Louis Vuitton Cruise 2020 koleksiyonu, ayrılışın yüceltilmesini ve bir kişinin gerisinde bıraktığı gidiş ve gelişleri özetliyor. Moda konutunun Paris ve New York arasındaki uzun müddetli diyaloğu, birinci trans-Atlantik uçuşları ile başlayıp günümüze kadar sürdü. Amerika’nın Fransız modasına olan hayranlığı var, bu Couture ruhu olarak biliniyor. Birebir hengamda yabancıların bu mükemmel kente karşı vazgeçilmez düşleri var. Efsanevi binaların silüetleri zarif desenler, göz kamaştırıcı brokarlar ve göz alıcı işlemeler olarak canlanırken; asit renkler, New York’un Downtown’dan Uptown’a kadar parlayan ışıklarını anımsatıyor. Wall Street üniformaları şiirsel hareketlerle Gotham City ambiyansını yaratırken, Louis Vuitton’un lüks tabiri yerkürenin en sinematik ve his dolu iki kentini bir araya getiriyor.
Teknolojik aksesuarların ve dijital eklentili ikonik çantaların prototiplerini göreceğiniz podyumda, Louis Vuitton’un her zamanki anlayışına şahit olacaksınız; klasik ve yeniliğin kaynaşması.
Nicolaas Ghesquiere: “Doksanlı yılların sonlarında TWA Uçuş Merkezine indiğim için şanslıydım. Bu asla unutamayacağım bir şeydi. Bu taraf yirmi yıl boyunca unutuldu fakat artık tekrar hayata dönüyor. Adeta tekrar canlanan bir tapınak üzere ve yeni bir formda, bir otel olarak, geri döndüğünü görmek büyük bir zevk. Bu, Amerika’nın mirasının modülü olan bir noktası yine keşfetmek.”