iltasyazilim
FD Üye
Kurtuluş Savaşı Yol Haritası,
Kurtuluş Savaşının Yol Haritası,
Kurtuluş Savaşında İzlenen Yol Haritası
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı ’na girdikten sonra, İtilaf devletleri yaptıkları kuytu anlaşmalarla Osmanlı İmparatorluğu ’nu aralarında paylaştılar Osmanlı Devleti ’nin müttefiki Almanya savaşta yenilince Osmanlı Devleti de yenilmiş sayıldı ve Mondros Mütarekesi ’ni imzalayarak savaştan çekildi
Mondros Ateşkesi imzalanınca İtilaf devletleri, daha önce yaptıkları anlaşmalara tarafından Anadolu'yu işgale başladılar Adana ve dolayları Fransızlar; İzmir, Eskişehir, Samsun, Merzifon ve Bartın ile güneyde Musul, Urfa, Maraş, Gaziantep, İngilizler tarafından işgal edildi İtalyanlar da Antalya, Konya ve Söke çevresine yerleştiler
İZMİR ’İN YUNANLILAR TARAFINDAN İŞGALİ
Birinci Dünya Savaşı ’nın sonlarına doğru (1917) Yunanlılar da İtilaf devletlerinin tarafına geçmiş ve onlarla birlikte savaşmışlardı Türkler köşeye kıstırılmış duruma düşüp de toprakları pay edilmeğe başlanınca, Yunanlılar savaştaki hizmetlerine mukabil İzmir ve civarını istediler
Yunanlıların ve İtilaf devletlerinin, Türk topraklarını işgali Vilson (Wilson)un: Bir toprak üzerinde yaşamış halk kendi hafıza ve isteğine göre bir idare şekli kabul edecektirprensibine uymuyordu
İtilaf devletleri, Yunan Başbakanı Venizelos'a verdikleri sözü yerine getirmek için İzmir'in işgalini haklı gösterecek sebepler aramağa çalıştılar
Venizelos, Okumuş Hıristiyanlarının tehlikede olduklarını, Türkler kadar yok edileceklerini ileri sürerek takviye istedi O sırada diğer devletler ordularını tahliye etmişlerdi Paris'te kurulan Meclisi Alikendileri adına, Yunan ordusunun bu işi çözmesini düşündü ve İzmir'in işgaline karar verdi
AZINLIKLARIN ULUSAL VARLIĞA ZARARLI ÇALIŞMALARI
Uzun yüzyıllar Türk toplumu içinde özgür ve dar yaşamış olan azınlıklar, yer yer bakımlı cemiyetler kurmuşlardı Bunların gayesi asayişi bozarak, mütarekenin 7 maddesinin uygulanması için bahaneler yaratıp yargı galip gelmek ve Avrupa Devletlerinin müdahalelerini sağlayarak yurdumuzun değişik bölgelerini kolayca işgal etmekti
Bu gayeleri için dağıtılmış cemiyetler kurdular a)Mavri Mira Cemiyeti
b)Pontus Rum Cemiyet
c)Hınçak Komitası
Ulusal Varlığa Düşman Cemiyetler:
a)Kürt Teali ve Teavün Cemiyeti
b)Tealii İslam Cemiyet
c)İngiliz Muhipleri Cemiyeti
Bir kısım aydınlar da Amerika mandasını istiyorlardı Bunlardan diğer memleketin hemencecik her yerinde Hürriyet ve İtilaf, Sulh ve Selamet Cemiyetleri vardı
Milli Cemiyetlerin Kurulması
İstanbul Hükümeti, Türk davasını ele alıp yürütecek durumda değildi Tüm bu felaketlere karşı dikkatsiz, çelik gibi bir seyirci durumunda kalmıştı Bu şartlar aşağı örgütsüz, başsız Türk Milleti, kurtuluş görevinin kendisine düştüğünü anladı, kişisel olarak çalışmağa karar verdi Yurtsever Türk evlatları yer yer ulusal duygulara dayanan cemiyetler kurdular:
a)TrakyaPaşaeli Cemiyeti
b)Doğu Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti
c)Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyet Cemiyeti
d)İzmir Reddi İlhak Cemiyeti: İzmir'in Yunanlılar göre işgal edileceği duyulunca İzmirli vatanseverler bu cemiyeti kurarak İzmir'in işgaline önlemek istediler
1İngiliz himayesini isteyenler
2Amerikan mandasını isteyenler
Egemen yeni bir Türk devletinin kurulması için verilecek tek karar, Türk ’ün vatanına, Türk ’ün bağımsızlığına saldıranlar kim olursa olsun, bütün milletçe hazırlanıp direnmektir Bu mücadelenin parolası Ya istiklal, ya ölüm'dür
KURTULUŞ SAVAŞI ’NIN ESASI NEDİR ?
Türk İstiklal Savaşı, yeni ve tamamen bağımsız bir Türk Devleti düzenlemek için girişilen, çok yönü olan, ulusal bir mücadelenin bütünüdür İstiklal Savaşı vatanın yalnız düşmandan kurtulması için üretilmiş askeri ve siyasi bir hareket değildir bununla birlikte Türk devriminin bir safhasıdır Bunu şöyle özetleyebiliriz:
1Memleketin yabancı işgal ve istilasından kurtarılması
2Saltanatın kaldırılmasıyla, ulusal egemenliğe dayanan özgürlük ve bağımsız bir devletin kurulması
3Hilafetin kaldırılması, laikliğin kabulü
4Ulusal bağımsızlık ve laiklik esaslarına göre kurulan bu devletin çağdaş Batı medeniyeti seviyesine ulaştırılması
5Türk kültürünün yabancı tesirden kurtulması, milli kültürün geliştirilmesi
6Osmanlı Devleti ’ndeki idareli bağımlılığın yeni Türk Devletine bulaştırılmaması
İstiklal Savaşı ’nı dört kısımda inceleyebiliriz:
1Milli Birliğin Mustafa Kemal tarafından kurulması,
2Osmanlı Hükümeti ve iç ayaklanmalarla uğraş,
3Dış düşmanlarla çaba,
4Devrimler
ULUSAL BİRLİĞİN MUSTAFA KEMAL TARAFINDAN KURULMASI
Bu mücadelede Mustafa Kemal'in dayandığı tek güç kaynağı kahraman ve asil Türk ruhu idi Mustafa Kemal bu hususu şöyle ifade etmiştir:
Ben 1919 yılının Mayıs'ında Samsun'a çıktığım gün elimde fiziki hiç bir şiddet yoktu Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek manevi bir baskı vardı İşte ben bu ulusal kuvvete, Türk milletine güvenerek işe başladım
Mustafa Kemal Samsun'a çıkar çıkmaz ulusal kuruluşlar ve ordu komutanları ile alaka kurarak kurtuluş davamız için düşündüklerini uygulamağa başladı Samsun'dan Amasya'ya geçen Mustafa Kemal Vatanın bütünlüğünü ve istiklalinin kurtarılmasıiçin milleti birlikte çalışmağa misafir etme eden, Amasya Genelgesi ’ni yayınladı (22 Haziran 1919)
Amasya Genelgesi ’nin Maddeleri:
1Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir
2Merkezi hükümet, üstüne aldığı yetkileri hakkıyla kullanamamaktadır Bu hal milletimizin hiçe sayılması sonucunu veriyor
3Milletin istiklalini, tekrar milletin azim ve kararı kurtaracaktır
4Duruma çare bulmak, milletin hak isteyen sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak bir milli heyetin kurulması gereklidir
5Anadolu'nun her suretle en emin yeri olan Sivas'ta ulusal bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır
6Her ilden milletin güvenini kazanmış üç delegenin hemen yola çıkarılması gerekmektedir
7Her ihtimale karşısında keyfiyetin ulusal bir giz halinde tutulması gereklidir
Amasya Genelgesi İstiklal Savaşı ’na bir açılış ve ulusal egemenlik yolunda atılmış ilk adımdır
Mustafa Kemal bütün komutan ve valilere gönderdiği öteki bir genelge ile de, milletin içinde bulunduğu feci durumu anlatarak, halkı mitingler yapmağa ve işgal olayını protesto etmeğe devam etti
ULUSAL KONGRELER NELERDİR ?
1: ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz 1919):
Kongrede alınan kararlar şunlardır:
1Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür; vatanın değişik parçaları birbirinden ayrılamaz
2Yabancı işgal ve müdahalesine karşısında ve Osmanlı hükümetinin dağılışı halinde, halk daima birlikte savunacak ve direnecektir
3Vatanın istiklalini korumaya Merkezi Hükümet muktedir olmadığı takdirde, gayeye ulaşmak için bir geçici hükümet kurulacaktır Bu hükümet üyeleri, milli kongre tarafından seçilecektir Kongre buluşma halinde değilse, seçimi Heyeti Temsiliye yapacaktır
4Kuvayı Milliye ’yi faktör ve ulusal iradeyi hakim yetişmek esastır
5Hıristiyan ahaliye siyasi egemenlik ve sosyal dengeyi bozan haklar verilemez
6Manda ve himaye kabul olunamaz
7Milli Meclisin derhal toplanması ve hükümet işlerinin meclisin denetlenmesine konulmasını sağlamak için çalışılacaktır
Kongre bir Temsilcilik Heyeti seçerek dağıldı Bu heyetin vazifesi, kongrede alınan kararları gerçekleştirmekti Temsil Heyeti Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi Kongre sonunda Mustafa Kemal şu sözleri söylemiştir:
Tarih kongremizi, ender ve büyük bir eser olarak kabul edecektir
2:SİVAS KONGRESİ (4 Eylül 1919)
Alınan kayda değer kararlar şunlardır:
1Anadolu'da ve Rumeli'de belirlenmiş olan tüm Müdafaai HukukI Milliye Cemiyetleri, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti adını aldı
2Memleketi, içinde bulunduğu halden kurtarmak için anında Ulusal Meclisin toplanması lazımdır Milletin mukadderatı bu meclisin denetlemesine bırakılacaktır
O sırada bir takım delegeler, içinde bulunduğumuz durumdan yalnız kendi gücümüzle kurtulacağımızdan kararsızlık ederek, Amerika Mandasının kabulünü istediler Uzun tartışmalardan sonradan manda fikri reddedildi
3: MİSAKI MILLI
130 Ekim 1918'de mütareke imzalandığı vakit Osmanlı Devleti ’nin, düşman ordularının istilası aşağıda bulunan ve Arapların çokluk teşkil ettikleri toprakların mukadderatı halkın özgürce verecekleri oya tarafından saptama edilecektir Osmanlıİslam çoğunluğu ile meskun bulunan kısımların genel topluluğu hiç bir nedenle ayrılık kabul etmez bir bütündür
2Halkın oyu ile Anavatana katılmış olan Elviyei Selase (Kars, Ardahan, Artvin) için icap ederse baştan halkın serbest olarak oyuna müracaat edilmesini kabul ederiz
3Türkiye sulhüne bırakılan Batı Trakya'nın yasal durumunun saptanması da yerli halkın bütün özgürlük içinde özgürce verecekleri oya uyularak yapılmalıdır
4Osmanlı Hükümeti'nin merkezi olan İstanbul şehri ile Marmara Denizi'nin güveni her türlü tehlikeden korunmalıdır
5İtilaf devletleri ile kararlaştırılan esaslar içinde azınlıkların hakları gibi, Müslüman ahalinin de benzer haklardan faydalanmaları sağlanmalıdır
6Milli ve hesaplı gelişmemiz için, siyasi, adli, finansal gelişmelerimize engel olacak evraklar istemiyoruz
TÜRKİYE BÜYÜK AHALI MECLİSİ ’NİN AÇILMASI
23 Nisan 1920 Cuma günü, Meclisin en ihtiyar üyesi olan Sinop Mebusu Şerif Bey Meclisi Başkanlığına getirilmiş, bu nedenle Türkiye Büyük Ahali Meclisi açılarak vazifesine başlamıştı
Mustafa Kemal, Meclise Ankara Milletvekili olarak katıldı Mecliste birincil sözü alarak Mondros Ateşkesi ’nden o güne değin, Türk Milleti ’nin geçirdiği çaba safhalarını anlatarak demiştir ki:
Yaşam çağrıda bulunmak mücadele, müsademe demektir Hayatta muvaffakiyet, mutlaka mücadelede muvaffakiyetle mümkündür Bu da manen ve maddeten kuvvete, kudrete istinat eden bir keyfiyettir
Türkiye Büyük Insanlar Meclisi, Başkanlığına Mustafa Kemal'i seçti (24 Nisan 1920) Mustafa Kemal'in Başkanlığında ilk Bakanlar Kurulu kuruldu (3 Mayıs 1920) Bu hükümete, Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisi Hükümeti denildi
Ilk Tüzük 20 Ocak 1921'de kabul edildi Bu kanunun manâlı bir takım maddeleri şunlardır:
1Bağımsızlık şartsız milletindir
2Kanun yapmak ve kanunu yürütmek yetkisi, milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Irk Meclisi ’nde toplanır
3Türkiye Devleti, Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisi göre yöneticilik olunur
4Meclis Başkanı, İcra Vekillerinin de başkanıdır
BÜYÜK INSANLAR MECLİSİ HÜKUMETİ ’NE KARŞI AYAKLANMALAR
AAnzavur Ayaklanması
BDüzce, Hendek, Adapazarı Ayaklanması
CAfyonkarahisar ve Konya Ayaklanması
DMilli Aşireti Ayaklanması
MILLI CEPHELERİN KURULMASI
1Batı Cephesi (Yunanlılara karşı)
2Güney Cephesi (Fransızlara aleyhinde)
3Doğu Cephesi (Ermenilere karşı)
Bu cephelerdeki birincil direnme hareketi, uyumlu bir ordunun karşı koyması değildir Anadolu işgalinin başladığı ilk günlerde memleket birlikten yoksundu Yeni bir savaş felaketinden demin çıkmış bitap ve bitkin bir durumda idi Osmanlı Hükümeti mütareke koşullarına uyarak, orduyu tahliye etmekte ve gelen düşmanlara karşısında direnme değil, teslim edinmek düşüncesinde idi böylece ilk cepheler, insanlar tarafından organize edilmiş milis kuvvetleri ile Osmanlı ordusunun arta kalan bir takım birlikleri kadar kurulmuştu
VE SAVAŞ
Birincil Cepheler
Batı Anadolu Cepheleri
Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıktıktan sonradan Batı Anadolu'da ilerlemeye başladılar Bu ilerleyişi durdurmak için kurulan cepheler şunlardır:
Ayvalık Cephesi, Soma Cephesi, Ödemiş Cephesi, Salihli, Akhisar ve Açık Fikirli Cepheleri
Bu cephelerde üstün düşman kuvvetlerine aleyhinde milis kuvvetleri, giriştikleri çete savaşları ve ani baskınlarla düşmanı bir hayli hırpaladılar
Güney Cephesi
Anadolu'nun güney bölgesi evvela İngiliz işgali aşağı bulunuyordu Daha Sonra İngilizlerin çekilmesi üstüne, Adana, Maraş, Antep ve Urfa havalisini Fransızlar işgal etmişlerdi İşgal karşısında ayaklanan halkın fedakarlığı bir uçtan bir uca bu bölgede de cepheler belirlenmiş ve savaşlar başlamıştır
Güney Cephesi ’nde uyumlu kuvvetler yoktu bu nedenle cepheyi ulusal kuvvetler savunmuştur Yapılan kanlı ve çetin çarpışmalar sonucunda Fransızlar Adana, Maraş ve Urfa'yı ayrılmak zorunda kaldılar O Kadar ilkel silahlarla çarpışmak zorunda kalan bu kuvvetlerin dayandığı tek kuvvet hür ve vatan sevgisiydi
Şehirlerini on ay kahramanca savunan Antepliler, bedensel olanaksızlıklar yüzünden şehri vazgeçmek zorunda kaldılar Antep halkının gösterdiği bu cesaret ve fedakarlığı takdir eden Türkiye Büyük Halk Meclisi 6 Şubat 1921 tarihindeki toplantısında Antep'e Gazilik unvanını verdi Fransızlarla yapılan Ankara İtilafnamesiyle Antep tekrar Türklere teslim edildi
Milli Ordunun Kuruluşu
Mondros Ateşkesi ’nden sonra ordu terhis edilmiş, tabanca ve cephanesi İtilaf devletlerinin kontrolü aşağı depolara konmuş bulunuyordu Halbuki çağdaş silahlarla donatılmış düşmanla çarpışabilmek için, aynı kuvvette bir Türk ordusunun kurulması gerekliydi Her ne kadar cephelerde milis kuvvetler düşmanlarla temasa geçmişse de, belli bir netice alabilmek için milli bir ordunun kurulması ve bir elden yöneticilik edilmesi gerekli idi Bu zorunluk dolayısıyla Türkiye Büyük Insanlar Meclisi Hükümeti, milli kuvvetleri disiplin altına alarak uyumlu bir Türk ordusunun kurulmasına karar verdi Yalnız silah ve mühimmat temininde zorluk çekiyordu İtilaf devletleri, Türklerin faydalanmasına engel olmak maksadıyla bütün silahları İstanbul'da toplamıştı
Lakin bu silahlar, birer kahramanlık menkıbesi teşkil edecek şekilde İstanbul'dan kaçırılarak, Türk ordusunun bunlardan faydalanması sağlanmıştır Silahların kaçırılması olayı, milli mücadelemizin ayrı bir bölümüdür Bu olayın, Türk milletinin yurdu ve bağımsızlığı için yaptığı hizmetleri göstermesi bakımından farklı bir değeri vardır
Doğu Cephesi ’nde Ermenilerle Savaş
Rusya'da 1915'de meydana çıkan devir Çarlık rejimine son verdi Çarlığın yıkılması üzerine Kafkasya'nın güneyinde Erivan, Gümrü, Kars çevresinde bir Ermeni Devletikurulmuştu Ermeni Devleti ’nin başına Türk düşmanı olan Taşnak Partisigeçmişti Ermeniler, Türkiye'nin içinde bulunduğu kuvvet durumdan faydalanarak, büyük bir Ermenistan hazırlamak istiyorlardı Mondros Ateşkesi'nden sonra, İtilaf devletlerinden yardım gören Ermeniler hudut boylarında yer alan Türkleri kitle halinde öldürmeğe başladılar 1920 yılında da Ermeni zulmü dayanılmaz bir ülkü gelmişti Büyük Irk Meclisi Hükümeti Doğu bölgesinde seferberlik bildiri etti Meclis Başkanı Mustafa Kemal, 15 Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa'yı Doğu Cephesi Komutanlığına atadı
Kazım Karabekir Ermeniler, 18 Haziran 1920 tarihinde saldırıya geçerek Oltu çevresini istila ettiler Buna karşılık 28 Eylülde saldırıya geçen Türk Ordusu zaferler kazandı 30 Ekim'de Kars, 7 Kasımda da Gümrü işgal edildi Ermenilerin barış istemeleri üstüne görüşmeler başladı 3 Aralık 1920 tarihinde Gümrü Antlaşması imzalandı
Gümrü Antlaşması, Ulusal Hükümetin yaptığı ilk antlaşmadır Bu antlaşma askeri bir başarı sonucunda imzalanmıştır Ermeniler bu yenilgiden daha sonra Türklere zarar veremeyecek ülkü geldiler Artık Türk toprakları üstünde bağımsız bir Ermenistan Devleti kurulması umudu adamakıllı kırılmış ve Ermeni sorunu ortadan kaldırılmış oldu
Batı Cephesi ’nde Yunanlılarla Savaş
15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'e meydana çıkan Yunan ordusu eksik zamanda Batı Anadolu'da çoğu büyük kasaba ve kasabalarımızı almağa muvaffak olmuştu İşgal hareketi aleyhinde kurulan Kuvayi Milliye Teşkilatı düşmanın ilerlemesine engel olamamış, fakat oldukça hırpalayıp, oyalamağı başarmıştı
Yunanlıların Türk halkına dağıttığı sahte Atatürk fotoğrafıBİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (610 Ocak 1921)
Çerkez Ethem'in başkaldırması üstüne Batı Cephesi ’ndeki kuvvetlerinizin büyük bir kısmı, Kütahya bölgesine yollanmıştı Bu sırada Yunan kuvvetleri biri Bursa, diğeri Uşak'ta almak üzere iki grupta toplanmışlardı Cephenin boşaldığını haber bölge Yunanlılar, Bursa ’dan Eskişehir; Uşak'tan Afyon yönünde ileri harekete geçtiler
Yunan saldırısı aleyhinde 61 Tümen Kütahya'da Çerkez Ethem kuvvetleri karşı bırakıldı Geri kalan kuvvetler, ilerleyen düşmanı karşılamak üzere Batı Cephesi kuvvet1erinin İnönü'de, Güney Cephesi kuvvetlerinin de Afyon'da toplanmasına karar verildi
İki koldan ilerleyen Yunan kuvvet1erini İnönü mevzii ilerisinde bulunan 24 Tümen karşıladı Bu tümen düşmanı oyalayarak süre kazanmak için gereken her şeyi yapıyordu İleri yürüyüşe devamlı düşman, 9 Ocak'ta İnönü mevziine saldırıya geçti Bu saldırıyı da 24 ve 11 tümenler karşıladı Savaş devam ederken, Batı Cephesi Karargahı Kütahya'dan İnönü'ye geldi
10 Ocak 1921'de düşman tekrar saldırıya devam etti Güneydeki birliklerimiz düşmanın şiddetli topçu ateşiyle yaptığı saldırılara aleyhinde koymuşlar ve düşmanı oldukça hırpalamışlardı Kuzey kısmı ise üstün düşman kuvvetleri karşısında azıcık geri çekilmek zorunda kalmışlardı
1011 Ocak 1921 gecesi pozitif kayıp vermiş ve fazla hırpalanmış olan düşman, daha fazla ilerlemeğe cesaret edemeyerek Bursa istikametinde geri çekildi Üstün düşman kuvvetlerine karşısında yapılan bu savunma fazla çetin koşullar aşağıda geçmiştir Ama iyi yöneticilik edilen, Türk subay ve erlerinin fedakarlığı sayesinde İnönü Zaferi kazanılmıştır Albay İsmet, Birinci İnönü Savaşında gösterdiği başarıdan nedeniyle generalliğe yükseltilmiştir
İsmet İnönüBirinci İnönü zaferi milli ordunun ve milli egemenliğin iç ve dışta ününü artırmış, Ulusal Uğraş heyecanını kamçılamıştır Türk Milletini bir niyet civarda birleştirerek ulusal birliği kuvvetlendirmiştir
İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (23 Mart1 Nisan 1921)
Bu savaş, Türk İstiklal Savaşı ’nın ikinci önemli meydan savaşıdır Birinci İnönü Savaşı ’nda yenilerek geri çekilen Yunanlılar, Türk Ordusunun kuvvetlenmesine meydan vermemek için saldırıya geçtiler
Yunan ordusu Bursa ve Uşak'ta olmak üzere iki grup halinde idi Türk ordusu Batı Cephesi ’yle, Güney Cephesi ve Kocaeli Grubuna ayrılmıştı Batı Cephesi ’ndeki kuvvetler Yenişehir, İnegöl hattıyla İnönü mevziine yerleşmişlerdi Batı Cephesi ’ndeki kuvvetlerimiz İsmet Paşa'nın kumandasında idi Kocaeli Grubu Kurmay Başkanlığı emrinde bulunuyordu Güney Cephesi kuvvetleri ise Afyon civarında toplanmıştı
Ordu teşkilatımız hazır olmadığından, düşmanın bir tümeni bizim üç tümenimize bedeldi Yunan ordusunun teşkilatı mükemmeldi Gerek mevcudu, gerekse ateşli silahlarıyla bizden üstün durumda bulunuyordu
Yunanlılar 23 Mart 1921'de Bursa ve Uşak bölgelerinde edinmek üzere iki koldan ileri harekete geçtiler Bursa'dan İnönü yönünde ilerleyen düşman, Bilecik ve Pazarcık'ı işgal etti 26 Mart 1921'de Gündüzbey'de başlayan savaş, 31 Marta kadar durmadan devam etti Düşman daha ziyade yanlardan zorlama yapmakta idi Özellikle sağ kanatta çetin savaşlar olmuş, kuvvetlerimizin üstün sabır ve direnmesi dolayısıyla, bu kanatta savaş bir boğuşma biçiminde eğilim etmişti Bu bölgede Birinci Tümen Komutanı Albay Kemalettin Sami, Kocaeli Grubu Komutanı Albay Halit ve Albay İzzettin Beyler, büyük gayret ve fedakarlık göstermişlerdir
30 Martta düşman saldırısı karşı sıkışık bir duruma düşen sol kanat geri çekildi Fakat 31 Martta avantaj adamakıllı Türk kuvvetlerine geçti Türk kuvvetlerinin şiddeti savunması aleyhinde yıpranan Yunan ordusu 31 Mart 1 Nisan gecesinden itibaren geri tepmek zorunda kaldı Geri çekilen düşmanı piyade kuvvetlerimiz cepheden, süvari sınıfı kuvvetlerimiz de yana peşine düşüp takip ettiler Bu savaş sonunda düşmandan pek fazla ganimet ve tutsak alındı
Güney Cephesi ’ndeki kuvvetlere gelince: 23 Mart günü Afyon istikametinde saldırıya geçen düşman, Afyon'u işgal etti Kuzeyde İnönü de yenilen düşman geri atıldıktan sonra burada bağımsızlık kalan Türk kuvvetleri Güney Cephesi Komutanlığı emrine verildi Bu kuvvetler düşmanın yan gerilerine saldıracaktı Bunu anlayan düşman, 7 Nisan 1921'de Afyon'u boşaltarak geri çekildi 8 Nisan'da Aslıhanlar Savaşı adı bahşedilen büyük bir savaş oldu Üç gün süren bu kanlı savaştan sonra Yunanlılar 11 Nisan'da Dumlupınar mevziine çekildiler
Bu suretle üstün düşman kuvvetleri, Türk Ordusunun inancı ve iradesi önünde bir kere daha yıkılmış oldu *
Kurtuluş Savaşının Yol Haritası,
Kurtuluş Savaşında İzlenen Yol Haritası
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı ’na girdikten sonra, İtilaf devletleri yaptıkları kuytu anlaşmalarla Osmanlı İmparatorluğu ’nu aralarında paylaştılar Osmanlı Devleti ’nin müttefiki Almanya savaşta yenilince Osmanlı Devleti de yenilmiş sayıldı ve Mondros Mütarekesi ’ni imzalayarak savaştan çekildi
Mondros Ateşkesi imzalanınca İtilaf devletleri, daha önce yaptıkları anlaşmalara tarafından Anadolu'yu işgale başladılar Adana ve dolayları Fransızlar; İzmir, Eskişehir, Samsun, Merzifon ve Bartın ile güneyde Musul, Urfa, Maraş, Gaziantep, İngilizler tarafından işgal edildi İtalyanlar da Antalya, Konya ve Söke çevresine yerleştiler
İZMİR ’İN YUNANLILAR TARAFINDAN İŞGALİ
Birinci Dünya Savaşı ’nın sonlarına doğru (1917) Yunanlılar da İtilaf devletlerinin tarafına geçmiş ve onlarla birlikte savaşmışlardı Türkler köşeye kıstırılmış duruma düşüp de toprakları pay edilmeğe başlanınca, Yunanlılar savaştaki hizmetlerine mukabil İzmir ve civarını istediler
Yunanlıların ve İtilaf devletlerinin, Türk topraklarını işgali Vilson (Wilson)un: Bir toprak üzerinde yaşamış halk kendi hafıza ve isteğine göre bir idare şekli kabul edecektirprensibine uymuyordu
İtilaf devletleri, Yunan Başbakanı Venizelos'a verdikleri sözü yerine getirmek için İzmir'in işgalini haklı gösterecek sebepler aramağa çalıştılar
Venizelos, Okumuş Hıristiyanlarının tehlikede olduklarını, Türkler kadar yok edileceklerini ileri sürerek takviye istedi O sırada diğer devletler ordularını tahliye etmişlerdi Paris'te kurulan Meclisi Alikendileri adına, Yunan ordusunun bu işi çözmesini düşündü ve İzmir'in işgaline karar verdi
AZINLIKLARIN ULUSAL VARLIĞA ZARARLI ÇALIŞMALARI
Uzun yüzyıllar Türk toplumu içinde özgür ve dar yaşamış olan azınlıklar, yer yer bakımlı cemiyetler kurmuşlardı Bunların gayesi asayişi bozarak, mütarekenin 7 maddesinin uygulanması için bahaneler yaratıp yargı galip gelmek ve Avrupa Devletlerinin müdahalelerini sağlayarak yurdumuzun değişik bölgelerini kolayca işgal etmekti
Bu gayeleri için dağıtılmış cemiyetler kurdular a)Mavri Mira Cemiyeti
b)Pontus Rum Cemiyet
c)Hınçak Komitası
Ulusal Varlığa Düşman Cemiyetler:
a)Kürt Teali ve Teavün Cemiyeti
b)Tealii İslam Cemiyet
c)İngiliz Muhipleri Cemiyeti
Bir kısım aydınlar da Amerika mandasını istiyorlardı Bunlardan diğer memleketin hemencecik her yerinde Hürriyet ve İtilaf, Sulh ve Selamet Cemiyetleri vardı
Milli Cemiyetlerin Kurulması
İstanbul Hükümeti, Türk davasını ele alıp yürütecek durumda değildi Tüm bu felaketlere karşı dikkatsiz, çelik gibi bir seyirci durumunda kalmıştı Bu şartlar aşağı örgütsüz, başsız Türk Milleti, kurtuluş görevinin kendisine düştüğünü anladı, kişisel olarak çalışmağa karar verdi Yurtsever Türk evlatları yer yer ulusal duygulara dayanan cemiyetler kurdular:
a)TrakyaPaşaeli Cemiyeti
b)Doğu Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti
c)Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyet Cemiyeti
d)İzmir Reddi İlhak Cemiyeti: İzmir'in Yunanlılar göre işgal edileceği duyulunca İzmirli vatanseverler bu cemiyeti kurarak İzmir'in işgaline önlemek istediler
1İngiliz himayesini isteyenler
2Amerikan mandasını isteyenler
Egemen yeni bir Türk devletinin kurulması için verilecek tek karar, Türk ’ün vatanına, Türk ’ün bağımsızlığına saldıranlar kim olursa olsun, bütün milletçe hazırlanıp direnmektir Bu mücadelenin parolası Ya istiklal, ya ölüm'dür
KURTULUŞ SAVAŞI ’NIN ESASI NEDİR ?
Türk İstiklal Savaşı, yeni ve tamamen bağımsız bir Türk Devleti düzenlemek için girişilen, çok yönü olan, ulusal bir mücadelenin bütünüdür İstiklal Savaşı vatanın yalnız düşmandan kurtulması için üretilmiş askeri ve siyasi bir hareket değildir bununla birlikte Türk devriminin bir safhasıdır Bunu şöyle özetleyebiliriz:
1Memleketin yabancı işgal ve istilasından kurtarılması
2Saltanatın kaldırılmasıyla, ulusal egemenliğe dayanan özgürlük ve bağımsız bir devletin kurulması
3Hilafetin kaldırılması, laikliğin kabulü
4Ulusal bağımsızlık ve laiklik esaslarına göre kurulan bu devletin çağdaş Batı medeniyeti seviyesine ulaştırılması
5Türk kültürünün yabancı tesirden kurtulması, milli kültürün geliştirilmesi
6Osmanlı Devleti ’ndeki idareli bağımlılığın yeni Türk Devletine bulaştırılmaması
İstiklal Savaşı ’nı dört kısımda inceleyebiliriz:
1Milli Birliğin Mustafa Kemal tarafından kurulması,
2Osmanlı Hükümeti ve iç ayaklanmalarla uğraş,
3Dış düşmanlarla çaba,
4Devrimler
ULUSAL BİRLİĞİN MUSTAFA KEMAL TARAFINDAN KURULMASI
Bu mücadelede Mustafa Kemal'in dayandığı tek güç kaynağı kahraman ve asil Türk ruhu idi Mustafa Kemal bu hususu şöyle ifade etmiştir:
Ben 1919 yılının Mayıs'ında Samsun'a çıktığım gün elimde fiziki hiç bir şiddet yoktu Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek manevi bir baskı vardı İşte ben bu ulusal kuvvete, Türk milletine güvenerek işe başladım
Mustafa Kemal Samsun'a çıkar çıkmaz ulusal kuruluşlar ve ordu komutanları ile alaka kurarak kurtuluş davamız için düşündüklerini uygulamağa başladı Samsun'dan Amasya'ya geçen Mustafa Kemal Vatanın bütünlüğünü ve istiklalinin kurtarılmasıiçin milleti birlikte çalışmağa misafir etme eden, Amasya Genelgesi ’ni yayınladı (22 Haziran 1919)
Amasya Genelgesi ’nin Maddeleri:
1Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir
2Merkezi hükümet, üstüne aldığı yetkileri hakkıyla kullanamamaktadır Bu hal milletimizin hiçe sayılması sonucunu veriyor
3Milletin istiklalini, tekrar milletin azim ve kararı kurtaracaktır
4Duruma çare bulmak, milletin hak isteyen sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak bir milli heyetin kurulması gereklidir
5Anadolu'nun her suretle en emin yeri olan Sivas'ta ulusal bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır
6Her ilden milletin güvenini kazanmış üç delegenin hemen yola çıkarılması gerekmektedir
7Her ihtimale karşısında keyfiyetin ulusal bir giz halinde tutulması gereklidir
Amasya Genelgesi İstiklal Savaşı ’na bir açılış ve ulusal egemenlik yolunda atılmış ilk adımdır
Mustafa Kemal bütün komutan ve valilere gönderdiği öteki bir genelge ile de, milletin içinde bulunduğu feci durumu anlatarak, halkı mitingler yapmağa ve işgal olayını protesto etmeğe devam etti
ULUSAL KONGRELER NELERDİR ?
1: ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz 1919):
Kongrede alınan kararlar şunlardır:
1Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür; vatanın değişik parçaları birbirinden ayrılamaz
2Yabancı işgal ve müdahalesine karşısında ve Osmanlı hükümetinin dağılışı halinde, halk daima birlikte savunacak ve direnecektir
3Vatanın istiklalini korumaya Merkezi Hükümet muktedir olmadığı takdirde, gayeye ulaşmak için bir geçici hükümet kurulacaktır Bu hükümet üyeleri, milli kongre tarafından seçilecektir Kongre buluşma halinde değilse, seçimi Heyeti Temsiliye yapacaktır
4Kuvayı Milliye ’yi faktör ve ulusal iradeyi hakim yetişmek esastır
5Hıristiyan ahaliye siyasi egemenlik ve sosyal dengeyi bozan haklar verilemez
6Manda ve himaye kabul olunamaz
7Milli Meclisin derhal toplanması ve hükümet işlerinin meclisin denetlenmesine konulmasını sağlamak için çalışılacaktır
Kongre bir Temsilcilik Heyeti seçerek dağıldı Bu heyetin vazifesi, kongrede alınan kararları gerçekleştirmekti Temsil Heyeti Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi Kongre sonunda Mustafa Kemal şu sözleri söylemiştir:
Tarih kongremizi, ender ve büyük bir eser olarak kabul edecektir
2:SİVAS KONGRESİ (4 Eylül 1919)
Alınan kayda değer kararlar şunlardır:
1Anadolu'da ve Rumeli'de belirlenmiş olan tüm Müdafaai HukukI Milliye Cemiyetleri, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti adını aldı
2Memleketi, içinde bulunduğu halden kurtarmak için anında Ulusal Meclisin toplanması lazımdır Milletin mukadderatı bu meclisin denetlemesine bırakılacaktır
O sırada bir takım delegeler, içinde bulunduğumuz durumdan yalnız kendi gücümüzle kurtulacağımızdan kararsızlık ederek, Amerika Mandasının kabulünü istediler Uzun tartışmalardan sonradan manda fikri reddedildi
3: MİSAKI MILLI
130 Ekim 1918'de mütareke imzalandığı vakit Osmanlı Devleti ’nin, düşman ordularının istilası aşağıda bulunan ve Arapların çokluk teşkil ettikleri toprakların mukadderatı halkın özgürce verecekleri oya tarafından saptama edilecektir Osmanlıİslam çoğunluğu ile meskun bulunan kısımların genel topluluğu hiç bir nedenle ayrılık kabul etmez bir bütündür
2Halkın oyu ile Anavatana katılmış olan Elviyei Selase (Kars, Ardahan, Artvin) için icap ederse baştan halkın serbest olarak oyuna müracaat edilmesini kabul ederiz
3Türkiye sulhüne bırakılan Batı Trakya'nın yasal durumunun saptanması da yerli halkın bütün özgürlük içinde özgürce verecekleri oya uyularak yapılmalıdır
4Osmanlı Hükümeti'nin merkezi olan İstanbul şehri ile Marmara Denizi'nin güveni her türlü tehlikeden korunmalıdır
5İtilaf devletleri ile kararlaştırılan esaslar içinde azınlıkların hakları gibi, Müslüman ahalinin de benzer haklardan faydalanmaları sağlanmalıdır
6Milli ve hesaplı gelişmemiz için, siyasi, adli, finansal gelişmelerimize engel olacak evraklar istemiyoruz
TÜRKİYE BÜYÜK AHALI MECLİSİ ’NİN AÇILMASI
23 Nisan 1920 Cuma günü, Meclisin en ihtiyar üyesi olan Sinop Mebusu Şerif Bey Meclisi Başkanlığına getirilmiş, bu nedenle Türkiye Büyük Ahali Meclisi açılarak vazifesine başlamıştı
Mustafa Kemal, Meclise Ankara Milletvekili olarak katıldı Mecliste birincil sözü alarak Mondros Ateşkesi ’nden o güne değin, Türk Milleti ’nin geçirdiği çaba safhalarını anlatarak demiştir ki:
Yaşam çağrıda bulunmak mücadele, müsademe demektir Hayatta muvaffakiyet, mutlaka mücadelede muvaffakiyetle mümkündür Bu da manen ve maddeten kuvvete, kudrete istinat eden bir keyfiyettir
Türkiye Büyük Insanlar Meclisi, Başkanlığına Mustafa Kemal'i seçti (24 Nisan 1920) Mustafa Kemal'in Başkanlığında ilk Bakanlar Kurulu kuruldu (3 Mayıs 1920) Bu hükümete, Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisi Hükümeti denildi
Ilk Tüzük 20 Ocak 1921'de kabul edildi Bu kanunun manâlı bir takım maddeleri şunlardır:
1Bağımsızlık şartsız milletindir
2Kanun yapmak ve kanunu yürütmek yetkisi, milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Irk Meclisi ’nde toplanır
3Türkiye Devleti, Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisi göre yöneticilik olunur
4Meclis Başkanı, İcra Vekillerinin de başkanıdır
BÜYÜK INSANLAR MECLİSİ HÜKUMETİ ’NE KARŞI AYAKLANMALAR
AAnzavur Ayaklanması
BDüzce, Hendek, Adapazarı Ayaklanması
CAfyonkarahisar ve Konya Ayaklanması
DMilli Aşireti Ayaklanması
MILLI CEPHELERİN KURULMASI
1Batı Cephesi (Yunanlılara karşı)
2Güney Cephesi (Fransızlara aleyhinde)
3Doğu Cephesi (Ermenilere karşı)
Bu cephelerdeki birincil direnme hareketi, uyumlu bir ordunun karşı koyması değildir Anadolu işgalinin başladığı ilk günlerde memleket birlikten yoksundu Yeni bir savaş felaketinden demin çıkmış bitap ve bitkin bir durumda idi Osmanlı Hükümeti mütareke koşullarına uyarak, orduyu tahliye etmekte ve gelen düşmanlara karşısında direnme değil, teslim edinmek düşüncesinde idi böylece ilk cepheler, insanlar tarafından organize edilmiş milis kuvvetleri ile Osmanlı ordusunun arta kalan bir takım birlikleri kadar kurulmuştu
VE SAVAŞ
Birincil Cepheler
Batı Anadolu Cepheleri
Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıktıktan sonradan Batı Anadolu'da ilerlemeye başladılar Bu ilerleyişi durdurmak için kurulan cepheler şunlardır:
Ayvalık Cephesi, Soma Cephesi, Ödemiş Cephesi, Salihli, Akhisar ve Açık Fikirli Cepheleri
Bu cephelerde üstün düşman kuvvetlerine aleyhinde milis kuvvetleri, giriştikleri çete savaşları ve ani baskınlarla düşmanı bir hayli hırpaladılar
Güney Cephesi
Anadolu'nun güney bölgesi evvela İngiliz işgali aşağı bulunuyordu Daha Sonra İngilizlerin çekilmesi üstüne, Adana, Maraş, Antep ve Urfa havalisini Fransızlar işgal etmişlerdi İşgal karşısında ayaklanan halkın fedakarlığı bir uçtan bir uca bu bölgede de cepheler belirlenmiş ve savaşlar başlamıştır
Güney Cephesi ’nde uyumlu kuvvetler yoktu bu nedenle cepheyi ulusal kuvvetler savunmuştur Yapılan kanlı ve çetin çarpışmalar sonucunda Fransızlar Adana, Maraş ve Urfa'yı ayrılmak zorunda kaldılar O Kadar ilkel silahlarla çarpışmak zorunda kalan bu kuvvetlerin dayandığı tek kuvvet hür ve vatan sevgisiydi
Şehirlerini on ay kahramanca savunan Antepliler, bedensel olanaksızlıklar yüzünden şehri vazgeçmek zorunda kaldılar Antep halkının gösterdiği bu cesaret ve fedakarlığı takdir eden Türkiye Büyük Halk Meclisi 6 Şubat 1921 tarihindeki toplantısında Antep'e Gazilik unvanını verdi Fransızlarla yapılan Ankara İtilafnamesiyle Antep tekrar Türklere teslim edildi
Milli Ordunun Kuruluşu
Mondros Ateşkesi ’nden sonra ordu terhis edilmiş, tabanca ve cephanesi İtilaf devletlerinin kontrolü aşağı depolara konmuş bulunuyordu Halbuki çağdaş silahlarla donatılmış düşmanla çarpışabilmek için, aynı kuvvette bir Türk ordusunun kurulması gerekliydi Her ne kadar cephelerde milis kuvvetler düşmanlarla temasa geçmişse de, belli bir netice alabilmek için milli bir ordunun kurulması ve bir elden yöneticilik edilmesi gerekli idi Bu zorunluk dolayısıyla Türkiye Büyük Insanlar Meclisi Hükümeti, milli kuvvetleri disiplin altına alarak uyumlu bir Türk ordusunun kurulmasına karar verdi Yalnız silah ve mühimmat temininde zorluk çekiyordu İtilaf devletleri, Türklerin faydalanmasına engel olmak maksadıyla bütün silahları İstanbul'da toplamıştı
Lakin bu silahlar, birer kahramanlık menkıbesi teşkil edecek şekilde İstanbul'dan kaçırılarak, Türk ordusunun bunlardan faydalanması sağlanmıştır Silahların kaçırılması olayı, milli mücadelemizin ayrı bir bölümüdür Bu olayın, Türk milletinin yurdu ve bağımsızlığı için yaptığı hizmetleri göstermesi bakımından farklı bir değeri vardır
Doğu Cephesi ’nde Ermenilerle Savaş
Rusya'da 1915'de meydana çıkan devir Çarlık rejimine son verdi Çarlığın yıkılması üzerine Kafkasya'nın güneyinde Erivan, Gümrü, Kars çevresinde bir Ermeni Devletikurulmuştu Ermeni Devleti ’nin başına Türk düşmanı olan Taşnak Partisigeçmişti Ermeniler, Türkiye'nin içinde bulunduğu kuvvet durumdan faydalanarak, büyük bir Ermenistan hazırlamak istiyorlardı Mondros Ateşkesi'nden sonra, İtilaf devletlerinden yardım gören Ermeniler hudut boylarında yer alan Türkleri kitle halinde öldürmeğe başladılar 1920 yılında da Ermeni zulmü dayanılmaz bir ülkü gelmişti Büyük Irk Meclisi Hükümeti Doğu bölgesinde seferberlik bildiri etti Meclis Başkanı Mustafa Kemal, 15 Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa'yı Doğu Cephesi Komutanlığına atadı
Kazım Karabekir Ermeniler, 18 Haziran 1920 tarihinde saldırıya geçerek Oltu çevresini istila ettiler Buna karşılık 28 Eylülde saldırıya geçen Türk Ordusu zaferler kazandı 30 Ekim'de Kars, 7 Kasımda da Gümrü işgal edildi Ermenilerin barış istemeleri üstüne görüşmeler başladı 3 Aralık 1920 tarihinde Gümrü Antlaşması imzalandı
Gümrü Antlaşması, Ulusal Hükümetin yaptığı ilk antlaşmadır Bu antlaşma askeri bir başarı sonucunda imzalanmıştır Ermeniler bu yenilgiden daha sonra Türklere zarar veremeyecek ülkü geldiler Artık Türk toprakları üstünde bağımsız bir Ermenistan Devleti kurulması umudu adamakıllı kırılmış ve Ermeni sorunu ortadan kaldırılmış oldu
Batı Cephesi ’nde Yunanlılarla Savaş
15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'e meydana çıkan Yunan ordusu eksik zamanda Batı Anadolu'da çoğu büyük kasaba ve kasabalarımızı almağa muvaffak olmuştu İşgal hareketi aleyhinde kurulan Kuvayi Milliye Teşkilatı düşmanın ilerlemesine engel olamamış, fakat oldukça hırpalayıp, oyalamağı başarmıştı
Yunanlıların Türk halkına dağıttığı sahte Atatürk fotoğrafıBİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (610 Ocak 1921)
Çerkez Ethem'in başkaldırması üstüne Batı Cephesi ’ndeki kuvvetlerinizin büyük bir kısmı, Kütahya bölgesine yollanmıştı Bu sırada Yunan kuvvetleri biri Bursa, diğeri Uşak'ta almak üzere iki grupta toplanmışlardı Cephenin boşaldığını haber bölge Yunanlılar, Bursa ’dan Eskişehir; Uşak'tan Afyon yönünde ileri harekete geçtiler
Yunan saldırısı aleyhinde 61 Tümen Kütahya'da Çerkez Ethem kuvvetleri karşı bırakıldı Geri kalan kuvvetler, ilerleyen düşmanı karşılamak üzere Batı Cephesi kuvvet1erinin İnönü'de, Güney Cephesi kuvvetlerinin de Afyon'da toplanmasına karar verildi
İki koldan ilerleyen Yunan kuvvet1erini İnönü mevzii ilerisinde bulunan 24 Tümen karşıladı Bu tümen düşmanı oyalayarak süre kazanmak için gereken her şeyi yapıyordu İleri yürüyüşe devamlı düşman, 9 Ocak'ta İnönü mevziine saldırıya geçti Bu saldırıyı da 24 ve 11 tümenler karşıladı Savaş devam ederken, Batı Cephesi Karargahı Kütahya'dan İnönü'ye geldi
10 Ocak 1921'de düşman tekrar saldırıya devam etti Güneydeki birliklerimiz düşmanın şiddetli topçu ateşiyle yaptığı saldırılara aleyhinde koymuşlar ve düşmanı oldukça hırpalamışlardı Kuzey kısmı ise üstün düşman kuvvetleri karşısında azıcık geri çekilmek zorunda kalmışlardı
1011 Ocak 1921 gecesi pozitif kayıp vermiş ve fazla hırpalanmış olan düşman, daha fazla ilerlemeğe cesaret edemeyerek Bursa istikametinde geri çekildi Üstün düşman kuvvetlerine karşısında yapılan bu savunma fazla çetin koşullar aşağıda geçmiştir Ama iyi yöneticilik edilen, Türk subay ve erlerinin fedakarlığı sayesinde İnönü Zaferi kazanılmıştır Albay İsmet, Birinci İnönü Savaşında gösterdiği başarıdan nedeniyle generalliğe yükseltilmiştir
İsmet İnönüBirinci İnönü zaferi milli ordunun ve milli egemenliğin iç ve dışta ününü artırmış, Ulusal Uğraş heyecanını kamçılamıştır Türk Milletini bir niyet civarda birleştirerek ulusal birliği kuvvetlendirmiştir
İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (23 Mart1 Nisan 1921)
Bu savaş, Türk İstiklal Savaşı ’nın ikinci önemli meydan savaşıdır Birinci İnönü Savaşı ’nda yenilerek geri çekilen Yunanlılar, Türk Ordusunun kuvvetlenmesine meydan vermemek için saldırıya geçtiler
Yunan ordusu Bursa ve Uşak'ta olmak üzere iki grup halinde idi Türk ordusu Batı Cephesi ’yle, Güney Cephesi ve Kocaeli Grubuna ayrılmıştı Batı Cephesi ’ndeki kuvvetler Yenişehir, İnegöl hattıyla İnönü mevziine yerleşmişlerdi Batı Cephesi ’ndeki kuvvetlerimiz İsmet Paşa'nın kumandasında idi Kocaeli Grubu Kurmay Başkanlığı emrinde bulunuyordu Güney Cephesi kuvvetleri ise Afyon civarında toplanmıştı
Ordu teşkilatımız hazır olmadığından, düşmanın bir tümeni bizim üç tümenimize bedeldi Yunan ordusunun teşkilatı mükemmeldi Gerek mevcudu, gerekse ateşli silahlarıyla bizden üstün durumda bulunuyordu
Yunanlılar 23 Mart 1921'de Bursa ve Uşak bölgelerinde edinmek üzere iki koldan ileri harekete geçtiler Bursa'dan İnönü yönünde ilerleyen düşman, Bilecik ve Pazarcık'ı işgal etti 26 Mart 1921'de Gündüzbey'de başlayan savaş, 31 Marta kadar durmadan devam etti Düşman daha ziyade yanlardan zorlama yapmakta idi Özellikle sağ kanatta çetin savaşlar olmuş, kuvvetlerimizin üstün sabır ve direnmesi dolayısıyla, bu kanatta savaş bir boğuşma biçiminde eğilim etmişti Bu bölgede Birinci Tümen Komutanı Albay Kemalettin Sami, Kocaeli Grubu Komutanı Albay Halit ve Albay İzzettin Beyler, büyük gayret ve fedakarlık göstermişlerdir
30 Martta düşman saldırısı karşı sıkışık bir duruma düşen sol kanat geri çekildi Fakat 31 Martta avantaj adamakıllı Türk kuvvetlerine geçti Türk kuvvetlerinin şiddeti savunması aleyhinde yıpranan Yunan ordusu 31 Mart 1 Nisan gecesinden itibaren geri tepmek zorunda kaldı Geri çekilen düşmanı piyade kuvvetlerimiz cepheden, süvari sınıfı kuvvetlerimiz de yana peşine düşüp takip ettiler Bu savaş sonunda düşmandan pek fazla ganimet ve tutsak alındı
Güney Cephesi ’ndeki kuvvetlere gelince: 23 Mart günü Afyon istikametinde saldırıya geçen düşman, Afyon'u işgal etti Kuzeyde İnönü de yenilen düşman geri atıldıktan sonra burada bağımsızlık kalan Türk kuvvetleri Güney Cephesi Komutanlığı emrine verildi Bu kuvvetler düşmanın yan gerilerine saldıracaktı Bunu anlayan düşman, 7 Nisan 1921'de Afyon'u boşaltarak geri çekildi 8 Nisan'da Aslıhanlar Savaşı adı bahşedilen büyük bir savaş oldu Üç gün süren bu kanlı savaştan sonra Yunanlılar 11 Nisan'da Dumlupınar mevziine çekildiler
Bu suretle üstün düşman kuvvetleri, Türk Ordusunun inancı ve iradesi önünde bir kere daha yıkılmış oldu *