Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Kuran ve Sünnet'te Ağaç Sevgisi

Kuran ve Sünnet'te Ağaç Sevgisi
0
154

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
KURAN ve SÜNNET'TE
AĞAÇ SEVGİSİ
Yüce Allah, önce kâinatı yaratmış ve onu beşer unsurunun yaşayabileceği hale getirdikten, yani her şeyi ile mükemmel bir şekle soktuktan sonra insanı var etmiştir Yarattığı her şeyi de insanoğlu için yaratmış, onun hizmetine vermiştir İşte, insanların istifadesine sunulan unsurlardan biri de ağaç, daha genel bir ifadeyle yeşilliktir Bu itibarla, küçük çaplı bu çalışmamızda kısaca ağaç ve ormanlardan bahsedeceğiz Ormanların, odun hammaddesi ve oksijen üretimi, havanın toz ve diğer kirleticilerden temizlenmesi, toprağın oluşumu ve korunması, dinlenme–sağlık vb açılardan pek çok faydası vardır Ancak biz bu vb konuları ihtisas çevrelerine bırakarak konuyu Kur'ân ve hadis çerçevesinde çok kısa olarak ele almaya çalışacağız

İSLAM MEDENİYETİ
AĞAÇ MEDENİYETİDİR
Kur'ân ve Sünnet'te ağaç ve yeşilliğe büyük bir önem atfedildiği görülmektedir Kur'ân'da bazı meyve ve sebzelerin isimleri zikredilmekte, çeşitli vesîle ve amaçlarla yer yer gökten suyun indirilerek toprağın yeşilliklerle, yani bağ, bahçe, meyve ve tahıl ürünleriyle canlandırıldığından bahsedilmektedir:
Görmüyorlar mı ki, biz nasıl yağmuru, kuruotsuz yere gönderiyoruz da onunla ekin bitiriyoruz?
Görmedin mi Allah (nasıl) gökten su indirdi de, onunla renkleri çeşit çeşit meyvelerürünler çıkardık
Size hubûbât, tohumlar, bitkiler ve (ağaçlarıfidanları) sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye, yağmur yüklü bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık

Görüldüğü gibi Kur'ân, yeşilliğe büyük bir önem vermiştir
Hadîste de konu üzerinde hassasiyetle durulmuş; Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ağacın, kesimine izin vermemiş,
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, sedir ağacını kesene lanet etmiştir
Dikimine ve yetiştirilmesine ise büyük bir önem atfetmiştir:
Birinizin elinde bir fidan olduğu halde kıyâmet kopmaya başlasa ve kıyâmetin kopması gerçekleşinceye kadar o fidanı dikmeye imkanı olursa onu diksin
Allah Resûlü diğer canlı varlıklara faydasından dolayı olmalı ki meyveli ağaçların dikilmesinin ise daha sevaplı olduğunu bildirmiştir:
Müslüman bir adam bir fidan diker veya ekin eker de ondan bir yabani hayvan, kuş yahut başka bir canlı yerse, muhakkak o yenilen şey onun için –kıyâmete kadar– sadaka olur
Kim ki (meyveli) bir ağaç dikerse, Allah ona, diktiği ağacın verdiği meyve kadar sevap verir
Yeşilliğin ölülere bile faydasının olduğunu bildiren Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, konuya verdiği önemin bir sonucu olmalı ki Tâ'if, Mekke ve Medîne'de birer bölgeyi bazı kurallar koyarak koru (yani yasak bölge) ilan etmiştir:
Mekke'yi Allah, gökleri ve yeri yarattığı günden beri harem kılmıştır Bu şehir, Allah'ın harem kılması sebebiyle kıyamet gününe kadar haremdir Buranın dikeniağacı kesilmez, av hayvanı ürkütülmez, yitiğini, sahibini arayacak olan kimseden başkası el uzatıp alamaz, yeşil otları koparılamaz
Resûlullah kendisine Uhud göründüğünde: Bu, bizleri seven, bizim de kendisini sevmekte olduğumuz bir dağdır Allah, şüphesiz İbrâhîm peygamber Mekke'yi harem kılmıştır Ben de Medîne'nin iki kara taşlığı arasını harem kıldım, sözlerini söyledi
Resûlullah, Medîne'nin her tarafından birer berîd 12 mil 20 kmlik (bir alanı) koru tayin etti Oranın ağaçları (yapraklarını düşürmek için) silkelenmez ve kesilmez Ancak (zaruret miktarı yedirilmek üzere) deve (sırtında) götürülen (yapraklar) müstesnâ
Vecc (Tâ'if) Vâdî'sinin dikenli çalıları ve ağaçları kesilmeyecek; av hayvanları da öldürülmeyecektir Bunlardan herhangi birini ihlal eden biri olursa sopalanacak ve elbisesi de soyulup alınacaktır Eğer biri taşkınlık yaparsahaddi aşarsa, yakalanıp Peygamber Muhammed'e getirilecektir Bu emir Peygamber Muhammed'dendir Bunu Allah elçisi Muhammed'in emriyle Hâlid b Secîd yazdı Bu emri kim ihlal ederse –Muhammed'in emrettiği konuda– kendisine zulmetmiş olur

SAVAŞ HALİNDE BİLE…
Savaş hali gibi oldukça kritik olan zamanlar da bile konuya büyük bir itina gösterilmiştir Burada yeri gelmişken Ebû Bekir'in, –hilâfetinin ilk günlerinde, Hz Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hayatta iken hazırlatdığı, ancak vefat ettiği için gönderemediği– Üsâme komutasında Şam'a sevkettiği orduya hitaben söylediği şu sözler oldukça manidardır:
Haddi tecâvüz etmeyiniz Çocukları, ihtiyarları ve kadınları öldürmeyiniz Hurma ağaçlarını kesip yakmayınız Meyve veren ağaçlara dokunmayınız Koyun, sığır ve deve gibi hayvanları, gıdalanmak dışında başka bir maksatla kesmeyiniz
Bu tür uygulamalar, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'tan sonra da sürmüş; kurallara uymayanlara karşı maddî mü'eyyideler uygulanmıştır Konuya ilişkin olarak Osman b Maz'ûn'un azadlısı Muhammed'in dedesi yoluyla şöyle bir olay nakledilmektedir:
Maz'ûn âilesinin taşlık bölgedeki toprağının idaresi bu azadlının elinde idi Azadlı şunları anlatmaktadır: Ömer b el–Hattâb, bazen öğle üzeri elbisesiyle başını örterek beni ziyarete gelir, yanıma oturur, benimle konuşurdu; ben de kendisine salatalık ve sebze ikram ederdim Ömer bir gün bana şöyle dedi: Yerinden ayrılma, seni bu yerlerin idaresine memur olarak tayin ettim Herhangi bir kimsenin, Medîne'nin ağaçlarını ığşalamasına (silkmesine, sallamasına), dallarını kesmesine katiyetle müsaade etme! Birisi bunları yaparsa elinden ipini ve baltasını al! Azadlı, elbisesini de alayım mı? diye sorunca Ömer 'hayır' diye karşılık verdi
Yeşilliğin tahribine karşı uygulanan şu maddî mü'eyyide örneği de kayda değer niteliktedir:
Sa'd b Ebî Vakkâs meranın (otlağın) otlarını biçen bir çocuk gördü; bunun üzerine çocuğu döverek elbiselerine ve baltasına el koydu Bunun üzerine çocuğun azatlısı (veya ailesinden bir kadın) Ömer'in yanına girdi ve kendisine Sa'd'ı şikâyet etti Ömer Sa'd'a:
Ey Ebû İshâk! Allah sana rahmet eylesin, çocuğun baltasını ve elbisesini geri ver,dedi Sacd bunu kabul etmedi ve Resûlullah'ın bana verdiği bir ganimeti veremem Çünkü onun şöyle dediğini işitmiştim:
Meraları kesen bir kimse görürseniz, onu dövünüz ve elbiselerini alınızSa'd çocuktan aldığı baltayı çapa olarak kendi toprağında ölene kadar kullandı

OSMANLI'NIN AĞAÇ DİKİMİNE
VERDİĞİ ÖNEM
Osmanlılarda da bu hususa büyük bir itina gösterilmiştir Konuya ilişkin olarak 3 Ramazan 973 (mîlâdî 24 Mart 1566) tarihinde düzenlenmiş olan bir ferman şöyledir:
Vize kadısına hüküm ki, Vize'den Midye'ye varınca ol mâ beynde (bu ikisi arasında) vâki olan (bulunan) koruya Balkan'ın öte cânibinden (öbür tarafından) bazı kimesneler (kimseler) davarlarını getürüp ağaçların yukarısını davarları için kesmekle koruya küllî (çokumumî) taaddî iderlermiş (zarar verirlermiş) Buyurdum ki,
Vardukda, zikrolunan koruya celeb (devlete ait) koyunundan gayri (başka) bir ferdi koymayıp ağaçlarını kırdırmayasın, eslemeyüp (dinlemeyipaldırmayıp) muhâlefet edenleri (karşı gelenleri) tutup küreğe (kürek çekme cezasıağır hapis) gönderesin
Görülüyor ki aktardığımız bu bilgiler, yeşilliğe verilen ehemmiyeti, hiçbir izaha muhtaç bırakmayacak şekilde ortaya koymaktadır Müslümanların ağaç ve dolayısıyla yeşilliğe karşı dikkate değer bu duyarlılıkları batılıların bile dikkatini çekmiştir Meselâ Père Jehannot Müslüman Türklerin ağaca verdikleri önemi şu sözleriyle ortaya koymaktadır:
Sevdikleri ağaçların kurumasına meydan vermemek üzere sulanıp bakılmalarını temin için vakıflar tesisini de sevap sayarlar
Comte de Bonneval de konuyla ilgili olarak şöyle demektedir:
Velhasıl, verimsiz (meyvesiz) ağaçların sıcaktan kurumasına meydan vermemek üzere her gün sulanmaları için işçilere para vakfedecek kadar çılgın Türkler bile görülmektedir
Aynı anlamda Guer'in sözleri ise şöyledir:
Kısırverimsiz ağaçların kuraklıktan kurumalarına meydan vermemek üzere bir işçiye ücret verip sulanmalarını temin edecek kadar hayrât ve hasenâtta ileri giden biraz kaçık Müslümanlara tesadüf edilir
Bütün bunlardan sonra Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in irad ettiği şu,
Hurma ağacı ile diğer ağaçlar, o ağaçların sahipleri ve onlardan sonraki nesiller için –Allah'a şükrettikleri sürece– berekettirsözünün verdiği mesaj daha iyi anlaşılmış olmalıdır
Dinimizde böylesine önem verilen ormanların, yani yeşil alanların bu günkü durumu ise hiç de iç açıcı değildir Meselâ, Hititler'e ait ortaya çıkarılan kültür varlıklarından ve Asur kitâbelerinden elde edilen verilere göre İç Anadolu'nun vaktiyle ormanlarla kaplı olduğu, Van yöresinde bundan 3500 yıl önce saz toplumları kadar sık ormanların bulunduğu anlaşılmaktadır
Şam'dan Mekke'ye gelen bir kadının, yolculuğu esnasında, yiyecek ve içecek sıkıntısı çekmediği, bu tür ihtiyaçlarını ağaç meyvelerinden ve kaynak sularından karşıladığı nakledilmektedir
Günümüzde ise bu bölgeler, ne hazîn bir durumdur ki tamamen ormansız denebilecek durumdadır

Sonuç olarak diyoruz ki,
Kur'ân ve sünnette ağaca, daha genel bir ifadeyle yeşilliğe, diğer din ve kültürlerde görülmeyen bir hassasiyet gösterilmiş, önem verilmiştir Kanaatimize göre bunun sebebi, kainatın tabii dengesinin korunması düşüncesi olmalıdır Kur'ân ve hadisin, konuyla ilgili verileri dikkate alınırsa kainatın doğal dengesinin bozulmamasına, başka bir ifadeyle herhangi bir ekolojikçevresel problemin ortaya çıkmaması ve hatta mevcut problemlerin çözümü yönünde kayda değer bir katkı sağlanmış olur
Aksi halde, her şeyiyle mükemmel bir şekilde yaratılmış olan yer yuvarı, insanlar da dahil olmak üzere bütünüyle canlı yaşamına imkan vermeyen talihsiz bir mekana dönüşebilir Zaten konunun önemi de buradan ileri gelmektedir Bu itibarla Kur'ân ve sünnetin bu konudaki tavsiyeleri ve ortaya koyduğu prensipleri, hakikaten büyük bir önem taşımaktadır

doç dr bahattin dartma
 

Similar threads

Berâ (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: Kur'ânı Kerim'i sesinizle güzelleştirinBuhari?Tevhid 52?; Ebu Davud?1468?; Nesâî?2179,180?; İbnu Mâce?1342?; Darimi?3504?; Hakim?1575?; Beyhaki, Şuab?2386?; Tayalisi?s100?; Ahmed?4283?; İbni Ebi Şeybe?2251...
Cevaplar
0
Görüntüleme
206
Utanma Duygusu (Hayâ), Değeri Ve Bu Duyguya Sahip Olmaya Teşvik Etmek İbni Ömer radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, utangaç kardeşine bu huyunu terketmesini söyleyen Medine’li bir müslümanın yanından geçerken ona: “Onu kendi haline bırak...
Cevaplar
0
Görüntüleme
132
Teheccüd namazı, Peygamberimiz’e farz bizim için sünnettir Kamil ve şuurlu mü’minler zamanını ona göre ayarlayıp, gece ibadet ederler Uykularından fedâkârlık yapıp gecelerini namazla nurlandırır, Rabb’lerinden ne istiyorlarsa o vakitte ister, günahlarına o vakitte tövbe ederler: * “Onlar...
Cevaplar
0
Görüntüleme
115
EFENDIMIZ'I (sallallahu aleyhi ve sellem) SEVMEK Bu konunun seciminde, son gunlerde dozunu ciddi boyutlara varacak derecede artiran Kâinatin Efendisi'ni (sallallahu aleyhi ve sellem) siradan bir insanmis gibi gormeye ve gostermeye calisan, bazen de saygi sinirlarini asan tavir ve yaklasimlar...
Cevaplar
0
Görüntüleme
133
Ey peygamber! Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya dirliğini ve süsünü, refahını istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim BOLLUK VE ZİYNET İÇİNDE OLMAYACAK MIYIZ? İslam devleti kurulmuş, yıllardır çekilen sıkıntılar yerini feraha, mutluluğa bırakmaya...
Cevaplar
0
Görüntüleme
122
858,506Konular
983,080Mesajlar
33,114Kullanıcılar
moleqySon üye
Üst Alt