Levha tektoniği nedir levha tektoniği levha tektoniği, nedir, kuramı, teorisi, kuramı nedir, türkiye, hareketleri hakkında merak ettiğiniz bilgiler burada arkadaşlar 1549356217 1549356217 levhatektoniginedir5c594cbdcdc62levhatektoniginedir5c594cbdcdc62levhatektoniginedir5c594cbdcdc62 Merhaba Melek'ler Bu yazımızda sizlerle levha tektoniği hakkında bilgiler paylaşıyoruz Levha Tektoniği Nedir? Erimiş yerküre yüzeyi, en sonunda, aşağı gaz ve erimiş kayaları hapsedecek bir kabuk oluşturacak dek soğudu Gezegenin yüzeyi, lav birikintilerini püskürten volkan patlamalarıyla sürekli bir biçimde kırılmaktaydı yavaşça büsbütün volkanik kayalardan oluşmuş daha kalın bir kabuk şekillendi O sıralarda, erimiş kaya denizinden (magmadan) birincil ufak kıtalar oluştu ve okyanus tabakası oluşmaya başladı Volkanik patlamalardan meydana çıkan gazlar ve buhar, atmosferi inceltmeye başladı ve bu da sert elektrik fırtınalarına yol açtı Daha yüksek ısıl rejim nedeniyle, bu dönem dehşet afetler, patlamalar, kıtasal kabuğun oluşumu ve arkasında parçalanışı, daha sonra her yerde oluşumu, kısmen eriyişi, kristal oluşumu ve çarpışmalar dönemiydi; her şey o günden bu yanlamasına görülenlerden fazla daha koskocaman boyutlarda gerçekleşiyordu Bu birincil mikro kıtalar, bugüne kıyasla çok daha hızlı hareket ediyor ve daha sık çarpışıyorlardı Kıtasal kabuğun çabuk bir oluşum ve baştan işlenmesi süreci laf konusuydu Kıtasal kabuğun oluşması, gezegen tarihinin en manâlı olayıydı Deniz yatağının aksine, kıtasal kabuk manto içine dalmakla yok olmaz, bilakis zamanla toplam hacmini artırır Bu yüzden kıtaların oluşumu tersinmez bir olaydır Dünya birçok materyal katmanından oluşur Esas katmanlar, çekirdek (bu da iç ve dış çekirdek olarak ayrılır), kalın manto ve yüzeydeki ince kabuktur Her katmanın kendine has bir kimyasal bileşimi ve somut özelliği vardır Erimiş yeryüzü takriben 4 milyar sene önce soğudukça, ağır materyaller dünyanın merkezine içten çökerken, hafif elementler aksine yüzeye yakın yerlerde kalmıştırlar Dünyanın iç çekirdeği, devasa bir basınçla sıkıştırılan katı bir kütledir Kabuk, yarıakıcı mantonun etrafında ince bir katman oluşturur, tıpatıp elmanın etrafındaki kabuk gibi Soğumuş ince kabuktan 50 kilometre aşağıda sıcaklık 800°C’dir Daha aşağılarda, takriben 2000 kilometrede, sıcaklık 2200°C’nin üzerindedir Bu sıcaklıkta kayalar, daha fazla akışkan gibi davranırlar Bu kabuk, okyanuslar ve kara parçalarını olduğu dek her türlü yaşam formunu da ayakta miktar Kabuğun onda yedisi suyla kaplanmıştır ancak, bu koşul gezegenin esas bir özelliğidir Yüzey kabuğu, hem kara parçaları üzerindeki keza de okyanus derinliklerindeki kocaman dağ silsilelerini de içeren son derece zorlu bir yapıdadır Bunun örneklerinden biri, dört yeryüzü levhası arasındaki sınırı oluşturan Orta Atlas Sırtıdır Kabuk, bir yapboz gibi birbirine tutturulmuş on büyük levhadan oluşur aynı zamanda, bu levhaların kenarları boyunca volkanik faaliyetin ve depremlerin yoğunlaştığı “faylar yer alır Kıtalar bu levhalar üzerindedir ve levhalar hareket ettikçe onlar da hareket ederler Bu levhaların kenarındaki sualtı volkanları, yerkürenin derinliklerinden getirdikleri eriyik kayaları püskürterek yeni bir okyanus zemini oluşturur Deniz yatağı, bu sırttan başlayarak, kendisiyle birlikte heybetli miktarda kıtasal kabuğu içeren bir nakliye bandı gibi yayılır Volkanlar, yerkürenin kocaman enerjisini ısıya transformasyon kaynaklarıdır Günümüzde takriben 430 etkin volkan olduğu tahmin edilmektedir Paradoksal olarak, volkanik patlamalar, kabuktaki kayaların erimesine neden olan bir enerji açığa çıkarırlar Dünyanın kabuğu (litosfer) sürekli olarak değişir ve yenilenir Mantonun (astenosfer) kısmen erimesi doğruca, Orta Atlas Sırtında magmanın giriş ve çıkışlarıyla sürekli olarak yeni litosfer yaratılır Bu faylarda yeni kabuğun oluşumu, eski zemini ve onunla birlikte de kıtasal levhaları iterek uzaklaştırır Bu yeni litosfer, kendine daha fazla malzeme eklendikçe Orta Atlas Sırtından itibaren yayılmaya başlar, ve en sonunda okyanus zeminin haddinden fazla genleşmesi onun başka bir yerde yerkürenin içlerine dürüst dalmasına yol açar Bu işlem kıtaların hareketini açıklar Bu daimi yeraltı kargaşası büyük miktarda ısı yaratır ve bu ısı, yeni bir volkanik etkinlik üretir Bu bölgeler, takımadalarla ve dağ silsileleriyle, volkanlarla ve depremlerle ve derin okyanus kanallarıyla göze çarparlar Bu da, karşıtların mantıkla ilgili birliği içerisinde eski ve yeni arasındaki dengeyi sağlar Levhalar birbirleriyle çarpıştıkça depremler oluşur Yeryüzünün altındaki bu daimi faaliyet, gezegenin gelişimine tesir eden çoğu olguya hükmeder Kara parçaları, okyanuslar ve atmosfer sadece güneş ışınlarından değil, bununla birlikte dünyayı saran manyetik alandan ve yerçekiminden de etkilenir “Sürekli başkalaşım, diyor Engels, “yani kendisiyle soyut özdeşlik durumunun kaldırılması, inorganik maddeler denilen şeylerde de geçerlidir Yerbilim bu değişimin tarihidir Yüzeyde, mekanik değişimler (aşınarak soyulma, don), kimyasal değişimler (hava etkisiyle aşınma) ve içte mekanik değişimler (basınç), ısı (volkanik), kimyasal (su, asitler, bağlayıcı maddeler), geniş ölçüde tepetaklak oluşlar, depremler gibi Diğer bir yerde de şöyle diyor, “Her ceset, onu tekrar tekrar değiştiren, kimliğini değişikliğe uğratan mekanik, fiziki ve kimyasal etkilerle durmadan aleyhinde karşıya bulunur5 Atlas Okyanusun aşağı, durmadan yeni magmanın oluştuğu bir denizaltı volkan silsilesi vardır Bunun sonucu olarak, okyanus kabuğu sürekli büyür, Güney Amerika’yı ve Afrika’yı ve hatta Kuzey Amerika’yı ve Avrupa’yı birbirinden uzaklaştırır Ama bazı bölgeler gittikçe büyüyorsa diğerleri de küçülmelidir Amerika kıtası heybetli kuvvetlerin etkisiyle Pasifik Okyanusu kabuğuna doğru itildikçe, okyanus levhası Amerika kıtasının altına dürüst girmeye zorlanır, bu levha orada çözülür, akar ve en sonunda –milyonlarca sene sonradan– bir diğer orta okyanus sırtından yeniden ortaya çıkar Bunlar akıcı ve lineer süreçler değildirler, tersine karşıtlıklar aracılığıyla gerçekleşen ve gerçekten kataklizmik* boyutlarda sıçramalar yapan süreçlerdir Yeryüzünün dış kabuğunun altındaki kuvvetlerin, bu kuvvetleri gerisin geriye doğru döndürecek ve yeni bir istikamet bulmaya zorlayacak tipte dirençlerle karşılaştığı anlar vardır Bu Nedenle Pasifik gibi bir okyanus, fazla uzun bir dönem her tarafında genişleyebilir Ne var ki kuvvet dengesi değiştiğinde bütün işlem tersine döner Kocaman büyüklükteki bir okyanus iki kıta aralarında sıkışabilir ve sonunda yok olabilir Bu tür süreçler, gezegenin 4,6 milyar yıldan uzun olan tarihinde çoğu kez yaşanmıştır 200 milyon yıl önce, Avrasya ve Afrika arasında –Iethys adında– bir okyanus vardı Günümüze, bu okyanustan geriye doğru kalan yalnızca Akdeniz’in bir kısmıdır O büyük okyanusun geri kalan kısmı tükenip gitti ve Hindistan ve Arap Yarımadasının Asya ile çarpışması sonucu, Himalayaların ve Karpat Dağlarının altında değil oldu bir de, bir orta okyanus sırtı kapandığında (yani bir kıtanın altında tüketildiğinde), yeni litosfer diğer bir yerde ortaya çıkacaktır Kaide olarak, litosfer en zayıf noktasında kırılıp yarılır Tasavvur edilemez kuvvetler milyonlarca sene birikir, ta ancak en sonunda nicel değişim bir kataklizm üretinceye değin Dış kabuk yırtılır ve yeni okyanusların doğumunun yolunu açan yeni litosfer yarılır Günümüzde Doğu Afrika’daki volkanik Afar Vadisinde bu cins bir sürecin izleri görülmektedir Burada kıta parçalanmaktadır ve gelecek elli milyon sene içinde yeni bir okyanus oluşacaktır Doğrusu Kızıl Deniz, Afrika’yı Güney Arabistan’dan ayıracak bir okyanusun gelişiminin çok erken aşaması olarak karşımıza çıkmaktadır Dünyanın sabit yok enerjik bir varlık olduğunun kavranılması, jeolojiyi sahiden bilimsel bir temele oturtarak ona zinde bir atılım kazandırdı Levha tektoniği teorisinin büyük başarısı, biçimsel mantığa dayalı bilimsel ortodoksluğun muhafazakâr kavrayışını altüst ederek, bütün doğal olguları diyalektik bir biçimde birleştirmesidir Bu teorinin esas düşüncesi, dünya üzerindeki her şeyin sürekli hareket halinde olduğu ve bu hareketin de patlayıcı çelişkiler baştan sona gerçekleştiğidir Okyanuslar ve kıtalar, dağlar ve ovalar, nehirler, göller ve kıyılar, “rahatlık ve “kararlılık dönemlerinin kıtasal boyutta devrimlerle şiddetli bir biçimde kesintiye uğradığı aralıksız bir değişim süreci içerisindedirler Atmosfer, iklimsel koşullar, manyetizma ve hatta gezegenin manyetik kutuplarının yerleri bile aynı şekilde kesintisiz bir akış durumundadır Her tekil sürecin gelişimi, diğer bütün süreçlerle iç bağlantılılığı kadar şu ya da bu ölçüde etkilenir ve belirlenir Bir jeolojik süreci diğerlerinden yalıtarak analiz etmek imkânsızdır Tüm bu süreçler, tek bir toplam olguyu, dünyamızı oluşturmak üzere birleşirler Modern jeologlar Marx ve Engels’ten tek bir satır dahi okumamalarına karşın diyalektik yöntemle dikkate almak zorunda kalıyorlar Çünkü inceledikleri konular başka hiçbir yöntemle yeterince ve dürüst bir şekilde yorumlanamaz