Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Lozan Anlaşması

Lozan Anlaşması
0
82

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Lozan Anlaşması Konferansa Hazırlık, Mülâkat Konuları ve Katılan Devletler Kurtuluş Savaşı ezici zaferimizle sona ermiş, düşman denize dökülmüştü Şimdi sıra, yeni Türkiye Devleti'ni bütün dünyaya resmen kabul ve onaylama ettirmeye gelmişti Bu amaçla İtilaf Devletleri, Türk barıştırma antlaşmasının şartlarını tesbit etmek için TBMM Hükümetini 13 Kasım 1922'de Lozan'da yapılacak olan konferansa gösteri ettiler(28 Ekim 1922) TBMM Hükümeti bu öneriyi kabul etmiş ama Lozan ile Türkiye arasındaki haberleşmenin güç olduğunu ileri sürerek bu konferansın İzmir'de yapılmasını teklif etmiştir Bu önerinin kabul edilmemesiyle birlikte ortaya antlaşmanın tarafsız bir ülkede yapılması fikri gelmiştir Bunun üstüne TBMM Hükümeti İtilaf Devletleri'nin teklif ettiği Lozan (Lausanne) kentinde toplanma önerisini kabul etmişlerdir Bağlı ancak yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderini belirleyecek olan bu konferansa yetkili olarak gidecek birey de çok önemliydi Ilk Önce Mustafa Kemal Paşa elde etmek üzere Bakanlar Kurulu bu konuda üzüntü duyuyorlardı Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tecrübeli diplomatlara sahip değildi Osmanlı Devleti'nin deneyimli diplomatlarından da yararlanılamazdı O halde temsilciler TBMM nin kadrosundan seçilmeliydi Bakanlar Kurulu başkanı Rauf Bey (Orbay) heyetin başında Lozan'a gitmek istedi lakin Mondros Ateşkes Antlaşmasını Rauf Bey imzalamıştı Yapılan bu hatadan daha sonra Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey'in isteğini kabul etmedi ve Mudanya Mütareke Görüşmeleri'nde büyük galibiyet sağlayan İsmet Paşa'yı (İnönü) bu atama için yerinde fark etti Lakin İsmet Paşa Bakanlar Kurulu'nda değildi Mustafa Kemal Paşa, Yusuf Kemal'in (Tengirşek) istifasını sağlamış ve İsmet Paşa'yı boşalan yere yerini belirlemek için uğraşmıştır 26 Ekim 1922'de de İsmet Paşa Bakanlar Kurulu'na Dışişleri Bakanı olarak girmiştirBu aşamadan daha sonra İsmet Paşa, Trabzon milletvekili Hasan Bey (Saka) ve Sinop milletvekili Dr Rıza Nur Bey'den oluşan delegeler kurulu kendisine yardım etmek üzere 25 karakter bir heyet oluşturmuşlardır (Temsilciler Kurulu) TBMM , Temsilciler Kurulu'na Lozan Konferansı'nda izleyeceği strateji hakkında data vermiştir Önemle değinilen 3 konu vardır Misakı Milli : Bu antlaşmada temel prensip Misakı Ulusal kabul edilecekti Ermeni Sorunu : Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Ermeni Yurdu oluşturma fikri katiyen kabul edilmeyecekti Kapitülasyonlar :Kapitülasyonlar da kesinlikle kaldırılacaktı Bunun üstüne Temsilciler Kurulu 13 Kasım 1922'de başlayacak olan konferansa gitmek üzere 5 Kasım 1922'de Ankara'dan ayrılmışlardır 11 Kasım'da Lozan'a varan heyet görüşmelerin geç başlayacağı haberini almıştır Bunun üzerine heyet başkanı İsmet Paşa bunu protesto etmiştir İsmet Paşa'nın bu tavrı üzerine İtilaf Devletleri temsilcileri özür dilemiş ve konferansın 20 Kasım 1922'de başlayacağını kesinkes dile getirmişlerdir 20 Kasım'da toplanan konferansa İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya katılmıştır Türkiye bu ülkelere aleyhinde tek başına idi Türkiye'yi destekleyen tek bir ülke yoktu konferansta Boğazlarla ilgili görüşmeler esnasında konferansa Ruslar ve Bulgarlar da katıldı ABD sadece bir gözlemci bulunduruyordu Temsilciler Kurulu'nun görevi fazla baskı görünüyordu Çünkü bu konular yalnızca 34 yıllık meseleler değildi Asırlık hesaplar görülüyordu Bunları iki ana başlıkta toplayabiliriz TürkiyeYunanistan Meseleleri : Doğu Trakya'daki sınırların çizilmesi, Ege Adaları, Türkiye'de oturan Rumlar ve Yunanistan'da oturan Türkler'in yer değiştirmesi, Yunanistan'ın Türkiye topraklarında yaktığı yıktığı imha ettiği yerler için vermesi gereken savaş tazminatı Türkiye ile Diğer Avrupa Devletleri Arasındaki Meseleler : Bu meseleler de siyasal ve hesaplı elde etmek üzere ikiye ayrılır : Batılı Devletler Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışıyorlardı Azınlık Haklarından ve Kapitülasyonlardan da yeterince yararlanıyorlardı madem ki Türkiye Devleti kurucuları tam bağımsız elde etmek ve Batılı Devletlere verilmiş her türlü ayrıcalığı kaldırmak istiyorlardı Tam bağımsızlık denildiğinde akla siyasi, milli, iktisadi, adli, askeri, kültürel gibi her alanda bağımsızlık geliyordu Fakat alt ama Batılı Devletler sahip oldukları hakları kaybetmek istemiyorlardı Idareli sorunların başında Batılı Devletlerden alınan borçlar geliyordu Bunların dışında da Musul ve Boğazlar meselesi görüşülecek konuları meydana getiriyordu Görüşmelerin Başlaması ve Kesilmesi : Konferans çalışmalarına laf verdiği süreden 1 gün gecikmeli olarak 21 Kasım 1922 tarihinde başladı Temsilciler Kurulu Başkanı İsmet Paşa ilk gün yaptığı konuşmada şunları söylemiştir : Türk milletinin, insangücü üstündeki fedakarlıklara katlanmak suretiyle, uygar insanlık aralarında derin bir yaşam kuvvetine sahip milletlere özel olan varlık ve hür hakkı ile, büyük bir yer kazandıKonferansın iki buçuk ay süren birincil bölümü kağıt üzerinde sonuçsuz kalsa da, akılcı, istikrarlı ve haklı tutumu ile Türk delegeleri bu dönemi üstün geçirmişlerdir Kağıt üstünde bir sonuç olmasa da Yunanistan, Fransa ve İtalya ile sınırlarımızı istediğimiz şekle kavuşturmuşuzdur Ama Osmanlı borçları, kapitülasyonlar,boğazlar ve Irak sınırı gibi meseleleri gibi konularda anlaşma sağlanamadığı için konferans 2 Şubat 1923 günü dağılmıştır 23 Nisan 1923 günü yeniden toplandı Konferansın ikinci bölümüne İngiltere'nin uzlaşmaz delegesi Lord Curzon yerine Horace Rumbold atandı Türkiye'yi bu dönemde de İsmet Paşa temsilcilik ediyordu Keza gelişmeleri düzenli olarak TBMM Hükümeti'ne bildiriyordu İlkelerinden taviz vermiyor, gerektiğinde de tavır koyuyordu Temsilcilik Heyeti'nin çabaları sonucunda 24 Temmuz 1923'de Lozan Uzlaştırma Antlaşması imzalanmıştır Bu antlaşma herkes öbür konuları kapsayan 17 farklı ekten oluşmaktadır Lozan Uzlaştırma Antlaşması'nın Esasları ve Önemi : Lozan Barıştırma Antlaşması, Türk tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilir Çünkü Batılı Devletler ile Türkiye Devleti arasındaki ilişkiler bu mukavele ile her yerde düzenlenmiştir Bu mukavele ile Batılı Devletler Türkiye Devleti'nin uluslararası alanda bağımsız, bütün öteki devletlerle eşdeğer, şerefli bir devlet olduğunu kabul etmiş ve bundan böyle Osmanlı Devleti'nin sona erdiğini kabullenmiştir Antlaşma şu bölümlerden oluşmaktadır Antlaşmanın Esasları Sınırlar : Güney Sınırı (Suriye Sınırı) : 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması ile tesbit edilen sınırlar bu antlaşmada da onaylanmıştır b) Irak Sınırı : Irak İngiltere himayesi altında idi Irak sınırı bu mukavele ile belirlenememiştir Zaten manâlı olan Musul'du Fakat İngiltere Musul'u teslim etmek istemiyordu Bu yüzden bu sorun sonra konuşulmak üzere ertelendi c) Batı Sınırı : Bu hudut Misakı Milli'ye kadar çizildi Mudanya Ateşkes Antlaşması ile tesbit edilen Meriç Irmağı sınırı aynen kalmıştır Batı Trakya ve Ege Adaları geri alınamamıştır Hem Yunanistan Türkiye'ye savaş tazminatı yerine Karaağaç ve yöresini verecekti Bozcaada ve İmroz Türkiye'de kalacaktı, Midilli, Sakız ve Sisam Yunanlılar'a verilecek, lakin adalarda asker bulundurmalarına izin verilmeyecekti Kapitülasyonlar : Türkiye'nin istediği gibi yüzlerce yıldır gelişime ve ilerlemeye engel olan kapitülasyonlar Lozan Antlaşması ile en ince ayrıntısına kadar kaldırılmıştır Azınlıklar : Yeni Türkiye Devleti'nin içinde yaşamış bütün azınlıklar artık birer Türk vatandaşı sayılmışlardırDoğu Trakya'daki Türklerle Anadolu'daki Rumların yer değiştirmesine karar verilmiştir Lakin İstanbul'daki Rumlar ve Trakya'daki Türkler yer değiştirmeyecekti Savaş Tazminatları : Türkiye, Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik ayrılmasından dolayı ödemesi gerektiği savaş tazminatını ödemeyi haklı olarak reddetmiştir Yunanistan'ın Anadolu'daki hasarlarını ödemeleri için istekte bulunmuştur Bu istek kabul edilmiştir ama Yunanistan'ın fiziki durumu o günlerde pek iyi değildir Bu yüzden Türkiye Karaağaç ve yöresini alması halinde tazminat isteğinden vazgeçeceğini belirtmiştir Yunanistan da bu isteği kabul edip Karaağaç ve çevresini Türkiye'ye veriştir Devlet Borçları : Osmanlı Devleti'nin Batılı Devletler'den aldığı borçlar Türkiye'den isteniyordu Fakat Türkiye borçların Osmanlı Devleti'ne ait olduğunu belirtiyor ve borçları ödemeyi reddediyordu Sonunda borçların Osmanlı Devleti'nden ayrılan devletleri paylarına düşen miktarı ile ödenmesine karar verilmiştir Türkiye de payına düşen miktarı kağıt para olarak taksitli şekilde ödemeyi kabul etmiştir Boğazlar Meselesi : Boğazlar Türkiye'ye şartlı olarak verildi Şartlardan biri boğazların trafiğini bir komisyonun kontrol etmesiydi Bu komite başkanlığını Türkiye'nin yapacağı milletlerarası bir komite olacaktı Diğer koşul ise boğazların her iki kıyısının 15km çevresinin askerlerden arındırılması idi Ayrıca boğazlardan tarafsız ve askeri niteliği olmayan gemiler her zaman geçebileceklerdi Ama savaş halinde Türkiye boğazları istediği gibi kullanabilecekti İstanbul'un Boşaltılması : Bu antlaşmanın TBMM kadar onaylanmasından sonraki altı hafta içinde İstanbul'daki ve boğazlardaki İtilaf Devletleri kuvvetleri bu bölgeleri boşaltacaklardı 2 Ekim 1923 günü İtilaf Devletleri generalleri ve askerlerinin son kafileleri, Dolmabahçe önünde Türk bayrağını ve Türk askerini selamladıktan sonra yurdumuzu terk etmişlerdir Türk ordusu 4 gün sonra İstanbul halkının hevesli gösterileri aralarında İstanbul'a girmiştir Bu yüzden 6 Ekim günü her yıl İstanbul'un kurtuluşu olarak kutlanır Antlaşmanın Önemi Lozan Uzlaşma Antlaşması ile yeni Türk Devleti'nin yıkılmış Osmanlı Devleti'nin toprakları üstüne kurulmuş, genç, yeni ve milletlerarası alanda eşit haklara sahip tam bağımsız bir devlet olduğu kesinlik kazanmıştır Türk Devleti bu antlaşma ile 4 yıllık bir savaştan yenik meydana çıkan ve 4 sene daha sonra tüm büyük devletlerle eşdeğer şartlara ulaşarak antlaşma yapan ve varlığını kabul ettiren bir devlet olarak büyük başarıya sahip olmuştur Mustafa Kemal Atatürk'ün Lozan Antlaşması ile ilgili söylediği birkaç söz aşağıdadır : Bu antlaşma, Türk milleti aleyhine, yüzyıllardan beri hazır ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir süikastın çöküşünü bildirir bir belgedir Osmanlı Devri'ne ait tarihte yarı görünmeyen bir siyasi galibiyet eseridir!Osmanlı Devleti eski antlaşmalar adı altında birtakım ayrıcalık haklarının tutsağı idi Hıristiyanlar'a ayrıcalık tanınmıştı Osmanlı Devleti'nin, Osmanlı toprakları üstünde yaşamış yabancıları suçlama hakkı yoktu Kendi ülkesinde yer alan Türk unsurlarından aldığı vergiyi yabancılardan alamazdı Ülkeyi bayındırlaştıramaz; demiryolu, mektep yaptıramazdı Bu gibi girişimlere tanıdık olmayan devletler engel olurdu  
 
858,506Konular
983,095Mesajlar
33,116Kullanıcılar
TrsweozZSon üye
Üst Alt