Makbul Olan Oruç Oruç, belirli bir vakit yalnızca yemeyi, içmeyi adamak değil, aynı zamanda her türlü kötülükten de uzaklaşmıştır Helâl olan gıda ve içeceklerden uzaktan durduğumuz gibi; Dilimiz, yalancıktan, Ellerimiz, haram işlerden, Midemiz, haram lokmadan, Gözlerimiz, harama bakmaktan, Kulaklarımız, yalan ve söylenti dinlemekten, Ayaklarımız kötü işler gerisinde koşmaktan uzaklaşarak, oruçtan nasibini almalı ve ömür boyu böyle devam etmelidir Oruçlu, dağıtılmış yemeklerle donatılmış sofranın başında iftar vaktine bir dakika kalsa bile, helâl olan yiyecek ve içeceklere elini sürmez Çok acıkmış ve susamış olsa bile sabırla iftar vaktini bekler Bu, zoraki bir bekleyiş değil, candan umut batmış huzurlu bir bekleyiştir Mü'minin, Allah'ın emri karşısında gösterdiği bu teslimiyet lezzetli terbiyesi ve iradeye hakim olma eğitiminin çok olumlu bir sonucudur İnsanı, nefsanî arzularının esiri olmaktan kurtarıp âdeta melekleştiren hakiki bir eğitimdir bu Böyle bir eğitimden geçen mü'min; Helâl olan şeylere bile elini sürmezken, nasıl olur da harama el uzatabilir? Vücuda yararlı olan yiyecek ve içecekleri istediği süre bırakabildiği halde, nasıl olur da vücuduna zararlı olan içkilerden ve fena alışkanlıklardan vazgeçmez? Yasal olan cinsel arzularından vazgeçen mü'min, nasıl olurda haram yollara düşebilir? Zina ve fuhuş gibi meşru olmayan ilişkilerde bulunabilir? Orucun olumlu etkileri hayatımıza yansıdığı ölçüde oruç gayesine ulaşmış ve oruçludan beklenen gerçekleşmiş olacaktır Orucun Vakti Farz olan orucun vakti, Ramazan ayının günleridir Oruç ay takvimine göre tutulur Bilindiği gibi kameri aylar güneş takvimindeki aylara kadar on gün önce gelir Bu Nedenle Ramazan orucuna her yıl on gün erken başlandığından Ramazan ayı yaklaşık 33 yılda sıra ile yılın bütün mevsimlerini dolaşmış ve oruç tutacağımız zamanlar da değişmiş olur Bu şart, müslümanın değişik mevsimlerde oruç tutmasını ve dolayısıyla her mevsimin zorluklarına kendini alıştırmasını ve yoksulların dağıtılmış mevsim şartlarında çektikleri sıkıntıları anlamasını sağlar Bilindiği gibi dünya üstünde bölgeler arasında kayda değer farklar vardır Meselâ; Kuzey yarım kürede kış iken güney yarım kürede yaz hüküm sürmektedir Eğer oruç, güneş takvimine kadar kayıtlı bir mevsimde tutulsaydı, bazı bölgelerdeki müslümanlar ömür boyu soğuk mevsimde oruç tutarken bazıları daima sıcak günlerde tutacak, benzer şekilde müslümanların bir kısmı daima uzun günlerde oruç tutarken, bir kısmı da kısa günlerde tutmuş olacaktı Böylece bir takım müslümanlar orucu daima kolaylıkla tuttuğu halde bazıları da daima güçlük içinde yetişmek zorunda kalacaktı Orucun, yılın bütün mevsimlerini sıra ile dolaşan kameri bir ayda (Ramazanda) tutulması ile bu sakıncalar ortadan kalkmıştır Ramazan Orucu Kaç Gündür? Ramazan ayı, bazı yıllarda 30 gün, bir takım yıllarda da 29 gün olur Peygamber Efendimiz bir defa iki elinin on parmağını açarak: Bir ay: şöyledir, şöyledirbuyurmuş ve üçüncüsünde serçe parmağını kısarak: şöyledirdemiştir ama bu, 29 oluyor Daha Sonra: Bazı ay da: şöyle, şöyle, şöyledirdemiş ve on parmağını üç kez açıp kapayarak bazı ayın otuz olduğuna dikkat çekici etmiştir (36) Ramazan ayının 30 gün çektiği yıllarda tutulan oruç tam olduğu gibi, 29 gün olduğu yıllarda da tekrar tamdır Çünkü farz olan ayın tamamını oruç tutmaktır Bu sebeple Ramazan ayının 29 gün olduğu yıllarda orucun yetkisiz olması sözkonusu değildir Nitekim Peygamber Efendimiz dokuz Ramazan orucu tutmuştur Bu Ramazanların dördü 29 gün, beşi de 30 gün olmuştur Ramazan ayı girmeden önce, onu yerine getirmek maksadıyla bir ya da iki gün oruç yakalamak doğru değildir Böyle bir oruç, farz olan ve kaç gün olduğu kesinlikle tanıdık Ramazan orucuna ilâve endişesi taşıdığı için mekruh görülmüştür Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: Sizden biriniz Ramazanı bir gün ya da iki gün oruçla karşılamasın Oysa mu'tadı olan bir orucu tutuyorsa onu tutsun(37) Ancak, ayın ve haftanın belirtilmiş günlerinde oruç tutmayı alışılmışlık haline getiren kimsenin oruç tuttuğu günler Ramazan öncesindeki iki güne rastlarsa bu oruçları yakalamak mekruh olmadığı gibi, Ramazandan önce iki günden fazla oruç yakalamak da (Ramazana ilâve endişesi ortadan kalktığından) mekruh değildir