iltasyazilim
FD Üye
Osmanlıda Lağımcı Ocağı,Lağımcı Ocakları ne meslek yapar,osmanlıda Lağımcı Ocağı ne iş yapardı
Lağımcı Ocağı
Osmanlı ordusunda lağımcı sınıfının yan olduğu ocak Timarlı ve ulûfeli olan lağımcılar, yer altından yollar açarak fitil ve barutla kale bedenlerini devirmek ve siper kazmak gibi vazîfelerde bulunurlardı
Kapıkulu ocakları aralarında yer alan lağımcı ocağının ne süre kurulduğu bilinmemektedir İkinci Murâd döneminde Rumeli kalelerinin fetihlerinde büyük yararlıklar gösterdikleri bilinmektedir Lağımcıların ulûfeli olanları Fâtih Sultan Mehmed devrinde cebeci ocağına bağlandı Ocağın âmiri cebecibaşıydı Eyâlet askerleri arasında kurulan lağımcı birliğinin âmiri ise lağımcıbaşıydı Bu ocağın kethüdâ, çavuş ve alemdâr denilen subayları da mevcud olup, bunlara geçim için dirlik olarak zeâmet; askerlere ise timar verilirdi Zeâmetli ve timarlı lağımcılar seferlere atlı olarak iştirak ederlerdi
Lağımcı neferlere (askerlere), başlarında yer alan subayları kadar kuruluşundan îtibâren geometri ve diğer mîmârî sanatlara âit bilgiler ile lağım bağlama usulleri en iyi şekilde öğretilirdi Lağımcı nizamnâmesine kadar, iki yüze yakın tâlim bilgileri yanına bunlara muavin bilgileri öğrenmek şarttı On yedinci asrın ortalarından îtibâren bozulmaya başlayan ve gitgide sanattan anlamayanlarla dolan bu sınıf, 1792 yılında yapılan nizamnâme ile düzeltilmeye çalışıldı Fakat bir netice alınamaması üstüne, 1826 yılında yeniçerilikle birlikte ortadan kaldırıldı *
Lağımcı Ocağı
Osmanlı ordusunda lağımcı sınıfının yan olduğu ocak Timarlı ve ulûfeli olan lağımcılar, yer altından yollar açarak fitil ve barutla kale bedenlerini devirmek ve siper kazmak gibi vazîfelerde bulunurlardı
Kapıkulu ocakları aralarında yer alan lağımcı ocağının ne süre kurulduğu bilinmemektedir İkinci Murâd döneminde Rumeli kalelerinin fetihlerinde büyük yararlıklar gösterdikleri bilinmektedir Lağımcıların ulûfeli olanları Fâtih Sultan Mehmed devrinde cebeci ocağına bağlandı Ocağın âmiri cebecibaşıydı Eyâlet askerleri arasında kurulan lağımcı birliğinin âmiri ise lağımcıbaşıydı Bu ocağın kethüdâ, çavuş ve alemdâr denilen subayları da mevcud olup, bunlara geçim için dirlik olarak zeâmet; askerlere ise timar verilirdi Zeâmetli ve timarlı lağımcılar seferlere atlı olarak iştirak ederlerdi
Lağımcı neferlere (askerlere), başlarında yer alan subayları kadar kuruluşundan îtibâren geometri ve diğer mîmârî sanatlara âit bilgiler ile lağım bağlama usulleri en iyi şekilde öğretilirdi Lağımcı nizamnâmesine kadar, iki yüze yakın tâlim bilgileri yanına bunlara muavin bilgileri öğrenmek şarttı On yedinci asrın ortalarından îtibâren bozulmaya başlayan ve gitgide sanattan anlamayanlarla dolan bu sınıf, 1792 yılında yapılan nizamnâme ile düzeltilmeye çalışıldı Fakat bir netice alınamaması üstüne, 1826 yılında yeniçerilikle birlikte ortadan kaldırıldı *