1277’den gunumuze bir mesaj
imageslise2ogrencisininyazdigikompozisyon5add250666d1a
Karaman Ermenek Anadolu Oğretmen Lisesi 10'uncu sınıf oğrencisi Canan Ozgoren’in “1277’den Gunumuze Bir Mesaj’’ adlı Kompozisyonu;
Bazen duşunuyorum da, sonsuz bir mavilik Yeryuzune cizilen en gorkemli resim Ufukta dolaşan bir bulut Sanki dunyayı kaplayan bir billur Karanlığı delen guneş Bizi, biz yapan gercek bize bırakılan buyuk emanet ve yarınlara bırakacağımız değerli hazinemiz En buyuk servetimiz, yani bizi ilelebet yaşatacak olan kimliğimiz En buyuk servetimiz, yani bizi ilelebet yaşatacak olan kimliğimiz Aslında bizim olan her şeyin ozu; yani dilimiz, yani Turkcemiz
Ruhumuza huzur kırpıntıları serpen , sonsuzluğun şarkısını soyleyen en vefalı dost Kainatın tum sırlarını taşıyan bir melek; şekilden şekle giren hayalet Bir bakmışsın denizler kadar hırcın; dalgaları birbirine karışmış Bir bakmışsın denizler kadar hırcın; dalgaları birbirine karışmış Bir bakmışsın derin bir sessizlik icinde uyuyor ve kopuklerini ozgurce goklere savuruyor
Turkcemiz tum hayatımıza ve dilimize en gorkemli ifadeleri sığdırdığımız zengin vasıtamız Ruhumuz, zihnimiz, binlerce yıllık tecrubemiz Ulu onderimize gore, koku cok eskirle dayanan ve kendini bu kadar sade olmasına rağmen,ihtişamlı gosterebilmeyi başaran efsane bir dil o yaklaşık 110 bin soz varlığı,terimleri,marazları,deyimleri ve ozlu sozleri Birbirinden ceşitli ifade vasıtaları Her şeye rağmen kimileri icin anlaşmadan yetersiz kalmış olsa gerek ki (!) ‘’Batı’’nın, bizde karşılığı olmasına karşın, kelimelerini kullanmak icin verilen ozgun cabaTurkcesiz olmanın sahipsiz, kimliksiz demek olduğunu bile bile, sıkıntılı, mutevazı, ama yuzde yuz bize ait bir geleceğe, guzel dahi olsa gunumuz yanlış batılaşmanın tercihi, olsada gunduz ortasında guneşe karşı bir goz kapamadır herhalde
İşte 1277’lerden bir ses Karamanoğlu Mehmet Bey ve o muthiş fermanı “Bugunden sonra anda, dergahta, bargahta, mecliste ve meydanda Turkceden başka bir dil kullanılmayacaktır’’ Bu soz, o donem Anadolu Turk topluluklarını istila eden, Farsca ve Arapcaya karşı icten bir serzeniş, belki bir karşı duruş iken, gunumuz gencliğine hatta daha cok aydınlarına kimliğimize, oz dilinize sahip cıkın mesajı olsa gerek 1270’li yılların gunumuz levhalarına kazınmış fermanı, etkisini gunumuzde yeterince hissettirebiliyor mu? Onu, toplumun onde gelen insanları olan, maalesef yine Batılı bir tabir ile ‘’entelektuel’’ olarak ifade edilen kişilere sormak gerek Dil ve Turkce denilince mangalda kul bırakmayan, ama yazılarının da buyuk coğunluğunu ‘’konsensus, absurt, ajitasyon, data, detay, fotmat, kriter, minimum, maksimum, dejenere’’gibi kelimelerin istilasına uğramış halde oluşturmuş, o derin aydınlarımız
Biraz insafsız davrandığımı kabul ediyorum; ancak bizleri yetiştiren onlar olduğuna gore, bu mesuliyeti ustlenme buyukluğunu onlardan beklemem, tabii diye duşunuyorum Ayrıca gunumuz topluluklarının İletişimle bu kadar ic ice girdikleri, kureselleşmenin tum vasıtalarıyla kendini cok guclu hissettirdiği ve boylece kelime alışverişinin had safhaya ulaştığı goz onunde bulundurulursa, bazı guclere karşı durmanın zor olduğunu da biliyorum Beklentim, dilde var olan kelimelere karşı, yeni yeni kelime zorlamalarının, alıntılarının onune gecebilmesi Yoksa elbette ki 1270’lerin,gunumuz şartlarıyla aynı olmadığı malum Bazen, bazı nasihatler tumuyle kabullenilir; ancak bir kısmı uygulanabilir İşte benimkisi de, Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanından gunumuze boyle bir beklenti Kaldı ki gunumuzde Turkcenin gucunu hissettirmeye başladığımızda soylemeyelim Dunyanın bircok ulkesinde dilimize olan yoğun ilgisinin de farkındayım Ruh halim, onu dunya’nın her tarafında, guzelce kullanılıyor bir dil olarak gorebilmenin coşkusuyla dolu Bu beklentim, umarım, guzel Turkcemizi, yaşayan dillerin en yaygını olmuş bir şekilde gormemizle neticelenir
Umitlerim, hislerim ve kalbimden dilime yansıyorlar bunlar, Başka ne denir ki? Karamanoğlu Mehmet Bey’den bize, bizden arif olanlara
Omrumuz Turkiye’yle gecsin, gonlunuz ve yaşamınız Turkceyle dolsun
imageslise2ogrencisininyazdigikompozisyon5add250666d1a
Karaman Ermenek Anadolu Oğretmen Lisesi 10'uncu sınıf oğrencisi Canan Ozgoren’in “1277’den Gunumuze Bir Mesaj’’ adlı Kompozisyonu;
Bazen duşunuyorum da, sonsuz bir mavilik Yeryuzune cizilen en gorkemli resim Ufukta dolaşan bir bulut Sanki dunyayı kaplayan bir billur Karanlığı delen guneş Bizi, biz yapan gercek bize bırakılan buyuk emanet ve yarınlara bırakacağımız değerli hazinemiz En buyuk servetimiz, yani bizi ilelebet yaşatacak olan kimliğimiz En buyuk servetimiz, yani bizi ilelebet yaşatacak olan kimliğimiz Aslında bizim olan her şeyin ozu; yani dilimiz, yani Turkcemiz
Ruhumuza huzur kırpıntıları serpen , sonsuzluğun şarkısını soyleyen en vefalı dost Kainatın tum sırlarını taşıyan bir melek; şekilden şekle giren hayalet Bir bakmışsın denizler kadar hırcın; dalgaları birbirine karışmış Bir bakmışsın denizler kadar hırcın; dalgaları birbirine karışmış Bir bakmışsın derin bir sessizlik icinde uyuyor ve kopuklerini ozgurce goklere savuruyor
Turkcemiz tum hayatımıza ve dilimize en gorkemli ifadeleri sığdırdığımız zengin vasıtamız Ruhumuz, zihnimiz, binlerce yıllık tecrubemiz Ulu onderimize gore, koku cok eskirle dayanan ve kendini bu kadar sade olmasına rağmen,ihtişamlı gosterebilmeyi başaran efsane bir dil o yaklaşık 110 bin soz varlığı,terimleri,marazları,deyimleri ve ozlu sozleri Birbirinden ceşitli ifade vasıtaları Her şeye rağmen kimileri icin anlaşmadan yetersiz kalmış olsa gerek ki (!) ‘’Batı’’nın, bizde karşılığı olmasına karşın, kelimelerini kullanmak icin verilen ozgun cabaTurkcesiz olmanın sahipsiz, kimliksiz demek olduğunu bile bile, sıkıntılı, mutevazı, ama yuzde yuz bize ait bir geleceğe, guzel dahi olsa gunumuz yanlış batılaşmanın tercihi, olsada gunduz ortasında guneşe karşı bir goz kapamadır herhalde
İşte 1277’lerden bir ses Karamanoğlu Mehmet Bey ve o muthiş fermanı “Bugunden sonra anda, dergahta, bargahta, mecliste ve meydanda Turkceden başka bir dil kullanılmayacaktır’’ Bu soz, o donem Anadolu Turk topluluklarını istila eden, Farsca ve Arapcaya karşı icten bir serzeniş, belki bir karşı duruş iken, gunumuz gencliğine hatta daha cok aydınlarına kimliğimize, oz dilinize sahip cıkın mesajı olsa gerek 1270’li yılların gunumuz levhalarına kazınmış fermanı, etkisini gunumuzde yeterince hissettirebiliyor mu? Onu, toplumun onde gelen insanları olan, maalesef yine Batılı bir tabir ile ‘’entelektuel’’ olarak ifade edilen kişilere sormak gerek Dil ve Turkce denilince mangalda kul bırakmayan, ama yazılarının da buyuk coğunluğunu ‘’konsensus, absurt, ajitasyon, data, detay, fotmat, kriter, minimum, maksimum, dejenere’’gibi kelimelerin istilasına uğramış halde oluşturmuş, o derin aydınlarımız
Biraz insafsız davrandığımı kabul ediyorum; ancak bizleri yetiştiren onlar olduğuna gore, bu mesuliyeti ustlenme buyukluğunu onlardan beklemem, tabii diye duşunuyorum Ayrıca gunumuz topluluklarının İletişimle bu kadar ic ice girdikleri, kureselleşmenin tum vasıtalarıyla kendini cok guclu hissettirdiği ve boylece kelime alışverişinin had safhaya ulaştığı goz onunde bulundurulursa, bazı guclere karşı durmanın zor olduğunu da biliyorum Beklentim, dilde var olan kelimelere karşı, yeni yeni kelime zorlamalarının, alıntılarının onune gecebilmesi Yoksa elbette ki 1270’lerin,gunumuz şartlarıyla aynı olmadığı malum Bazen, bazı nasihatler tumuyle kabullenilir; ancak bir kısmı uygulanabilir İşte benimkisi de, Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanından gunumuze boyle bir beklenti Kaldı ki gunumuzde Turkcenin gucunu hissettirmeye başladığımızda soylemeyelim Dunyanın bircok ulkesinde dilimize olan yoğun ilgisinin de farkındayım Ruh halim, onu dunya’nın her tarafında, guzelce kullanılıyor bir dil olarak gorebilmenin coşkusuyla dolu Bu beklentim, umarım, guzel Turkcemizi, yaşayan dillerin en yaygını olmuş bir şekilde gormemizle neticelenir
Umitlerim, hislerim ve kalbimden dilime yansıyorlar bunlar, Başka ne denir ki? Karamanoğlu Mehmet Bey’den bize, bizden arif olanlara
Omrumuz Turkiye’yle gecsin, gonlunuz ve yaşamınız Turkceyle dolsun