Kur'an'ı Mushaflaştırma faaliyeti hakkında bilgi
12 (633) yılında sahte peygamber Museylime’ye karşı yapılan Yemame Savaşı’nda
şehid duşen cok sayıda musluman arasında, sayısı yuzlerle ifade edilen Kur’an hafızı ve
okuyucusu bulunuyordu Hz Omer bu durumu gorunce, Hz Peygamber hayatta iken
Kur’an’ı yazmış, oğrenmiş, ezberlemiş olan kimselerin azalması halinde mushaflaştırma
(nihai sıralamaya gore tertip edip yeniden yazarak bir ciltlik kitap haline getirme) işinin
zorlaşacağını duşundu, bu işin bir an once yapılması icin halifeye başvurdu Bundan
sonrasını mushaflaştırma gorevini ustlenen Zeyd b Sabit şoyle anlatır:
“Yemame’de verilen kayıptan sonra EbU Bekir beni cağırttı Omer b Hattab da
yanında idi Sozu EbU Bekir actı:
– Omer bana geldi ve ‘Yemame Savaşı’nda bircok Kur’an hafızını kay bettik Buna
benzer durumlarda daha bircok hafızı kaybetmemizden ve bu sebeple de (hafızalardaki)
Kur’an’ın bircoğunun kaybolup gitmesinden korkuyorum ve Kur’an’ın derlenmesini (cem‘)
emretmenizi uygun goruyorum’ dedi Ben kendisine, ‘ResUlullah’ın yapmadığı bir şeyi nasıl
yaparsın!’ dedim, ‘Vallahi bu hayırlı bir iştir’ cevabını verdi ve bu talebini ısrarla tekrarladı
Sonunda Allah’ın lutfuyla bu teklif gonlume yattı ve bu konuda onun gibi duşunmeye
başladım (Zeyd’e hitaben) ‘Sen akıllı ve genc bir insansın Seni hicbir şeyle suclayamayız
(sana guvenimiz tamdır) Ayrıca sen ResUlullah icin de vahyi yazıyordun Artık Kur’an’ı
(ona ait yazılı malzemeleri ve ezberleri) araştırıp bir araya getir…
(Zeyd anlatmaya devam ediyor Vallahi dağlardan birini yerinden kaldırıp taşımamı
isteselerdi bana Kur’an’ı derleme teklifinden daha ağır gelmezdi Benim cevabımla
konuşma şoyle surdu:
– ‘ResUlullah’ın yapmadığı bir şeyi nasıl yaparsınız?’
– ‘Vallahi bu hayırlı bir iştir’
EbU Bekir bana teklifini tekrarladı durdu; sonunda ikisinin gonlune ve kafasına yatan
iş, Allah’ın lutfuyla benim de gonlume yattı Hurma dallarının uygun yerlerinden, duz
taşlardan Ve insanların hafızalarından toplamak uzere Kur’an’ı araştırmaya koyuldum
Bu suretle derlenmiş olan sayfalar vefatına kadar EbU Bekir’in yanında idi, sonra hayatı
boyunca Omer’in yanında kaldı, sonra da onun kızı Hafsa’nın yanında koruma altına alındı
(Buhari, “Fezailu’lKur’an, 3; İbn EbU DavUd, Kitabu’l Mesahif, s 79)
Hz EbU Bekir’in talimatı uyarınca Zeyd b Sabit, insanların yazılı veya ezberden
getirdikleri Kur’an parcalarını şu şartlarla kabul etmiştir:
* İlgili şahıs onu ResUlullah’ın huzurunda yazmış olacak
*Buna dair iki şahit getirecek
*Genel olarak halkın ezberlediği ve bildiğine uygun bulunacak (bu konuda bilgi icin
bk İbn EbU DavUd, Kitabu’lMesahif, s 6, 31; Kastallani, İrşadu’ssari, VII, 447; İbn Hacer, Fethu’lbari,
VIII, 631)
Zeyd b Sabit hem Kur’an hafızı hem de Hz Peygamber’in vahiy katiple rinden biri
idi Hz Peygamber zamanında yazdırılan Kur’an sayfaları da (Kur’an’ın yazılı olduğu
malzeme) elinin altında bulunuyordu Bu malzeme ve bilgiye dayanarak Kur’an’ı derleyip
mushaf tertibinde yazması mumkun olduğu halde halkın hafızasındaki ve ellerindeki
malzemeye başvurması, karşılaştırma yapması ve ittifak hasıl olduktan sonra kaydetmesi
hem korumaya yonelik bir ihtiyattır hem de ileriye donuk ihtilafları ve iddiaları onleme
amacı gutmektedir
Abdullah b Mes‘Ud’un teklifiyle mushaf adı verilen bu nusha, şuphe ye yer
bırakmayacak olcude titizlikle toplanmış, tertiplenmiş, yazılmış ve –ileride acıklanacak
olan– yedi harfi ihtiva etmiş bulunuyordu Bu nushada (mushaf) ayetler geliş sırasına gore
değil, ResUlullah’ın bildirdiği nihai sıralamaya gore ve ait oldukları sUrelere yazılmıştır
12 (633) yılında sahte peygamber Museylime’ye karşı yapılan Yemame Savaşı’nda
şehid duşen cok sayıda musluman arasında, sayısı yuzlerle ifade edilen Kur’an hafızı ve
okuyucusu bulunuyordu Hz Omer bu durumu gorunce, Hz Peygamber hayatta iken
Kur’an’ı yazmış, oğrenmiş, ezberlemiş olan kimselerin azalması halinde mushaflaştırma
(nihai sıralamaya gore tertip edip yeniden yazarak bir ciltlik kitap haline getirme) işinin
zorlaşacağını duşundu, bu işin bir an once yapılması icin halifeye başvurdu Bundan
sonrasını mushaflaştırma gorevini ustlenen Zeyd b Sabit şoyle anlatır:
“Yemame’de verilen kayıptan sonra EbU Bekir beni cağırttı Omer b Hattab da
yanında idi Sozu EbU Bekir actı:
– Omer bana geldi ve ‘Yemame Savaşı’nda bircok Kur’an hafızını kay bettik Buna
benzer durumlarda daha bircok hafızı kaybetmemizden ve bu sebeple de (hafızalardaki)
Kur’an’ın bircoğunun kaybolup gitmesinden korkuyorum ve Kur’an’ın derlenmesini (cem‘)
emretmenizi uygun goruyorum’ dedi Ben kendisine, ‘ResUlullah’ın yapmadığı bir şeyi nasıl
yaparsın!’ dedim, ‘Vallahi bu hayırlı bir iştir’ cevabını verdi ve bu talebini ısrarla tekrarladı
Sonunda Allah’ın lutfuyla bu teklif gonlume yattı ve bu konuda onun gibi duşunmeye
başladım (Zeyd’e hitaben) ‘Sen akıllı ve genc bir insansın Seni hicbir şeyle suclayamayız
(sana guvenimiz tamdır) Ayrıca sen ResUlullah icin de vahyi yazıyordun Artık Kur’an’ı
(ona ait yazılı malzemeleri ve ezberleri) araştırıp bir araya getir…
(Zeyd anlatmaya devam ediyor Vallahi dağlardan birini yerinden kaldırıp taşımamı
isteselerdi bana Kur’an’ı derleme teklifinden daha ağır gelmezdi Benim cevabımla
konuşma şoyle surdu:
– ‘ResUlullah’ın yapmadığı bir şeyi nasıl yaparsınız?’
– ‘Vallahi bu hayırlı bir iştir’
EbU Bekir bana teklifini tekrarladı durdu; sonunda ikisinin gonlune ve kafasına yatan
iş, Allah’ın lutfuyla benim de gonlume yattı Hurma dallarının uygun yerlerinden, duz
taşlardan Ve insanların hafızalarından toplamak uzere Kur’an’ı araştırmaya koyuldum
Bu suretle derlenmiş olan sayfalar vefatına kadar EbU Bekir’in yanında idi, sonra hayatı
boyunca Omer’in yanında kaldı, sonra da onun kızı Hafsa’nın yanında koruma altına alındı
(Buhari, “Fezailu’lKur’an, 3; İbn EbU DavUd, Kitabu’l Mesahif, s 79)
Hz EbU Bekir’in talimatı uyarınca Zeyd b Sabit, insanların yazılı veya ezberden
getirdikleri Kur’an parcalarını şu şartlarla kabul etmiştir:
* İlgili şahıs onu ResUlullah’ın huzurunda yazmış olacak
*Buna dair iki şahit getirecek
*Genel olarak halkın ezberlediği ve bildiğine uygun bulunacak (bu konuda bilgi icin
bk İbn EbU DavUd, Kitabu’lMesahif, s 6, 31; Kastallani, İrşadu’ssari, VII, 447; İbn Hacer, Fethu’lbari,
VIII, 631)
Zeyd b Sabit hem Kur’an hafızı hem de Hz Peygamber’in vahiy katiple rinden biri
idi Hz Peygamber zamanında yazdırılan Kur’an sayfaları da (Kur’an’ın yazılı olduğu
malzeme) elinin altında bulunuyordu Bu malzeme ve bilgiye dayanarak Kur’an’ı derleyip
mushaf tertibinde yazması mumkun olduğu halde halkın hafızasındaki ve ellerindeki
malzemeye başvurması, karşılaştırma yapması ve ittifak hasıl olduktan sonra kaydetmesi
hem korumaya yonelik bir ihtiyattır hem de ileriye donuk ihtilafları ve iddiaları onleme
amacı gutmektedir
Abdullah b Mes‘Ud’un teklifiyle mushaf adı verilen bu nusha, şuphe ye yer
bırakmayacak olcude titizlikle toplanmış, tertiplenmiş, yazılmış ve –ileride acıklanacak
olan– yedi harfi ihtiva etmiş bulunuyordu Bu nushada (mushaf) ayetler geliş sırasına gore
değil, ResUlullah’ın bildirdiği nihai sıralamaya gore ve ait oldukları sUrelere yazılmıştır