Kürsüyü Ev Kadınlarına Bırakan Kılıçdaroğlu: 'O Kurumlara Önerim Bolca Zincir ve Kilit Depolasınlar'

Konut bayanları ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Kemal Kılıçdaroğlu, '2022’de konut hanımlarını daha da zora sokacak her ne olursa işte orada olacağım. Konut iktisadını yok eden kurumlara teklifim; çokça zincir ve kilit depolasınlar kendilerine. Her kim sofradan çalıyorsa bedelini kesinlikle ödeyecek.” dedi.




CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu, yeni yılda gelen zam yağmurunun akabinde konut bayanları ile hane iktisadını konuşmak için parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısının tamamı ????



"Bu iş artık siyasetten çıkmıştır"



2021'in son gece yarısında elektrik, doğalgaz, akaryakıt, köprü ve otoyollara gelen artırımları sıralayan Kılıçdaroğlu, “Bu iş artık siyasetten çıkmıştır. Bu iş makroekonomik bilgileri konuşmaktan da çıkmıştır. Artık Türkiye'de iktisat para ile ilgili olmaktan bile çıktı. Kimse para kazanmıyor bu ülkede. Artık bizde iktisat; masaya ekmek koyup koymamakla ilgilidir. Sıkıntı artık iç iktisattır. Yani hanenin sofrasıdır.” halinde konuştu.

Toplumun yapıtaşının ailenin sofrası olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “O sofrayı ne kıymetine olursa olsun korumak zorundayız. Erdoğan Türkiyesi'nde, bilhassa tek çalışanlı, mesken hanımlı aileler yıkımın eşiğindedir. Bu hanelerimizin insanları artık inançta değildir. Buradan ilan ediyorum: Birincil önceliğim, hane iktisadını, yani iç ekonomiyi korumak olacaktır. Bayanların ekonomik sıkıntılarını, siyaset uğraşlarımızın en önünde tutacağım. Lakin evvel burada hanenin yükünü taşıyan, mesken içi emek veren bayanlar, yani kısaca konut hanımları var. Evvel onları dinleyelim; ne yaşadıklarını, Türkiye kendilerinden dinlesin.” diyerek kelamlarını tamamladı.

Akabinde kürsüye gelen bir konut bayanı, şöyle sıkıntı yandı:

“Evimde tenceremi kaynatamıyorum. Geçinemiyoruz. Aldığımız bir maaşla ocağımızı yakamıyoruz, doğalgazımızı kullanamıyoruz, ısınamıyoruz, yiyemiyoruz, market önünden geçemiyoruz canımız bir şey çekecek de alamayacağız diye, pazara uğrayamıyoruz, geçinemiyoruz. İnanın geçinemiyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık. Kira ödüyoruz. Masraflarımız çok; çocuklarımız okuyor, muhtaçlıkları oluyor. Konutumuzu döndüremiyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık. Bir karanlıktayız biz.

Bize yardım edecek bir el bulamıyoruz. Hakikaten çok sıkıntı durumdayız. Biz çocuklarımıza mahcup oluyoruz, çocuklarımız bize mahcup oluyor. İş yok, çocuklarımız işsiz. Bir maaşla meskeni döndüremiyoruz. Tencerelerimiz boş. Konutumuzu döndürmemize yardımcı olun, bize dayanak olun. Bize iş verin, çocuklarımız boşta kalmasın. Tenceremizi kaynatalım, hususa komşuya boynumuzu bükmeyelim.”

Bir öbür konut bayanı da geçim zorluğundan bahsederek şu sözleri kullandı:

“Yaşadıklarımdan hiç şad değilim. Ki bu gidişle zati memnuniyet diye bir şey de olmayacak. Daima karanlığa gidiyoruz. İktidara sesleniyorum: Artık kâfi. Hoş yaşamak bizim de hakkımız. Bu hakka sahip olmayı istiyorum. ‘Yeter artık' diyorum, isyan ediyorum. Benim de işsiz bir evladım var. Kirada oturuyorum. Çok sıkıntı kaidelerde yaşıyorum. Bir an evvel umutlarımızın elimize verilmesini iktidardan talep ediyorum.”

Öteki mesken bayanı da hayat pahalılığına vurgu yaparak, şöyle konuştu:

“Bir emekli eşi olarak 2 bin 250 lira maaş ile geçinmeye çalışıyorum. Eşim engelli. Konutuma besin alamıyorum. Akşam saatlerini bekliyoruz pazar alışverişi için, onu da yapamıyoruz. Markete gidemiyoruz. Evvelce bakkallarımız vardı, gidip ekmek yazdırabiliyorduk, yağ yazdırabiliyorduk. Artık o bahtımız yok. Komşuların kapısını çalamıyoruz, ‘Bize bir damla yağ verin' diyemiyoruz. Evvelden kalan yağları yemeklerimize damlatmak zorunda kalıyoruz. Kâfi artık. İnsan üzere yaşamak bizim de hakkımız. Başa gelecek insanların bize yardımcı olacağına inanıyorum. Yönetemiyorsanız gidin. Lütfen, rica ediyoruz. Gidin artık.”

3 çocuk annesi öteki bir öbür konut bayanı ise şu açıklamada bulundu:

“Eşim özel dalda çalışıyor, çocuklarım okuyor. Çocuklarıma istedikleri üzere eğitim aldıramıyorum. Hiçbir şey çocuklarımın istediği üzere olmuyor. Eşime yardımcı olmak için iş istedim, istediğim üzere iş de bulamıyorum.”

"Canımıza mı kıyalım?"



Bebekli bir mesken bayanı ise şöyle dedi:

“Eşim bizi, ben gebeyken bırakıp gitti. Yalnızca aldığım 850 lira ile geçiniyorum. Meskenden atıldım, sağ olsun bir hayırsever bize mesken verdi lakin doğalgazımızı açtıramadık. Isıtıcı ile ısınmaya çalışıyoruz lakin onu da yakamıyoruz, elektrik dünya kadar… Yağ bile alamıyorum marketten. 16 yaşında, liseye giden bir kızım daha var. Nasıl geçineceğiz bilmiyorum. Canımıza mı kıyalım, artık onu da bilmiyorum. Çocuklarım bir şey istiyor, alamıyorum. Dün yağ alabilmek için komşudan 30 lira para aldım çocuklarıma yemek yapmak için. (Gözleri dolarak) Simit bile alamıyorum. Bu hükümet artık gitsin başımızdan. Yoksa millet artık gidiyor.”

Eşinden farklı olan bir bayan, geçim kederini şu sözlerle anlattı:

“Bir çocuğum var, onu okutmaya çalışıyorum. Aldığımız maaşlar yetmiyor. Hayat çok değerli. Marketin ne kapısından gidebiliyoruz ne yanından. Çok güç hayat kaideleri. Elektrik, doğalgaz, hepsi çok artırımlı. İktidara sesleniyoruz; geçinemiyoruz.”

Eşi işsiz, 3 çocuk annesi bir konut bayanı ise şöyle kaygı yandı:

“Zor durumdayız. İş istiyoruz. Geçim meşakkati çok güç. Kirada oturuyorduk, şu an da kayınvalidem ile oturuyoruz. Çocukların için, ailen için fedakarlık yapmak zorunda kalıyorsun. Toplumsal yaşantı diye bir şey zati yok zira geçinmek çok güç. Çocuklarımıza düzgün bir gelecek, yeterli bir okul, âlâ imkanlar sağlamak istiyoruz.”

"Bolca zincir ve kilit depolasınlar kendilerine"



Kaygılı mesken bayanlarının akabinde kürsüye geçen CHP önderi Kılıçdaroğlu, şu açıklamayı yaptı:

“Toplumdaki değerli rollerine karşın Erdoğan'ın konut hanımlarını ve tek gelirli haneleri artık hafife aldığı çok açıktır. Onların çığlığını Saray'dan duymak zordur tabi ki. Bugün konut hanımı görmezden gelinse de pek çok iş yapıyor. İktisat bozulduktan sonra hanenin geçim planlamasını tümüyle konut hanımları yapar oldu. İçinde bulunduğumuz bu tabloda, eşinin kazandığı para ile bu vahim pahalılıkla nasıl gayret edeceğini bilmiyor konut hanımı. Yemek pişirilecek, paklık yapılacak, çocuklara bakılacak, hastalara ve yaşlılara takviye verilecek. Tek gelirli haneler çok fakat çok zordalar. Hayat pahalılığı bu aileleri ezip geçiyor.

Aileler besin güvensizliği ile de çaba edecek 2022'de. Bu ailelerin küçük çocukları bile politize oldular, siz de görüyorsunuz görüntüleri. 9-10-11 yaşındaki çocuklar, ailelerinin her gün katlandıkları zorlukların son derece farkında. Rafadan Tayfa, Kral Şakir çizgi sinemalarını konuşması gereken çocuklar, Erdoğan'ın aymazlığını konuşuyorlar. Bu yaşlarda böylesine kıymetli bir aile problemiyle bu kadar ilgilenmek, o çocukların asla unutamayacağı bir psikoloji olacak.

Enflasyon fecî durumda. Yarın enflasyon sayıları açıklanacak. Göreceksiniz, en makyajlı hali bile fecî olacak. Malum, TÜİK adeta kuaföre döndü makyaj yapa yapa. Fakat o bile bir yere kadar oynayabiliyor sayılarla. Bu tek gelirli mesken hanımlı ailelerin ekonomik güvenliğini sağlamamız lazım. Ben bu ailelerin mutfağında ve masasında bir sandalye istiyorum. Besin sorunu yaşanan her ailenin iktisadında, o ekonomiyi yönetmekte zorlanan konut hanımlarının yanında olacağım. 2022'de en büyük, en değerli önceliğim bu olacak.

Saray hükümetinin bir ahlak sorunu var. Konut hanımları çocuklarının eğitimi, beslenmesi, besin güvensizliği ile ilgili kabus yaşarken bu Saray, yarattığı yoksulluğu, din soslu vatanseverlik ile sumen altı etmeye çalışmaktadır. 2022'de mesken hanımlarını daha da zora sokacak her ne olursa işte orada olacağım. Konut iktisadını yok eden kurumlara teklifim; çokça zincir ve kilit depolasınlar kendilerine. Her kim sofradan çalıyorsa işte o bunun bedelini kesinlikle ödeyecek.”