iltasyazilim
FD Üye
MALAZGİRT SAVAŞI (MALAZGİRT ZAFERİ)
Türklere Anadolu ’yu kazandıran, SelçukluBizans Savaşı
Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen kuvvetleri aralarında, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Doğu Anadolu ’da Malazgirt Ovasında meydana geldi Bu muharebe, dinî, millî, siyasî, askerî neticeleri ve Türkİslâm tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir
Selçuklu Türkleri, Malazgirt Meydan Muharebesinden yıllar önce, Anadolu içlerine gazâ akınları düzen ettiler Bu akınlarda, Anadolu ’nun, Türklerin yerleşmesine müsait coğrafî hususiyet ve zenginliklere sahip olduğu tespit edildi Selçuklu Türklerinin Anadolu ’ya akınları, Bizans Devletini telaşlandırdı Akıncıların bu gazâlarında, Anadolu ahalisine terör ve tahribattan ziyade adaletle muamelesi, zalimleri ortadan kaldırmaları, can, mal, ırz emniyetini sağlamaları, alan halkının Selçuklu idaresini gönülden tercih etmelerine yol açtı Doğu hududundaki hadiseleri özenle takip eden Bizanslı idareciler; ülkelerinin bütünlüğü ve devletin bekası için önlem almaya başladılar Bizans ’ın oysa meşhur tarihi entrikalarla yüzyıllardan beri Anadolu ’da hakimiyetini koruyabilmesi, zulme varan sıkı tedbirleri, halka kötü muamelesi, yerli ahalinin Türklerin idaresini seçim etmelerini daha da kolaylaştırdı
Bizans İmparatoru Romanos Diogenes (Romen Diyojen) iyi bir cengâverdi Fakat hanedan mensubu değildi Askerlik bilgisi, tecrübe ve cesareti, dul Bizans İmparatoriçesi Eudoxie ’nin dikkatini çektiğinden, öteki aday ve teklifleri reddederek, 1068 ’de Diyojen ’i tercih etmesine sebep oldu Hanedan dışından bir şahsın Bizans İmparatorluğuna getirilmesi üzerine elit tabaka, iktidara karşısında cephe aldılar Ülke içindeki muhalefeti tasfiye etmekle meşgul olan Diyojen, zekâ ve tecrübesine inandığı şahısları devlet kadrolarında vazifelendirip, Bizans ’ın doğu hududundaki hadiseleri de özenle takip ettirdi Ani ve Kars ’ı zaptederek Ani ’nin askerî mevkilerini tahrip eden Selçuklulara karşı, tahta çıkışından, 1071 yılına değin her yıl sefere çıktı 1068 ’de Pozantı ’ya, 1069 ’da Palu ’ya kadar geldi 1070 ’te de Kayseri ’ye ordu yolladı Bu seferlerle, Bizans ordusunun muharebe kabiliyeti ve tecrübesi arttırılıp, disiplinli olması sağlandı
Selçuklu akınlarının Ege Denizine, Marmara ’ya kadar uzanması ve 1071 ’de ŞiîFâtımî Devletinin, İslâm ülkeleri ve Abbasî Halifeliği için risk talep etmesi üzerine, Mısır Seferine çıkan Selçuklu Sultanı, Suriye ’de bulunuyordu Türklerin Suriye topraklarındaki harekâtını haber alan Bizans İmparatoru Diyojen, doğuya hareket etti Hareketinden önce verdiği nutukta azmini şöyle belirtiyordu: “Doğu hudutlarımızda büyük bir İslâm tehlikesi belirmiştir Bu tehlikeyi büyümeden ortadan kaldırmalıyız Ordunun başında; bu tehlikeyi kesin olarak kaldırmaya gidiyorum
Romen Diyojen, 13 Mart 1071 ’de İstanbul ’dan 200 000 ’den ziyade Frank, Norman, Slav, Gürcü, Abaza, Ermeni ve Rumeli ’de yaşayan İslâm dînini kabul etmemiş Peçenek ve Uz Türklerinden de ücretli asker alarak Anadolu ’ya geçti
Bütün kaynaklarını seferber ederek hazırladığı ordusuna güvenen Diyojen, Bizanslılara büyük zaferle dönmeyi vaad ediyordu Sivas ’a gelen Diyojen, bu bölgedeki Ermeni Prensleri ile ahalisini, toptan öldürttü Ermenilerin mallarını askerlerine yağma ettirdi Sivas ’tan hareket etmeden önce, generalleri ile harp meclisi kurdu Bu harp meclisinde, muharebenin, alınacak karar, plan ve hedefi görev edilecekti Gerçi Diyojen ’in plan ve hedefi kafasında çizilmişti Bu, Türklerin Anadolu ’ya bir daha akın yapmamalarını sağlayacak bir plandı İran ’ın içlerine ilerleyecek, Türkleri daha da doğuya sürecek, başşehirlerini zaptedecekti İmparator, yalnız Anadolu ’yu elinde bulundurmak ve Türkleri yok etmek yok, tüm İslâm ülkelerini de almaya karar vermişti Horasan, Rey, Irakı Acem ve Arap, Suriye valiliklerini komutanlarına vermeyi tasarlamış ve hattâ vaad etmişti İstilâ edeceği İslâm ülkelerindeki camilerin yerine kiliseler açmayı ve bu suretle İslâm dinini ortadan kaldırmayı da aklına koymuştu Harp meclisinde, generallerden, takip edilmesini lüzumlu gördükleri tekliflerin, ortaya konmasını istedi
Sivas ’taki harp meclisinde, yapılacak harekâtın plan ve hedefi hakkında, iki ana öneri ortaya çıktı Birincisi; Bizans ordusunun en bilgili ve deneyimli komutanlarından Rumeli ordusu kumandanı General Nikefor Bryennes ile iyi bir stratejist ve tecrübeli bir komutan olan Türk asıllı general Magistors Tarkhal'dan (Jozeph Tarhchaniotes) geldi Bu iki general, sınır boylarındaki tecrübelerine dayanarak, Türklere karşı çok ihtiyatlı harekâta girişmeyi tavsiye edip, ordunun Erzurum ’a kadar ilerleyerek, burada Türk ordusunu muharebeye zorlayacak ve kışkırtacak bir tertibin alınmasını, bu suretle muharebenin kendi toprakları içinde yapılarak lojistik desteğin kolaylaştırılmasını ve Türklerin istifadesine yarayacak her türlü maddî imkânların tahrip edilmesini teklif ettiler Bu teklife karşılık, İmparator ’a hoş gözükmek isteyen ikinci öneri sahibi rakip generaller ise, hedefin daha derin olmasını ve ordunun vakit kaybetmeden Erzurum ’a varıp, İran ’a yönelmesini ve Türk ordusu ile nerede rastlanırsa orada, daha ziyade Türk ülkeleri içinde harp edilerek yok edilmesini teklif edip, birincileri korkaklıkla suçlama ettiler Bu son öneri, aslında Bizans İmparatoru ’nun planına yerinde düştüğünden, ordunun doğuya hareketini emretti
Bizans ordusunun doğuya hareketini haber alan Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, Darı Seferinden vazgeçti Suriye ’den geri dönüşte, önce doğuya yönelerek, gerekli savaş hazırlıklarını yaptı bu arada karakulakları (ajan) vasıtalarıyla da Bizanslılara, Türklerin Rey ’e çekildiği haberlerini yaymakta idi Nihayet Diyarbekir ’den kuzeye yöneldi ve Bizans ’ın beklemediği bir anda, Malazgirt ’in doğusunda ordugâhını kurup savaş hazırlığına başladı Alparslan, muharebe azmiyle ordugâh kurarken, önceden, düşmanla dövüşeceğini Bağdat ’taki Abbasî Halifesine bildirdi Büyük Sultan, savaş başlamadan evvel, Halife ElKâim'in (10311075) gönderdiği İbnü ’lMahleban ’ı (İbni Mühelban), kıymetli komutanlarından Sav Tigin ’le birlikte Diyojen ’e elçi yolladı
Sultan Alparslan ’ın heyeti, 25 Ağustos 1071 sabahı, Bizans ordugâhında hafife alınıp, hakarete uğradı Diyojen, heyet başkanına; “Kışlamak için İsfahan ’ın mı, yahut Hemedan ’ın mı daha iyi olduğunu sordu Sulh teklifini şiddetle reddedip; “Sultânınıza söyleyiniz; kendileriyle sulh müzakerelerini Rey ’de yapacağım, ordumu İsfahan ’da kışlatıp, Hemedan ’da sulayacağım dedi Heyet başkanı da, Diyojen ’e; “Atlarınızın Hemedan ’da kışlayacaklarından ben de eminim, ama sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyorum diyerek, gereken karşılığı verdi
Sultan Alparslan, muharebe öncesi Halife ’den dua istek etti Abbasî Halifesi, camilerde cuma hutbesinde Alparslan ve ordusunun muzaffer olması için okunacak hutbe metni gönderdi Muharebe gecesi, Alparslan, ayırdığı bir kuvvetle Bizanslıları, atılan ok ve naralar ile bütün gece tâciz ederek bitap bir hâle düşürdü Selçuklular, Bizanslı safında yer alan Türk asıllı birliklerle temas kurdu Onların, Bizans ordugâhından ayrılarak Selçuklu ordusuna katılmalarını tedarik etti
Malazgirt Muharebesinde Bizans ordusunun kumanda kademesi şu şekilde idi: Merkezde Bizans İmparatoru Romen Diyojen olup, yanında hassa ve seçkin birlikler vardı Sağ kanatta, Anadolu ordusu kumandanı Mikhail Attalicpiates; sol kanatta Rumeli ordusu kumandanı Nikefor Bryennes; ihtiyatta da Andronikos Doucas vazifeliydi Bizans ordusunun taktiği, Türkleri yıkım etmekti Sultan Alparslan kumandasındaki kırk bin şahsiyet Selçuklu ordusu, yarım hilâl şeklinde düzenek aldı Hafif süvâri kıtaları, kanatlara yerleştirildi Ordu merkezi, düşman karşısında birleşmeden yavaşça geri çekilecek ve onu hırpalayacak, beygir üstünde ok atan süvariler, düşmanın yan ve gerilerine taarruz ederek, Bizans ordusunu dağıtmaya çalışacaklardı Taarruza katılan düşman süvarisi ezilerek geri atılacaktı Bu şekilde ilerleyen düşman ordusu, karargâhından kâfi derecede uzaklaştıktan sonradan, etken kıtaları, düşmanın gerilerine taarruz edecek, ana ordu da, bir yük teşkil ederek, düşmanın kanatlarından birine taarruzla, onu yıktıktan sonra saldırıyı diğer kanada çevirmek suretiyle sonuca gidilecekti
Selçuklu Sultanı Alparslan, âlim ve devlet adamlarının tavsiyesiyle, muharebeyi Cuma günü yapmayı seçim etti 26 Ağustos Cuma günü askerlerini toplayan Alparslan, atından inip secdeye vardı; “Yâ Rabbî sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum Yâ Rabbî niyetim hâlistir Bana takviye et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret! diye dua etti Sonra askerlerine dönerek; “Burada Allahü teâlâdan başka bir sultan yoktur, emir ve alın yazısı O ’nun elindedir Bu sebeple benimle birlikte cihad etmekte veya benden ayrılmakta serbestsiniz dedi Askerler coşarak hep bir ağızdan; “Asla emrinden ayrılmayacağız karşılığını verdiler Sonradan tümü gözyaşları içinde helâlleştiler Sultan, beyazlar giydi Atının kuyruğunu bağlayıp, eline er silâhı olan gürzü alıp, şöyle hitap etti: “Askerlerim! Şehit olursam, bu beyaz elbise, kefenim olsun O zaman rûhum göklere çıkacaktır Benden sonradan oğlum Melikşah ’ı tahta çıkarınız ve ona emrindeki kalınız Zaferi kazanırsak, istikbal bizimdir Bu nutku, hitabet sanatının ve muharebe öncesi psikolojik şartların, bütün inceliklerine sâhipti Askerler coşup, şevke geldi
Cuma namazından daha sonra başlayan muharebede Sultan Alparslan, fevkalade bir muharebe taktiği uyguladı Bozkır çevirme hareketiyle, Türk ordusu hilâl biçiminde yayıldı Muharebenin başlamasından iki saat daha sonra, Peçenek ve Uz Türkleri, Bizanslılardan ayrılıp, millî bir his ile, Müslüman Selçuklu Sultanına tâbi oldular
Mezhep baskısı nedeniyle Bizanslılara küs ve dargın yer alan Ermeni kuvvetleri de, muharebe meydanını terk etti Bu hadiseler, Bizanslılarda manevî bozguna yol açtı Bizans ordusunda Türklerin ok, gürz ve kılıcından kurtulanların, akşam teslim olmaya can attıkları görüldü Cengâverliğine rağmen hiçbir şey yapamayan mağrur Bizans İmparatoru Diyojen, zarar görmüş halde tüm mâiyeti ile birlikte esir edildi
Malazgirt meydanındaki mücadeleden yenik meydana çıkan İmparator, Sultan ’ın huzuruna getirildiğinde, utancından başını kaldıramıyordu Sultan Alparslan, onu nazikçe kabul edip oturttu, gönlünü aldı Diyojen, muharebe öncesi, heybetli ordusunun Türkleri belli yeneceğine inandığını itiraf etti Sultan Alparslan; “Eğer galibiyet sizin olsaydı, bana ne yapardın? diye sordu Diyojen, öldürteceğini açıklayamadı “Kamçılardım cevabını verdi Alparslan; “Benim size ne yapacağımı düşünüyorsunuz? diye sordu “Ya öldürtürsünüz, yoksa İslâm memleketlerinde bir tutsak gibi dolaştırır, süründürürsünüz Şayet de Lakin onu dikkate almak bile istemiyorum; mümkün görmüyorum, fakat Belki de, affedersiniz! dedi Alparslan, yenilgiye uğramış bir insanı daha da küçük düşürmek istemedi Bizans İmparatorunu affetti Ağır şartlarla mukavele imzaladı Ama Romen Diyojen, dönüşünde Bizanslılar kadar, Türklerden görmediği hakaretlere uğrayıp öldürüldü Yeni Bizans İmparatoru Yedinci Mihail, Diyojen ’in Türklerle yaptığı anlaşmayı kabul etmedi
Kazanılan büyük zaferden nedeniyle Abbasî Halifesi, Sultan ’a tebrik ve teşekkür mektupları yolladı Birçok İslâm şairi, Alparslan ’ı öven kasideler yazdılar
Türklerin yeni yurt edinmesini karşılayan Malazgirt Zaferinden sonradan, on beş yıl içinde, Anadolu ele geçirildi Bu zaferle, Anadolu ’nun tapusu, Türklerin eline geçti Bu bakımdan, Malazgirt Zaferi, Türk ve dünya tarihinde bir dönüm noktası oldu
Anadolu ’ya, burayı vatan edinen Selçuklu Türkleri ile öteki Türk boyları yerleştirildi Bozkır kültüründen, İslâm medeniyeti dairesine iyice giren Türklerin dünya görüşü daha da gelişti Doğudan gelen göçebe Türkler, Anadolu ’da yerleşik medeniyete geçirildi Şehirler kurup geliştirerek kültür, sanat, sosyal müesseseler tesis edildi Değerli mîmarî eserlerle, bu yerleşim merkezleri süslendi *
Türklere Anadolu ’yu kazandıran, SelçukluBizans Savaşı
Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen kuvvetleri aralarında, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Doğu Anadolu ’da Malazgirt Ovasında meydana geldi Bu muharebe, dinî, millî, siyasî, askerî neticeleri ve Türkİslâm tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir
Selçuklu Türkleri, Malazgirt Meydan Muharebesinden yıllar önce, Anadolu içlerine gazâ akınları düzen ettiler Bu akınlarda, Anadolu ’nun, Türklerin yerleşmesine müsait coğrafî hususiyet ve zenginliklere sahip olduğu tespit edildi Selçuklu Türklerinin Anadolu ’ya akınları, Bizans Devletini telaşlandırdı Akıncıların bu gazâlarında, Anadolu ahalisine terör ve tahribattan ziyade adaletle muamelesi, zalimleri ortadan kaldırmaları, can, mal, ırz emniyetini sağlamaları, alan halkının Selçuklu idaresini gönülden tercih etmelerine yol açtı Doğu hududundaki hadiseleri özenle takip eden Bizanslı idareciler; ülkelerinin bütünlüğü ve devletin bekası için önlem almaya başladılar Bizans ’ın oysa meşhur tarihi entrikalarla yüzyıllardan beri Anadolu ’da hakimiyetini koruyabilmesi, zulme varan sıkı tedbirleri, halka kötü muamelesi, yerli ahalinin Türklerin idaresini seçim etmelerini daha da kolaylaştırdı
Bizans İmparatoru Romanos Diogenes (Romen Diyojen) iyi bir cengâverdi Fakat hanedan mensubu değildi Askerlik bilgisi, tecrübe ve cesareti, dul Bizans İmparatoriçesi Eudoxie ’nin dikkatini çektiğinden, öteki aday ve teklifleri reddederek, 1068 ’de Diyojen ’i tercih etmesine sebep oldu Hanedan dışından bir şahsın Bizans İmparatorluğuna getirilmesi üzerine elit tabaka, iktidara karşısında cephe aldılar Ülke içindeki muhalefeti tasfiye etmekle meşgul olan Diyojen, zekâ ve tecrübesine inandığı şahısları devlet kadrolarında vazifelendirip, Bizans ’ın doğu hududundaki hadiseleri de özenle takip ettirdi Ani ve Kars ’ı zaptederek Ani ’nin askerî mevkilerini tahrip eden Selçuklulara karşı, tahta çıkışından, 1071 yılına değin her yıl sefere çıktı 1068 ’de Pozantı ’ya, 1069 ’da Palu ’ya kadar geldi 1070 ’te de Kayseri ’ye ordu yolladı Bu seferlerle, Bizans ordusunun muharebe kabiliyeti ve tecrübesi arttırılıp, disiplinli olması sağlandı
Selçuklu akınlarının Ege Denizine, Marmara ’ya kadar uzanması ve 1071 ’de ŞiîFâtımî Devletinin, İslâm ülkeleri ve Abbasî Halifeliği için risk talep etmesi üzerine, Mısır Seferine çıkan Selçuklu Sultanı, Suriye ’de bulunuyordu Türklerin Suriye topraklarındaki harekâtını haber alan Bizans İmparatoru Diyojen, doğuya hareket etti Hareketinden önce verdiği nutukta azmini şöyle belirtiyordu: “Doğu hudutlarımızda büyük bir İslâm tehlikesi belirmiştir Bu tehlikeyi büyümeden ortadan kaldırmalıyız Ordunun başında; bu tehlikeyi kesin olarak kaldırmaya gidiyorum
Romen Diyojen, 13 Mart 1071 ’de İstanbul ’dan 200 000 ’den ziyade Frank, Norman, Slav, Gürcü, Abaza, Ermeni ve Rumeli ’de yaşayan İslâm dînini kabul etmemiş Peçenek ve Uz Türklerinden de ücretli asker alarak Anadolu ’ya geçti
Bütün kaynaklarını seferber ederek hazırladığı ordusuna güvenen Diyojen, Bizanslılara büyük zaferle dönmeyi vaad ediyordu Sivas ’a gelen Diyojen, bu bölgedeki Ermeni Prensleri ile ahalisini, toptan öldürttü Ermenilerin mallarını askerlerine yağma ettirdi Sivas ’tan hareket etmeden önce, generalleri ile harp meclisi kurdu Bu harp meclisinde, muharebenin, alınacak karar, plan ve hedefi görev edilecekti Gerçi Diyojen ’in plan ve hedefi kafasında çizilmişti Bu, Türklerin Anadolu ’ya bir daha akın yapmamalarını sağlayacak bir plandı İran ’ın içlerine ilerleyecek, Türkleri daha da doğuya sürecek, başşehirlerini zaptedecekti İmparator, yalnız Anadolu ’yu elinde bulundurmak ve Türkleri yok etmek yok, tüm İslâm ülkelerini de almaya karar vermişti Horasan, Rey, Irakı Acem ve Arap, Suriye valiliklerini komutanlarına vermeyi tasarlamış ve hattâ vaad etmişti İstilâ edeceği İslâm ülkelerindeki camilerin yerine kiliseler açmayı ve bu suretle İslâm dinini ortadan kaldırmayı da aklına koymuştu Harp meclisinde, generallerden, takip edilmesini lüzumlu gördükleri tekliflerin, ortaya konmasını istedi
Sivas ’taki harp meclisinde, yapılacak harekâtın plan ve hedefi hakkında, iki ana öneri ortaya çıktı Birincisi; Bizans ordusunun en bilgili ve deneyimli komutanlarından Rumeli ordusu kumandanı General Nikefor Bryennes ile iyi bir stratejist ve tecrübeli bir komutan olan Türk asıllı general Magistors Tarkhal'dan (Jozeph Tarhchaniotes) geldi Bu iki general, sınır boylarındaki tecrübelerine dayanarak, Türklere karşı çok ihtiyatlı harekâta girişmeyi tavsiye edip, ordunun Erzurum ’a kadar ilerleyerek, burada Türk ordusunu muharebeye zorlayacak ve kışkırtacak bir tertibin alınmasını, bu suretle muharebenin kendi toprakları içinde yapılarak lojistik desteğin kolaylaştırılmasını ve Türklerin istifadesine yarayacak her türlü maddî imkânların tahrip edilmesini teklif ettiler Bu teklife karşılık, İmparator ’a hoş gözükmek isteyen ikinci öneri sahibi rakip generaller ise, hedefin daha derin olmasını ve ordunun vakit kaybetmeden Erzurum ’a varıp, İran ’a yönelmesini ve Türk ordusu ile nerede rastlanırsa orada, daha ziyade Türk ülkeleri içinde harp edilerek yok edilmesini teklif edip, birincileri korkaklıkla suçlama ettiler Bu son öneri, aslında Bizans İmparatoru ’nun planına yerinde düştüğünden, ordunun doğuya hareketini emretti
Bizans ordusunun doğuya hareketini haber alan Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, Darı Seferinden vazgeçti Suriye ’den geri dönüşte, önce doğuya yönelerek, gerekli savaş hazırlıklarını yaptı bu arada karakulakları (ajan) vasıtalarıyla da Bizanslılara, Türklerin Rey ’e çekildiği haberlerini yaymakta idi Nihayet Diyarbekir ’den kuzeye yöneldi ve Bizans ’ın beklemediği bir anda, Malazgirt ’in doğusunda ordugâhını kurup savaş hazırlığına başladı Alparslan, muharebe azmiyle ordugâh kurarken, önceden, düşmanla dövüşeceğini Bağdat ’taki Abbasî Halifesine bildirdi Büyük Sultan, savaş başlamadan evvel, Halife ElKâim'in (10311075) gönderdiği İbnü ’lMahleban ’ı (İbni Mühelban), kıymetli komutanlarından Sav Tigin ’le birlikte Diyojen ’e elçi yolladı
Sultan Alparslan ’ın heyeti, 25 Ağustos 1071 sabahı, Bizans ordugâhında hafife alınıp, hakarete uğradı Diyojen, heyet başkanına; “Kışlamak için İsfahan ’ın mı, yahut Hemedan ’ın mı daha iyi olduğunu sordu Sulh teklifini şiddetle reddedip; “Sultânınıza söyleyiniz; kendileriyle sulh müzakerelerini Rey ’de yapacağım, ordumu İsfahan ’da kışlatıp, Hemedan ’da sulayacağım dedi Heyet başkanı da, Diyojen ’e; “Atlarınızın Hemedan ’da kışlayacaklarından ben de eminim, ama sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyorum diyerek, gereken karşılığı verdi
Sultan Alparslan, muharebe öncesi Halife ’den dua istek etti Abbasî Halifesi, camilerde cuma hutbesinde Alparslan ve ordusunun muzaffer olması için okunacak hutbe metni gönderdi Muharebe gecesi, Alparslan, ayırdığı bir kuvvetle Bizanslıları, atılan ok ve naralar ile bütün gece tâciz ederek bitap bir hâle düşürdü Selçuklular, Bizanslı safında yer alan Türk asıllı birliklerle temas kurdu Onların, Bizans ordugâhından ayrılarak Selçuklu ordusuna katılmalarını tedarik etti
Malazgirt Muharebesinde Bizans ordusunun kumanda kademesi şu şekilde idi: Merkezde Bizans İmparatoru Romen Diyojen olup, yanında hassa ve seçkin birlikler vardı Sağ kanatta, Anadolu ordusu kumandanı Mikhail Attalicpiates; sol kanatta Rumeli ordusu kumandanı Nikefor Bryennes; ihtiyatta da Andronikos Doucas vazifeliydi Bizans ordusunun taktiği, Türkleri yıkım etmekti Sultan Alparslan kumandasındaki kırk bin şahsiyet Selçuklu ordusu, yarım hilâl şeklinde düzenek aldı Hafif süvâri kıtaları, kanatlara yerleştirildi Ordu merkezi, düşman karşısında birleşmeden yavaşça geri çekilecek ve onu hırpalayacak, beygir üstünde ok atan süvariler, düşmanın yan ve gerilerine taarruz ederek, Bizans ordusunu dağıtmaya çalışacaklardı Taarruza katılan düşman süvarisi ezilerek geri atılacaktı Bu şekilde ilerleyen düşman ordusu, karargâhından kâfi derecede uzaklaştıktan sonradan, etken kıtaları, düşmanın gerilerine taarruz edecek, ana ordu da, bir yük teşkil ederek, düşmanın kanatlarından birine taarruzla, onu yıktıktan sonra saldırıyı diğer kanada çevirmek suretiyle sonuca gidilecekti
Selçuklu Sultanı Alparslan, âlim ve devlet adamlarının tavsiyesiyle, muharebeyi Cuma günü yapmayı seçim etti 26 Ağustos Cuma günü askerlerini toplayan Alparslan, atından inip secdeye vardı; “Yâ Rabbî sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum Yâ Rabbî niyetim hâlistir Bana takviye et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret! diye dua etti Sonra askerlerine dönerek; “Burada Allahü teâlâdan başka bir sultan yoktur, emir ve alın yazısı O ’nun elindedir Bu sebeple benimle birlikte cihad etmekte veya benden ayrılmakta serbestsiniz dedi Askerler coşarak hep bir ağızdan; “Asla emrinden ayrılmayacağız karşılığını verdiler Sonradan tümü gözyaşları içinde helâlleştiler Sultan, beyazlar giydi Atının kuyruğunu bağlayıp, eline er silâhı olan gürzü alıp, şöyle hitap etti: “Askerlerim! Şehit olursam, bu beyaz elbise, kefenim olsun O zaman rûhum göklere çıkacaktır Benden sonradan oğlum Melikşah ’ı tahta çıkarınız ve ona emrindeki kalınız Zaferi kazanırsak, istikbal bizimdir Bu nutku, hitabet sanatının ve muharebe öncesi psikolojik şartların, bütün inceliklerine sâhipti Askerler coşup, şevke geldi
Cuma namazından daha sonra başlayan muharebede Sultan Alparslan, fevkalade bir muharebe taktiği uyguladı Bozkır çevirme hareketiyle, Türk ordusu hilâl biçiminde yayıldı Muharebenin başlamasından iki saat daha sonra, Peçenek ve Uz Türkleri, Bizanslılardan ayrılıp, millî bir his ile, Müslüman Selçuklu Sultanına tâbi oldular
Mezhep baskısı nedeniyle Bizanslılara küs ve dargın yer alan Ermeni kuvvetleri de, muharebe meydanını terk etti Bu hadiseler, Bizanslılarda manevî bozguna yol açtı Bizans ordusunda Türklerin ok, gürz ve kılıcından kurtulanların, akşam teslim olmaya can attıkları görüldü Cengâverliğine rağmen hiçbir şey yapamayan mağrur Bizans İmparatoru Diyojen, zarar görmüş halde tüm mâiyeti ile birlikte esir edildi
Malazgirt meydanındaki mücadeleden yenik meydana çıkan İmparator, Sultan ’ın huzuruna getirildiğinde, utancından başını kaldıramıyordu Sultan Alparslan, onu nazikçe kabul edip oturttu, gönlünü aldı Diyojen, muharebe öncesi, heybetli ordusunun Türkleri belli yeneceğine inandığını itiraf etti Sultan Alparslan; “Eğer galibiyet sizin olsaydı, bana ne yapardın? diye sordu Diyojen, öldürteceğini açıklayamadı “Kamçılardım cevabını verdi Alparslan; “Benim size ne yapacağımı düşünüyorsunuz? diye sordu “Ya öldürtürsünüz, yoksa İslâm memleketlerinde bir tutsak gibi dolaştırır, süründürürsünüz Şayet de Lakin onu dikkate almak bile istemiyorum; mümkün görmüyorum, fakat Belki de, affedersiniz! dedi Alparslan, yenilgiye uğramış bir insanı daha da küçük düşürmek istemedi Bizans İmparatorunu affetti Ağır şartlarla mukavele imzaladı Ama Romen Diyojen, dönüşünde Bizanslılar kadar, Türklerden görmediği hakaretlere uğrayıp öldürüldü Yeni Bizans İmparatoru Yedinci Mihail, Diyojen ’in Türklerle yaptığı anlaşmayı kabul etmedi
Kazanılan büyük zaferden nedeniyle Abbasî Halifesi, Sultan ’a tebrik ve teşekkür mektupları yolladı Birçok İslâm şairi, Alparslan ’ı öven kasideler yazdılar
Türklerin yeni yurt edinmesini karşılayan Malazgirt Zaferinden sonradan, on beş yıl içinde, Anadolu ele geçirildi Bu zaferle, Anadolu ’nun tapusu, Türklerin eline geçti Bu bakımdan, Malazgirt Zaferi, Türk ve dünya tarihinde bir dönüm noktası oldu
Anadolu ’ya, burayı vatan edinen Selçuklu Türkleri ile öteki Türk boyları yerleştirildi Bozkır kültüründen, İslâm medeniyeti dairesine iyice giren Türklerin dünya görüşü daha da gelişti Doğudan gelen göçebe Türkler, Anadolu ’da yerleşik medeniyete geçirildi Şehirler kurup geliştirerek kültür, sanat, sosyal müesseseler tesis edildi Değerli mîmarî eserlerle, bu yerleşim merkezleri süslendi *