nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
MAHMÛD SÂMİNÎ
Harput'un büyük velîlerinden Elazığ'ın Palu ilçesine alt Hun köyünde doğdu Seyyiddir Doğum târihi belirlenmiş değildir Birincil tahsîlini doğduğu yerde yaptı Daha Sonra Ali Septî hazretlerinin sohbetlerinde kemâle geldi On üç yıl talebelik yapan Mahmûd Sâminî, tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuştu
Mahmûd Sâminî hocasının vefâtından sonra yerine geçerek talebe yetiştirmeye ve insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmeye başladı Mahmûd Sâminî tütün içerdi Talebeleri arasına yeni katılmış olan Osman Bedreddîn Efendi (İmâm Efendi) hocasının tütün içmesine kalben îtirâz etti Çünkü tütün içenleri o güne gelene değin sevmezdi Yine bir gün sohbet esnâsında Osman Bedreddîn hocasının tütün içmesini kalben hoş karşılamadı Mahmûd Sâminî ona dönerek; Bizim tütün çubuğumuzu düşüneceğine, Allahü teâlâyı düşün ve zikret O'nu lahza ve O'ndan başka da bir şey düşünmededi Bu laf üstüne Osman Bedreddîn pişmanlık ederek, kalben büyük bir fedâkarca hocasına bağlandı
Bir gün ders bittikten sonra süre namazını kılmak için hazırlık yapıldı Ezân okunduktan sonradan Mahmûd Sâminî, Osman Bedreddîn'e dönerek; Kalk imâm ol Osman!dediğinde şaşırarak; Ne haddimize efendim!cevâbını verdi Fakat Mahmûd Sâminî Efendi ısrar edince Osman Bedreddîn imâm oldu Tekbir getirdikten sonra, Fâtihâyı bir türlü okuyamadı Can Sıkıntısı ve üzüntüden terledi Osman Bedreddîn'in durumu böyle devâm etti Henüz namaza durmamış olan Mahmûd Sâminî Efendi; Oku yâ hâfız! Oku Osman Bedreddîn!dedi O anda Osman Bedreddîn okumaya başladı Namazı tamamladıktan sonra Osman Bedreddîn'e dönen Mahmûd Sâminî; Yâ hâfız! Büyüklerin sözüne ve niyetine îtirâz edilmez Onların niyetine ve sözüne teslim olunurbuyurdu
Hayâtı boyunca ilim ehli talebeler yetiştiren Mahmûd Sâminî, onlara büyük önem verirdi En büyük eserin şanslı evlâd ve îmânlı bir talebe yetiştirmek olduğunu her fırsatta sevdiklerine söylerdi Mahmûd Sâminî hazretleri Palu'da 1895 (H1313) târihinde vefât etti Murâd Nehri kıyısında, hocası Ali Septî'nin kabrinin beşaltı yüz metre aşağısına defnedildi
Mahmûd Sâminî sürekli yanına gelenlere ve talebelerine; Her lezzetli ölümü tadacaktır(Enbiyâ sûresi: 35) meâlindeki âyeti kerîmesini okuyarak onları dünyâ sevgisinden uzaklaştırırdı
Tasavvufda yol bir arı kovanına benzetilmiştir Arı gibi gâyet düzgün kastetmek ve arı gibi bal yapmak, karıncalar gibi kanâatkâr elde etmek lâzımdır Bal yerine getirmek idrâkine eriştiğinde, bu şifâlı baldan müslüman kardeşlerine tattırmak elzemdir Çalışanlar tadını alır Çalışmayanları da çalıştırmak rehberin vazîfesidir Mahlûkâtın yaratılışındaki güzellikte, ilâhî hikmetler var Bunlar sırlarla doludur Velîler iğnenin minicik deliğinden Hindistan'ı seyrederler Bu hâl ise, cihani misâlin aşağıda bir hâldir Evreni misâl bunun üstündedir Resûli ekrem efendimizden nûrlarını alırlar ve ondan sonra vahdet sarayının ezelî ve ebedî varlığında erirler Benliklerinden sıyrılırlar Sırrı Sübhânda, mazhârı lutfa ererler(Bkz İmâm Efendi)
Buyurdu ancak: Bir şeyhde üç şeye uyarı ediniz
1 Kendine dünyâlık verildiğinde, hoşuna gider mi?
2 Sünnetlerle amel ediyor mu? Sünnetlere ne derece uyuyor
3 En fazla neyi seviyor Eğer dünyalıktan hoşlanıyor, sünnete ittibar etmiyor, dünyâdan bahsedip, âhiretten ve Allahdan konuşmuyorsa, işinize haylaz, ondan uzaktan olunuz
Talebesi ve halîfesi Osman Bedreddîn Efendi der ki: Biz onsekiz yıl yüksek huzûrlarına gittik geldik Kendine bir soylu davranış isnâd ettiklerini kat'iyyen görmedik Hiç kimseden de işitmedik Kendini şeyh saymadı Buna rağmen böylece devasa ve azametli görünürdü Çok kez buyururdu fakat: Dünyânın ne değin harab olduğunu benden anlayın Bir zaman Şeyh Ali Efendi (Sebtî hazretleri) gibi bir zâtı muhterem bu halkı Hak teâlâ hazretlerine davet ve irşad buyururlardı Şu Anda ise bu halka söz söylüyoruz Heyhât!
Kıyâmet günü peygamberlerin ümmetlerinin çokluğu ile övünç ettikleri, sevindikleri gibi, biz de ihvânımızın (din kardeşi) çokluğu ile iftihâr ederiz, sakat olsalar, pek işe yaramaz halde bulunsalar bile
Talebesi Osman Bedreddîn Efendiye buyurdu fakat: Hâfız, ne söylersen kitabdan söyle Bunda iki fâide vardır: 1) Sen aradan çıkarsın, sana gurur gelmez Zîrâ söylediğin laf, senin yok, başkasınındır 2) Birisi itiraz ederse, başkasının sözü olduğu için yeniden senin nefsin araya girmez Bu sûrette insana öfke ve can sıkıntısı da gelmez Söylediğin söz, dürüst ise de, yanlış ise de, kitabın sâhibine âiddir
Yarın cenâbı Hak, bizim adamlarımıza azab ederse, biz de üzülürüz İnşâallah ne onlara azab edilir, ne de biz mahzûn oluruz
Hâfız Osman Bedreddîn hazretlerinin, hocası Mahmûd Sâminî hazretleri için yazdığı bir şiiri şöyledir:
Kim gelip girse bu gün Sâminî gülzârına
Bir kademde vâsıl olur her birey dildârına
Bir nefesde mürde dil bulur hayâtı câvidân
Sâminî enfâsı kudsîden erer ayrıca yârına
Âlemi mânâda şâh olmak dilersen tâlibâ
Gel bugün ver varlığın Sâminî'nin vârına
Ayrıca gönül âyinesin derdi sivâdan pâk kıl
Er huzûri hazrete yanma bu furkat nârına
Cihani kudse erişmek ister isen Bedriyâ
Sıdk ile gel bende ol gir Sâminî bâzârına *
Harput'un büyük velîlerinden Elazığ'ın Palu ilçesine alt Hun köyünde doğdu Seyyiddir Doğum târihi belirlenmiş değildir Birincil tahsîlini doğduğu yerde yaptı Daha Sonra Ali Septî hazretlerinin sohbetlerinde kemâle geldi On üç yıl talebelik yapan Mahmûd Sâminî, tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuştu
Mahmûd Sâminî hocasının vefâtından sonra yerine geçerek talebe yetiştirmeye ve insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmeye başladı Mahmûd Sâminî tütün içerdi Talebeleri arasına yeni katılmış olan Osman Bedreddîn Efendi (İmâm Efendi) hocasının tütün içmesine kalben îtirâz etti Çünkü tütün içenleri o güne gelene değin sevmezdi Yine bir gün sohbet esnâsında Osman Bedreddîn hocasının tütün içmesini kalben hoş karşılamadı Mahmûd Sâminî ona dönerek; Bizim tütün çubuğumuzu düşüneceğine, Allahü teâlâyı düşün ve zikret O'nu lahza ve O'ndan başka da bir şey düşünmededi Bu laf üstüne Osman Bedreddîn pişmanlık ederek, kalben büyük bir fedâkarca hocasına bağlandı
Bir gün ders bittikten sonra süre namazını kılmak için hazırlık yapıldı Ezân okunduktan sonradan Mahmûd Sâminî, Osman Bedreddîn'e dönerek; Kalk imâm ol Osman!dediğinde şaşırarak; Ne haddimize efendim!cevâbını verdi Fakat Mahmûd Sâminî Efendi ısrar edince Osman Bedreddîn imâm oldu Tekbir getirdikten sonra, Fâtihâyı bir türlü okuyamadı Can Sıkıntısı ve üzüntüden terledi Osman Bedreddîn'in durumu böyle devâm etti Henüz namaza durmamış olan Mahmûd Sâminî Efendi; Oku yâ hâfız! Oku Osman Bedreddîn!dedi O anda Osman Bedreddîn okumaya başladı Namazı tamamladıktan sonra Osman Bedreddîn'e dönen Mahmûd Sâminî; Yâ hâfız! Büyüklerin sözüne ve niyetine îtirâz edilmez Onların niyetine ve sözüne teslim olunurbuyurdu
Hayâtı boyunca ilim ehli talebeler yetiştiren Mahmûd Sâminî, onlara büyük önem verirdi En büyük eserin şanslı evlâd ve îmânlı bir talebe yetiştirmek olduğunu her fırsatta sevdiklerine söylerdi Mahmûd Sâminî hazretleri Palu'da 1895 (H1313) târihinde vefât etti Murâd Nehri kıyısında, hocası Ali Septî'nin kabrinin beşaltı yüz metre aşağısına defnedildi
Mahmûd Sâminî sürekli yanına gelenlere ve talebelerine; Her lezzetli ölümü tadacaktır(Enbiyâ sûresi: 35) meâlindeki âyeti kerîmesini okuyarak onları dünyâ sevgisinden uzaklaştırırdı
Tasavvufda yol bir arı kovanına benzetilmiştir Arı gibi gâyet düzgün kastetmek ve arı gibi bal yapmak, karıncalar gibi kanâatkâr elde etmek lâzımdır Bal yerine getirmek idrâkine eriştiğinde, bu şifâlı baldan müslüman kardeşlerine tattırmak elzemdir Çalışanlar tadını alır Çalışmayanları da çalıştırmak rehberin vazîfesidir Mahlûkâtın yaratılışındaki güzellikte, ilâhî hikmetler var Bunlar sırlarla doludur Velîler iğnenin minicik deliğinden Hindistan'ı seyrederler Bu hâl ise, cihani misâlin aşağıda bir hâldir Evreni misâl bunun üstündedir Resûli ekrem efendimizden nûrlarını alırlar ve ondan sonra vahdet sarayının ezelî ve ebedî varlığında erirler Benliklerinden sıyrılırlar Sırrı Sübhânda, mazhârı lutfa ererler(Bkz İmâm Efendi)
Buyurdu ancak: Bir şeyhde üç şeye uyarı ediniz
1 Kendine dünyâlık verildiğinde, hoşuna gider mi?
2 Sünnetlerle amel ediyor mu? Sünnetlere ne derece uyuyor
3 En fazla neyi seviyor Eğer dünyalıktan hoşlanıyor, sünnete ittibar etmiyor, dünyâdan bahsedip, âhiretten ve Allahdan konuşmuyorsa, işinize haylaz, ondan uzaktan olunuz
Talebesi ve halîfesi Osman Bedreddîn Efendi der ki: Biz onsekiz yıl yüksek huzûrlarına gittik geldik Kendine bir soylu davranış isnâd ettiklerini kat'iyyen görmedik Hiç kimseden de işitmedik Kendini şeyh saymadı Buna rağmen böylece devasa ve azametli görünürdü Çok kez buyururdu fakat: Dünyânın ne değin harab olduğunu benden anlayın Bir zaman Şeyh Ali Efendi (Sebtî hazretleri) gibi bir zâtı muhterem bu halkı Hak teâlâ hazretlerine davet ve irşad buyururlardı Şu Anda ise bu halka söz söylüyoruz Heyhât!
Kıyâmet günü peygamberlerin ümmetlerinin çokluğu ile övünç ettikleri, sevindikleri gibi, biz de ihvânımızın (din kardeşi) çokluğu ile iftihâr ederiz, sakat olsalar, pek işe yaramaz halde bulunsalar bile
Talebesi Osman Bedreddîn Efendiye buyurdu fakat: Hâfız, ne söylersen kitabdan söyle Bunda iki fâide vardır: 1) Sen aradan çıkarsın, sana gurur gelmez Zîrâ söylediğin laf, senin yok, başkasınındır 2) Birisi itiraz ederse, başkasının sözü olduğu için yeniden senin nefsin araya girmez Bu sûrette insana öfke ve can sıkıntısı da gelmez Söylediğin söz, dürüst ise de, yanlış ise de, kitabın sâhibine âiddir
Yarın cenâbı Hak, bizim adamlarımıza azab ederse, biz de üzülürüz İnşâallah ne onlara azab edilir, ne de biz mahzûn oluruz
Hâfız Osman Bedreddîn hazretlerinin, hocası Mahmûd Sâminî hazretleri için yazdığı bir şiiri şöyledir:
Kim gelip girse bu gün Sâminî gülzârına
Bir kademde vâsıl olur her birey dildârına
Bir nefesde mürde dil bulur hayâtı câvidân
Sâminî enfâsı kudsîden erer ayrıca yârına
Âlemi mânâda şâh olmak dilersen tâlibâ
Gel bugün ver varlığın Sâminî'nin vârına
Ayrıca gönül âyinesin derdi sivâdan pâk kıl
Er huzûri hazrete yanma bu furkat nârına
Cihani kudse erişmek ister isen Bedriyâ
Sıdk ile gel bende ol gir Sâminî bâzârına *