Manevi değerlerin millet hayatındaki onemi nedir
Cevap: Manevi değerlerin millet hayatındaki onemi nedir
Manevi Değerler Sosyal Vicdanı Dinc Tutar
Bir insan kalabalığını, millet ve toplum yapan temel değerler vardır Belli bir toplumun fertleri, belli bir inanc etrafında birleşmişlerse; bu inanclar, toplum fertlerinin benzer hareket ve davranışlarına yol acarak, toplumun belli bir butunluk icerisinde yaşamasına imkan hazırlayacaktır
Din, bir taraftan insanları ortak davranışlara ve hareketlere yoneltirken; ote yandan da insanların birbirlerini sevmeleri gerektiği konusunda ortaya koyduğu ilke ve kurallarla, etkinliği olcusunde, sosyal vicdanın her zaman canlı tutulmasına zemin hazırlar
Dini ve manevi değerler, uyulması gereken prensipleri ortaya koyarak, fert ve toplum hayatında butunleşme, sosyal istikrar ve sistemin surekliliğini sağlar Dinin, ahlaki ve manevi değerleri canlı tutmada ciddi bir rol ve gucu vardır Dinler soz konusu olduğunda temel mesaj; barış, birlikte yaşama, insanların vakarı, sosyal adalet ve ahlaki toplum cevresinde yoğunlaşır Dinin manevi hayata aktarılması noktasında tasavvuf onemli bir yer tutar
Manevi değerler, fertlerin ait ve teslim olma yonleriyle ilgilenir, insan ve toplum ilişkilerini guclendirir Mesela, sevgi bir değerdir ve insanların birbirleriyle ilişkilerini şekillendirir Hakkaniyet, toplumdaki adalet ve guven duygusunu pekiştiren bir değerdir Saygınlık, insanların birbirlerine saygı duymasını sağlar, yol gosterir, pusula gorevini ustlenen değerlerdendir
Değerler Erozyonu ve Yozlaşma
Gunumuzde manevi değerler erozyona uğramaktadır Aile ici iletişim bozulmakta, toplumda guvensizlik yaygınlaşmakta, insanlar kalabalıklar icinde yalnızlaşmaktadır Dış gorunuşler ve maddiyat, insanlığın olculebileceği gercek değerler olmamasına rağmen, oncelikli hale gelebilmektedir Asıl değerler, Allah ’ın da değer verdiği manevi değerlerdir Zengini fakirle, gucluyu gucsuzle, genci yaşlıyla, sağlamı sakatla mukayese dunyevidir Asıl değer iman, ihlas ve takvadadır
Dindışı yaşantıların hakim olduğu bir toplumda cinayetler, gasp ve ruşvetler hırsızlıklar, her ceşit kotuluk ve gunah yaygınlaşır Her şeyi madde ile değerlendiren, materyalist bir acıdan bakan kişilerde insanı insan yapan manevi değerlerin, ahlaki guzelliklerin hayat bulması duşunulemez Boyle bir ortamda hoşgoru, karşılıklı sevgi, saygı, insani ilişkiler ve kardeşlik duygularının serpilip gelişmesi hayal bile edilemez
Maddiliğin one cıktığı ortamlarda kalp ve gonul kaybolur Acıma hissi yok olur, sadizm başlar Manevi değerlerden mahrum kişilerin munasebetleri, daha cok cıkar sağlamaya matuf ilişkilerdir Maddeperest beşeri sistem mensupları inandıklarını soyleseler bile, Allah inancının gereği olan dini ve manevi değerlere uyma noktasında zaafa duşerler
Temel Manevi Değerlerimiz
İman, ihlas, takva, tevekkul, haya gibi manevi değerlerimizin temelini dinimiz İslam oluşturur İslam Dini, iman, ahlak ve ibadetle insanın toplum icindeki yerini ve gorevlerini tayin etmiştir(1) Allah ’a guven ve ahirete iman, insanın buyuk hedefler ve amaclar gutmesini sağlar Peşin olan dunya başarısı ve ahirette erişilecek guzellikleri umit etme, calışmanın ve yorgunluğun odulu olarak daima mu ’mini canlı tutar Buyuk işler, sadece guc kullanarak değil aynı zamanda sabır ve sebatla başarılır İbadet ve davranışa donuşmeyen iman, pratikte kişiye fazla bir şey kazandırmaz
Muslumanlığın guzelliği; ihsan, ihlas ve takva kavramlarının hayata aksettirildiği nispette ortaya cıkmaktadır Guzel davranış, ibadet ve itaatin sahih ve kabul olması da ihlasa bağlıdır Uzun vadeli duşunmek, proje uretmek ve salih amel işlemek, ihlas sahibi muminin vazgecemediği bir davranış bicimi olmalıdır
Tevekkul, insanın gercekleştirmek istediği bir iş icin gereken her şeyi yapıp, sonucu Allah ’tan beklemesi halidir “Allah ’a tevekkul edene Allah kafidir (2) Kanaat, insanın icinde bulunduğu durumun, sahip olduğu nimet ve imkanların kadrini bilmesidir Bu anlayış, insanı gucu yettiğince calışmaya, helalinden kazanmaya sevk eden sonunda da elde edilenle yetinilmesini ve başkalarının malına, mevkiine goz dikilmemesini sağlayan diniahlaki bir değerdir Bu değerden yoksun olunduğunda, hırs ve ihtiraslar şahlanır ve insan sonunu tahmin bile edemeyeceği gunahlara suruklenir
Haya, insandaki ahlak duygusunun kaynağı durumundadır ve onu ahlaki bir varlık kılan, utanma duygusudur Allah ’a karşı duyulan utanma duygusu, insanlardan utanmanın da temeli durumundadır(3) Haya duygusu, insanları kotuluklerden alı koyar ve iyiliklere yoneltir “Haya dinin tamamıdır Şuphesiz haya, haramdan kacınmak, diline sahip olmak ve iffet imandandır(4)
Namus kavramı, insanın doğasında var olan, temiz karakterin dışa yansımasıdır(5) Namus, daha cok cinsel ahlakla ilgilidir Cinsel ahlak, MuslumanTurk toplumunun en fazla onem verdiği ve en cok duzenlemeye ihtiyac gorduğu bir sahadır Namus kavramının yanında bir de iffet kavramı vardır İffetlilik, daha cok duygusal tarafı ağır basan bir tutumdur, bilhassa cocuklardaki utangaclık ve cekingenlik, onlardaki bozulmamış fıtrattan kaynaklanan iffet duygusunun eseridir Yaptıkları davranışa gore insanlar, iffetli veya iffetsiz sıfatını alırlar
Medineli Muslumanların, butun varlıklarını, ailelerini, cocuklarını, Mekke ’de bırakarak Allah yolunda hicret eden Mekkeli muhacir kardeşlerine karşı yaptıkları fedakarlıklar, muslim, gayri muslim tum insanlık aleminin ibret alacağı, alması gerektiği cok buyuk abidevi bir ibret levhasıdır Bindortyuz yıl sonra bugun bizler mu ’minler olarak yaşıyor isek, o gun o zor şartlarda sıdkın, mertliğin, ahde vefanın, sorumluluk duygusunun, ihlasın zirvesini bulmuş o guzel insanların tartışmasız bir hissesi var Peki ya bizler, bu ‘teğet gecen, ’ ‘iki tarafı da idare eden, ’ ‘risk almayan ’, ahde vefasız hayatlarımızla, bu soylemeylem tutarsızlığımızla nereye varacağımızı sanıyoruz?
İslam ahlakının guzel olarak gorduğu her şey, Kur ’an ’ın insanlardan yapmalarını istediği eylemlerdir Yine İslam ahlakının kotu gorduğu her şey, Kur ’an ’ın insanlardan kacınmasını istediği eylemlerdir
İslam ’ın insanlara yuklediği gorevlerin başında gelen ‘iyilikleri sunmak ve teşvik etmek, kotuluklerden sakındırmak ’ prensibi, İslam ’ın ahlaka verdiği onemi gozler onune sermektedir “İcinizden (insanları) hayra cağıran, iyiliği buyurup kotulukten sakındıran bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir (Ali İmran, 3104)
Toplumun Islahı ve Değerlere Donuş
Prensiplerde ciddi, insani munasebetlerde olabildiğince yumuşaklık verimliliğin ve olumlu etkinin sırrıdır Sozunde duran, tutarlı davranan, hatalarını kabul eden ve herkese adil davranan bir insan er veya gec her yerde ve her zaman başarılı olur Manevi değerlerdeki yozlaşma ve toplumsal dokudaki cozuluş, insanların hatalı tutumlar geliştirmesine yol acacak, dine ve ahlaka karşı soğuk ve uzun mesafede olmasına sebep olacaktır
Devlet, halka hizmet aracı olarak vazife gormelidir Vatandaş haklarını bilmeli ve bunun takipcisi olmalıdır Oyun kurallarına gore oynanmazsa kazanılmaz Hukuk sistemi butun inanc, duşunce ve ideolojilere soz hakkı ve hurriyeti tanıyabilir, tanımalıdır da Ancak devlet eğitim, medya ve başka yollarla yurttaşlarına milli ve manevi değerlere bağlılık duygularını aşılamak durumundadır
Şiddet ve terorun arkasında bircok sosyal, ekonomik, etnik ve politik etkinin bulunduğu acıktır Refahın dağılımındaki haksızlık, işsizlik, eğitimsizlik, politik baskı, demokrasinin ve ifade ozgurluğunun olmaması, ayrımcılık, milleti yıldırma ve tehdit, gelecekle ilgili karamsarlık, umutsuzluk, yabancılaşma duygusu, şiddet ve terorun gercek nedenleridir Manevi ve ahlaki değerlerin kaybı, şiddet ve terore sebebiyet verir
Tarihi mirasın, kulturel değerlerin, sağlıklı ve dengeli bir cevrede yaşama hakkının guvence altına alınması icin toplumsal bilinc geliştirilmelidir Manevi değerlere saygı, guzel bir haslet olup kişinin ruhi ozelliklerinin dejenere olmadığını gosterir Eğer kişi Allah ’a karşı sorumluluk bilincine sahipse; onun davranışlarında nefsinin değil kalbinin işaretlerini gormek mumkundur
Dayanışma ve tesanut, bir butunu meydana getiren oğelerin birbirini kollayıp gozetmeleri, toplumun mukemmel yapıya kavuşmasının vazgecilmez unsurlarıdır Aile dayanışması, meslek dayanışması, ictimai dayanışma ve toplumsal bağlılık ozelliklerine sahip olan cemiyetler dış guclere yem olmazlar
Bozulma fertten başladığı gibi duzelme de fertten başlar Herkes kendisini ve sorumluluğu altındakilere ornek olur ve eğitirse mesele cozulur Manevi değerlerin hızla erozyona uğradığı toplumlarda aile, eğitim, toplum ve devlete bircok gorev duşmektedir
Cevap: Manevi değerlerin millet hayatındaki onemi nedir
Manevi Değerler Sosyal Vicdanı Dinc Tutar
Bir insan kalabalığını, millet ve toplum yapan temel değerler vardır Belli bir toplumun fertleri, belli bir inanc etrafında birleşmişlerse; bu inanclar, toplum fertlerinin benzer hareket ve davranışlarına yol acarak, toplumun belli bir butunluk icerisinde yaşamasına imkan hazırlayacaktır
Din, bir taraftan insanları ortak davranışlara ve hareketlere yoneltirken; ote yandan da insanların birbirlerini sevmeleri gerektiği konusunda ortaya koyduğu ilke ve kurallarla, etkinliği olcusunde, sosyal vicdanın her zaman canlı tutulmasına zemin hazırlar
Dini ve manevi değerler, uyulması gereken prensipleri ortaya koyarak, fert ve toplum hayatında butunleşme, sosyal istikrar ve sistemin surekliliğini sağlar Dinin, ahlaki ve manevi değerleri canlı tutmada ciddi bir rol ve gucu vardır Dinler soz konusu olduğunda temel mesaj; barış, birlikte yaşama, insanların vakarı, sosyal adalet ve ahlaki toplum cevresinde yoğunlaşır Dinin manevi hayata aktarılması noktasında tasavvuf onemli bir yer tutar
Manevi değerler, fertlerin ait ve teslim olma yonleriyle ilgilenir, insan ve toplum ilişkilerini guclendirir Mesela, sevgi bir değerdir ve insanların birbirleriyle ilişkilerini şekillendirir Hakkaniyet, toplumdaki adalet ve guven duygusunu pekiştiren bir değerdir Saygınlık, insanların birbirlerine saygı duymasını sağlar, yol gosterir, pusula gorevini ustlenen değerlerdendir
Değerler Erozyonu ve Yozlaşma
Gunumuzde manevi değerler erozyona uğramaktadır Aile ici iletişim bozulmakta, toplumda guvensizlik yaygınlaşmakta, insanlar kalabalıklar icinde yalnızlaşmaktadır Dış gorunuşler ve maddiyat, insanlığın olculebileceği gercek değerler olmamasına rağmen, oncelikli hale gelebilmektedir Asıl değerler, Allah ’ın da değer verdiği manevi değerlerdir Zengini fakirle, gucluyu gucsuzle, genci yaşlıyla, sağlamı sakatla mukayese dunyevidir Asıl değer iman, ihlas ve takvadadır
Dindışı yaşantıların hakim olduğu bir toplumda cinayetler, gasp ve ruşvetler hırsızlıklar, her ceşit kotuluk ve gunah yaygınlaşır Her şeyi madde ile değerlendiren, materyalist bir acıdan bakan kişilerde insanı insan yapan manevi değerlerin, ahlaki guzelliklerin hayat bulması duşunulemez Boyle bir ortamda hoşgoru, karşılıklı sevgi, saygı, insani ilişkiler ve kardeşlik duygularının serpilip gelişmesi hayal bile edilemez
Maddiliğin one cıktığı ortamlarda kalp ve gonul kaybolur Acıma hissi yok olur, sadizm başlar Manevi değerlerden mahrum kişilerin munasebetleri, daha cok cıkar sağlamaya matuf ilişkilerdir Maddeperest beşeri sistem mensupları inandıklarını soyleseler bile, Allah inancının gereği olan dini ve manevi değerlere uyma noktasında zaafa duşerler
Temel Manevi Değerlerimiz
İman, ihlas, takva, tevekkul, haya gibi manevi değerlerimizin temelini dinimiz İslam oluşturur İslam Dini, iman, ahlak ve ibadetle insanın toplum icindeki yerini ve gorevlerini tayin etmiştir(1) Allah ’a guven ve ahirete iman, insanın buyuk hedefler ve amaclar gutmesini sağlar Peşin olan dunya başarısı ve ahirette erişilecek guzellikleri umit etme, calışmanın ve yorgunluğun odulu olarak daima mu ’mini canlı tutar Buyuk işler, sadece guc kullanarak değil aynı zamanda sabır ve sebatla başarılır İbadet ve davranışa donuşmeyen iman, pratikte kişiye fazla bir şey kazandırmaz
Muslumanlığın guzelliği; ihsan, ihlas ve takva kavramlarının hayata aksettirildiği nispette ortaya cıkmaktadır Guzel davranış, ibadet ve itaatin sahih ve kabul olması da ihlasa bağlıdır Uzun vadeli duşunmek, proje uretmek ve salih amel işlemek, ihlas sahibi muminin vazgecemediği bir davranış bicimi olmalıdır
Tevekkul, insanın gercekleştirmek istediği bir iş icin gereken her şeyi yapıp, sonucu Allah ’tan beklemesi halidir “Allah ’a tevekkul edene Allah kafidir (2) Kanaat, insanın icinde bulunduğu durumun, sahip olduğu nimet ve imkanların kadrini bilmesidir Bu anlayış, insanı gucu yettiğince calışmaya, helalinden kazanmaya sevk eden sonunda da elde edilenle yetinilmesini ve başkalarının malına, mevkiine goz dikilmemesini sağlayan diniahlaki bir değerdir Bu değerden yoksun olunduğunda, hırs ve ihtiraslar şahlanır ve insan sonunu tahmin bile edemeyeceği gunahlara suruklenir
Haya, insandaki ahlak duygusunun kaynağı durumundadır ve onu ahlaki bir varlık kılan, utanma duygusudur Allah ’a karşı duyulan utanma duygusu, insanlardan utanmanın da temeli durumundadır(3) Haya duygusu, insanları kotuluklerden alı koyar ve iyiliklere yoneltir “Haya dinin tamamıdır Şuphesiz haya, haramdan kacınmak, diline sahip olmak ve iffet imandandır(4)
Namus kavramı, insanın doğasında var olan, temiz karakterin dışa yansımasıdır(5) Namus, daha cok cinsel ahlakla ilgilidir Cinsel ahlak, MuslumanTurk toplumunun en fazla onem verdiği ve en cok duzenlemeye ihtiyac gorduğu bir sahadır Namus kavramının yanında bir de iffet kavramı vardır İffetlilik, daha cok duygusal tarafı ağır basan bir tutumdur, bilhassa cocuklardaki utangaclık ve cekingenlik, onlardaki bozulmamış fıtrattan kaynaklanan iffet duygusunun eseridir Yaptıkları davranışa gore insanlar, iffetli veya iffetsiz sıfatını alırlar
Medineli Muslumanların, butun varlıklarını, ailelerini, cocuklarını, Mekke ’de bırakarak Allah yolunda hicret eden Mekkeli muhacir kardeşlerine karşı yaptıkları fedakarlıklar, muslim, gayri muslim tum insanlık aleminin ibret alacağı, alması gerektiği cok buyuk abidevi bir ibret levhasıdır Bindortyuz yıl sonra bugun bizler mu ’minler olarak yaşıyor isek, o gun o zor şartlarda sıdkın, mertliğin, ahde vefanın, sorumluluk duygusunun, ihlasın zirvesini bulmuş o guzel insanların tartışmasız bir hissesi var Peki ya bizler, bu ‘teğet gecen, ’ ‘iki tarafı da idare eden, ’ ‘risk almayan ’, ahde vefasız hayatlarımızla, bu soylemeylem tutarsızlığımızla nereye varacağımızı sanıyoruz?
İslam ahlakının guzel olarak gorduğu her şey, Kur ’an ’ın insanlardan yapmalarını istediği eylemlerdir Yine İslam ahlakının kotu gorduğu her şey, Kur ’an ’ın insanlardan kacınmasını istediği eylemlerdir
İslam ’ın insanlara yuklediği gorevlerin başında gelen ‘iyilikleri sunmak ve teşvik etmek, kotuluklerden sakındırmak ’ prensibi, İslam ’ın ahlaka verdiği onemi gozler onune sermektedir “İcinizden (insanları) hayra cağıran, iyiliği buyurup kotulukten sakındıran bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir (Ali İmran, 3104)
Toplumun Islahı ve Değerlere Donuş
Prensiplerde ciddi, insani munasebetlerde olabildiğince yumuşaklık verimliliğin ve olumlu etkinin sırrıdır Sozunde duran, tutarlı davranan, hatalarını kabul eden ve herkese adil davranan bir insan er veya gec her yerde ve her zaman başarılı olur Manevi değerlerdeki yozlaşma ve toplumsal dokudaki cozuluş, insanların hatalı tutumlar geliştirmesine yol acacak, dine ve ahlaka karşı soğuk ve uzun mesafede olmasına sebep olacaktır
Devlet, halka hizmet aracı olarak vazife gormelidir Vatandaş haklarını bilmeli ve bunun takipcisi olmalıdır Oyun kurallarına gore oynanmazsa kazanılmaz Hukuk sistemi butun inanc, duşunce ve ideolojilere soz hakkı ve hurriyeti tanıyabilir, tanımalıdır da Ancak devlet eğitim, medya ve başka yollarla yurttaşlarına milli ve manevi değerlere bağlılık duygularını aşılamak durumundadır
Şiddet ve terorun arkasında bircok sosyal, ekonomik, etnik ve politik etkinin bulunduğu acıktır Refahın dağılımındaki haksızlık, işsizlik, eğitimsizlik, politik baskı, demokrasinin ve ifade ozgurluğunun olmaması, ayrımcılık, milleti yıldırma ve tehdit, gelecekle ilgili karamsarlık, umutsuzluk, yabancılaşma duygusu, şiddet ve terorun gercek nedenleridir Manevi ve ahlaki değerlerin kaybı, şiddet ve terore sebebiyet verir
Tarihi mirasın, kulturel değerlerin, sağlıklı ve dengeli bir cevrede yaşama hakkının guvence altına alınması icin toplumsal bilinc geliştirilmelidir Manevi değerlere saygı, guzel bir haslet olup kişinin ruhi ozelliklerinin dejenere olmadığını gosterir Eğer kişi Allah ’a karşı sorumluluk bilincine sahipse; onun davranışlarında nefsinin değil kalbinin işaretlerini gormek mumkundur
Dayanışma ve tesanut, bir butunu meydana getiren oğelerin birbirini kollayıp gozetmeleri, toplumun mukemmel yapıya kavuşmasının vazgecilmez unsurlarıdır Aile dayanışması, meslek dayanışması, ictimai dayanışma ve toplumsal bağlılık ozelliklerine sahip olan cemiyetler dış guclere yem olmazlar
Bozulma fertten başladığı gibi duzelme de fertten başlar Herkes kendisini ve sorumluluğu altındakilere ornek olur ve eğitirse mesele cozulur Manevi değerlerin hızla erozyona uğradığı toplumlarda aile, eğitim, toplum ve devlete bircok gorev duşmektedir