Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Laz Esprileri

Laz Esprileri
0
104

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
85
Puan
48
F-D Coin
0
Laz Esprileri lazca duvar yazıları laz duvar yazıları laz esprileri karadeniz espirileri lazlarla ilgili sözler Karadeniz'deki ayakkabıların içinde ne yazıyormuş ? Önce parmaklar Karadeniz'deki kola şişelerinin aşağı ne yazıyormuş ? bir de açınız Laz yolda bono bulmuş, ne yapmış ? Gitmiş ödemiş Laz bu sefer yolda yüklü bir tahvil bulmuş, ne yapmış ? Yurtdışına kaçmış Laza sormuşlar Güzel mi edinmek istersin, yahut çirkin mi ? Laz :Çekicilik geçicidir Beş Laz bir ineği nasıl sağar ? Biri ineğin memesini miktar, öteki dördü ineği yukarı aşağı indirir ve kaldırırlar Laz duş yaptıktan sonradan ne yapar ? Islak elbiselerini çıkarır Laz yürüyen merendeyken elektrikler kesilmiş, Laz iki saat mahsur kalmış Lazlar ağaç dikiyorlarmış Başlarındaki görevli ise Lazlara : Yeşiller yukarı, yeşiller yukarı ! Laz işçilere neden en fazla on dakika mola verdirirler ? Daha uzun mola verirlerse ne meslek yaptıklarını unuturlar Laz niye yazı yazarken elen takar ? El yazısı tanınmasın diye Laz kola otomatiğine gitmiş, para atıp düğmeye basmış ve kolasını almış Bir para daha atmış, yine düğmeye basmış ve yeniden kolasını almış Bunun üzerine heyecanla arkadaşlarının yanında gitmiş ve Ivedi bütün bozuk paralarınızı verin, bugün şansım çok iyi !Lazla arkadaşı konuşuyorlarmış : Nasıl, iş bulabildin mi ? Kesinlikle, altımda 1500 kişi çalışıyor Vay canına ! Ne işi bu ? Kabristan bekçisiyim On Laz denizci boğulmuş Denizaltlıları bozulunca ittirmeye kalkmışlar Laza karayollarını boyama işi vermişler Laz başlamış çalışmaya Ilk gün tam 200 metre boyamış İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre Bundan Böyle dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri Lazı çağırmış: Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ? Ben yine iyi çalışıyorum İyi lakin dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın E haliyle Birincil günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları fazla vakit almaya başladı Lazlar kahvede otururken bir arkadaşları içeri girmiş : Temel, ineklerinden pipo içen var mı ? Yok O vakit ahırın yanıyor Temel ve İdris sahilde gezinirken Temelin kafasına martı sıçmış Temel : Mendilin var mı ? Var da, ne yapacaksın ? Martı çoktan uzaklaştı Karadeniz'i gezen bir adam yolda aniden önüne çıkan tavuğu ezmiş Hayvanı ezdiği için endişe duymuş ve gidip sahibine en azından parasını saptamak istemiş Almış tavuğu ve hemencecik oradaki köye gitmiş Elindeki tavukla kahveden içeri girmiş ve : Affedersiniz; ben hemencecik köy dışında bu tavuğu ezdim Sahibini arıyorum, en azından parasını vereyim diye Acaba bu tavuğun sahibi kim ? Bunun üzerine defalarca beraber tavuğa bakan Lazlar : Hemşehrim sen yanlış geldin Bizim köyde böyle yassı tavuk bulunmaz Adamın biri Karadeniz'i gezerken bakmış bir köyde bütün koyunlar üç bacaklı Merak etmiş ve arabasından inip çobana sormuş niye koyunlar böyle diye Bunun üzerine çoban : Canımız her paça istediğinde koca koyunu kesecek değildik illaki Adamın biri tekrar Karadeniz'i gezerken bakmış bir tepenin üzerinde Lazlar dansediyor ve nadiren aralarından birini tepeden aşağı atıyorlar Adam korka korka Lazların yanında yaklaşıp sorar : Pardon ama ne yapıyorsunuz ? Kör müsün daa, Esas atma töreni yapıyoruz Balığa çıkacak olan Lazlar konuşuyorlarmış : Dün balık avladığımız yeri işaretledin mi ? Evet kayığa göze çarpan koydum Aptal ! Ya bugün başka kayıkla balığa çıkarsak Laz yolda muz kabuğu görmüş Uyy tekrar düşeceğum demiş Alaska'da bir bardan içeri iki Laz girmişler ve içki söylemişler Bir süre sonra bir parça başına barmene : Buralarda siyah bayan bulunur mu ? Hayır, bulunmaz elbet Peki buralarda siyah beyaz kadın bulunur mu ? Bulunmaz alt Bunun üzerine Laz arkadaşına dönerek : Sanırım dün gece iki penguenleydik Savaşta Lazlar düşmana el bombası atıyorlarmış Düşmanda bu bombaların pimlerini çekerek gerisingeri Lazlara atıyorlarmış Kayserili ve Trabzonlu iki aile at yetiştirirlermiş Bir tanesi beyaz beygir, diğeri siyah at yetiştirirmiş Günlerden bir gün aralarındaki gizli rekabet öyle bir ülkü gelmiş ki, bir engelli yarış düzenlemeye ve kozlarını paylaşmaya karar vermişler Kaybeden ailenin insan içine çıkması mümkün yok Neyse, yarış günü gelmiş herkes orada Atlardan beyazına Kayserili jokey, siyahına Trabzonlu jokey biniyor Yarış başlamış, harikulade bir heyecan Son engele kadar başa baş gitmişler ve rastlantı bu ya son engelde iki beygir da takılmış ve jokeyler yere düşmüş Daha tez toparlanan Trabzonlu jokey anında ata binerek bitiş çizgisini geçmiş ve sevinç içinde ailesine doğru ilerlemiş, ama ailede suratlar asık Trabzonlu jokey buna bir amaç verememiş ve sormuş : Niye böylece bakıyorsunuz yarışı kazandık işte ? Salak !! Hatalı cet bindin !! Lazların atölyesinde bir iş kazası olmuş ve bir Lazın parmağı kopmuş Lazlar hemen ilk takviye yaparak kopan parmağı bir buz torbası içinde hastaneye yetiştirmişler Koşarak cerraha parmağı vermişler Parmağı alan cerrah Güzel, parmağa bir şey olmamış Hasta nerede ? Ne hastası ? Onu da mı getirmemiz gerekiyordu ? Lazın kulağı kopmuş bu kere hastaneye keza kulağı keza de Lazı yetiştirmişler Cerrah kulağı almış ve dikmek için hazırlıklara başlayacakken Laz yattığı yerden seslenmiş : Bu benim kulağım değil Benimkinin peşinde kalem vardı Adam melon şapkasının üzerinden kafasının kaşımaya çalışan bir başka adam görmüş ve yanına artan bir şekilde : Affedersiniz, siz Laz mısınız ? Evet, neden sordun ? Şapkanızın üzerinden kafanızı kaşımaya çalışıyordunuz da Ne olmuş yani ?! Sen kıçın kaşınınca pantolonunu mu çıkarıyorsun Laz odanın içinde zıplıyormuş Arkadaşı sormuş : Ne oldu, ne yapıyorsun böyle ? Öksürük şurubu içtim Niye zıplıyorsun peki ? Sorma şişenin üstünde en ince ayrıntısına kadar çalkalayın yazıyormuş, ben farketmemişim Lazın eczanesine eli silahlı, yüzü bayan çoraplı iki soyguncu girmiş ve ellerindeki silahı Laza doğrultup : Çabuk kasadaki herşeyi ver ! Özür dilerim, reçetesiz hiçbir şey vermiyoruz Eski zamanda iki Laz bir hana gitmişler Tam ahırda atlarını bağlayacakken asabi olanı diğerine : Bak atlar konusunda ben çok hassasım Atların karışmasından nefret edilen şey ederim; onun için bu akşam atlarımıza bir göze çarpan koyalım yarın karışmasın Peki madem pek istiyorsun ? O zaman ben, benim atın kuyruğunu kesiyorum, böylece yarın karışmaz Laz dediğini yapmış ve atının kuyruğunu kesmiş Lazlar istirahat etmek için hana sırası gelmişken o esnada üst katta saman devşirmekte olan fırlama hancı bunları duymuş ve adilik olsun diye anında aşağıya inerek öteki atın kuyruğunu da kesmiş Sabahleyin iki atın da kuyruğunun kesik olduğunu görülünce hır çıkmış, azıcık itiş kakış olmuş İşlerinden geri kalmamak için fazla uzatmamışlar ve birer soy binerek yola koyulmuş Lazlar Akşam döndüklerinde ise asabi olanı bu defa daha asabi bir vaziyette : Bak bu sabah olanları biliyorsun Bu akşam ben tekrar atıma göze çarpan koyacağım ve atımın bir kulağını keseceğim Yarın sabah karışmam, ona tarafından Laz dediğini yapmış ve yine o esnada üstteki katta olan hancı, bunlar gittikten daha sonra diğer atın da kulağını kesmiş Ertesi sabah daha büyük tartışma çıkmış ve yumruklar konuşmuş; fakat daha artı işten uzak kalmamak için birer ata binmişler ve işlerinin yolunu tutmuşlar Akşam döndüklerinde bu kez asabi Laz bıçağını göstererek Bak seni uyarıyorum, yarın kan dökülür ona tarafından Bu aksam ben benim atın yelesini ve öbür kulağını kesiyorum Ast bunlar gittikten sonra üstteki kattaki hancı yeniden öbür atın kulağını ve yelesini uçurmuş Ertesi sabahleyin hakikaten kan dökülmüş ve Lazlar birbirlerine bıçak çekmişler Bir süre daha sonra aldıkları birer bıçak darbesi ile yerlere serilen Lazlardan asabi olmayanı isyan etmiş : Yeter ulan, üç gündür beygir için kavga edip duruyoruz ! Siyahına sen bin, beyazına da ben bineyim işte ! Laz falcıdan çıkmış ve arkadaşına gayet sinirli : Bu falcıda meslek değil Niye ? Kapıyı vurunca Kim o ? dedi Adamın biri elinde bavullarıyla yakındaki köye doğru dağ tepecik yürüyormuş Sırası Gelmişken sırası gelmişken bir tutam bitkinlik çökmüş üzerine ve bir yerde istirahat etmek istemiş Tam o anda ileride bir yandan koyunlarını otlatırken bir yana da ağaç aşağıda yatan çobanı görmüş Yanında giderek o da oturmuş ağaç altına Bunlar selam sabahtan sonra başlamışlar sohbet etmeye Laf lafı açmış ve koyunlara gelmiş Adam çobana : Biliyor musun ben çok titiz bir insanım Şu sürüne birkaç saniye bakıp kaç koyun olduğunu söyleyebilirim Hadi oradan beyim, yüzlerce koyunum var benim, nasıl sayacaksın birkaç saniyede Ben sayarım Al say o vakit Doğru sayarsan sürüden istediğin koyunu da sana vereceğim Adam bunun üzerine dediği gibi Sürüye birkaç saniye baktıktan daha sonra Senin süründe 163 koyun var Vay anasını, vay babasını, dürüst !!Peki Allah aşkına söylesene, nasıl bildin ? Fazla basit, ayakları sayıp dörde böldüm Al bakalım o vakit istediğin koyunu Adam gider sürüden bir tane alır, arkasından müsaade ister ve bavulunu da öbür eline alıp arkasını dönüp yürümeye başlayacakken çoban seslenir : Dur beyim ! İstersen bir iddiaya daha girelim Ben senin nereli olduğunu bileyim, sen de bana bir koyun ver, bilemezsem bir tane daha al Tamam Sen Lazsın Vay canına, bildin ? Benim ne tipim Laza aynı, ne aksanım vardır ? Söylesene nasıl bildin ? Koca sürüden ala ala uyuz köpeği alınca Laz otobüs muavini olmuş ve gezi öncesi kaptan sürücü Laz muavini arkadaki sinyal lambalarını gözden geçirmek için otobüsün arkasına yollamış ve çalışıp çalışmadığını söylemesini istemiş Bunun üstüne otobüsün arkasına dışarı giden Laz asistan oradan bağırmaya başlamış : Çalışıyor, bozuldu, çalışıyor, bozuldu Aynı otobüs bu defa bir su birikintisine gelmiş ve şoför lazı suyun derinliğini değer biçmek üzere yollamış Laz birazdan gelmiş ve suyun hiç derin olmadığını ve rahatlıkla geçebileceklerini söylemiş Otobüs suya girmiş ve dolu Insanlar canını kurtarıp kıyıya çıktıktan sonradan lazı karşılarına alıp hesap sormuşlar : Hani su derin değildi ! Valla ne bileyim Ben gittiğimde bir ördek yüzüyordu ve su oysa beline gelmişti ? Laz gazetedeki meslek ilanı üstüne gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş Meslek ilanında üniversite mezunu, iyi Fransızca konuşan, pazarlama konusunda deneyimli bir yönetici arandığı yazıyormuş Hoşgeldiniz, anında başlayalım Hangi üniversite mezunusunuz? Üniversite mezunu değilim Pek mi? O zaman tanıdık olmayan dilinize güveniyor olmalısınız Tanıdık Olmayan dil bilmem Demek bilmiyorsunuz O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz Pazarlama konusundan anlamam O vakit niye geldiniz canım kardeşim ? Bu işte bana güvenmeyin Onu demeye geldim  
 
858,475Konular
981,253Mesajlar
29,554Kullanıcılar
MiklosSon üye
Üst Alt