iltasyazilim
FD Üye
Mabeyni hümayun nedir özetle
Osmanlı saray ve konaklarında haremlik ve selamlık bölümlerini ayıran dâire Arapçada “iki şeyin arası mânâsındadır Sultan İkinciMahmûd Han devrinden îtibâren sarayların selamlık dâirelerine “Mâbeyni Hümâyûn denilmiştir
Yeniden Osmanlı Devletinin kuruluşunda işlerin azlığı sebebiyle pâdişâhlar herkesle teşrîfât ve merâsime hâcet kalmaksızın görüşürlerdi Devletin büyümesi ve gelişmesi netîcesinde saray ve saray teşrîfâtı ortaya çıktı Fâtih Sultan Mehmed Han, kânûnnâmeleri çıkartıp teşrîfât için maddeler koydurmuş ve; “Evvelâ bir arz odası yapılsın Cenâbı şerîfim pes perdede oturup haftada dört gün vüzerâm ve kazaskerim ve defterdârlarım rikâbı hümâyûnuma arza girsünler demiştir Bu duruma tarafından telaş haller dışında vezirler bile haftada oysa dört gün pâdişâhla görüşebilecekti
Pâdişâhla görüşebilmek için mürâcaatlar, kapıağasına yapılır, o da mâbeynci görevi yapan kapıcılar kethüdâsına duyururdu daha sonra sırayla vezir ve kazaskerlere haber verilirdi Sultan İkinci Mustafa Handan îtibâren silâhdârlar aynı zamanda mâbeyncilik de yapmaya başladılar Çuhâdâr ve rikâbdâr da her zaman pâdişâhın huzûruna girebilirdi
Osmanlılarda birincil defâ mâbeynci ünvânıyla memur istihdâmı Sultan Üçüncü Selim Han zamânındadır Ondan sonra bu ünvân ile memurlar tâyin edildi ve ehemmiyetleri de arttı
Sultan İkinci Abdülhamîd Han devrinde mâbeyn başlı başına bir dâire hâline geldi Saraydaki mâbeyn dâiresinde başmâbeynci, ikinci mâbeynci ve öbür mâbeynciler kendilerine ayrılan odalarda oturur, sırayla nöbet tutarlardı Abdülhamîd Han mâbeyncileri kişisel olarak seçerdi Sadrâzam ile vezirler saraya geldiklerinde kendilerine ayrılan odalarda, öteki ziyâretçiler mâbeyn dâiresindeki odalarda beklerdi
Mâbeyn vâzifelileri şunlardı:
Mâbeyn başkâtibi: Sarayın yazı işlerini idâre eden teşekkülün (kurumun) reisidir Öteki bir târifle Osmanlı sultânı ile hükûmet teşkilâtının başında bulunan sadrâzam arasındaki haberleşme ve yazı işlerine bakan memurun ünvânı olup, bu vazîfe sâhibinin asıl adı sır kâtibi idi Tabi öteki memurlara mâbeyn kâtibi denirdi
Mâbeyn başkâtibi olarak hizmet edenlerden vezîrler ile yüksek devlet memuriyetinde bulunanların yanına, Saîd Paşa gibi sadrâzam olanlar da vardır
Mâbeynci: Pâdişâhın dışarı ile olan işlerine bakan ve dilekleri kendisine ulaştıran saray memurlarıdır Bunun yerine, yakın mânâsında kurenâ tâbiri de kullanılmıştır Enderûn ağalarından silâhdâr, çuhâdâr, rikâbdâr, tülbent ve peşkir gulâmı ile baş müezzin, giz kâtibi baş çuhâdâr, kahvecibaşı, sarıkçıbaşı ve tüfekçibaşı Mâbeyn dâiresinde hizmet ettikleri için, kendilerine Mâbeynci adı verilmiştir
Mâbeynciler, nöbetleşe sarayda kalırlar ve nöbetçi oldukları günün gecesi odalarında yatarlardı
Mâbeyn çavuşu: Buna hünkâr çavuşu da denilmiştir Pâdişâhı korumak, atla habercilik yerine getirmek ve dâvetlileri saraya çağırmakla görevli askerî saray memurudur
Mâbeyn erkânı: Saray ileri gelenlerine bahşedilen isim olup; başkâtip, başmâbeynci, mâbeyn müşiri, dârüsseâde ağası, baş imâm, hazînei hassa nâzırı, ıstablı âmire müdiri ve emsâli bu kabildendir
Mâbeyn ferîki: Pâdişâhı korumakla görevli askerlerin, tümgenerâl rütbesindeki kumandanıdır
Mâbeyn müşîri: Sarayda pâdişâh maiyetindeki mareşal rütbeli askerî mümessildir Plevne kahramanı Osman Paşa, mâbeyn müşirlerinin en meşhurudur *
Osmanlı saray ve konaklarında haremlik ve selamlık bölümlerini ayıran dâire Arapçada “iki şeyin arası mânâsındadır Sultan İkinciMahmûd Han devrinden îtibâren sarayların selamlık dâirelerine “Mâbeyni Hümâyûn denilmiştir
Yeniden Osmanlı Devletinin kuruluşunda işlerin azlığı sebebiyle pâdişâhlar herkesle teşrîfât ve merâsime hâcet kalmaksızın görüşürlerdi Devletin büyümesi ve gelişmesi netîcesinde saray ve saray teşrîfâtı ortaya çıktı Fâtih Sultan Mehmed Han, kânûnnâmeleri çıkartıp teşrîfât için maddeler koydurmuş ve; “Evvelâ bir arz odası yapılsın Cenâbı şerîfim pes perdede oturup haftada dört gün vüzerâm ve kazaskerim ve defterdârlarım rikâbı hümâyûnuma arza girsünler demiştir Bu duruma tarafından telaş haller dışında vezirler bile haftada oysa dört gün pâdişâhla görüşebilecekti
Pâdişâhla görüşebilmek için mürâcaatlar, kapıağasına yapılır, o da mâbeynci görevi yapan kapıcılar kethüdâsına duyururdu daha sonra sırayla vezir ve kazaskerlere haber verilirdi Sultan İkinci Mustafa Handan îtibâren silâhdârlar aynı zamanda mâbeyncilik de yapmaya başladılar Çuhâdâr ve rikâbdâr da her zaman pâdişâhın huzûruna girebilirdi
Osmanlılarda birincil defâ mâbeynci ünvânıyla memur istihdâmı Sultan Üçüncü Selim Han zamânındadır Ondan sonra bu ünvân ile memurlar tâyin edildi ve ehemmiyetleri de arttı
Sultan İkinci Abdülhamîd Han devrinde mâbeyn başlı başına bir dâire hâline geldi Saraydaki mâbeyn dâiresinde başmâbeynci, ikinci mâbeynci ve öbür mâbeynciler kendilerine ayrılan odalarda oturur, sırayla nöbet tutarlardı Abdülhamîd Han mâbeyncileri kişisel olarak seçerdi Sadrâzam ile vezirler saraya geldiklerinde kendilerine ayrılan odalarda, öteki ziyâretçiler mâbeyn dâiresindeki odalarda beklerdi
Mâbeyn vâzifelileri şunlardı:
Mâbeyn başkâtibi: Sarayın yazı işlerini idâre eden teşekkülün (kurumun) reisidir Öteki bir târifle Osmanlı sultânı ile hükûmet teşkilâtının başında bulunan sadrâzam arasındaki haberleşme ve yazı işlerine bakan memurun ünvânı olup, bu vazîfe sâhibinin asıl adı sır kâtibi idi Tabi öteki memurlara mâbeyn kâtibi denirdi
Mâbeyn başkâtibi olarak hizmet edenlerden vezîrler ile yüksek devlet memuriyetinde bulunanların yanına, Saîd Paşa gibi sadrâzam olanlar da vardır
Mâbeynci: Pâdişâhın dışarı ile olan işlerine bakan ve dilekleri kendisine ulaştıran saray memurlarıdır Bunun yerine, yakın mânâsında kurenâ tâbiri de kullanılmıştır Enderûn ağalarından silâhdâr, çuhâdâr, rikâbdâr, tülbent ve peşkir gulâmı ile baş müezzin, giz kâtibi baş çuhâdâr, kahvecibaşı, sarıkçıbaşı ve tüfekçibaşı Mâbeyn dâiresinde hizmet ettikleri için, kendilerine Mâbeynci adı verilmiştir
Mâbeynciler, nöbetleşe sarayda kalırlar ve nöbetçi oldukları günün gecesi odalarında yatarlardı
Mâbeyn çavuşu: Buna hünkâr çavuşu da denilmiştir Pâdişâhı korumak, atla habercilik yerine getirmek ve dâvetlileri saraya çağırmakla görevli askerî saray memurudur
Mâbeyn erkânı: Saray ileri gelenlerine bahşedilen isim olup; başkâtip, başmâbeynci, mâbeyn müşiri, dârüsseâde ağası, baş imâm, hazînei hassa nâzırı, ıstablı âmire müdiri ve emsâli bu kabildendir
Mâbeyn ferîki: Pâdişâhı korumakla görevli askerlerin, tümgenerâl rütbesindeki kumandanıdır
Mâbeyn müşîri: Sarayda pâdişâh maiyetindeki mareşal rütbeli askerî mümessildir Plevne kahramanı Osman Paşa, mâbeyn müşirlerinin en meşhurudur *