Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Kuran Üzerinde Düşünmek !

Hoş geldin! odnoliub tarafından topluluğumuza katılmaya davet edildiniz. Kaydolmak için lütfen burayı tıklayın.
Kuran Üzerinde Düşünmek !

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
16
Puan
38
Yaş
35
F-D Coin
53
Kuran Üzerinde Düşünmek !

Biz senden evvel kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka (Peygamberler) göndermedik Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik) Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye (Nahl Suresi, 4344)
Kuran hakkında ne biliyorsunuz? Birçok insan bu soruya muhtemelen şöyle bir cevap verir: Kuran dinimizin mukaddes kitabıdırAma sorunun asıl cevabı olan, Kuran'ın içeriği hakkında pek bir fikir sahibi değildir Kuran hakkında halk arasında yanlış uygulamalar ve inançlar vardır Kuran, genellikle evlerin duvarlarında süslü bir muhafaza içinde asılı durur Belli bir yaşın üstündeki kişiler tarafından okunulacağı düşünülür Ayrıca Kuran'ın Arapça metninin okunması gerektiğine inanılır ancak okuyanlar Arapça bilmedikleri için doğal olarak Kuran ayetlerinin içeriği hakkında da hiçbir şey bilmezler
Halk arasında Kuran'ın çok ilginç bazı yararları olduğu da düşünülür Arasıra okunduğunda, okuyan kişiyi ve de okuduktan sonra okuyupüflediği yakınlarını kazadanbeladankoruyacağı umulur Bu yönüyle Kuran bir nevi belalara karşı muska olarak görülür
Kuran hakkında bunlardan daha batıl inançları olanlar da vardır Örneğin, Kuran'ın, yalan söyleyeni ekmekle birlikte çarptığına inanılır Hatta Kuran ayetleri fal bakmak için bile kullanılır
Kısacası, halk arasında Kuran'ın içinde ne yazıldığını bilen, Kuran üzerinde düşünen insan sayısı ancak binlerle ifade edilebilecek kadar azdır Bunun sonucu olarak da Kuran'a ilginç anlamlar yüklenir Çoğu kişi, İslam adına öne sürülen herşeyi Kuran kaynaklı zanneder Örneğin, nazar boncuğunun Kuran'da tavsiye edildiğine inananların sayısı bir hayli fazladır
Peki Kuran'ın gerçek gönderiliş amacı nedir? Bunu, yine Kuran ayetlerinden öğreniriz Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
İşte bu (Kuran) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O'nun yalnızca bir tek ilah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildiripduyurma (bir belağ)dır (İbrahim Suresi, 52)
Andolsun Biz Kuran'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık Fakat öğüt alıpdüşünen var mı? (Kamer Suresi, 32)
Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır (Bu Kuran) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir (Yusuf Suresi, 111)
Bu, kendisinde şüphe olmayan, sakınanlar için yol gösterici olan bir kitaptır (Bakara Suresi, 2)
Yukarıdaki ayetlerde ve bunlara benzer pek çok ayette, Kuran'ın gönderiliş amacının; insanları düşünmeye yöneltmek, onlara kendilerini yaratan Allah'ı tanıtmak, onlara kılavuzolup yol göstermek olduğu vurgulanır Kuran, akıl ve vicdanı açık olan her insana hitap eden, onları doğru yola ileten bir kitaptır
O halde, öncelikle Kuran'a yönelik olan yanlış bakış açısı düzeltilmelidir Kuran bazılarının sandığı gibi sadece Peygamber Efendimize hitap eden bir kitap değildir Müslümanımdiyen herkes Kuran'a yönelmelidir Kısacası dinini, eşdosttan, mahallenin büyüklerinden, hacı efendiden değil öncelikli olarak Kuran'dan öğrenmelidir Bu yapılmadığı için, her toplumda İslam farklı farklı anlaşılmış, Kuran dışı ananeler, efsaneler ve hurafeler dinin içine sokulmuştur Nitekim insan Kuran'ı hiçbir telkinin etkisi altında kalmadan vicdanlı ve akılcı bir şekilde okuduğunda bahsettiğimiz bu gerçeği açık biçimde görecektir
Kimileri de Kuran'ın, VII yüzyıldaki Müslümanlardan başkasına hitap etmediğini ya da çok az bir kısmının günümüz insanına hitap ettiğini sanır Böyle bir zihniyetin sahibi, en iyi ihtimalle Kuran'ı okumakla yetinir, böylece üstüne düşen görevi yaptığını düşünür Halbuki Kuran okumakbaşlı başına bir ibadet olsa bile, asıl yapılması gereken okunanları uygulamak, günlük hayata geçirmektir
Kuran'ın çağa uydurulmasıgerektiğini öne sürenlerse, Kuran'ın her dönemi ve her toplumu kapsama özelliğinin farkına varamamış olanlardır Kuran'ı açık bir zihinle okuyan kişi görür ki, Kuran'da anlatılan kişi ve toplum özellikleri, bugün de dahil olmak üzere tarihin her dönemini açıklamaktadır
Dinden uzak toplumların içinde bulunduğu bütün yanlışlıklar, bozukluk ve sapkınlıklar Kuran'da anlatılır, o toplumların dine karşı gösterdiği tepkiler tarif edilir, karakter tahlilleri yapılır Bu tarif ve tahliller günümüz dünyasına da uymakta ve bu durum da Kuran'ın sosyolojik mucizesini belgelemektedir
Kuran'ı uygulamak üzere okuyan ve elinden geldiğince uygulamaya başlayan bir kişi ki o artık bir müminolma yolundadır gün geçtikçe Kuran'ın hayatın her anını nasıl kapsadığını hayretle ve Kuran'a olan inancı artarak görecektir Kuran'da inanan insanın karşılaşacağı olaylar, bunlara karşı nasıl tavır göstermesi gerektiği ayrıntılarıyla tarif edilmiş durumdadır Kuran'ı yalnızca okumakla yetinip, uygulamadan vazgeçmek ise sanılandan daha kötü bir konumu beraberinde getirmektedir Allah, Yahudileri, Tevrat'ı uygulamadıkları için kitap yüklü eşeklerbenzetmesiyle tanımlamaktadır:
Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu (içindeki derin anlamları, hikmet ve hükümleriyle gereği gibi) yüklenmemiş olanların durumu, koskoca kitap yükü taşıyan eşeğin durumu gibidir Allah'ın ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez (Cum'a Suresi, 5)

Kuran'daki Din ve Ataların Dini !

Onlar, 'çirkin bir hayasızlık' işlediklerinde: biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk Allah bunu bize emrettiderler De ki: Şüphesiz Allah, 'çirkin hayasızlıkları' emretmez Bilmediğiniz bir şeyi Allah'a karşı mı söylüyorsunuz? (Araf Suresi, 28)
Ne zaman onlara: Allah'ın indirdiklerine uyundenilse, onlar: Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarızderler Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler? (Bakara Suresi, 170)
Kuran'ın gözardı edildiği bir ortamda gerçek anlamda bir dinin yaşandığını düşünmek imkansızdır Bu noktada, Kuran'daki din ile, halk arasındaki dinin farkını iyi belirlemek gereklidir Şuna çok dikkat etmek gerekir: Eğer din, Kuran'ın uygulanması değil de, atalardan kalma geleneklerin devam ettirilmesi olarak anlaşılırsa, o din artık İslam olamaz
Bugün halk arasında dindar olarak bilinen pek çok insanın Kuran'dan habersiz olması durumun çarpıklığını ortaya koymaktadır Din, adeta atalardan kalan bir miras olarak devam etmektedir ki bunun Allah'ın dilemesi dışında Allah katında herhangi bir değeri olmasını beklemek yanlış olur
Budistlerden Yahudilere, totemlere tapan Afrika kabilelerine kadar pek çok toplum, dinlerini atadan kalma miras olarak uygulanmaktadır ve bunların hiçbiri hak din değildir Çünkü bu dinlerde amaç, hak dinde olduğu gibi Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak değil, geleneği devam ettirmenin getirdiği nostaljik zevki yaşamak, kimi zaman da bazı çıkarlar elde etmektir
Kuran'ın öğrettiği dinde ise temel Allah'ın rızasıdır Müslüman kendisine bunu temel almalıdır Bu konudaki bir ayet konuyu açıklamaktadır:
Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez (Tevbe Suresi, 109)
Ayetten de anlaşılacağı gibi, Allah rızası üzerine kurulmamış bir iman, bunun üzerine bina edilmemiş bir din anlayışı makbul olmadığı gibi korkunç bir sonu beraberinde getirmektedir
Çoğu kimsenin din hakkında sahip olduğu izlenimler, aslında geleneksel din hakkında sahip olduğu izlenimlerdir Geleneksel din ise, türlü kerametlerden, sayısız batıl inanç ve törenlere kadar uzanır Aslında pek çok kişi, bu geleneğin birtakım mantıksızlıklara dayalı olduğunu fark eder Ama olayın doğrusunu araştırma gibi bir zahmete de girmek istemediğinden, başta değindiğimiz dinden olabildiğince uzak kalmayolunu seçer Hatta din dışı fakat gelenek içinde din olarak tanıtılan bu tür safsataların varlığı, onun dinden kaçması için de kendince bir tür meşru zemin oluşturur Ama bu insan yanılmaktadır

Gerçek Dindarlar ve Sahte Dindarlar !

De ki: Eğer biliyorsanız (söyleyin Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?, Allah'ındırdiyecekler De ki: Yine de öğüt alıpdüşünmeyecek misiniz?De ki: Yedi göğün Rabbi ve büyük Arş'ın Rabbi kimdir?Allah'ındırdiyecekler De ki: Yine de sakınmayacak mısınız?De ki: Eğer biliyorsanız (söyleyin Herşeyin melekutu (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken kendisi korunmuyor, Allah'ındırdiyecekler De ki: Öyleyse nasıl oluyor da böyle büyüleniyorsunuz?Hayır, biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar (Mü'minun Suresi, 8490)
Kitabın başında verilen örneğe geri dönelim Şehirde, diğer insanlardan her yönden farklı bir grup insan olduğunu vurgulamıştık Bu insanlara, şehirin diğer sakinlerinin önemli bir bölümünün kötü gözle baktıklarını, onlar aleyhinde davrandıklarını belirtmiştik O bir grup insanın ise, kendilerine, o şehrin ve daha başka herşeyin sahibinin ulaştırdığı bir kitabı rehber edindiklerini söylemiştik
O insanlar, Allah'ın verdiği isimle, Müslümanlardır:
Allah adına gerektiği gibi cihad edin O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi) O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi Müslümanlarolarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı (Hac Suresi, 78)
Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve: Gerçekten ben Müslümanlardanımdiyenden daha güzel sözlü kimdir? (Fussilet Suresi, 33)
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır: Diğer insanların müminlere iyi gözle bakmayışları Örnekte anlatılan şehrin bir cahiliye şehriolduğunu belirtmiştik Bir toplumun cahiliyetoplumu olması, onun dinsiz bir toplum olduğu anlamına gelmez Tam tersine, Kuran'da anlatılan cahiliyetoplumları kendilerini dindarolarak görürler Ama bağlı oldukları din, hak din değildir Dinlerine belki hak dinin ismini vermişlerdir, fakat yaşadıkları din bir gelenek dinidir, atalarından kalan ve ısrarla sürdürdükleri ve doğru olduğunu zannettikleri sapkın bir din anlayışıdır Kur'an'da, cahiliyetoplumunun bu özelliği şöyle vurgulanır:
Onlara; Allah'ın indirdiklerine uyundenildiğinde, derler ki; hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarızŞayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)? (Lokman Suresi, 21)
Cahiliyetoplumunun en önemli özelliği ise, savunduğu geleneği Allah adına savunmasıdır Bu gerçi samimiyetsiz bir savunuştur ve cahiliyetoplumunun üyelerinin Allah'a karşı bir bağlılıkları yoktur Ama gelgelelim bu toplumun üyeleri, hele önde gelenleri, ağızlarından Allah'ın adını düşürmezler Öyle ki, Allah'ın bir Peygamberini öldürmek gibi Allah katında olabilecek en büyük suçu işlerken bile, Allah adına yemin ederler:
Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlikdüzenlik bırakmıyorlardı Kendi aralarında Allah adına and içerek, dediler ki: Gece mutlaka ona ve ailesine bir baskın düzenleyelim, sonra velisine: Ailesinin yok oluşuna biz şahit olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz, diyelim (Neml Suresi, 4849)
Cahiliyeiçinde öyle bir grup da vardır ki, Kuran'ı bilirler, Kuran'a uyacaklarına söz vermelerine rağmen, dünyanın geçici yararınıtercih ederek, çıkarlarını gözetirler Bütün bu yaptıkları ikiyüzlülüğe rağmen, kendilerini örnek Müslümanolarak gösterirler:
Onların ardından yerlerine kitaba mirasçı olan birtakım kötü kimselergeçti (Bunlar) Şu değersiz olan (dünya)nın geçiciyararını alıyor ve; yakında bağışlanacağızdiyorlar Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar Kendilerinden Allah'a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin Kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular (Allah'tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır Hala akıl erdirmeyecek misiniz? (A'raf Suresi, 169)
Bu durumda, bir insanın ya da bir grubun mümin olup olmadığını anlamak biraz daha dikkatli bir gözlem gerektirir Çünkü bir insanın ağzından üstteki ayette açıkça belli olduğu gibi İslami sözlerin dökülmesi, o insanın Müslümanca konuşması onun gerçekten Müslüman, mümin olduğunu göstermeyebilir Üstteki ayette anlatılan insanların bir istisna olduğu sanılabilir Ancak Kuran ayetleri bunun böyle olmadığını göstermektedir Birçok ayette, mümin olduğunu öne sürdüğü halde aslında mümin olmayan, üstüne üstlük, çok daha kötü bir konumda olan insanlardan söz edilmektedir:
İnsanlardan öyleleri vardır ki: Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettikderler; oysa inanmış değillerdir (Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller Kalplerinde hastalık vardır Allah da hastalıklarını arttırmıştır Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır (Bakara Suresi, 810)
Başka ayetlerde, söz konusu sahte dindarların, kendilerine sorulan sorulara şöyle cevaplar verdikleri bildirilir:
De ki: Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri eviripçeviren kimdir? Onlar: Allahdiyeceklerdir Öyleyse de ki: Peki siz yine de korkupsakınmayacak mısınız? İşte bu, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah'tır Öyleyse haktan sonra sapıklıktan başka ne var? Peki, nasıl hala çevriliyorsunuz? (Yunus Suresi, 3132)
Andolsun, onlara: 'Kendilerini kim yarattı?' diye soracak olsan, elbette: Allahdiyecekler Öyleyse nasıl olur da çevriliyorlar? (Zuhruf Suresi, 87)
Yukarıdaki ayetler, bir insanın gerçekten mümin olabilmesi için gerekli kıstasların, cahiliye toplumundaki dindarkıstaslarından farklı olduğunu gösterir Cahiliye toplumu, bir insanın mümin olabilmesi için, sorulduğunda elhamdülillah Müslümanımdemesini ve toplum tarafından kabul görmüş, şekli yönü ağır basan bazı davranışları yerine getirmesini yeterli sayar Ama Allah'ın Kuran'da tarif ettiği mümin, bunlardan çok daha farklı özellikler taşımaktadır

KAYNAK : Sadece Kayıtlı Üyeler Linkleri Görebilir
 

Similar threads

Alıntı: Elif, Lam, Ra Bu bir Kitap'tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik (İbrahim Suresi, 1) Kuran, insanların Allah'ı tanımaları, O'nun bir tek ilah olduğunu bilmeleri, Rabbimize nasıl kulluk edeceklerini...
Cevaplar
0
Görüntüleme
117
Allah'ın sözü olan Kuran, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün ne olduğunu insanlara bildiren hak kitaptır Kuran'da insanların niçin ve nasıl yaratıldıkları, yaşamaları gereken model, ibadet şekilleri, güzel ahlak ile ilgili bilgiler, bedenen ve ruhen sağlıklı olmanın yolları, zor anlarda ve...
Cevaplar
0
Görüntüleme
81
İyilik konusunda öğüt vermek ve hatırlatma yapmak Kuran'da müminlere emredilen bir ibadettir Dindar bir insan, din ahlakından uzak yaşayan ya da Kuran ahlakını yaşarken birtakım hatalı veya eksik davranışlarda bulunan bir kimsenin göreceği zararları bildiği için, kendisini vicdanen bu durumdan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
84
Size iki şey bırakıyorum ki, onlara tutunduğunuz müddetçe asla dalâlete düşmezsiniz: Allah'ın Kitabı ve Peygamberi'nin sünneti(1) Rabbimiz'in Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçipbeğendim(Maide Suresi, 3) ayetiyle de bildirdiği...
Cevaplar
0
Görüntüleme
57
Kuran Ahlakının Tüm Dünyaya Anlatılması http:img208**************img2086577neslinursema1kuran9dtjj6 Kuran ayetlerinde, Allah'ın sünnetişeklinde bir ifade ile karşılaşırız Bu ifade Kuran'da Allah'ın kanunlarıanlamında kullanılmaktadır Ayetlerde, bu kanunların daima geçerliliğini koruduğu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
63
858,279Konular
977,922Mesajlar
26,247Kullanıcılar
SRKRTSon üye
Üst Alt