Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Madenlerin Teknolojik Hammadde Olarak Önemi

Madenlerin Teknolojik Hammadde Olarak Önemi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Madenlerin Teknolojik Hammadde Olarak Önemi nedir
Madenlerin Teknolojik Hammadde Olarak Önemi hakkında bilgi

Madenlerin Teknolojik Hammadde Olarak Önemi

ÜLKE KALKINMASINDA MADENCİLİĞİN ÖNEMİ
Doğal kaynakların insan ve toplum yaşamındaki önemi bilinmektedir Yaşamı fonksiyonel ayla getiren araç ve gereçlerin % 99 ’u doğal kaynaklardan, bilhassa de madenlerden sağlanmaktadır Toplumların kolaylık ve gelişmişlik düzeyleri ile madencilik faaliyetleri arasında çok yakın bir ilişki bulunmaktadır Ahali ilk çağlardan itibaren madencilik faaliyetlerine ve madenlerden yararlanmaya başlamışlar, bu faaliyetlerin sonucunda da medeniyetin doğuşunu sağlamışlardır Uzay çağı ve sanayi ötesi veri toplumunun doğuşu da, maden ürünlerinden sağlanan özel metal, alaşım ve malzemeler baştan sona gerçekleşmiştir
Günümüzde gelişmişliğin göstergeleri olarak nitelendirilen DemirÇelik, enerji ve tarım ürünleri üretimindeki akıcılık büyük ölçüde madencilik ürünleri ile sağlanmaktadır Bilindiği gibi DemirÇelik ’in hammaddeleri, demir cevheri ve kömür, enerji hammaddelerinin % 7580 ’i maden ürünleri olan, kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlar ve uranyum ’dur Tarım ’ın belli başlı girdisi olan gübre üretiminde kullanılan hammaddelerin % 90 ’ı madencilik faaliyetleri sonucunda elde edilmektedir Keza, bütün sanayi dallarının ürünlerinde veya kullandıkları vasıta ve gereçte, ilk elden ya da dolaylı olarak maden ürünlerine gereksinim vardır Seramik, metalurji, sırça refrakter sanayileri ve inşaat sektörü ilk önce olmak üzere; dolgu maddeleri, doğal boyalar, süzücüler, aşındırıcılar, değerli taşlar, sondaj çamurları, gübre, elektronik ve kimya endüstrilerinin en kayda değer girdisi madenlerdir
İnsan ve toplum hayatında bu denli ve vazgeçilmez bir yer tutan madencilik, gelişmiş ülkelerin bugünkü teknoloji ve huzur düzeyine ulaşmalarında en etkili rolü oynayan faktördür Nitekim, doğal kaynaklarından yeterince yararlanamayan toplumlar bu gün geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeler gibi sıfatlarla tanımlanmaktadır Kısaca, maden varlıkları, ülkelerin en manâlı idareli güçleri olup, kalkınmanın dayandırılacağı hakiki kaynaklardır

2 TÜRKİYE ’NİN MADEN POTANSİYELİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Türkiye ’nin maden kaynakları, bir kıtanın kaynakları kadar çeşitli ve büyüktür Nitekim, yetersiz olan aramalara rağmen, bor, mermer, toryum ve nadir topraklar, trona, zeolit, pomza, selestit gibi madenlerde Dünya ’nın art arda büyük rezervleri ülkemizde bulunmaktadır Krom, manyezit, felsdpat, barit, kil, kömür, altın, gümüş ve bazı endüstriyel hammaddelerin üretimi ve rezerv varlığında Dünya ’nın söz sahibi ülkeleri arasında yer almakta ve 40 ’ın üzerinde maden çeşidine sahip bulunmaktayız Nitekim, Anadolu ’ya Minik Asya isminin verilmesi ve çok sayıda medeniyetin bu topraklar üzerinde kurulması rastlantı olmayıp, doğal kaynaklarla yakından ilgilidir



3 MADENLERİN KALKINMA VE EKONOMİDEKİ ÖNEMİ; TÜRKİYE ’DEKİ KOŞUL
Dünya ’da ülkeler aralarında acımasız bir rekabet ve zenginleşme yarışı hüküm sürmektedir Kalkınmasını ve sanayileşmesini tamamlayan ülkeler rahatlık düzeylerini daha da arttırma ve sanayi ötesi (data) toplum olma yolunda, henüz kalkınmakta olan ülkeler ise, bir an önce sanayileşmelerini tamamlayıp gerilere düşmeme çabası içindedirler Bu yarışta, ülkeler, sahip oldukları her türlü avantajı kullanmaktadırlar Bu avantajlardan bazıları, Dünya ’daki süratli değişim nedeniyle, zamanla önemini yitirebilmektedir Örneğin, jeopolitik, tarihi, siyasal ya da hesaplı kutuplaşmaların yarattığı avantajlar gibi böylece; kalkınma modellerini, ilk olarak öz kaynaklarına dayandıran ve eksiklerini dış kaynaklarla destekleyebilen ülkeler; kalkınma sürecini, sancısız, istikrarlı ve güvenli bir şekilde aşabilmişlerdir
Ülkelerin yeniden yapılanma ve ekonomik gelişiminde önemli yeri olan madencilik ve entegre imal sanayii, en büyük katma değeri yaratmaktadır Gelişmiş ülkelerde halen, GSMH ’da madenciliğin payı; ABD ’de % 42, Federal Almanya ’da % 40, Kanada ’da % 75, Avustralya ’da % 87, BDT ’da 20 ile 25 arası, Türkiye ’de ise % 12 düzeyindedir Türkiye ’deki bu durum toplumun refah düzeyine ve ekonomiye yansımış bulunmaktadır Ülkemizde, bilhassa planlı ekonomi döneminde, katma değer yaratılmaması sonucunda, bütçe aralıksız açık verdiğinden dış ve iç borçlanmaya gidilmiş bu durumun sonucu olarak enflasyon artmış ve ekonomik dengeler bozulmuştur Bütün bu olumsuzluklar, aralıksız ekonomik krizlere ve Türk insanının mutsuzluğuna yol açmaktadır
Ülkemizde madenciliğin GSMH ’daki payı, 1940 ’lı yıllarda % 44 düzeyine değin yükselmiş, 1950 ’den sonradan giderek azalmaya başlamış, planlı ekonomi dönemine geçişten sonra bu azalma hızlanarak 2000 yılında % 12 düzeyine inmiştir Bu durumun ortaya çıkmasında; gerçek olmayan kaynaklara dayalı ve dışardan empoze edilen, yeniden yapılanma modelinin, plan felsefesi olarak benimsenmesinin oynadığı rol inkar edilemez
Yukarıdaki mevcut durumun ışığı altında sanayinin ana girdilerini oluşturan hammaddelerden yalnızca 8 ’inin (petrol eşdeğeri kömür, demirçelik, alüminyum, çinko, bakır, kurşun, kükürt, soda) bu günkü talebini yerine getirmek için 43 milyar dolar kaynağa gereklilik vardır Dünya ortalamasında tüketim yapacak bir Türkiye ’nin, bu hammaddelerin temini için ayıracağı kaynak 92 milyar dolar ’a yükselecektir Sanayi ülkeleri (OECD) düzeyine gelecek bir Türkiye ’nin bu hammaddelere ayıracağı kaynak 26 milyar dolar mertebesinde olacaktır Diğer hammadde ve yarımamüller de göz önüne alındığında bu meblağın 40 milyar dolar olacağı hesaplanmaktadır (Çizelge 1) Nitekim planlı kalkınma dönemi istatistikleri incelendiğinde, daima ihracaatın 2 katına yakın düzeyde ithalat yapıldığı gerçeği ortaya çıkmaktadır oysa, buda yukarıdaki saptamayı kanıtlamaktadır
Ülkemizin önemli sosyal sorunlarının başında, bölgeler arası gelişmişlik farkı ve bunun yarattığı iç göç ile işsizlik gelmektedir Bu açıdan da bakıldığında madencilik sektörünün, bölgesel istihdam için gerekli ve katmadeğeri en yüksek bir iş kolu olduğu gerçeği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır
Türkiye ’nin maden kaynakları, bir kıtanın kaynakları kadar çeşitli ve büyüktür Bu günkü verilerle 2 trilyon USD ’nin üzerinde maden varlığına sahip bulunmaktayız Madenlerin insan yaşamı ve ülkelerin ekonomisi için nedenli siklet taşıdığı bilinmektedir Türkiye, zengin doğal kaynaklara sahip olan, ama bunları ülkenin yararına sunamayan, nadir ülkelerden birisidir Yıllardır idareli bezginlik ve darboğazları aşamamanın en önemli nedeni, katma değeri yüksek olan, madenciliğin geri kalmış olmasıdır Türkiye ’nin gelişmesi ve periyodik idareli krizlerden kurtulması için madenlerin üretime alınması ve bu yolla sanayinin ham ve ara madde ihtiyacının karşılanması gerekmektedir
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, madenciliğin 10 ve 20 yıllık sürelerde ülke ekonomisine katkısını, genel stratejileri ve esas 20 maden için öngörülen gelişmeleri irdeleyen bir alıştırma yaptırmış ve sonuçları rapor olarak yayınlanmıştır
Bu çalışmada, bugün GSMH ’da % 12 olan madencilik payının ilk 10 yılda % 3 ’e, ikinci 10 yılda % 5 ’e yükseleceği, yıllık kalkınma hızının % 6 olacağı, kabul edilmiştir Buna göre, ilk 10 yılda toplam 8 milyar USD yatırım yapılarak, madencilik üretimi 62 milyar USD ’a yükselmekte, bunun 21 milyar doları ihracat geliri olmaktadır (Çizelge 2) İkinci on yılda ise, toplam 219 milyar dolar yatırım ile madencilik üretimi 216 milyar USD yükselmekte, bunun 103 milyar doları ihracat geliri olmaktadır (Çizelge 3) Diğer bir deyişle ilk on sene sonunda 46 milyar USD ihracat olmak üzere takvim gelir 11 milyar USD ’a, 20 yıl sonunda ise 173 milyar USD ihracat edinmek üzere, takvim madencilik geliri, 342 milyar USD ’a yükselmektedir

SONUÇ
Madencilikle ilgili yasal, teknolojik ve idari önlemler ile özendirmelerin gerçekleşmesi halinde, madencilik kesimine, kayda değer yerli ve tanıdık olmayan sermaye akışı olacak ve maden ürünleri üretimi artacaktır sonuç olarak maden ürünlerinin iç ve dış satışından, on yıl sonunda 11 milyar USDyıl, 20 yıl sonunda ise, 34 milyar USDyıl düzeyinde bir gelir sağlanması ve ülkemizin sağlam kaynaklara dayalı bir hesaplı yapıya kavuşması mümkün olacaktır
Madencilik, genel olarak kırsal alanda sürdürülen bir faaliyettir Ülkemizde yaşanan çeşitli olumsuzlukların esas nedenlerinden biri, bölgeler arasındaki gelişmişlik farkıdır Geri kalmış yörelerde yapılacak madencilik yatırımları, arama döneminden başlayarak bölgeye dinamizm getirecek, aramaların olumlu sonuçlanması halinde açılacak işletmeler, yeni çekim alanlarının çekirdeğini oluşturacaktır Üretilecek çiğ veya yarımamül maddeler, yine bu bölgelerde, ilgili sanayinin kurulmasına katkıda bulunacaktır Bu Nedenle; oluşturulacak istihdam alanları, iç göçün önünü alacaktır




Alıntı *
 
858,496Konular
982,403Mesajlar
30,224Kullanıcılar
OzankkkaaSon üye
Üst Alt