Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

kurtuluş savaşında yaşanan olaylar sıkıntılar

kurtuluş savaşında yaşanan olaylar sıkıntılar
0
104

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
kurtuluş savaşında yaşanan zorluklar

Turk Ulusu'nun Kurtuluş Savaşı'nı hangi koşullar altında, ne gibi olanaksızlıklar, yokluklar icinde ve hangi gucleri yenerek gercekleştirdiğini anlamak icin Birinci Dunya Savaşı'nda Turk Savaşını ve bunun Osmanlı Devleti'ndeki yıkımını iyi bilmek gerekir Cunku Osmanlı Devleti Birinci Dunya Savaşı'nda Rusya, İngiltere, Fransa gibi buyuk devletlerin ordu, donanma ve tukenmez insan kaynaklarına karşı dort yıl sureyle Kafkasya, Canakkale, Irak, Suriye, Galicya, Sina gibi buyuk cephelerde ve ulaşım olanaksızlıkları, yokluklar icinde savaştı Kolera, tifus, verem, zaturree, aclık ve daha bir cok hastalıktan yuz binlerce insan oldu Silahsız, cephanesiz, ilacsız, yiyeceksiz ve bin turlu ulaşım gucluklerine rağmen dort yılın sonunda Turk vatanı işgal edilmemişti Bu dort yıl savaşta Osmanlı Devleti orduları duşmandan cok hastalık ve yokluklara yenilmişti İşte TURK BAĞIMSIZLIK SAVAŞI bu buyuk yıkımdan sonra yapıldığı icin ayrıca buyuk onem taşır Cunku Turk Bağımsızlık Savaşı, hicbir zaman TurkYunan Savaşı değil, Lozan'da karşımızda birleşen İtilaf Devletleri'ne karşı yapılan bir savaştır, emperyalizme karşı yapılan bir savaştır Yunan Devleti ise, İtilaf Devletleri'nin yalnızca maşası oldular
Seferberlik ilanı ile birlikte Osmanlı Devleti, 1700000 km2 arazi uzerinde yaklaşık 22 milyon nufusunun ancak 15 milyonundan yararlanabildi 21 Temmuz 1914'ten 1915 yılı sonuna kadar 2523000 insanı silah altına aldı Daha sonra bu sayı 28 milyona ulaştı Goruluyor ki seferberlik rasyonel bir bicimde yapılmamış, ulkenin uretici gucu kısa zamanda silah altına alınmıştı
19161918 YILLARI
1915 yılı sona erdiğinde savaşın genel gelişmesi, sonuc hakkında kesin bir bilgi vermiyordu 1916 yılına girildiğinde savaşın buyuk bir kısmı Avrupa cephelerinde geciyordu Turkiye, butun gucluklere ve olanaksızlıklarına rağmen Galicya cephesinde Avusturya'ya yardım etmek icin 33 bin kişilik bir kuvvet gonderdi
Irak cephesinde ise daha once soz ettiğimiz Kutul Amare'de İngilizler teslim oldular Fakat Enver Paşa Almanların isteğine uyup, İran'daki Rus birlikleri icin kuvvet ayırınca İngilizler Aralık ayında taarruza başladılar Kanal Cephesi'nde ise Cemal Paşa iki kez daha taarruz ettiyse de başarısız oldu İngilizler Sina'yı ele gecirip Suriye'ye girmeye başladılar Fakat Turkiye'nin en buyuk kayıpları Kafkas cephesinde oldu Ruslar 1916 Nisan'ından itibaren taarruza gectiler Eylul ayına kadar Trabzon, Erzurum, Gumuşhane ve Erzincan'ı ele gecirdiler Sarıkamış'ta sorumsuzca ve bilgisizce yitirilen insanların yokluğu acı bir şekilde anlaşıldı Zayıf kadrolu 3 Ordu Rusların karşısında dayanamadı Mustafa Kemal Paşa'nın komuta ettiği 16 Kolordu bir ara Muş ve Bitlis'i kurtardı Fakat Rus ustunluğune karşı fazla bir şey yapılamadı
ARAP AYAKLANMASI
1916'da Turkiye icin en buyuk tehlikelerden birisi de Arapların ayaklanması oldu 1865 ten itibaren Arap milliyetci orgutleri kurulmaya başlamışlardı Birinci Dunya Savaşı'ndan once İngiltere'nin Araplarla başlayan goruşmelerini, Lord Kitchener ve onun halefi Mac Mahon ile Abdullah arasında surdurduklerini ve 23 Ekim 1914'de anlaştıklarını, Arapları bağımsızlık vaadi ve altın vererek ayaklandırmaya kışkırtan İngiltere'nin Basra'yı işgal ettikten sonra, 26 Ocak 1915'te İbn Suud ve 3 Kasım 1916'da Katar Şeyhi ile anlaştığını ve tum Arap şeyhlerini kendisine bağladığını gormuştuk Ozellikle Mac Mahon ile Şerif Huseyin arasındaki mektuplaşmalar ve Arap ihtilalcilerinin Şerif Huseyin'e başvurması Arap ayaklanmasının hazırlığını oluşturuyordu Bunun sağlanmasında İngiliz casusu Albay Lavrens en buyuk rolu yuklenmişti Arapları ayaklanmaya iten diğer bir sebep de, Suriye'deki Arap milliyetcilerinin ayaklanma hazırlığı icinde oldukları icin yargılandıktan sonra Mayıs 1916'da Cemal Paşa tarafından idam edilmeleri oldu İngilizler Araplara bağımsızlık vaad etmelerine rağmen İtilaf Devletleri SykesPicot Anlaşması'yla Orta Doğu'yu aralarında pay ediyorlardı Araplar, buna rağmen Turkiye'ye karşı orgutleniyorlardı, Şerif Huseyin Cemal Paşa'yı oyalarken İngilizlerle goruşmeleri surduruyordu Huseyin ilk ayaklanma hazırlığını 27 Haziran 1916 'da ilan ettiği beyanname ile duyurdu 10 Haziran da Mekke ve Cidde'de ayaklanma zaten başlamıştı Taif ayaklanması ve diğer yerlerdeki ayaklanmalar hızla yayıldı Amman'dan Medine'ye kadar olan yerlerdeki 30000 Turk askeri hareketsiz kaldı Yemen'deki Turk ordusu ile ilişki koptu Mısır'daki İngiliz ordusunun Filistin seferi sırasında sağ kanadında Turk ordusuna karşı onemli hizmetler goren Arapların bu ayaklanması Suriye cephesinin kaderini de belli etti Turk ordusu bir yandan İngiliz ordusu ile savaşırken bir de arkasındaki Araplarla vuruşmak zorunda kaldı Sina ve Filistin yenilgilerinden sonra Turk ordusu Guney Suriye'yi terk ederek kuzeye, anavatana doğru cekilmeye başladı 1917 yılında Suriye, İngilizlerin eline gecti İngiliz ordusu Aralık ayında Kudus'e girdi Kudus'e İngiliz komutanı General Allanby'nin girişi Hıristiyanlığın kutsal kentinin Muslumanların elinden kurtarılışı, butun Hıristiyan dunyasında olduğu gibi, Turkiye'nin muttefiki Avusturya'nın başkenti Viyana'da da kutlanıyordu Arapların bu başarıları onların birlikten yoksun olduğunu cabuk ortaya koydu Osmanlı egemenliği kalkınca Arap Şeyhleri arasındaki rekabet ortaya cıktı Aralarındaki mucadeleden yararlanan İngiltere ve Fransa butun Arabistan'ı Manda adı altında yağmaladılar İngilizlere karşı Cihad ilan etmiş olan Darvur Sultanı Ali Dinar'ın ayaklanması ise İngilizler tarafından Mayıs 1916 da bastırıldı Bu tek olayın da hic etkisi olmadı
Bu topraklardaki Turk egemenliğinin kalkışı ise Yahudilere, İsrail devleti kurmak icin buyuk fırsat yarattı 1897 yılında Bale'de toplanan Siyonist Kongresi'nde ortaya atılan ecdatlarının eski topraklarında bir Yahudi merkezi kurmakfikri dunya Yahudileri arasında hızla yayılmıştı Dunya Siyonist Konseyibu politikayı hızlı bir propaganda ile yaymış , ozellikle ABD ve İngiltere'deki Yahudi gucu bu propagandanın etkisini kısa zamanda geliştirmişti Birinci Dunya Savaşı'nın cıkışı Yahudi milliyetciliğini guclendirdi Turkiye'nin egemen olduğu sıralarda, Orta Doğu'da Yahudi yerleşimi icin yaptıkları oneri Abdulhamit tarafından red edilmişti Savaş icinde Turklerin yenilmeye başlaması ve Turk egemenliğinin sona ereceğinin ve İngiltere'nin Orta Doğu'ya egemen olacağının anlaşılması, Yahudi devleti kurmak icin dunya Siyonistlerine umut kapısını acıyordu Turk ordularını arkadan vurarak İngilizlerle anlaşan Araplar, gelişen bu yeni olayın kendileri icin tehlikesini gec anladılar 1917'de Dunya Siyonist Konseyi nin Orta Doğu'da bir yerleşme yeri isteği İngiliz Hukumeti'ne resmen bildirildi İngiltere Kasım 1917 de verdiği yanıtta İngiltere'nin Filistin'de milli bir Yahudi merkezi kurulmasını, burada Yahudi olmayan cemaatin dini ve hukuki haklarına hic bir zarar vermemek şartı ile kabul edeceğinibildirdi Balfour Deklarasyonuadıyla anılan bu yanıt İsrail'in kurulmasını oluşturan ilk onemli adımdır Burada yuzyıllardır yaşayan Muslumanların dini ve hukuki haklarına dokunulmadan bir Yahudi yerleşiminin sağlanması sozu ise yalnızca bir İngiliz aldatmacasıydı Boyle bir olay ancak zorla gercekleşebilirdi ABD deki 3 milyonu aşkın Yahudi ve İngiltere'deki Yahudi gucu Kutsal Topraklaruzerinde bir yerleşim yeri elde etmek icin Turk egemenliğinin yıkılmasından doğan bu fırsatı kacırmadılar ArapYahudi savaşının tohumları boylece 1917 yılında ekilmiş oldu
Arapların ayaklanmasından sonra Turk ordusu İngilizler karşısında kısa zamanda cozuldu Cihat ilanı ve din kardeşliği hulyalarının da işe yaramadığı acı bir şekilde anlaşıldı Suriye cephesindeki başarısızlıkları goren Mustafa Kemal Paşa 2 Ekim 1917'de buradan Enver Paşa'ya yolladığı mektupta cok gercekci bir bicimde ulkenin durumunun cok kotu olduğunu, her yerde asayişin bozuk, ekonominin cokuntu icinde, sefaletin yaygın ve ordunun savaş gucunun kalmamış olduğunu belirtti ve Harbin anahtarı bizim elimizde değildirsozleriyle galibiyet umudunun bulunmadığını dile getirerek daha fazla zarara uğramadan savaşa son verilmesinin gerektiğini anlattı Fakat Rusya'da devrim cıkmasından umutlanan Enver Paşa bu uyarıları dikkate almadı Cunku hala Almanya'nın galip geleceği umudunu taşıyordu
 
858,496Konular
982,162Mesajlar
30,105Kullanıcılar
jactellerSon üye
Üst Alt