Üzgün müyüm, yoksa depresyonda mıyım? Kötü geçen bir iş görüşmesinin ardından veya kalem oynatamadığımız bir sınavdan çıktıktan sonra yaşadığımız o üzüntü duygusuna hepimiz aşinayızdır. Peki yaşadığımız şey sadece basit bir üzüntü müdür? Yoksa depresyon mudur? Bu soruya yanıt verebilmek için önce duygulanım ve duygudurum arasındaki farka göz atmak gerek.
Duygulanım ve duygudurum nelerdir?
İsim olarak birbirine çok benzeyen bu iki kavram, anlam yönünden de benzer.
Duygulanım, bir kişinin belirli olaylara, anılara, düşüncelere duygusal tepki ile katılabilme yetisidir. Neşe, kızgınlık, üzüntü, kaygı, korku gibi… Çoğu zaman dışarıdan da gözlemlenebilir.
Duygudurum ise “bir süredir kendini nasıl hissediyorsun?” sorusuna verilen yanıtta gizlidir. Bir duyguyu belirli bir süre boyunca baskın şekilde yaşamaktır.
Yani duygulanıma hava durumu dersek, duygudurum mevsimdir.
Majör depresyonda çökkün, üzgün bir duygu hakimdir. Yani çökkün duygudurum vardır. Anlık bir üzüntü değildir. Genelde bir olaya bağlı olarak ortaya çıkan bu tablo bazen nadir olarak sebepsiz yere de ortaya çıkabilir. Peki uzun zamandır kendimizi üzgün hissediyoruz diyelim, o halde majör depresyona mı yakalandık? Elbette ki hayır. Çökkünlük hissi majör depresyon için yalnızca bir belirtidir. Bu rahatsızlığa yakalanan bireylerde başka bir takım belirtilerin de eşlik ediyor olması gerekir.
Majör depresyonun belirtileri nelerdir?
1) Neredeyse her gün, günün büyük bölümünde çökkün hissetme,
2) Eskiden yapılan ve keyif alınan etkinliklerden artık hiç keyif alamama veya çok az keyif alma,
3) Dikkat ve öğrenmede sorunlar yaşama,
4) Ben değersizim, sevilmeyen biriyim, başarısızım, yeterli olamıyorum gibi düşünceler, suçluluk hissi,
5) Bitkinlik, enerji azlığı,
6) Uykuyla ilgili problemler. Uykusuzluk çekme, uyuyamama veya çok uyuma,
7) İştahla ilgili sorunlar. İştahın açılması veya kapanması ve buna bağlı kilo alımı veya kilo kaybı,
8) Hareketlerde, düşüncelerde yavaşlama,
9) Yineleyici olarak ölümü düşünme, intihar etmeyi çok düşünme, planlama veya intihar girişimleri.
Bu belirtilerin çoğu sizde de varsa en kısa zamanda bir ruh sağlığı uzmanından yardım almanızda yarar var. En sık rastlanan ruhsal hastalıklardan biri olan depresyonla ilgili 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre depresyonun toplumdaki yaygınlığı erkeklerde onda bir, kadınlarda ise beşte bir şeklindedir. Majör depresyonu bir defa yaşayan birinin, bu rahatsızlığı hiç yaşamamış birine göre tekrar depresyona girme ihtimali daha yüksektir. Bu rahatsızlığı iki kere yaşayan birinin tekrar yakalanma olasılığı onlardan da yüksektir.
Tedavi nasıl olmalıdır?
Majör depresyonun tedavisinde en etkili yöntem ilaç ve psikoterapinin aynı anda gittiği tedavi şeklidir. İlaç ve psikoterapi ayrı ayrı majör depresyonda etkilidir ancak ilacın hızlı etkisi ve psikoterapinin kalıcılığı sayesinde hem hızlı hem de nüksetme olasılığı düşük bir tedavi ortaya çıkar.