Kur'an'da vahyin ceşitleri gecmekte midir?
Vahyin ceşitleri nelerdir?
Vahiykelimesi (VHY) fiilinin mastarı olup lugatte, gizli konuşmak, emretmek, ima ve işaret etmek, acele etmek, seslenmek, fısıldamak, mektup yazmak ve ilham gibi anlamlara gelmektedir( elCevheri, esSihah; ibn ManzUr, Lisanu'lArab, VHYmaddesi)
Bu kelime, Kur'an'da Allah'a ait bir fiil olarak kullanıldığı gibi, Allah'tan başkası icin de kullanılmıştır Bu sebeple sozluk anlamı itibariyle vahiy kavramı: İlahi ve gayrı İlahi vahiy şeklinde iki ceşit olarak tespit edilmektedir(Cerrahoğlu, ismail, Tefsir UsUlu, 37; Turgut, Ali, Tefsir UsUlu ve Kaynakları, 7980)
Gayrı İlahi Vahiy
Gayrı İlahi vahiy icin aşağıdaki ayetler misal olarak zikredilebilir:
Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına cıkarak onlara: Sabah akşam tespihte bulunun diye vahyetti(Meryem, 1911)
Bu ayette, vahiy kelimesi ima ve işaret anlamında kullanılmıştır
Biz boylece her peygambere insan ve cin şeytanlarını duşman kıldık Bunlar, aldatmak maksadıyla birbirlerine yaldızlı sozler vahyederler(En'am, 6112)
Burada soz konusu edilen vahiy kelimesi, fısıldamak, gizlice soylemek anlamındadır (Cerrahoğlu, Tefsir UsUlu, 37ّ)
İlahi Vahiy
Allah tarafından yapılan vahyin ilahi vahiy kavramını kendi arasında tekvini, ilhami ve teşriihakiki vahiy şeklinde değişik kısımlara ayırmak mumkundur
Tekvini vahiy: Tekvini vahiy, cansız varlıkların hususi gorevlerini bildiren bir vahiy şeklidir Hususi vazifelerini kendilerine bildiren Allah, bunu vahiy kelimesiyle ifade etmiştir Kuranda bu vahiy ceşidi, goklere ve yere yapılan vahiy olarak kendini gostermektedir İlgili ayetler şoyledir:
Allah boylece onları, iki gunde yedi gok olarak yarattı ve her goğe gorevini vahiy etti (Fussilet, 4112)
Yeryuzu o şiddetli sarsıntı ile sarsıldığı, icindeki ağırlıklarını cıkarıp dışarı attığı, ve insan: Bu yere de ne oluyor? dediği zaman, işte o gun yer, uzerinde olup biten her şeyi anlatır Cunku Rabbin ona vahiy etmiştir(Zilzal, 9915)
Teşrii Vahiy: İnsanlık camiasından secilip gorevlendirilen peygamberler vasıtasıyla, insanların ve de cinlerin dunya ve ahiret hayatlarının mutluluğu icin prensipler koyan ilahi mesajlardan ibarettir Buna hakiki vahiy de denilir HakikiTeşrii vahiy kavramı; Allah tarafından peygamberlere vasıtalı veya vasıtasız olarak ulaştırılan vahiy olarak da tanımlanabilir
Hz Peygamber (asm)'e vahyin gelişi, değişik şekiller arz etmektedir Bunlardan bazılarını şoyle sıralayabiliriz:
a Ruyayı sadıka:
Hz Aişe (ra)'nin belirttiğine gore, Hz Peygamber (asm)'e gelen ilk vahiy, ruya şeklinde tezahur etmiştir Hz Peygamber (asm)'in gorduğu ruyalar, sabahın aydınlığı gibi ortaya cıkardı( Buhari, Bed'u'lvahy, 3)
b Hz Cebrail'in gorunmeden vahiy getirmesi:
Bazen olur ki, Hz Peygamber (asm) uyanıkken, melek gorunmeksizin onun kalbine vahiy ilka ederdi Buna bir ceşit teşrii ilham da denilebilir Cunku soz konusu vahiy, bir Kuran ayeti olmamakla beraber yine de teşrii bir mesaj ihtiva etmektedir:
RUhu'lKudus kalbime şu sozu fısıldadı: Hicbir nefis rızkını tastamam almadıkca olmez Oyleyse Allah'tan sakının da rızkınızı guzel ve meşru yollardan arayın(Suyuti, İtkan, I59; AclUni, Keşfu'lhafa, I231)
mealindeki hadisi şerif, vahyin bu ceşidine işaret etmektedir
c Hz Cebrail'in insan suretine girerek vahiy getirmesi (Buhari, Bed'u'lVahy, 2)
İman, İslam ve ihsandan bahseden meşhur Cibril hadisi, bu ceşit vahyin bir orneğini gostermektedir(Buhari, İman, 57) Tarih ve siyer kitapları, Hz Cebrail (as)'in insan şeklinde temessul ettiği zaman, coğunlukla sahabilerden Hz Dihye (ra) suretinde geldiğini bildirmektedirler (Keskioğlu, Osman, Kur'a'nı Kerim Bilgileri, 30)
d Meleğin can sesine benzer bir sesle hitap etmesi:
Hz Aişenin bildirdiğine gore, Efendimiz (as) şoyle buyurmuştur:
Bazen bana can sesine benzer bir sesle hitap edilir Bu bana en ağır gelen vahiy şeklidir Melek benden ayrılıp giderken, ben de gelen vahyi tastamam hıfzetmiş olurumBuhari, Bed'u'lVahy, 2; vahyin ceşitleri icin ayrıca bk İbn Kayyım el Cevzi, Za'du'lMead, (trc Şukru Ozen), I2425
Allah'ın vahiy ile veya perde arkasından, yahut bir elci gonderip ona kendi izniyle dilediği şeyi vahiy etmesinden başka bir suretle konuşması hic bir insana muyesser olmaz O yucedir, hikmet sahibidir(ŞUra, 4251)
ayetinde vahyin uc şekline vurgu yapıldığı gibi, vasıtalı vasıtasız vahiy ceşitlerine de işaret edilmiştir(bk Subhi Salih, 25)
Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyetttik Ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, YakUb'a, Esbat'a (onların torunlarına), İsa'ya, EyyUb'e, YUnus'a, Harun'a ve Suleyman'a da vahyettik Davud'a da Zebur'u verdik( Nisa, 4163)
ayeti hakiki vahyin butun peygamberler icin ortak bir değer olduğunu gostermektedir
Vahyin HakikatiVahiy Mesajının Amacı:
Cinleri ve insanları sırf beni tanıyıp, bana kulluk etsinler diye yarattım (Zariyat, 5150)
ayetinde ifade edildiği uzere, butun maksadı kendisinin zat, sıfat ve isimlerini tanıtmak olan yuce Yaratıcı, ilim, irade, hayat ve kudret gibi sıfatlarını fiilleriyle, sanatlarıyla tanıttığı gibi; bu isim ve sıfatları en kısa yoldan tanıtan tekellumukonuşması ile de gosterecektir (Nursi, Şualar, s103) İşte yuce Allah'ın, fiillerinin yanında kelamı ile de kendini tanıtmak uzere insanlardan şeckin olan bazı şahsiyetlerle konuşması, vahyin hakikatini ve gayesini ifade etmektedir
Asrımızın en buyuk allamelerinden olan Bediuzzaman Said Nursiye gore, yuz bin peygamberin ittifakla haber verdiği, semavi kitap ve sahifelerin delilleriyle gosterdiği vahyin hakikati ve Vahiy mesajının amacı, beş ışıklı bir yolla gunduz gibi ispat edilebilir (bk Şualar, Yedinci Şua)
Tenezzulu İlahi:
Tenezzulu İlahi kavramı, Yuce Allahın kendi icadı olan yaratıklarıyla, ozellikle ahseni takvimde yarattığı insanlarla, onların hak ilahı olarak konuşmaya tenezzul buyurması anlamına gelir
Butun canlı mahlUklarını konuşturan ve konuşmalarını bilen yuce Allah'ın kendisinin de konuşmasıyla onların konuşmalarına iştirak etmesi, ulUhiyet ve rubUbiyetininyaratıcılık ve idareciliğinin, hak mabut ve ilahlığının gereğidir Allah'ın insanlarla konuşması demek, onların anlayacağı şekilde, akıllarının seviyesine gore onlara hitap etmesi, O'nun bir Yaratıcı olarak yaratıklarına karşı merhametiyle tenezzul buyurmasıdır
Tearufu Rabbani:
Tearufu Rabbani kavramı, Yuce Allahın butun varlıkları yaratan, sevk ve idare eden bir idarecialemlerin Rabbi olarak, tenezzul buyurup kendini mahlukatına, bir lutuf olarak, tanıtmasını ifade etmektedir
Kendini tanıttırmak icin, kainatı bu kadar hadsiz masraflarla, baştan başa harikalar icinde yaratan ve binler dillerle kemalatını soylettiren, sonsuz ilim ve kudretini ilan eden yuce Allah, elbette kendi sozleriyle de kendini tanıttıracaktır
Mukabelei Rahmani:
Mukabelei Rahmani kavramı, Rahman ve Rahim olan Yuce Allahın, her şeyleriyle kendisine muhtac olan insanların isteklerine, merhamet buyurup karşılık vermesi anlamındadır
Mevcudatın en seckini, en nazlısı ve yaratıcısına en muştakı olmakla beraber onların en fakiri, en acizi ve en muhtacı olan hakiki insanların isteklerine ve şukurlerine fiilen mukabele ettiği gibi, kelamıyla da mukabele etmekonların isteklerine karşılık vermek yaratıcılık vasfının gereğidir
Mukalemei Subhani:
Mukalemei Subhani kavramı, her turlu noksan sıfatlardan munezzeh olan Yuce Allahın, her turlu kusurdan uzak olan vahiyle yaratıklarıyla ozellikle insanlarla konuşmasını ifade etmektedir
İlim ile hayatın zaruri bir lazımı ve ışıklı bir tezahuru olan konuşma sıfatı, elbette kuşatıcı, sonsuz bir ilim, sermedidaimi, tukenmez bir hayatı taşıyan yuce Allahda, kapsamlı, sonsuz, sınırsız ve surekli bir şekilde bulunur İşte vahiy de bu sonsuz mukalemenin bir tezahurudurbu sayısız konuşmanın bir yansımasıdır
İş'arı Samedani:
İş'arı Samedani kavramı, hicbir şeye muhtac olmayan Yuce Allahın, her yonden kendisine muhtac olan yaratıklarının ozellikle de insanların bu ihtiyaclarını yerine getiren bir merci olarak, varlığının en kuvvetli belgesi olan konuşmasıyla kendini onlara bildirmesi, her an ilim ve kudretiyle yanlarında hazır ve nazır olduğunu hissettirmesi anlamına gelmektedir
Yaratıklar icerisinde en sevimli, en sevecen, hayatında en endişelien kaygılı, sırtını vereceği bir istinat noktasına en muhtac, sahibini ve yaratıcısını bulmaya en muştak olan insanoğlu gibi mahluklarının ruhlarına bir iştiyak, bir muhabbet vermekle beraber, onları fakir ve aciz yaratan Allah'ın, aynı zamanda her derde devayı yetiştirebilecek bir kuvvet ve kudrete sahip olan kendi zatını onlara konuşması ile bildirmesi, UlUhiyetinin bir gereğidir (bk Nursi, age)
Vahyin ceşitleri nelerdir?
Vahiykelimesi (VHY) fiilinin mastarı olup lugatte, gizli konuşmak, emretmek, ima ve işaret etmek, acele etmek, seslenmek, fısıldamak, mektup yazmak ve ilham gibi anlamlara gelmektedir( elCevheri, esSihah; ibn ManzUr, Lisanu'lArab, VHYmaddesi)
Bu kelime, Kur'an'da Allah'a ait bir fiil olarak kullanıldığı gibi, Allah'tan başkası icin de kullanılmıştır Bu sebeple sozluk anlamı itibariyle vahiy kavramı: İlahi ve gayrı İlahi vahiy şeklinde iki ceşit olarak tespit edilmektedir(Cerrahoğlu, ismail, Tefsir UsUlu, 37; Turgut, Ali, Tefsir UsUlu ve Kaynakları, 7980)
Gayrı İlahi Vahiy
Gayrı İlahi vahiy icin aşağıdaki ayetler misal olarak zikredilebilir:
Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına cıkarak onlara: Sabah akşam tespihte bulunun diye vahyetti(Meryem, 1911)
Bu ayette, vahiy kelimesi ima ve işaret anlamında kullanılmıştır
Biz boylece her peygambere insan ve cin şeytanlarını duşman kıldık Bunlar, aldatmak maksadıyla birbirlerine yaldızlı sozler vahyederler(En'am, 6112)
Burada soz konusu edilen vahiy kelimesi, fısıldamak, gizlice soylemek anlamındadır (Cerrahoğlu, Tefsir UsUlu, 37ّ)
İlahi Vahiy
Allah tarafından yapılan vahyin ilahi vahiy kavramını kendi arasında tekvini, ilhami ve teşriihakiki vahiy şeklinde değişik kısımlara ayırmak mumkundur
Tekvini vahiy: Tekvini vahiy, cansız varlıkların hususi gorevlerini bildiren bir vahiy şeklidir Hususi vazifelerini kendilerine bildiren Allah, bunu vahiy kelimesiyle ifade etmiştir Kuranda bu vahiy ceşidi, goklere ve yere yapılan vahiy olarak kendini gostermektedir İlgili ayetler şoyledir:
Allah boylece onları, iki gunde yedi gok olarak yarattı ve her goğe gorevini vahiy etti (Fussilet, 4112)
Yeryuzu o şiddetli sarsıntı ile sarsıldığı, icindeki ağırlıklarını cıkarıp dışarı attığı, ve insan: Bu yere de ne oluyor? dediği zaman, işte o gun yer, uzerinde olup biten her şeyi anlatır Cunku Rabbin ona vahiy etmiştir(Zilzal, 9915)
Teşrii Vahiy: İnsanlık camiasından secilip gorevlendirilen peygamberler vasıtasıyla, insanların ve de cinlerin dunya ve ahiret hayatlarının mutluluğu icin prensipler koyan ilahi mesajlardan ibarettir Buna hakiki vahiy de denilir HakikiTeşrii vahiy kavramı; Allah tarafından peygamberlere vasıtalı veya vasıtasız olarak ulaştırılan vahiy olarak da tanımlanabilir
Hz Peygamber (asm)'e vahyin gelişi, değişik şekiller arz etmektedir Bunlardan bazılarını şoyle sıralayabiliriz:
a Ruyayı sadıka:
Hz Aişe (ra)'nin belirttiğine gore, Hz Peygamber (asm)'e gelen ilk vahiy, ruya şeklinde tezahur etmiştir Hz Peygamber (asm)'in gorduğu ruyalar, sabahın aydınlığı gibi ortaya cıkardı( Buhari, Bed'u'lvahy, 3)
b Hz Cebrail'in gorunmeden vahiy getirmesi:
Bazen olur ki, Hz Peygamber (asm) uyanıkken, melek gorunmeksizin onun kalbine vahiy ilka ederdi Buna bir ceşit teşrii ilham da denilebilir Cunku soz konusu vahiy, bir Kuran ayeti olmamakla beraber yine de teşrii bir mesaj ihtiva etmektedir:
RUhu'lKudus kalbime şu sozu fısıldadı: Hicbir nefis rızkını tastamam almadıkca olmez Oyleyse Allah'tan sakının da rızkınızı guzel ve meşru yollardan arayın(Suyuti, İtkan, I59; AclUni, Keşfu'lhafa, I231)
mealindeki hadisi şerif, vahyin bu ceşidine işaret etmektedir
c Hz Cebrail'in insan suretine girerek vahiy getirmesi (Buhari, Bed'u'lVahy, 2)
İman, İslam ve ihsandan bahseden meşhur Cibril hadisi, bu ceşit vahyin bir orneğini gostermektedir(Buhari, İman, 57) Tarih ve siyer kitapları, Hz Cebrail (as)'in insan şeklinde temessul ettiği zaman, coğunlukla sahabilerden Hz Dihye (ra) suretinde geldiğini bildirmektedirler (Keskioğlu, Osman, Kur'a'nı Kerim Bilgileri, 30)
d Meleğin can sesine benzer bir sesle hitap etmesi:
Hz Aişenin bildirdiğine gore, Efendimiz (as) şoyle buyurmuştur:
Bazen bana can sesine benzer bir sesle hitap edilir Bu bana en ağır gelen vahiy şeklidir Melek benden ayrılıp giderken, ben de gelen vahyi tastamam hıfzetmiş olurumBuhari, Bed'u'lVahy, 2; vahyin ceşitleri icin ayrıca bk İbn Kayyım el Cevzi, Za'du'lMead, (trc Şukru Ozen), I2425
Allah'ın vahiy ile veya perde arkasından, yahut bir elci gonderip ona kendi izniyle dilediği şeyi vahiy etmesinden başka bir suretle konuşması hic bir insana muyesser olmaz O yucedir, hikmet sahibidir(ŞUra, 4251)
ayetinde vahyin uc şekline vurgu yapıldığı gibi, vasıtalı vasıtasız vahiy ceşitlerine de işaret edilmiştir(bk Subhi Salih, 25)
Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyetttik Ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, YakUb'a, Esbat'a (onların torunlarına), İsa'ya, EyyUb'e, YUnus'a, Harun'a ve Suleyman'a da vahyettik Davud'a da Zebur'u verdik( Nisa, 4163)
ayeti hakiki vahyin butun peygamberler icin ortak bir değer olduğunu gostermektedir
Vahyin HakikatiVahiy Mesajının Amacı:
Cinleri ve insanları sırf beni tanıyıp, bana kulluk etsinler diye yarattım (Zariyat, 5150)
ayetinde ifade edildiği uzere, butun maksadı kendisinin zat, sıfat ve isimlerini tanıtmak olan yuce Yaratıcı, ilim, irade, hayat ve kudret gibi sıfatlarını fiilleriyle, sanatlarıyla tanıttığı gibi; bu isim ve sıfatları en kısa yoldan tanıtan tekellumukonuşması ile de gosterecektir (Nursi, Şualar, s103) İşte yuce Allah'ın, fiillerinin yanında kelamı ile de kendini tanıtmak uzere insanlardan şeckin olan bazı şahsiyetlerle konuşması, vahyin hakikatini ve gayesini ifade etmektedir
Asrımızın en buyuk allamelerinden olan Bediuzzaman Said Nursiye gore, yuz bin peygamberin ittifakla haber verdiği, semavi kitap ve sahifelerin delilleriyle gosterdiği vahyin hakikati ve Vahiy mesajının amacı, beş ışıklı bir yolla gunduz gibi ispat edilebilir (bk Şualar, Yedinci Şua)
Tenezzulu İlahi:
Tenezzulu İlahi kavramı, Yuce Allahın kendi icadı olan yaratıklarıyla, ozellikle ahseni takvimde yarattığı insanlarla, onların hak ilahı olarak konuşmaya tenezzul buyurması anlamına gelir
Butun canlı mahlUklarını konuşturan ve konuşmalarını bilen yuce Allah'ın kendisinin de konuşmasıyla onların konuşmalarına iştirak etmesi, ulUhiyet ve rubUbiyetininyaratıcılık ve idareciliğinin, hak mabut ve ilahlığının gereğidir Allah'ın insanlarla konuşması demek, onların anlayacağı şekilde, akıllarının seviyesine gore onlara hitap etmesi, O'nun bir Yaratıcı olarak yaratıklarına karşı merhametiyle tenezzul buyurmasıdır
Tearufu Rabbani:
Tearufu Rabbani kavramı, Yuce Allahın butun varlıkları yaratan, sevk ve idare eden bir idarecialemlerin Rabbi olarak, tenezzul buyurup kendini mahlukatına, bir lutuf olarak, tanıtmasını ifade etmektedir
Kendini tanıttırmak icin, kainatı bu kadar hadsiz masraflarla, baştan başa harikalar icinde yaratan ve binler dillerle kemalatını soylettiren, sonsuz ilim ve kudretini ilan eden yuce Allah, elbette kendi sozleriyle de kendini tanıttıracaktır
Mukabelei Rahmani:
Mukabelei Rahmani kavramı, Rahman ve Rahim olan Yuce Allahın, her şeyleriyle kendisine muhtac olan insanların isteklerine, merhamet buyurup karşılık vermesi anlamındadır
Mevcudatın en seckini, en nazlısı ve yaratıcısına en muştakı olmakla beraber onların en fakiri, en acizi ve en muhtacı olan hakiki insanların isteklerine ve şukurlerine fiilen mukabele ettiği gibi, kelamıyla da mukabele etmekonların isteklerine karşılık vermek yaratıcılık vasfının gereğidir
Mukalemei Subhani:
Mukalemei Subhani kavramı, her turlu noksan sıfatlardan munezzeh olan Yuce Allahın, her turlu kusurdan uzak olan vahiyle yaratıklarıyla ozellikle insanlarla konuşmasını ifade etmektedir
İlim ile hayatın zaruri bir lazımı ve ışıklı bir tezahuru olan konuşma sıfatı, elbette kuşatıcı, sonsuz bir ilim, sermedidaimi, tukenmez bir hayatı taşıyan yuce Allahda, kapsamlı, sonsuz, sınırsız ve surekli bir şekilde bulunur İşte vahiy de bu sonsuz mukalemenin bir tezahurudurbu sayısız konuşmanın bir yansımasıdır
İş'arı Samedani:
İş'arı Samedani kavramı, hicbir şeye muhtac olmayan Yuce Allahın, her yonden kendisine muhtac olan yaratıklarının ozellikle de insanların bu ihtiyaclarını yerine getiren bir merci olarak, varlığının en kuvvetli belgesi olan konuşmasıyla kendini onlara bildirmesi, her an ilim ve kudretiyle yanlarında hazır ve nazır olduğunu hissettirmesi anlamına gelmektedir
Yaratıklar icerisinde en sevimli, en sevecen, hayatında en endişelien kaygılı, sırtını vereceği bir istinat noktasına en muhtac, sahibini ve yaratıcısını bulmaya en muştak olan insanoğlu gibi mahluklarının ruhlarına bir iştiyak, bir muhabbet vermekle beraber, onları fakir ve aciz yaratan Allah'ın, aynı zamanda her derde devayı yetiştirebilecek bir kuvvet ve kudrete sahip olan kendi zatını onlara konuşması ile bildirmesi, UlUhiyetinin bir gereğidir (bk Nursi, age)