nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Mahmud Esad Çoşan (14 Nisan 1938 4 Şubat 2001)
14 Nisan 1938 yılında, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde doğdu Babası Halil Necâti Efendi, annesi Şâdiye Bayan'dır Anne ve baba kadar soyu, Buhàra'dan Çanakkale'ye göç etmiş seyyidlere dayanır
Minik yaşta iken ailesi İstanbul'a taşındı 1950'de İstanbul Vezneciler İlkokulu'nu, 1956'da Vefa Lisesi'ni bitirdi Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ArapFars Filolojisi Bölümü'ne girdi Arap Dili ve Edebiyatı, İran Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ile Türkİslâm Sanatı sertifikalarını alarak, 1960 yılında Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu
Benzer sene, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'nde açılan asistanlık imtihanını kazanarak, AlışılmışDinî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne muavin olarak girdi Fakülte yayınlama komisyonunda iki sene sekreterlik yaptı 1965 yılında, XV Yüzyıl şairlerinden olan Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri konusunda doktora tezi vererek ilâhiyat doktoru ünvanını aldı 19671968 yıllarında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu'nda Türkçe ve Hümaniter Bilgiler derslerini verdi
Askerlik görevine Tuzla Piyade Okulunda başladı (15 Ekim 1971) Ağrı Patnos'ta yedeksubay olarak tamamladı (31 Aralık 1972)
1973 yılında, Hacı Bektâşı Velî, Makàlât adlı doçentlik tezi ile doçent ünvanını aldı ve Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Türkİslâm Edebiyatı Kürsüsü'ne öğretim üyesi olarak tayin edildi 19771980 yıllarında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi Yurtdışında değişik üniversitelerde davetli öğretim üyeliklerinde bulundu
1982 yılında, İbrâhimi Müteferrika ve Risâlei İslâmiyyeisimli takdim teziyle ilâhiyat profesörü oldu Sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla zaman ayırabilmek düşüncesiyle, 1987 yılında emekliliğini kendi isteğiyle üniversiteden ayrıldı
Ilk dînî eğitimini ailesinde gördü Dedesi İstanbul'da medreselerde ilim tahsil etmiş ve Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddin Hazretleri'ne intisab etmiş bir kimseydi Çanakkale Savaşı'nda şehid olmuştur
Prof Dr M Es'ad Coşan RhA, 1960Babası Halil Necâti Efendi, küçük yaşta köyünde hafızlığını tamamladı Gençliğinde Gümüşhaneli dergâhına mensub Çırpılarlı Hacı Ali Efendi'nin medresesine devam etti Birincil tasavvuf dersini de ondan aldı Medreseler kapandıktan sonradan tekrar köyüne döndü Şadiye Hanım'la evlendi (1928) Şâdiye Bayan da benzer sülâleden zikir ehli, akıllı bir hanımdı Bu evlilikten beşi erkek, ikisi kız, yedi çocukları oldu Prof Dr M Es'ad Coşan Hocaefendi, ailenin dördüncü çocuğudur
Halil Necâti Efendi, çocuklarını okutmak amacıyla 1942 yılında İstanbul'a taşındı Bir süre ticaretle meşgul oldu O sırada, Şehzâdebaşı Damat İbrahim Paşa Camii'nde Serezli Hasîb Efendi'nin sohbetlerine devam etti Onun vefatından sonra, Kazanlı Abdül'aziz Efendi'ye intisab etti Onun Ümmügülsüm Camii'ndeki sohbetlerine katıldı Abdül'aziz Efendi'nin tavsiyesi ile girdiği müezzinlik imtihanını kazanarak, Fatih Müftülüğü'nde göreve başladı Abdül'aziz Efendi'nin vefatından sonradan (1952), irşad görevini sürdüren Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri'nin sohbetlerine devam etti Onun yakın dostlarından oldu
Bu münasebetle, Prof Dr M Es'ad Coşan Hocaefendi, ufak yaşta hocaefendilerin meclislerinde bulundu, onların maddî ve manevî ilgilerine mazhar oldu
Edebiyat Fakültesi'nden mezun olduktan daha sonra, 1960 yazında Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri'nin kızı Muhterem Bayan'la evlendi Aynı yılın sonbaharında, Ankara İlâhiyat Fakültesi'ndeki asistanlık görevi dolayısıyla Ankara'ya taşındılar
İlâhiyat Fakültesi'ndeki öğretim üyeliği yıllarında, Hocaefendi'nin kapısı herkese açıktı Öğrencilerin çok sevdiği ve saygı gösterdiği bir kimseydi Talebe gelir, kapıyı çalar, derdini anlatır, cevabını alır, müsterih bir çehre ile ayrılırdı Maceralı ve kavgalı zamanlarda öğrencilerin arasına girer, onları aklı selime gösteri eder, kavgaları önlemeye çalışırdı
1960'lı yıllarda fakültede resmî ders olarak Kur'anı Kerim dersi yoktu Öğrenciler kendi gayretleriyle, Arapçadan, Farsçadan faydalanarak Kur'anı Kerim öğrenmeğe çalışıyordu Bunu görebilen Hocaefendi, müsait zamanlarında hasbî olarak, isteyenlere Kur'anı Kerim ve Osmanlıca dersleri veriyordu Öğrencilerini bilimsel araştırmalara, master ve doktora yapmaya teşvik ederdi
Prof Dr M Es'ad Coşan RhA, 1980Öğretim üyeleri aralarında saygınlığı vardı Sahasında laf sahibi idi Özellikle Türkİslâm edebiyatında, ilk müracaat edilen kimseydi Kendisinden önce profesör olmuş hocalar bile, ağır bir parça, çetin bir şiir oldu mu, Es'ad Bey, şuna beraber bakabilir miyiz?diye kendisine gelirlerdi Herkese asistan olmaya çalışırdı
Birincil yıllar Kurtuluş'ta oturuyorlardı sonra Kalaba'ya taşındılar (1963) Evlerinin yakınında cami yoktu Bir mescid açılması için liderlik etti sonra onun gayretleriyle bir dernek kurulup, cami yeri alındı Üstte Kur'an Kur'an Kursu, altta cami edinmek üzere cami inşaatının yapılmasına çaba etti Buralarda zaman zaman hadis ve tefsir sohbetleri yaptı
Komşuluk ilişkileri fazla mükemmeldi Tüm yorgunluklarına ve yoğunluklarına karşın, komşularına da vakit ayırırdı Ortak ziyaretleşmeler olurdu Ziyaretlerde tebessümü beceriksiz etmezdi Ziyaret sırasında, kütüphaneden uygun bir kitap alır, orada bulunanlardan birisine bir yer açtırırdı Sonradan oradan bir tedarik okuyarak sohbet ederdi
Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri, anında her yıl Ankara'ya gelir, evlerinde bir vakit konuk kalırdı Ankara'nın dağıtılmış semtlerinde, çevre ilçelerde sohbetler, ziyaretler olurdu Bazen da M Es'ad Hocaefendi'yi de yanına alır, Anadolu'nun muhtelif şehirlerine beraber gezi ederlerdi
Mehmed Zâhid Kotku Efendi'nin şahsen elinden tutarak kürsüye oturtması ile, İskenderpaşa Camii'nde hadis derslerine başladı (1977) Hafta sonlarında İstanbul'a gidiyor, hadis dersini yapıp Ankara'ya dönüyordu
Mehmed Zâhid Efendi'nin hastalığında, ameliyatında her zaman yakın hizmetinde bulundu Son demlerinde de yanıbaşındaydı Onun arzusu üzerine, 13 Kasım 1980 günü vefatından sonradan, cemaatin eğitimiyle ve her türlü meselesiyle ilgilenme, bildiri ve irşad görevini üstlendi (5 Muharrem 1401)
Tasavvufî nisbeti; hocası Mehmed Zâhid Efendi vasıtasıyla Nakşibendî Tarikatı'nın, Hàlidiyye kolunun, Gümüşhâneviyye şubesidir Hem Kàdiriyye, Sühreverdiyye, Kübreviyye, Çeştiyye, Mevleviyye, Halvetiyye ve Bayrâmiyye tarikatlarından da irşada me'zundu *
14 Nisan 1938 yılında, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde doğdu Babası Halil Necâti Efendi, annesi Şâdiye Bayan'dır Anne ve baba kadar soyu, Buhàra'dan Çanakkale'ye göç etmiş seyyidlere dayanır
Minik yaşta iken ailesi İstanbul'a taşındı 1950'de İstanbul Vezneciler İlkokulu'nu, 1956'da Vefa Lisesi'ni bitirdi Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ArapFars Filolojisi Bölümü'ne girdi Arap Dili ve Edebiyatı, İran Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ile Türkİslâm Sanatı sertifikalarını alarak, 1960 yılında Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu
Benzer sene, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'nde açılan asistanlık imtihanını kazanarak, AlışılmışDinî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne muavin olarak girdi Fakülte yayınlama komisyonunda iki sene sekreterlik yaptı 1965 yılında, XV Yüzyıl şairlerinden olan Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri konusunda doktora tezi vererek ilâhiyat doktoru ünvanını aldı 19671968 yıllarında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu'nda Türkçe ve Hümaniter Bilgiler derslerini verdi
Askerlik görevine Tuzla Piyade Okulunda başladı (15 Ekim 1971) Ağrı Patnos'ta yedeksubay olarak tamamladı (31 Aralık 1972)
1973 yılında, Hacı Bektâşı Velî, Makàlât adlı doçentlik tezi ile doçent ünvanını aldı ve Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Türkİslâm Edebiyatı Kürsüsü'ne öğretim üyesi olarak tayin edildi 19771980 yıllarında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi Yurtdışında değişik üniversitelerde davetli öğretim üyeliklerinde bulundu
1982 yılında, İbrâhimi Müteferrika ve Risâlei İslâmiyyeisimli takdim teziyle ilâhiyat profesörü oldu Sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla zaman ayırabilmek düşüncesiyle, 1987 yılında emekliliğini kendi isteğiyle üniversiteden ayrıldı
Ilk dînî eğitimini ailesinde gördü Dedesi İstanbul'da medreselerde ilim tahsil etmiş ve Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddin Hazretleri'ne intisab etmiş bir kimseydi Çanakkale Savaşı'nda şehid olmuştur
Prof Dr M Es'ad Coşan RhA, 1960Babası Halil Necâti Efendi, küçük yaşta köyünde hafızlığını tamamladı Gençliğinde Gümüşhaneli dergâhına mensub Çırpılarlı Hacı Ali Efendi'nin medresesine devam etti Birincil tasavvuf dersini de ondan aldı Medreseler kapandıktan sonradan tekrar köyüne döndü Şadiye Hanım'la evlendi (1928) Şâdiye Bayan da benzer sülâleden zikir ehli, akıllı bir hanımdı Bu evlilikten beşi erkek, ikisi kız, yedi çocukları oldu Prof Dr M Es'ad Coşan Hocaefendi, ailenin dördüncü çocuğudur
Halil Necâti Efendi, çocuklarını okutmak amacıyla 1942 yılında İstanbul'a taşındı Bir süre ticaretle meşgul oldu O sırada, Şehzâdebaşı Damat İbrahim Paşa Camii'nde Serezli Hasîb Efendi'nin sohbetlerine devam etti Onun vefatından sonra, Kazanlı Abdül'aziz Efendi'ye intisab etti Onun Ümmügülsüm Camii'ndeki sohbetlerine katıldı Abdül'aziz Efendi'nin tavsiyesi ile girdiği müezzinlik imtihanını kazanarak, Fatih Müftülüğü'nde göreve başladı Abdül'aziz Efendi'nin vefatından sonradan (1952), irşad görevini sürdüren Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri'nin sohbetlerine devam etti Onun yakın dostlarından oldu
Bu münasebetle, Prof Dr M Es'ad Coşan Hocaefendi, ufak yaşta hocaefendilerin meclislerinde bulundu, onların maddî ve manevî ilgilerine mazhar oldu
Edebiyat Fakültesi'nden mezun olduktan daha sonra, 1960 yazında Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri'nin kızı Muhterem Bayan'la evlendi Aynı yılın sonbaharında, Ankara İlâhiyat Fakültesi'ndeki asistanlık görevi dolayısıyla Ankara'ya taşındılar
İlâhiyat Fakültesi'ndeki öğretim üyeliği yıllarında, Hocaefendi'nin kapısı herkese açıktı Öğrencilerin çok sevdiği ve saygı gösterdiği bir kimseydi Talebe gelir, kapıyı çalar, derdini anlatır, cevabını alır, müsterih bir çehre ile ayrılırdı Maceralı ve kavgalı zamanlarda öğrencilerin arasına girer, onları aklı selime gösteri eder, kavgaları önlemeye çalışırdı
1960'lı yıllarda fakültede resmî ders olarak Kur'anı Kerim dersi yoktu Öğrenciler kendi gayretleriyle, Arapçadan, Farsçadan faydalanarak Kur'anı Kerim öğrenmeğe çalışıyordu Bunu görebilen Hocaefendi, müsait zamanlarında hasbî olarak, isteyenlere Kur'anı Kerim ve Osmanlıca dersleri veriyordu Öğrencilerini bilimsel araştırmalara, master ve doktora yapmaya teşvik ederdi
Prof Dr M Es'ad Coşan RhA, 1980Öğretim üyeleri aralarında saygınlığı vardı Sahasında laf sahibi idi Özellikle Türkİslâm edebiyatında, ilk müracaat edilen kimseydi Kendisinden önce profesör olmuş hocalar bile, ağır bir parça, çetin bir şiir oldu mu, Es'ad Bey, şuna beraber bakabilir miyiz?diye kendisine gelirlerdi Herkese asistan olmaya çalışırdı
Birincil yıllar Kurtuluş'ta oturuyorlardı sonra Kalaba'ya taşındılar (1963) Evlerinin yakınında cami yoktu Bir mescid açılması için liderlik etti sonra onun gayretleriyle bir dernek kurulup, cami yeri alındı Üstte Kur'an Kur'an Kursu, altta cami edinmek üzere cami inşaatının yapılmasına çaba etti Buralarda zaman zaman hadis ve tefsir sohbetleri yaptı
Komşuluk ilişkileri fazla mükemmeldi Tüm yorgunluklarına ve yoğunluklarına karşın, komşularına da vakit ayırırdı Ortak ziyaretleşmeler olurdu Ziyaretlerde tebessümü beceriksiz etmezdi Ziyaret sırasında, kütüphaneden uygun bir kitap alır, orada bulunanlardan birisine bir yer açtırırdı Sonradan oradan bir tedarik okuyarak sohbet ederdi
Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri, anında her yıl Ankara'ya gelir, evlerinde bir vakit konuk kalırdı Ankara'nın dağıtılmış semtlerinde, çevre ilçelerde sohbetler, ziyaretler olurdu Bazen da M Es'ad Hocaefendi'yi de yanına alır, Anadolu'nun muhtelif şehirlerine beraber gezi ederlerdi
Mehmed Zâhid Kotku Efendi'nin şahsen elinden tutarak kürsüye oturtması ile, İskenderpaşa Camii'nde hadis derslerine başladı (1977) Hafta sonlarında İstanbul'a gidiyor, hadis dersini yapıp Ankara'ya dönüyordu
Mehmed Zâhid Efendi'nin hastalığında, ameliyatında her zaman yakın hizmetinde bulundu Son demlerinde de yanıbaşındaydı Onun arzusu üzerine, 13 Kasım 1980 günü vefatından sonradan, cemaatin eğitimiyle ve her türlü meselesiyle ilgilenme, bildiri ve irşad görevini üstlendi (5 Muharrem 1401)
Tasavvufî nisbeti; hocası Mehmed Zâhid Efendi vasıtasıyla Nakşibendî Tarikatı'nın, Hàlidiyye kolunun, Gümüşhâneviyye şubesidir Hem Kàdiriyye, Sühreverdiyye, Kübreviyye, Çeştiyye, Mevleviyye, Halvetiyye ve Bayrâmiyye tarikatlarından da irşada me'zundu *