Kureselleşme NEDİR,
Kureselleşme makale,
Kureselleşme ve gercekler
Kureselleşme, dunyaya hakim olmak isteyen sanayileşmiş devletlerin, azgelişmiş ve gelişmekte olan ulkelerin kaynaklarını, kendi cıkarlarına mal edebilmek icin II Dunya Savaşı ’ndan sonra ortaya attıkları bir kavramdır
Kureselleşme nasıl oluşur?
1 20 yuzyılın ilk yarısı, sanayi devrimini tamamlamış, pazar kaygısı icinde olan emperyalist devletlerin ekonomik nedenlere dayanan savaşlarıyla gecti
2 Bu devletler, savaşların can kaybına yol actığını ve maliyetli uygulamalar olduğunu gorduklerinden II Dunya Savaşı ’nı takip eden yıllarda kureselleşmeyi ortaya attılar
3 Boylece azgelişmiş ulkeler, buyuk devletlerin acık pazarı haline geldi
4 Bu şekilde gectiğimiz yuzyılda sıcak savaşlarla elde edilen neticeler, kureselleşmeyle cok daha kolay elde edilmeye başlandı
Kureselleşmenin maksadı nedir?
Kureselleşmenin maksadı, azgelişmiş ve gelişme surecindeki dunya ulkelerinin her turlu kaynağının kuresel gucler tarafından somurulmesi ve bu ulkelerin her alanda teslim alınmasıdır
1 Azgelişmiş ulkeler, II Dunya Savaşı ’ndan sonra dış borclanmaya dayalı kalkınma modellerini uygulamaya teşvik edildiler
2 Bu ulkelerin icine duşurulduğu dış borc batağıyla beraber;
a) Dış destekli kalkınma modelleri,
b) Dış destekli ekonomik programlar,
c) Tarım, sanayi, maliye vb alanlarda yapılan sozde reform onerileri,
d) Yerine getirilmesi gereken bir yığın, siyasi ve sosyal talep ortaya cıkmıştır
3 Boylece ulkelerin bağımsızlığı ve toprak butunluğu ciddi şekilde tehlikeye girmiştir, girmektedir
4 Kuresel dunyada buyuk sermaye sahipleri, uretimden ziyade ’parayla para kazanma metodu ’nu uyguladılar
5 Bu şirketler, uretimden buyuk oranda cekilmişlerdir (Dunyadaki ekonomik durgunluğun ve artan işsizliğin temel sebebi de budur)
6 Bu şirketler, uretimlerini emek ve kaynağın cok ucuz olduğu ulkelere yaptırmaktadırlar Bunun da iki sebebi vardır
a) Birincisi, kimi devletlerin butcesinden bile daha fazla paraya sahip olan bu sermayedarlar icin uretime yatırım yapmak riskli ve zahmetli bir kazanc yoludur
* Uretim yerine, geri kalmış ulkelerin para ve sermaye piyasalarında para spekulasyonlarıyla para kazanmak daha kolaydır
b) İkincisi, kalkınma yarışına giren gelişme surecindeki ulkeler, uretimlerini arttırırken, bir yandan da iktisatta karşılaştırmalı ustunluğe sahip malları ihrac ederek dunya klasmanına cıkabiliyordu
* Bu ise dunya kaynaklarını yeni rakiplerle boluşmek demekti
* Bunun onune gecmek isteyen kuresel gucler, sermaye hareketlerinin sınırsızlığından da yararlanarak emeğin ve kaynağın cok ucuz olduğu ulkelere bu malları urettirmeye başladılar
* Boylece hicbir ulkenin karşılaştırmalı ustunluğu olan bir malı uretme şansı kalmıyor,
* Bu yontemle bir ulkenin kalkınması imkansız hale geliyordu
7 Bu sebeple gunumuz dunyasında ekonomisini kuresel guclere karşı korumayan hicbir ulkenin kalkınması mumkun değildir
8 Kuresel gucler, yabancı sermayenin ve para fonlarının bir ulkeye gelmesi icin tavsiye ettikleri programlarda,
* IMF ile işbirliğini,
* Uluslararası tahkimi şart koşmaktadırlar
9 Zira bu ekonomik savaşta IMF ve Dunya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar, para spekulatorleriyle ortak calışarak kuresel devletlere hizmet etmektedir
10 Butun bunlar, emperyalist ulkelerin gunumuzde uyguladıkları somuru taktikleridir
11 Kureselleşme ve globalleşme, kuresel guclerin, gelişmekte olan ulkelere actıkları ’ekonomik savaş ’ın adıdır
12 Bu savaşın kurallarını kuresel gucler belirlemektedir
Kuresel guclerin Turkiye uzerindeki oyunları ve neticeleri
1 AB, Turkiye ’nin adaylığını 2019 yılında değerlendirecektir
2 AB ’ye tam uye olmayan Turkiye, 1995 ’te Gumruk Birliği ’ne girmiştir
3 AB ’ye uye olmadan GB ’ne giren, Turkiye ’den başka bir ulke yoktur
4 Turkiye, tek taraflı verdiği tavizler neticesi ortaklık haklarından yararlanmadan ekonomik yukumlulukleri tek taraflı ustlenmiştir
5 GB ’ne girmemizle beraber ulkemizde tam bir ithalat patlaması yaşanmıştır; ihracatta ise her alanda bir duşme gozlenmiştir
6 Neticede yaşanan dış ticaret acığı sebebiyle Turkiye ’nin cok ciddi doviz kayıpları olmuştur
7 GB şartlarında cifte standart uygulanmış, Turkiye ’nin tarım ve tekstil mamullerinden kota uygulaması kaldırılmamıştır
8 Sonucta Turkiye, Avrupa mallarına acık bir pazar haline gelmiş, gumruk vergilerinde de buyuk oranda kayıplar yaşanmıştır
9 GB, en buyuk darbeyi, yeni gelişmekte olan ancak uygulanan ekonomik programlar neticesi maliyetini aşağıya cekemeyen ve rekabete hazır olmayan yerli uretime vurmuştur
10 Ulkemizdeki ilk beşyuz şirketin gelirlerinin yuzde 85 ’ini faiz gelirleri oluşturmaktadır
11 Dunyada serbest dolaşan para miktarı, dunya ticaret hacminden 20 kat buyuk bir rakama ulaşmıştır
12 Bu kadar buyuk paraların yıkıcı ve spekulatif etkileri ise malumdur
13 Bu sebeple IMF gelişmekte olan ulkelere ekonomik programlar tavsiye etmektedir (Bunların icinde Turkiye de vardır)
14 Ancak, bize tavsiye edilen bu programların maksadı, ekonomimizi istikrara kavuşturmak değil, IMF ’nin temsil ettiği sermaye gruplarının ulkemizin pazar ve kaynaklarını ele gecirmesini garanti altına almaktır
15 IMF ’nin, en stratejik kurumlarımızı ozelleştirmemiz icin yaptığı ısrarın sebebi budur
16 Bu surecte devletin guclu olması ciddi bir engel teşkil ettiği icin, IMF programlarında ısrarla devletin gucunu kucultmemiz tavsiye edilmektedir
17 Ulkemizi ekonomik krize goturen en onemli sebeplerden biri de bankaların icinin boşaltılması suretiyle Hazine ’nin talan edilmesidir
18 Kişilerin şahsi menfaati gibi gorunen bu eylemler, tesadufi olmayıp TC Devleti ’ni batırmak icin hazırlanmış bir projenin uygulamaya konmasıdır
19 Bu ve benzeri durumların doğurduğu zararın tazminine ve bunlarla mucadeleye Ulusal Guvenlik meselesi olarak bakmaktayız
20 Kuresel gucler, yabancı sermayenin ve para fonlarının bir ulkeye gelebilmesi icin gelişmekte olan ulkelere onerdikleri kalkınma modellerinde;
a) Uluslararası tahkimi,
b) IMF ile işbirliğini şart koşmaktadırlar
21 Bize de aynı oyunu oynamışlardır
22 IMF ile yaptığımız Standby antlaşması gereği bize kredi verilmiş, ancak bu paranın ulkemizin bozuk olduğu iddia edilen mali kesimine aktarılması şart koşulmuştu
23 Mali kesimdeki bozukluk, yapısal değildir Bozukluk,
a) Denetim ve cezaların yetersizliğinden,
b) Bu kesimin hortumlamaya acık sisteminden kaynaklanmaktadır
c) Kuresel gucler, bunu gayet iyi bilmektedir
24 IMF vb kuruluşlar tarafından onerilen programlarda reel sektorun adının gecmemesi ve kredilerin bankalara aktarılmasının sebebi budur
25 Ayrıca reel sektor, kuresel gucler tarafından fonlama gorevi, yabancı bankalar tarafından yerli bankalara verilen sendikasyon kredilerinden oluşmaktadır Amac, doviz olarak gelen sendikasyon kredilerinin, daha sonra cıkartılacak olan doviz krizleriyle batık hale gelmesiyle, geri odenemeyecek; bu durumda hileyle hem yerli bankalar, hem de yerli firmalar yabancı sermayedarlar tarafından ele gecirilecektir Boylece en buyuk zararı da IMF politikalarıyla aslında devlet gormuş olmaktadır Merkez Bankası ’nın doviz rezervleri erimiş, para basmaktan aciz duruma gelmiş, ulkenin doğal kaynakları, enerji kaynakları, halkın tasarruf birikimleri ve kar eden kamu işletmeleri ozelleştirme adına uluslararası sermaye tarafından teslim alınmış olmaktadır
Kuresel oyunlar neticesi geldiğimiz durum
1 Bugun ulkemizde vergi gelirlerinin tamamı, ic ve dış borclarımızın faizlerini dahi karşılayamaz durumdadır
2 Ulkemiz yuksek faiz, enflasyon ve doviz ucgeni icinde bir darboğaz yaşamaktadır
3 Diğer ulkelerin piyasalarında tedavulde olan yerli para miktarı milli gelirlerinin yuzde 30 ’u iken, bizde bu durum yuzde 2 ’ler civarındadır
4 Ekonomideki bu acığı Merkez Bankası ’nın kapatmasına karşı olanlar, bu işlevi bankaların gormesini istemektedirler
5 Piyasa icin gerekli olan bu paranın yerini, cek ve kredi kartlarıyla bankaların bastığı adi paralar almıştır
6 Merkez Bankası ’nın para basmayarak boşalttığı alanda, bankalar kredi kartlarıyla (plastik para) ve cek hesaplarıyla adeta para uretmektedirler
7 Piyasada para yerine kullanılan bu araclarla, bankalar, faiz işleterek yeni bir kazanc kapısı elde etmektedir
8 Bu şekilde bankalar, ekonomik hayatta onemli bir para kaynağı olarak stratejik onem kazanmaktadır
9 Devlet para basması gerekirken, borc yukunu cevirmek icin yaptığı Hazine ihaleleriyle en buyuk TL takipcisi olarak bankalara başvurmaktadır
10 Bankalar piyasada gecerli olan faiz rakamlarıyla mevduat toplamaktadır
11 Başta devlet olmak uzere reel sektor ve bireyler, para ihtiyaclarını yuksek faizle buralardan karşılamak zorunda kalmaktadır
12 Borc batağı icindeki devlet, 2002 yılı butce programında 42 katrilyon faiz odeyeceğini tahmin etmektedir
13 Devlet vergi gelirlerinin tamamını, yani butcenin yuzde 45 ’ini faize vermektedir
14 IMF, Merkez Bankası ’nın para basmasını yasakladığından, paraya ihtiyacı olan borclu devlet Hazine ihaleleriyle TL ’nin maliyetini kendi eliyle yukseltirken,
15 Parayla para kazanan ve devleti batağa sokan rantiye kesiminin işini kolaylaştırmaktadır
16 Bu sebeple gecen yıl en buyuk beş yuz kurumun gelirlerinin yuzde 85 ’i faaliyet dışı gelirlerden (faizden) kazanılmıştır
17 Devletin ic borclanmalarla piyasada oluşturduğu faiz rakamı diğer kredi turlerine referans olmakta;
* Boylece uretim yapmak icin krediye ihtiyacı olan reel kesim,
* Faizdeki kolay ve yuksek kazanca rağmen uretim yapmak isteyen firmalar darbe almaktadır
* Zira paranın maliyeti yukselmektedir
18 Ayrıca devlet, artan ic borc faizleri yuzunden katma değer ureten kesimden, yuksek vergi ve sigorta harcları olarak, rantiye kesimine gelir transferi yapmaktadır
19 Neticede Merkez Bankası, piyasasının ihtiyacı olan parayı basmadığı icin;
* Bankaların bastığı cek ve adi paralar ortaya cıkmıştır
* Bu şekilde ortaya cıkan bu banka paralarının kullanımında:
a) Vadeli işlemler alışkanlık haline getirilerek,
b) Verdiği kredilere faiz işletilerek piyasaya hakim maliyetli bir para ortaya cıkmaktadır
20 Bu maliyetli para, reel sektore kredi olarak gittiğinde, uretimin maliyetini arttırarak maliyet enflasyonuna sebep olmakta,
21 Bireylere gittiğinde, ev halkının alım guclerini duşurduğunden ticaret hayatını daraltıcı etki yapmakta,
22 Devlete gittiğinde ise butce acığının artırıcı etkisiyle enflasyona sebep olmaktadır
23 Devletin para basma vazifesini yerine getirmemesi;
a) Kaynakların haksız bir şekilde bankalara
b) Ve parayla para kazanan rantiye kesimine gelir transferiyle aktarılmasına sebep olmaktadır
24 Ayrıca dovize karşı korunmayan TL, yuksek faizin de etkisiyle bankalara giderek belli alanda bloke olmaktadır
25 Bu sebeple piyasanın tahrik gucu olan ve tedavulde bulunması gereken milli para piyasadan cekilmekte,
26 Ve yabancı para birimleri bu alanı doldurmaktadır
27 Ulkemizde 50 milyar dolar yastık altında;
28 60 milyar dolar bankalardaki doviz hesaplarında bulunmaktadır
29 Ulkemizde yabancı para birimleri;
a) Milli paramızı piyasadan kovmuş,
b) Tasarruf aracı olmuş,
c) Değişim işlevini kabul ettirmiş,
d) Guven unsuru kazanmıştır
30 Bankalardaki TL, 40 katrilyon civarında iken,
31 Piyasada değişim aracı olarak 4 katrilyon TL kullanılmaktadır
32 TL ’nin guvende olduğu yerler ise;
a) Yuksek faizle devlet bonolarında,
b) Veya mevduat olarak bankalarda bulunmaktadır
33 TL, değişim ve tasarruf aracı olarak kullanılmıyor, TL ’nin yerini doviz almıştır
34 Aslında piyasada dovizin bulunmaması gereklidir Zira;
a) Ekonomimiz ithalata bağlıdır,
b) Ve bu oranda ihracat yapamamaktayız
35 Buna rağmen piyasada milli paramızdan fazla doviz bulunmasının sebebi;
a) Devletin uluslararası kredi kuruluşlarından aldığı 120 milyar dolar kredi,
b) Ve kayıt altına alınmamış dovizin varlığıdır
36 Devlet, piyasanın ihtiyacı olan emisyonu sağlamadığı icin, ABD Merkez Bankası para basarak Turkiye ’deki bu acığı gidermektedir
* Bu yuzden ulkemizde milli paramızın yerini, yabancı para birimleri almıştır
37 Ote yandan, şu anda devletin halktan topladığı verginin, faiz odeme dışında devlete hic bir faydası yoktur
38 Bu vergilerin buyuk kısmı, sadece devletin kayıt altına alabildiği esnaftan, memurdan, işciden alınmaktadır
* Yani vergi doğru kesimden, yeterli oranda alınmamaktadır
39 Ulkemizden 150 milyar dolarlık bir fon bu yuzden dışarı kacmıştır
40 Yani mevcut vergi sisteminde, toplanan vergiler, ’uretici kesimi tahrik eden tuketim grupları ’ndan alındığı icin duşuk gelir grupları adaletsizliğe uğramaktadır
Emisyonun arttırılması ve yapılması gerekenler
1 Bu noktada devlet, adaletli bir vergi politikası belirlemeli,
a) Kayıt dışı ekonomiyi tesbit edip, kayıt altına almalı ve bu buyukluğu bulmalı,
b) Bu şekilde bir yılda alınması gereken vergi miktarını hesaplamalıdır
2 Ancak bu vergiyi almak yerine;
a) Emisyon o miktarda artırarak,
b) Sıfır faizle, proje karşılığı muteşebbise vererek, sermaye kıtlığı ceken reel sektore sıfır maliyetli bir kaynak oluşturabilir
3 Bu sayede;
a) Hem halktan vergi alınmayarak talep kesimi tahrik edilecek,
b) Hem de arz arttırılarak, talep karşılığını bulacak ve enflasyon tehlikesi ortadan kalkacaktır
4 Zaten toplanan vergilerin devlete bir faydası olmadığından, proje mukabili uretime verilmiş olmaktadır
5 Toplanacak vergilerle odenecek faiz ise;
a) Ya borc ertelemesiyle yeni bir takvime bağlanır,
b) Ya da para basılarak borclar odenir
6 Bankalar şu anda enflasyonun bir kac puan uzerinden talep edenlere kredi vermektedir
7 Yukarıda anlatılan sistemle, piyasadan sıfır faizle para sağlanacağına gore, bankalardan kredi isteyen de olmayacaktır
8 Yani sıfır faiz, sıfır enflasyon demek olacaktır
9 Enflasyon problemi cozmuş bir devletin milli parası da değerini kaybetmeyeceği icin yabancı paraların gecerliliği sona erecektir
10 Piyasada yabancı paranın yerini TL ’nin alması, piyasada TL miktarının artmasından başka bir değişikliğe yol acmaz
11 Artan TL miktarı;
a) Yatırım aracı olarak parayla para kazanma metodunu terk ederek,
b) Uretim alanlarında profesyonel risksermaye kuruluşları tarafından değerlendirilerek yeni bir yatırım alanı bulmuş olur ki; bu durum, ulkenin hızla kalkınmasında onemli bir unsur teşkil edecektir
Milli ekonomi modeli nedir?
1 Tamamen kendi insanımızın emeği, calışması ve uretimiyle ulkemizin kalkınmasını ve ekonomik bağımsızlığını hedefleyen ekonomik modeldir
2 Bu yonuyle milli kalkınma modeli, ulkeleri somurmeyi hedef alan kuresel guclere karşı verilen mucadelenin de adıdır
3 Bu model bir alternatif değil, ekonomik savaşın yaşandığı gunumuz dunyasında yegane kalkınma modelidir
Milli Kalkınma Modeli'nin esasları
1 Maksat, ulkemizin kalkınması ve ekonomik bağımsızlığıdır Ekonomik bağımsızlıktan kasıt, Turkiye ’nin gerektiğinde her turlu mal ve hizmeti uretebilme gucune sahip olması, ic ve dış odemelerini borclanmadan temin etmesidir
2 Uluslararası sermayenin gelişmekte olan ulkelere karşı yuruttuğu ekonomik savaştan dolayı ulkemizde reel sektor, ileri teknoloji kullanan, buyuk yatırım ve organizasyonları gercekleştiren projeleri hayata gecirecek gucten uzaklaşmıştır
3 Bu sebeple devlet, yeni urunler geliştiren, yeni pazarlar bulan, yeni teknik ve yontemlerin uygulandığı ve buyuk sermaye yatırımlarının gerektiği alanlara girip, mamul ve yarı mamul ureterek reel sektore onculuk yapacak; uzun vadede uretimimiz ve istikrarın sağlanması icin stratejik malların uretimi garanti altına alınacaktır
4 Reel sektor faaliyet dışı gelirlerle değil, uretimle para kazanmaya yonlendirilecektir
5 Ureticinin sıfır maliyetle sermaye elde edebilmesi icin, emisyonun genişletilmesi ve faiz giderlerinin kaldırılmasıyla elde edilecek kaynak, proje mukabili muteşebbise verilecektir
6 Sigorta, vergi ve enerji gelirleri aşağıya cekilerek, maliyetlerin duşurulmesi temin edilecek; bu sayede halkımıza dış piyasa koşullarında rekabet edebilecek mal sağlanmış olacaktır
7 Yerli uretim, ithal mallar karşısında korunacaktır
8 Dışarıya satılan hammadde ve yarı mamullerin değer katılarak mamul haline geldikten sonra ihrac edilmesi sağlanacaktır
9 Yapılacak yatırımlar, ekonomik acıdan oncelikli sektorlere dağıtılarak verimlilik yakalanacak ve yatırım hacmi ile daha yuksek bir buyume hızı elde edilecektir
10 Yabancı sermayenin, bir ulkeye enerji kaynaklarını veya doğal kaynakları kullanmak veya gumruk duvarlarını aşarak ic pazara mal ve hizmet satmak icin geldiği bilinmektedir Gelişmekte olan ulkeleri somurme mantığı dışında yatırım yaptığı ulkeyle ’ekonomik kader birliği ’ yapacak ve kazandığı paranın tamamını bu ulke icinde tekrar yatırıma donuşturecek anlayışta olan yabancı sermayeye her turlu teşvik ve kolaylık sağlanacaktır
11 Doviz kurlarını belirsizleştirmesi ve doviz riskine sebep olması dolayısıyla ve sermaye hareketleri uzerinde daraltıcı etkileri ve ureticimizin en riskli maliyet unsuru olması sebebiyle ’dalgalı kur politikasına son verilecek ’tir Turk parasının değeri, Merkez Bankası eliyle korunacak, dolarizasyonu onleyecek tedbirler alınacaktır
12 Bankacılık kesimi, devlet denetimi altında olacak, faiz hadlerinin belirlenmesinde, banka kredilerinin sektorler ve firmalar arasındaki yatırımlarının dağılım ve yapısı kontrol altında tutulacaktır
13 Uluslararası tahkim uygulamasına son verilecektir
14 Gumruk Birliği, milli cıkarlarımız doğrultusunda tekrar gozden gecirilecektir
15 Spekulatif para ve sermaye hareketlerine karşı tedbirler alınacaktır
16 İşci ve memurdan vergi alınmayacak; geliri 100 milyarın altında olan uretici ve pazarlamacıdan da vergi alınmayacaktır
17 Tarım ve hayvancılık, ormancılık ve madencilik desteklenecek; bu işletmelerin devreye girmesi icin faizsiz kredi verilecektir
ProfDr Haydar BAŞ
Kureselleşme makale,
Kureselleşme ve gercekler
Kureselleşme, dunyaya hakim olmak isteyen sanayileşmiş devletlerin, azgelişmiş ve gelişmekte olan ulkelerin kaynaklarını, kendi cıkarlarına mal edebilmek icin II Dunya Savaşı ’ndan sonra ortaya attıkları bir kavramdır
Kureselleşme nasıl oluşur?
1 20 yuzyılın ilk yarısı, sanayi devrimini tamamlamış, pazar kaygısı icinde olan emperyalist devletlerin ekonomik nedenlere dayanan savaşlarıyla gecti
2 Bu devletler, savaşların can kaybına yol actığını ve maliyetli uygulamalar olduğunu gorduklerinden II Dunya Savaşı ’nı takip eden yıllarda kureselleşmeyi ortaya attılar
3 Boylece azgelişmiş ulkeler, buyuk devletlerin acık pazarı haline geldi
4 Bu şekilde gectiğimiz yuzyılda sıcak savaşlarla elde edilen neticeler, kureselleşmeyle cok daha kolay elde edilmeye başlandı
Kureselleşmenin maksadı nedir?
Kureselleşmenin maksadı, azgelişmiş ve gelişme surecindeki dunya ulkelerinin her turlu kaynağının kuresel gucler tarafından somurulmesi ve bu ulkelerin her alanda teslim alınmasıdır
1 Azgelişmiş ulkeler, II Dunya Savaşı ’ndan sonra dış borclanmaya dayalı kalkınma modellerini uygulamaya teşvik edildiler
2 Bu ulkelerin icine duşurulduğu dış borc batağıyla beraber;
a) Dış destekli kalkınma modelleri,
b) Dış destekli ekonomik programlar,
c) Tarım, sanayi, maliye vb alanlarda yapılan sozde reform onerileri,
d) Yerine getirilmesi gereken bir yığın, siyasi ve sosyal talep ortaya cıkmıştır
3 Boylece ulkelerin bağımsızlığı ve toprak butunluğu ciddi şekilde tehlikeye girmiştir, girmektedir
4 Kuresel dunyada buyuk sermaye sahipleri, uretimden ziyade ’parayla para kazanma metodu ’nu uyguladılar
5 Bu şirketler, uretimden buyuk oranda cekilmişlerdir (Dunyadaki ekonomik durgunluğun ve artan işsizliğin temel sebebi de budur)
6 Bu şirketler, uretimlerini emek ve kaynağın cok ucuz olduğu ulkelere yaptırmaktadırlar Bunun da iki sebebi vardır
a) Birincisi, kimi devletlerin butcesinden bile daha fazla paraya sahip olan bu sermayedarlar icin uretime yatırım yapmak riskli ve zahmetli bir kazanc yoludur
* Uretim yerine, geri kalmış ulkelerin para ve sermaye piyasalarında para spekulasyonlarıyla para kazanmak daha kolaydır
b) İkincisi, kalkınma yarışına giren gelişme surecindeki ulkeler, uretimlerini arttırırken, bir yandan da iktisatta karşılaştırmalı ustunluğe sahip malları ihrac ederek dunya klasmanına cıkabiliyordu
* Bu ise dunya kaynaklarını yeni rakiplerle boluşmek demekti
* Bunun onune gecmek isteyen kuresel gucler, sermaye hareketlerinin sınırsızlığından da yararlanarak emeğin ve kaynağın cok ucuz olduğu ulkelere bu malları urettirmeye başladılar
* Boylece hicbir ulkenin karşılaştırmalı ustunluğu olan bir malı uretme şansı kalmıyor,
* Bu yontemle bir ulkenin kalkınması imkansız hale geliyordu
7 Bu sebeple gunumuz dunyasında ekonomisini kuresel guclere karşı korumayan hicbir ulkenin kalkınması mumkun değildir
8 Kuresel gucler, yabancı sermayenin ve para fonlarının bir ulkeye gelmesi icin tavsiye ettikleri programlarda,
* IMF ile işbirliğini,
* Uluslararası tahkimi şart koşmaktadırlar
9 Zira bu ekonomik savaşta IMF ve Dunya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar, para spekulatorleriyle ortak calışarak kuresel devletlere hizmet etmektedir
10 Butun bunlar, emperyalist ulkelerin gunumuzde uyguladıkları somuru taktikleridir
11 Kureselleşme ve globalleşme, kuresel guclerin, gelişmekte olan ulkelere actıkları ’ekonomik savaş ’ın adıdır
12 Bu savaşın kurallarını kuresel gucler belirlemektedir
Kuresel guclerin Turkiye uzerindeki oyunları ve neticeleri
1 AB, Turkiye ’nin adaylığını 2019 yılında değerlendirecektir
2 AB ’ye tam uye olmayan Turkiye, 1995 ’te Gumruk Birliği ’ne girmiştir
3 AB ’ye uye olmadan GB ’ne giren, Turkiye ’den başka bir ulke yoktur
4 Turkiye, tek taraflı verdiği tavizler neticesi ortaklık haklarından yararlanmadan ekonomik yukumlulukleri tek taraflı ustlenmiştir
5 GB ’ne girmemizle beraber ulkemizde tam bir ithalat patlaması yaşanmıştır; ihracatta ise her alanda bir duşme gozlenmiştir
6 Neticede yaşanan dış ticaret acığı sebebiyle Turkiye ’nin cok ciddi doviz kayıpları olmuştur
7 GB şartlarında cifte standart uygulanmış, Turkiye ’nin tarım ve tekstil mamullerinden kota uygulaması kaldırılmamıştır
8 Sonucta Turkiye, Avrupa mallarına acık bir pazar haline gelmiş, gumruk vergilerinde de buyuk oranda kayıplar yaşanmıştır
9 GB, en buyuk darbeyi, yeni gelişmekte olan ancak uygulanan ekonomik programlar neticesi maliyetini aşağıya cekemeyen ve rekabete hazır olmayan yerli uretime vurmuştur
10 Ulkemizdeki ilk beşyuz şirketin gelirlerinin yuzde 85 ’ini faiz gelirleri oluşturmaktadır
11 Dunyada serbest dolaşan para miktarı, dunya ticaret hacminden 20 kat buyuk bir rakama ulaşmıştır
12 Bu kadar buyuk paraların yıkıcı ve spekulatif etkileri ise malumdur
13 Bu sebeple IMF gelişmekte olan ulkelere ekonomik programlar tavsiye etmektedir (Bunların icinde Turkiye de vardır)
14 Ancak, bize tavsiye edilen bu programların maksadı, ekonomimizi istikrara kavuşturmak değil, IMF ’nin temsil ettiği sermaye gruplarının ulkemizin pazar ve kaynaklarını ele gecirmesini garanti altına almaktır
15 IMF ’nin, en stratejik kurumlarımızı ozelleştirmemiz icin yaptığı ısrarın sebebi budur
16 Bu surecte devletin guclu olması ciddi bir engel teşkil ettiği icin, IMF programlarında ısrarla devletin gucunu kucultmemiz tavsiye edilmektedir
17 Ulkemizi ekonomik krize goturen en onemli sebeplerden biri de bankaların icinin boşaltılması suretiyle Hazine ’nin talan edilmesidir
18 Kişilerin şahsi menfaati gibi gorunen bu eylemler, tesadufi olmayıp TC Devleti ’ni batırmak icin hazırlanmış bir projenin uygulamaya konmasıdır
19 Bu ve benzeri durumların doğurduğu zararın tazminine ve bunlarla mucadeleye Ulusal Guvenlik meselesi olarak bakmaktayız
20 Kuresel gucler, yabancı sermayenin ve para fonlarının bir ulkeye gelebilmesi icin gelişmekte olan ulkelere onerdikleri kalkınma modellerinde;
a) Uluslararası tahkimi,
b) IMF ile işbirliğini şart koşmaktadırlar
21 Bize de aynı oyunu oynamışlardır
22 IMF ile yaptığımız Standby antlaşması gereği bize kredi verilmiş, ancak bu paranın ulkemizin bozuk olduğu iddia edilen mali kesimine aktarılması şart koşulmuştu
23 Mali kesimdeki bozukluk, yapısal değildir Bozukluk,
a) Denetim ve cezaların yetersizliğinden,
b) Bu kesimin hortumlamaya acık sisteminden kaynaklanmaktadır
c) Kuresel gucler, bunu gayet iyi bilmektedir
24 IMF vb kuruluşlar tarafından onerilen programlarda reel sektorun adının gecmemesi ve kredilerin bankalara aktarılmasının sebebi budur
25 Ayrıca reel sektor, kuresel gucler tarafından fonlama gorevi, yabancı bankalar tarafından yerli bankalara verilen sendikasyon kredilerinden oluşmaktadır Amac, doviz olarak gelen sendikasyon kredilerinin, daha sonra cıkartılacak olan doviz krizleriyle batık hale gelmesiyle, geri odenemeyecek; bu durumda hileyle hem yerli bankalar, hem de yerli firmalar yabancı sermayedarlar tarafından ele gecirilecektir Boylece en buyuk zararı da IMF politikalarıyla aslında devlet gormuş olmaktadır Merkez Bankası ’nın doviz rezervleri erimiş, para basmaktan aciz duruma gelmiş, ulkenin doğal kaynakları, enerji kaynakları, halkın tasarruf birikimleri ve kar eden kamu işletmeleri ozelleştirme adına uluslararası sermaye tarafından teslim alınmış olmaktadır
Kuresel oyunlar neticesi geldiğimiz durum
1 Bugun ulkemizde vergi gelirlerinin tamamı, ic ve dış borclarımızın faizlerini dahi karşılayamaz durumdadır
2 Ulkemiz yuksek faiz, enflasyon ve doviz ucgeni icinde bir darboğaz yaşamaktadır
3 Diğer ulkelerin piyasalarında tedavulde olan yerli para miktarı milli gelirlerinin yuzde 30 ’u iken, bizde bu durum yuzde 2 ’ler civarındadır
4 Ekonomideki bu acığı Merkez Bankası ’nın kapatmasına karşı olanlar, bu işlevi bankaların gormesini istemektedirler
5 Piyasa icin gerekli olan bu paranın yerini, cek ve kredi kartlarıyla bankaların bastığı adi paralar almıştır
6 Merkez Bankası ’nın para basmayarak boşalttığı alanda, bankalar kredi kartlarıyla (plastik para) ve cek hesaplarıyla adeta para uretmektedirler
7 Piyasada para yerine kullanılan bu araclarla, bankalar, faiz işleterek yeni bir kazanc kapısı elde etmektedir
8 Bu şekilde bankalar, ekonomik hayatta onemli bir para kaynağı olarak stratejik onem kazanmaktadır
9 Devlet para basması gerekirken, borc yukunu cevirmek icin yaptığı Hazine ihaleleriyle en buyuk TL takipcisi olarak bankalara başvurmaktadır
10 Bankalar piyasada gecerli olan faiz rakamlarıyla mevduat toplamaktadır
11 Başta devlet olmak uzere reel sektor ve bireyler, para ihtiyaclarını yuksek faizle buralardan karşılamak zorunda kalmaktadır
12 Borc batağı icindeki devlet, 2002 yılı butce programında 42 katrilyon faiz odeyeceğini tahmin etmektedir
13 Devlet vergi gelirlerinin tamamını, yani butcenin yuzde 45 ’ini faize vermektedir
14 IMF, Merkez Bankası ’nın para basmasını yasakladığından, paraya ihtiyacı olan borclu devlet Hazine ihaleleriyle TL ’nin maliyetini kendi eliyle yukseltirken,
15 Parayla para kazanan ve devleti batağa sokan rantiye kesiminin işini kolaylaştırmaktadır
16 Bu sebeple gecen yıl en buyuk beş yuz kurumun gelirlerinin yuzde 85 ’i faaliyet dışı gelirlerden (faizden) kazanılmıştır
17 Devletin ic borclanmalarla piyasada oluşturduğu faiz rakamı diğer kredi turlerine referans olmakta;
* Boylece uretim yapmak icin krediye ihtiyacı olan reel kesim,
* Faizdeki kolay ve yuksek kazanca rağmen uretim yapmak isteyen firmalar darbe almaktadır
* Zira paranın maliyeti yukselmektedir
18 Ayrıca devlet, artan ic borc faizleri yuzunden katma değer ureten kesimden, yuksek vergi ve sigorta harcları olarak, rantiye kesimine gelir transferi yapmaktadır
19 Neticede Merkez Bankası, piyasasının ihtiyacı olan parayı basmadığı icin;
* Bankaların bastığı cek ve adi paralar ortaya cıkmıştır
* Bu şekilde ortaya cıkan bu banka paralarının kullanımında:
a) Vadeli işlemler alışkanlık haline getirilerek,
b) Verdiği kredilere faiz işletilerek piyasaya hakim maliyetli bir para ortaya cıkmaktadır
20 Bu maliyetli para, reel sektore kredi olarak gittiğinde, uretimin maliyetini arttırarak maliyet enflasyonuna sebep olmakta,
21 Bireylere gittiğinde, ev halkının alım guclerini duşurduğunden ticaret hayatını daraltıcı etki yapmakta,
22 Devlete gittiğinde ise butce acığının artırıcı etkisiyle enflasyona sebep olmaktadır
23 Devletin para basma vazifesini yerine getirmemesi;
a) Kaynakların haksız bir şekilde bankalara
b) Ve parayla para kazanan rantiye kesimine gelir transferiyle aktarılmasına sebep olmaktadır
24 Ayrıca dovize karşı korunmayan TL, yuksek faizin de etkisiyle bankalara giderek belli alanda bloke olmaktadır
25 Bu sebeple piyasanın tahrik gucu olan ve tedavulde bulunması gereken milli para piyasadan cekilmekte,
26 Ve yabancı para birimleri bu alanı doldurmaktadır
27 Ulkemizde 50 milyar dolar yastık altında;
28 60 milyar dolar bankalardaki doviz hesaplarında bulunmaktadır
29 Ulkemizde yabancı para birimleri;
a) Milli paramızı piyasadan kovmuş,
b) Tasarruf aracı olmuş,
c) Değişim işlevini kabul ettirmiş,
d) Guven unsuru kazanmıştır
30 Bankalardaki TL, 40 katrilyon civarında iken,
31 Piyasada değişim aracı olarak 4 katrilyon TL kullanılmaktadır
32 TL ’nin guvende olduğu yerler ise;
a) Yuksek faizle devlet bonolarında,
b) Veya mevduat olarak bankalarda bulunmaktadır
33 TL, değişim ve tasarruf aracı olarak kullanılmıyor, TL ’nin yerini doviz almıştır
34 Aslında piyasada dovizin bulunmaması gereklidir Zira;
a) Ekonomimiz ithalata bağlıdır,
b) Ve bu oranda ihracat yapamamaktayız
35 Buna rağmen piyasada milli paramızdan fazla doviz bulunmasının sebebi;
a) Devletin uluslararası kredi kuruluşlarından aldığı 120 milyar dolar kredi,
b) Ve kayıt altına alınmamış dovizin varlığıdır
36 Devlet, piyasanın ihtiyacı olan emisyonu sağlamadığı icin, ABD Merkez Bankası para basarak Turkiye ’deki bu acığı gidermektedir
* Bu yuzden ulkemizde milli paramızın yerini, yabancı para birimleri almıştır
37 Ote yandan, şu anda devletin halktan topladığı verginin, faiz odeme dışında devlete hic bir faydası yoktur
38 Bu vergilerin buyuk kısmı, sadece devletin kayıt altına alabildiği esnaftan, memurdan, işciden alınmaktadır
* Yani vergi doğru kesimden, yeterli oranda alınmamaktadır
39 Ulkemizden 150 milyar dolarlık bir fon bu yuzden dışarı kacmıştır
40 Yani mevcut vergi sisteminde, toplanan vergiler, ’uretici kesimi tahrik eden tuketim grupları ’ndan alındığı icin duşuk gelir grupları adaletsizliğe uğramaktadır
Emisyonun arttırılması ve yapılması gerekenler
1 Bu noktada devlet, adaletli bir vergi politikası belirlemeli,
a) Kayıt dışı ekonomiyi tesbit edip, kayıt altına almalı ve bu buyukluğu bulmalı,
b) Bu şekilde bir yılda alınması gereken vergi miktarını hesaplamalıdır
2 Ancak bu vergiyi almak yerine;
a) Emisyon o miktarda artırarak,
b) Sıfır faizle, proje karşılığı muteşebbise vererek, sermaye kıtlığı ceken reel sektore sıfır maliyetli bir kaynak oluşturabilir
3 Bu sayede;
a) Hem halktan vergi alınmayarak talep kesimi tahrik edilecek,
b) Hem de arz arttırılarak, talep karşılığını bulacak ve enflasyon tehlikesi ortadan kalkacaktır
4 Zaten toplanan vergilerin devlete bir faydası olmadığından, proje mukabili uretime verilmiş olmaktadır
5 Toplanacak vergilerle odenecek faiz ise;
a) Ya borc ertelemesiyle yeni bir takvime bağlanır,
b) Ya da para basılarak borclar odenir
6 Bankalar şu anda enflasyonun bir kac puan uzerinden talep edenlere kredi vermektedir
7 Yukarıda anlatılan sistemle, piyasadan sıfır faizle para sağlanacağına gore, bankalardan kredi isteyen de olmayacaktır
8 Yani sıfır faiz, sıfır enflasyon demek olacaktır
9 Enflasyon problemi cozmuş bir devletin milli parası da değerini kaybetmeyeceği icin yabancı paraların gecerliliği sona erecektir
10 Piyasada yabancı paranın yerini TL ’nin alması, piyasada TL miktarının artmasından başka bir değişikliğe yol acmaz
11 Artan TL miktarı;
a) Yatırım aracı olarak parayla para kazanma metodunu terk ederek,
b) Uretim alanlarında profesyonel risksermaye kuruluşları tarafından değerlendirilerek yeni bir yatırım alanı bulmuş olur ki; bu durum, ulkenin hızla kalkınmasında onemli bir unsur teşkil edecektir
Milli ekonomi modeli nedir?
1 Tamamen kendi insanımızın emeği, calışması ve uretimiyle ulkemizin kalkınmasını ve ekonomik bağımsızlığını hedefleyen ekonomik modeldir
2 Bu yonuyle milli kalkınma modeli, ulkeleri somurmeyi hedef alan kuresel guclere karşı verilen mucadelenin de adıdır
3 Bu model bir alternatif değil, ekonomik savaşın yaşandığı gunumuz dunyasında yegane kalkınma modelidir
Milli Kalkınma Modeli'nin esasları
1 Maksat, ulkemizin kalkınması ve ekonomik bağımsızlığıdır Ekonomik bağımsızlıktan kasıt, Turkiye ’nin gerektiğinde her turlu mal ve hizmeti uretebilme gucune sahip olması, ic ve dış odemelerini borclanmadan temin etmesidir
2 Uluslararası sermayenin gelişmekte olan ulkelere karşı yuruttuğu ekonomik savaştan dolayı ulkemizde reel sektor, ileri teknoloji kullanan, buyuk yatırım ve organizasyonları gercekleştiren projeleri hayata gecirecek gucten uzaklaşmıştır
3 Bu sebeple devlet, yeni urunler geliştiren, yeni pazarlar bulan, yeni teknik ve yontemlerin uygulandığı ve buyuk sermaye yatırımlarının gerektiği alanlara girip, mamul ve yarı mamul ureterek reel sektore onculuk yapacak; uzun vadede uretimimiz ve istikrarın sağlanması icin stratejik malların uretimi garanti altına alınacaktır
4 Reel sektor faaliyet dışı gelirlerle değil, uretimle para kazanmaya yonlendirilecektir
5 Ureticinin sıfır maliyetle sermaye elde edebilmesi icin, emisyonun genişletilmesi ve faiz giderlerinin kaldırılmasıyla elde edilecek kaynak, proje mukabili muteşebbise verilecektir
6 Sigorta, vergi ve enerji gelirleri aşağıya cekilerek, maliyetlerin duşurulmesi temin edilecek; bu sayede halkımıza dış piyasa koşullarında rekabet edebilecek mal sağlanmış olacaktır
7 Yerli uretim, ithal mallar karşısında korunacaktır
8 Dışarıya satılan hammadde ve yarı mamullerin değer katılarak mamul haline geldikten sonra ihrac edilmesi sağlanacaktır
9 Yapılacak yatırımlar, ekonomik acıdan oncelikli sektorlere dağıtılarak verimlilik yakalanacak ve yatırım hacmi ile daha yuksek bir buyume hızı elde edilecektir
10 Yabancı sermayenin, bir ulkeye enerji kaynaklarını veya doğal kaynakları kullanmak veya gumruk duvarlarını aşarak ic pazara mal ve hizmet satmak icin geldiği bilinmektedir Gelişmekte olan ulkeleri somurme mantığı dışında yatırım yaptığı ulkeyle ’ekonomik kader birliği ’ yapacak ve kazandığı paranın tamamını bu ulke icinde tekrar yatırıma donuşturecek anlayışta olan yabancı sermayeye her turlu teşvik ve kolaylık sağlanacaktır
11 Doviz kurlarını belirsizleştirmesi ve doviz riskine sebep olması dolayısıyla ve sermaye hareketleri uzerinde daraltıcı etkileri ve ureticimizin en riskli maliyet unsuru olması sebebiyle ’dalgalı kur politikasına son verilecek ’tir Turk parasının değeri, Merkez Bankası eliyle korunacak, dolarizasyonu onleyecek tedbirler alınacaktır
12 Bankacılık kesimi, devlet denetimi altında olacak, faiz hadlerinin belirlenmesinde, banka kredilerinin sektorler ve firmalar arasındaki yatırımlarının dağılım ve yapısı kontrol altında tutulacaktır
13 Uluslararası tahkim uygulamasına son verilecektir
14 Gumruk Birliği, milli cıkarlarımız doğrultusunda tekrar gozden gecirilecektir
15 Spekulatif para ve sermaye hareketlerine karşı tedbirler alınacaktır
16 İşci ve memurdan vergi alınmayacak; geliri 100 milyarın altında olan uretici ve pazarlamacıdan da vergi alınmayacaktır
17 Tarım ve hayvancılık, ormancılık ve madencilik desteklenecek; bu işletmelerin devreye girmesi icin faizsiz kredi verilecektir
ProfDr Haydar BAŞ