iltasyazilim
FD Üye
Dünya sevgisini, muhabbetini, kalbimizden ancak bütün eşyanın özüne, hakikatine bakmakla çıkarabiliriz Bu şekilde hareket edersek, dünyanın nasıl olduğunu anlayıp kalbimize, sadece Allahu Zülcelal'in ve ahiret gününün muhabbetini yerleştiririz
Çevremizde, bizim için çok büyük ibretler vardır Fabrikadan yeni çıkan bir otomobile bakın, sahibi ona gözü gibi bakıp bakımını aksatmadan yapar Herhangi bir yerine bir şey olmaması için azami gayret sarf eder
Ancak, bazen de hurdalıklarda her tarafı çürümüş, kullanılamayacak duruma gelmiş arabalar görürüz Halbuki, o araba da bir zamanlar yeniydi Sahibi etrafında dolaşıyor, sevgiyle bakımını yapıyordu Arabanın muhabbeti kalbini fethetmişti Peki, ne oldu? O yepyeni araba, yavaş yavaş eskidi, çürüdü ve topraktan bir farkı kalmadı Böyle olduğu için de sahibinin ona duyduğu sevgi de kayboldu
Manifaturacılar, sabahtan akşama kadar, kumaşlarının tozunu siler, itina ile düzenlerler Bir kişi o kumaşı alıp elbise yaptırır Bir süre giydikten sonra, eskidiği için kaldırıp çöpe atar Peki, o manifaturacının titizlikle sildiği, düzenlediği kumaşa ne oldu?
İşte, eşyanın aslı, hakikati böyledir Dünya sevgisi böyledir İnsan bunlara meylederse, Allahu Zülcelal'den ahiret gününden gafil kalır Fakat, dünyanın ne olacağını tefekkür ettiği zaman, kendisini ibadetten, zikirden alıkoyan şeyler, bütün cazibesini kaybeder
Allah’a yakın olmak
Kudretli bir kimse karşımızda durup yerine getirmek üzere bize bir iş verse, o zat aklımızdan hiç çıkar mı? Tabi ki çıkmaz Çalışırken, dolaşırken, otururken hep aklımızda olur Acaba beni beğeniyor mu? Bana kızıyor mu? diye daima onunla meşgul oluruz
Peki, Allahu Zülcelal bu zata benzer mi? O, hiçbir zaman kulundan ayrılmaz; bize şah damarımızdan daha yakındır Böyle olduğu halde, neden Allahu Zülcelal'den gafil oluyoruz
Allahu Zülcelal başka bir ayeti kerimede şöyle buyurmuştur: (Hayırda) önde olanlar, (ecirde de) öndedirler İşte bunlar, (Allah'a) en yakın olanlardır(Vakıa; 1011)
Mü'min olanların tümü, Allahu Zülcelal'e gitmektedirler Fakat, bunların önünde olan bazı kimseler vardır Öyle ki, bu önde olanların içinde de önde giden kimseler vardır İşte, Allahu Zülcelal'e en yakın olanlar bu kimselerdir
Esasen, Allahu Zülcelal nasıl bize şah damarımızdan daha yakın ise biz de O'na o derece yakınız Ancak, ayeti kerimede kastedilen yakınlık, bu değildir Buradaki yakınlık; ibadet ile, ruh ile, huzur ile elde edilen yakınlıktır
Allahu Zülcelal ile huzurlu olan kimseler O'na doğru gitmektedirler Otururken, suküt ederken, ibadet yapmadıkları zamanlarda dahi, Allahu Zülcelal'e yürümektedirler
Anlatıldığına göre, Cüneydi Bağdadi (ks) bir gün, suküt içerisinde oturuyordu Ne zikir yapıyor, ne namaz kılıyor, ne de her hangi bir harekette bulunuyordu Uzun süre bu halde oturdu Ona dediler ki: Farz namazlar dışında, ne ibadet ne de zikir yapıyorsun, ne de hareket ediyorsun Devamlı sükut eder bir haldesin Bunun sebebi nedir?Cüneydi Bağdadi onlara şu ayeti kerimeyi okudu: Bir de o dağları görür onları sabit sanırsın; oysa onlar, bulut geçer gibi geçip gider(Neml; 88)
İşte, bu ayeti kerimeyi okuduğu zaman anladılar ki, Cüneydi Bağdadi yerinde oturduğu halde, aynı bulutlar gibi seyri sülukta, Allahu Zülcelal'in muhabbetine, rızasına doğru gitmektedir
Cüneydi Bağdadi oturduğu ve sükut ettiği halde, ruhuyla ve kalbiyle Allahu Zülcelal'i zikrediyor ve yalvarıyor; huzurlu olarak Allahu Zülcelal'e doğru yol alıyordu Onun bu haline hayret edenler, okuduğu ayeti kerime ile cevaplarını aldılar
Allah’a gafil olarak gitmekten kork!
Herkes kendisine bakıp, Allahu Zülcelal'in istediği şekilde kendisini düzeltmelidir Allahu Zülcelal'in zikrini, ibadetini, Kur'an okumayı, İslam dinine hizmet etmeyi, kalbimizin, ruhumuzun ve nefsimizin istemesi lazımdır
Hatta, kendimiz için: Ya Rabbi! Sana karşı halis olmadan, beni dünyadan ayırma! Halis olduğum zaman da hemen beni dünyadan al!diye dua etmeliyiz Çünkü, dünyaya gelme sebebimiz, Allahu Zülcelal'i razı etmektir Dünyaya hayvanlar gibi yiyip içip uyumak için değil; baki olan ahiret hayatımız için hazırlık yapmaya geldik
Allahu Zülcelal, Davud aleyhisselam'a şöyle buyurmuştur: Ya Davud! Gaflet içerisinde bulunduğun bir sırada ölümle karşılaşabilirsin O zaman bana gafil olarak gelirsin Bundan daima kork ve kendini muhafaza et Allah'ın huzuruna gidersem halim ne olur? diye daima düşün ve zamanını gafletle geçirme!
Allahu Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin (Amin)
Çevremizde, bizim için çok büyük ibretler vardır Fabrikadan yeni çıkan bir otomobile bakın, sahibi ona gözü gibi bakıp bakımını aksatmadan yapar Herhangi bir yerine bir şey olmaması için azami gayret sarf eder
Ancak, bazen de hurdalıklarda her tarafı çürümüş, kullanılamayacak duruma gelmiş arabalar görürüz Halbuki, o araba da bir zamanlar yeniydi Sahibi etrafında dolaşıyor, sevgiyle bakımını yapıyordu Arabanın muhabbeti kalbini fethetmişti Peki, ne oldu? O yepyeni araba, yavaş yavaş eskidi, çürüdü ve topraktan bir farkı kalmadı Böyle olduğu için de sahibinin ona duyduğu sevgi de kayboldu
Manifaturacılar, sabahtan akşama kadar, kumaşlarının tozunu siler, itina ile düzenlerler Bir kişi o kumaşı alıp elbise yaptırır Bir süre giydikten sonra, eskidiği için kaldırıp çöpe atar Peki, o manifaturacının titizlikle sildiği, düzenlediği kumaşa ne oldu?
İşte, eşyanın aslı, hakikati böyledir Dünya sevgisi böyledir İnsan bunlara meylederse, Allahu Zülcelal'den ahiret gününden gafil kalır Fakat, dünyanın ne olacağını tefekkür ettiği zaman, kendisini ibadetten, zikirden alıkoyan şeyler, bütün cazibesini kaybeder
Allah’a yakın olmak
Kudretli bir kimse karşımızda durup yerine getirmek üzere bize bir iş verse, o zat aklımızdan hiç çıkar mı? Tabi ki çıkmaz Çalışırken, dolaşırken, otururken hep aklımızda olur Acaba beni beğeniyor mu? Bana kızıyor mu? diye daima onunla meşgul oluruz
Peki, Allahu Zülcelal bu zata benzer mi? O, hiçbir zaman kulundan ayrılmaz; bize şah damarımızdan daha yakındır Böyle olduğu halde, neden Allahu Zülcelal'den gafil oluyoruz
Allahu Zülcelal başka bir ayeti kerimede şöyle buyurmuştur: (Hayırda) önde olanlar, (ecirde de) öndedirler İşte bunlar, (Allah'a) en yakın olanlardır(Vakıa; 1011)
Mü'min olanların tümü, Allahu Zülcelal'e gitmektedirler Fakat, bunların önünde olan bazı kimseler vardır Öyle ki, bu önde olanların içinde de önde giden kimseler vardır İşte, Allahu Zülcelal'e en yakın olanlar bu kimselerdir
Esasen, Allahu Zülcelal nasıl bize şah damarımızdan daha yakın ise biz de O'na o derece yakınız Ancak, ayeti kerimede kastedilen yakınlık, bu değildir Buradaki yakınlık; ibadet ile, ruh ile, huzur ile elde edilen yakınlıktır
Allahu Zülcelal ile huzurlu olan kimseler O'na doğru gitmektedirler Otururken, suküt ederken, ibadet yapmadıkları zamanlarda dahi, Allahu Zülcelal'e yürümektedirler
Anlatıldığına göre, Cüneydi Bağdadi (ks) bir gün, suküt içerisinde oturuyordu Ne zikir yapıyor, ne namaz kılıyor, ne de her hangi bir harekette bulunuyordu Uzun süre bu halde oturdu Ona dediler ki: Farz namazlar dışında, ne ibadet ne de zikir yapıyorsun, ne de hareket ediyorsun Devamlı sükut eder bir haldesin Bunun sebebi nedir?Cüneydi Bağdadi onlara şu ayeti kerimeyi okudu: Bir de o dağları görür onları sabit sanırsın; oysa onlar, bulut geçer gibi geçip gider(Neml; 88)
İşte, bu ayeti kerimeyi okuduğu zaman anladılar ki, Cüneydi Bağdadi yerinde oturduğu halde, aynı bulutlar gibi seyri sülukta, Allahu Zülcelal'in muhabbetine, rızasına doğru gitmektedir
Cüneydi Bağdadi oturduğu ve sükut ettiği halde, ruhuyla ve kalbiyle Allahu Zülcelal'i zikrediyor ve yalvarıyor; huzurlu olarak Allahu Zülcelal'e doğru yol alıyordu Onun bu haline hayret edenler, okuduğu ayeti kerime ile cevaplarını aldılar
Allah’a gafil olarak gitmekten kork!
Herkes kendisine bakıp, Allahu Zülcelal'in istediği şekilde kendisini düzeltmelidir Allahu Zülcelal'in zikrini, ibadetini, Kur'an okumayı, İslam dinine hizmet etmeyi, kalbimizin, ruhumuzun ve nefsimizin istemesi lazımdır
Hatta, kendimiz için: Ya Rabbi! Sana karşı halis olmadan, beni dünyadan ayırma! Halis olduğum zaman da hemen beni dünyadan al!diye dua etmeliyiz Çünkü, dünyaya gelme sebebimiz, Allahu Zülcelal'i razı etmektir Dünyaya hayvanlar gibi yiyip içip uyumak için değil; baki olan ahiret hayatımız için hazırlık yapmaya geldik
Allahu Zülcelal, Davud aleyhisselam'a şöyle buyurmuştur: Ya Davud! Gaflet içerisinde bulunduğun bir sırada ölümle karşılaşabilirsin O zaman bana gafil olarak gelirsin Bundan daima kork ve kendini muhafaza et Allah'ın huzuruna gidersem halim ne olur? diye daima düşün ve zamanını gafletle geçirme!
Allahu Zülcelal kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin (Amin)