iltasyazilim
FD Üye
Limandaki Son Yolcu
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tasvir edemeyeceğimi biliyorum Ulaşılmaz oldun hep, değmek, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, iri bir yalnızlıktı payımıza düşen Payıma düşen her seyi erteledim fakat erteleyemediğim bir şey vardı, sana benziyordu Su olsan, dokunduğumda bozulurdun Bozulmayan bir şeydin Gidilecek bir yer olsan sonu olurdu, sonu olmayan bir şeydin
Uykuda görülecek bir rüya olsan uyanırdım, beni rüyamdan uyandırmayacak bir şeydin Seni gözlerinden, üç ırmağın birleştiği yerden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir Düşün fakat, bir dağdan aşağı iniyoruz ve dünyada iki kişilik türkü kalmış onu söylüyoruz Böylece bir şeysin sen Seni düşündükçe yoruluyorum desem, dünyanın en büyük yalanı olur Yalanım değil Bugünden yarına ne kalır bilmem amam sen kalırsın tıpatıp yatağı değişmeyen ırmak gibi
Bana hep kendimi hatırlatan bir şeysin sen Uzaksın, yakınsın, özlenensin fakat bugün yok yarın gibi bir şeysin sen Gecenin en karanlık yerinde, ufacık bir ışık bile olsan yine de istiyorum seni Bugün her ölümle birazcık ölürken, seni düşündükçe hayata dönüyorum bitmiş Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak
Kim ne derse desin dönmeye niyetim yok Bir kentin ortasında kimsesiz kalsam da çığlık çığlığa bagırarak söylerim seni sevdigimi Bir tek benim sevgimle yaşasa da bu sevda seviyorum seni Sensiz dallarımı yitirmiş bir ağaç gibi yapayalnız olurum, kalabalığın ortasında bile Fırtınalı bir denizin en ağırbaşlı limanı gibi bir şeysin sen
O limandaki tek gezgin da ben *
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tasvir edemeyeceğimi biliyorum Ulaşılmaz oldun hep, değmek, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, iri bir yalnızlıktı payımıza düşen Payıma düşen her seyi erteledim fakat erteleyemediğim bir şey vardı, sana benziyordu Su olsan, dokunduğumda bozulurdun Bozulmayan bir şeydin Gidilecek bir yer olsan sonu olurdu, sonu olmayan bir şeydin
Uykuda görülecek bir rüya olsan uyanırdım, beni rüyamdan uyandırmayacak bir şeydin Seni gözlerinden, üç ırmağın birleştiği yerden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir Düşün fakat, bir dağdan aşağı iniyoruz ve dünyada iki kişilik türkü kalmış onu söylüyoruz Böylece bir şeysin sen Seni düşündükçe yoruluyorum desem, dünyanın en büyük yalanı olur Yalanım değil Bugünden yarına ne kalır bilmem amam sen kalırsın tıpatıp yatağı değişmeyen ırmak gibi
Bana hep kendimi hatırlatan bir şeysin sen Uzaksın, yakınsın, özlenensin fakat bugün yok yarın gibi bir şeysin sen Gecenin en karanlık yerinde, ufacık bir ışık bile olsan yine de istiyorum seni Bugün her ölümle birazcık ölürken, seni düşündükçe hayata dönüyorum bitmiş Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak
Kim ne derse desin dönmeye niyetim yok Bir kentin ortasında kimsesiz kalsam da çığlık çığlığa bagırarak söylerim seni sevdigimi Bir tek benim sevgimle yaşasa da bu sevda seviyorum seni Sensiz dallarımı yitirmiş bir ağaç gibi yapayalnız olurum, kalabalığın ortasında bile Fırtınalı bir denizin en ağırbaşlı limanı gibi bir şeysin sen
O limandaki tek gezgin da ben *