okunan o ayetler üzerinde tefekkür etmektirBundan sonra geceleri Kur’an okurken sanki ben karşındaymışım ve bana okuyormuş gibi oku
Hocasının bu tavsiyelerini dinleyen talebe o gece sanki rahlesinin önünde hocası varmış gibi, Kur’an’ını okumuş
Sabah olunca hocasının önüne dersini arz etmeye gelince, hocası sormuş:
“Evladım! Bu gece ne kadar Kur’an okudun
Talebe hocasına demiş ki: “Hocam! Ancak Kur’an’ın yarısını okuyabildim Çünkü sizi önümde hayal edince yanlış yapmamak için daha dikkatli ve yavaşça okudum
Hocası bu başlangıca sevinmiş ve talebesine demiş ki: “ Bu gece ise sanki rahlenin önünde Efendimiz (sav) varmış gibi Kur’an’ını okuSanki dersini O’na arz ediyormuş gibi oku
Talebe hocasının dediği gibi, o gece Efendimiz’in ruhaniyeti ile beraber olmaya çalışmış ve sanki dersini O’na okuyormuş gibi büyük bir hassasiyet ile okumaya çalışmış ve sabah olunca yeniden hocasının karşısına geçmiş
Hocası sormuş; “Ne yaptın bu gece? Talebe demiş ki;
“Ancak Bakara Sûresini okuyabildim Hoca yine sevinmiş, “tamam bu iş kemale erecek diye içinden geçirmiş ve;
“Bu gece de sanki karşında Vahiy meleği Cibril varmış gibi oku demişTalebe o gecede sanki Cebrail’e okuyormuş gibi Kur’an’ını okumaya çalışmış Sabah olunca hocası yine sormuş; “Ne yaptın bu gece?
Talebe demiş ki; “Hocam! Sadece Fatiha Sûresini okuyabildim
Hoca talebesindeki bu olumlu gelişmeden dolayı daha da sevinmiş ve en son merhalede talebesine;
“Bu gece sanki karşında alemlerin Rabbi olan ALLAH varmış gibi oku Sanki O’nunla konuşuyormuş gibi, dersini O’na arz et demiş
Talebe hocasının istediği gibi o gece öyle yapmış Sabah olunca yeniden hocasının karşısına geçmiş, hocası ne yaptığını sormuş; talebe demiş ki;“VALLAHi! Hocam, Fatiha’dan başladım; İyyake na’büdü’ ya geldim, ama bir türlü bu ayeti tamamlayamadım Bu ayeti her dilime aldığımda, karşımda duran Rabbime karşı tam anlamıyla kulluğumu yerine getirememe utancı ile, kendi kendime;
“Sen gerçekten her halin ile ALLAH’a kulluk yapıp, başka hiçbir şeye yönelmiyor musun? diye sorguladım
Bu sorgulamayı o kadar çok yapmışım ki, birde baktım sabah olmuş ve ben hala “İyyake na’büdü ayetini geçememişim
Talebenin bu samimi sözleri hocayı da, orada bulunan diğer talebeleri de, gözyaşlarına boğmuş ve hoca talebesinin sahabe şuurunda bir Kur’an anlayışına vardığından dolayı sevinmiş ve bu talebesini kutlayarak, ona hayır dualarında bulunmuş
Sahabeden yıllar sonra gelip, ama onların Kur’an anlayışını yeniden yakalamanın mümkün olduğunu bize göstermesi bakımından bu menkıbe güzel bir örnektir
Demek ki; o ideal anlayışı yakalamanın yollarından biri Kur’an’ı ALLAH ile konuşuyormuş gibi okumaktır
Bu büyük alimin talebelerinden biriyle aralarında geçen bir hatırayı aktarır kaynaklarımız Hafız Münâvî’nin genç bir talebesi varmış Kur’an’ı hıfz etmek için sabahlara kadar yatmaz, çalışır ve en az gecede bir hatim edermiş
Sabah olunca rengi solmuş,benzi sararmış bir halde hocasının karşısına gelir, zorlanarak dersini arz etmeye çalışırmış
Hocası talebesindeki bu hali görünce meraklanmış ve arkadaşlarından bu talebesinin halini sormuş Arkadaşları bu talebenin sabahlara kadar Kur’an hıfzı ile meşgul olduğunu ve her gece bir hatim indirdiğini söylemişler
Hafız Münâvî bu talebesini uyarma ihtiyacı duymuş, onu karşısına oturtarak demiş ki:
“Evladım! Kur’an indiği gibi okunmalıdır Maharet çok okumak değil, asıl maharet okunan o ayetler üzerinde tefekkür etmektirBundan sonra geceleri Kur’an okurken sanki ben karşındaymışım ve bana okuyormuş gibi oku
Hocasının bu tavsiyelerini dinleyen talebe o gece sanki rahlesinin önünde hocası varmış gibi, Kur’an’ını okumuş
Sabah olunca hocasının önüne dersini arz etmeye gelince, hocası sormuş:
“Evladım! Bu gece ne kadar Kur’an okudun
Talebe hocasına demiş ki: “Hocam! Ancak Kur’an’ın yarısını okuyabildim Çünkü sizi önümde hayal edince yanlış yapmamak için daha dikkatli ve yavaşça okudum
Hocası bu başlangıca sevinmiş ve talebesine demiş ki: “ Bu gece ise sanki rahlenin önünde Efendimiz (sav) varmış gibi Kur’an’ını okuSanki dersini O’na arz ediyormuş gibi oku
Talebe hocasının dediği gibi, o gece Efendimiz’in ruhaniyeti ile beraber olmaya çalışmış ve sanki dersini O’na okuyormuş gibi büyük bir hassasiyet ile okumaya çalışmış ve sabah olunca yeniden hocasının karşısına geçmiş
Hocası sormuş; “Ne yaptın bu gece? Talebe demiş ki;
“Ancak Bakara Sûresini okuyabildim Hoca yine sevinmiş, “tamam bu iş kemale erecek diye içinden geçirmiş ve;
“Bu gece de sanki karşında Vahiy meleği Cibril varmış gibi oku demişTalebe o gecede sanki Cebrail’e okuyormuş gibi Kur’an’ını okumaya çalışmış Sabah olunca hocası yine sormuş; “Ne yaptın bu gece?
Talebe demiş ki; “Hocam! Sadece Fatiha Sûresini okuyabildim
Hoca talebesindeki bu olumlu gelişmeden dolayı daha da sevinmiş ve en son merhalede talebesine;
“Bu gece sanki karşında alemlerin Rabbi olan ALLAH varmış gibi oku Sanki O’nunla konuşuyormuş gibi, dersini O’na arz et demiş
Talebe hocasının istediği gibi o gece öyle yapmış Sabah olunca yeniden hocasının karşısına geçmiş, hocası ne yaptığını sormuş; talebe demiş ki;“VALLAHi! Hocam, Fatiha’dan başladım; İyyake na’büdü’ ya geldim, ama bir türlü bu ayeti tamamlayamadım Bu ayeti her dilime aldığımda, karşımda duran Rabbime karşı tam anlamıyla kulluğumu yerine getirememe utancı ile, kendi kendime;
“Sen gerçekten her halin ile ALLAH’a kulluk yapıp, başka hiçbir şeye yönelmiyor musun? diye sorguladım
Bu sorgulamayı o kadar çok yapmışım ki, birde baktım sabah olmuş ve ben hala “İyyake na’büdü ayetini geçememişim
Talebenin bu samimi sözleri hocayı da, orada bulunan diğer talebeleri de, gözyaşlarına boğmuş ve hoca talebesinin sahabe şuurunda bir Kur’an anlayışına vardığından dolayı sevinmiş ve bu talebesini kutlayarak, ona hayır dualarında bulunmuş
Sahabeden yıllar sonra gelip, ama onların Kur’an anlayışını yeniden yakalamanın mümkün olduğunu bize göstermesi bakımından bu menkıbe güzel bir örnektir
Demek ki; o ideal anlayışı yakalamanın yollarından biri Kur’an’ı ALLAH ile konuşuyormuş gibi okumaktır