Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Manevi Yol Göstericiler, Gece Çakan Şimşekler Gibidir

Manevi Yol Göstericiler, Gece Çakan Şimşekler Gibidir

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Mürid, irade eden demektir diye yazılmış kitaplarda Neyi irade eder mürid? Kendini manen temizlemeyi irade eder Kalbini manevi hastalıklardan temizlemeyi isteyen kişidir o Peki nedir bu manevi hastalıklar? Riya, haset, kibir, ücub, süma, desise, öfke, garaz, kin gibi sonu gelmez hastalıklardır bunlar

Bu hastalıkların başıysa “dünya sevgisidir denmiş Peki, bu kadar sonu gelmez hastalıklar namazla, oruçla, tesbihlezikirle düzelmez mi ki talebe olup bir manevi öğreticiye tabi olmak gerekir? Öyle ya manevi öğreticiye bağlananlar da aynı ibadetleri yaparlar Nedir işin aslı?

Düzelir, düzelir elbet Amma kişiyi kendi başına boş bırakmaz ki şeytan aleyhilla‘ne, kişi kendini düzeltebilsin, kendinden (nefsinden) kurtulabilsin

Rivayet edilir ki Bayezidi Bistâmî (ks) hazretleri hacca gitmiş Bakmış ki Kabe’nin duvarında birisi var, duvara çıkmış bekliyor Kolunda bir sürü yular var Tanımış bu şeytandır Yanına yaklaşmış, sormuş:

Tanıdım sen şeytansın! Peki, nedir bu elindeki yularlar?

Şeytan cevap vermiş;

Kulların boynuna taktığım yularlardır Benimkiler şimdi tavaf ediyorlar Bitince tavaflarını tekrar bu yularları onların boyunlarına takıp sırtlarına bineceğim Onları idare edeceğim

Beyazid (ks) hazretleri sormuş şeytana:

Benimde sırtıma binebilir misin bu yularla? demiş

Şeytan eğilmiş Hazretin kulağına;

Hayır! demiş Senin sırtına yularsız da binerim

Bunu duyan hazret ürpermiş, ayrılmış onun yanından

Bayezidi Bistâmî (ks) hac görevini yapıp memlekete geri dönerken bir ırmaktan geçecekmiş Bakmış ki yaşlı bir ihtiyar suyun kenarında bekliyor

İhtiyar demiş ki Bistâmî Hazretlerine:

Beni suyun karşısına geçirir misin?

Olur! demiş hazret Almış sırtına ihtiyarı başlamış ırmağı geçmeye Yolun yarısına gelince ihtiyar Bayezidi Bistâmî’nin kulağına eğilip demiş ki:

Demedim mi sana yularsız da binerim diye

İşte böyle gizli oyunları olan şeytan…

Gizliden de gizli istekleri olan hevâ ve arzu sahibi kişi, kendi manevi hastalıklarını bilemez Bilse de onlardan kendi başına kurtulamaz Eğer kurtulmuş olsaydı hastalığından, o vakit hastalık anında tabiplere ne gerek vardı! Herkes hastalığını kendi tedavi ederdi Amma hepimiz hastalandığımızda doktora gider reçete alır uygularız

Kalbi hastalıkları da ancak manevi doktorlar tedavi edebilirler Bu yüzden manevi teşhis koyabilen, hastalıkları tedavi edebilen bir doktor, yolu aydınlatan bir rehber olmadan bu ten gözüne görünmeyen hastalıklardan kurtulamayız Bu arada sahte doktorlara da dikkat edilmesi elzemdir

Hoca Ahmed Yesevi (ks) bir beytinde şöyle demiştir:

Başına sarık sarar, ilim yok neye yarar,

Kendine mürid arar, ahir zaman şeyhleri!


Karanlık, zifiri bir gecede yürümeye kalksak, iki adım atamayız Bilemeyiz önümüzde çukur mu var, taş mı var Amma bir şimşek çaksa her taraf aydınlanır Ne var, ne yok görürüz

Manevi yol göstericiler gece çakan şimşekler gibidir

Sana yolu aydınlatırlar Sana, senin dahi bilmediğin hatalarını, kusurlarını gösterir, tedavi ederler Kişinin annebabasının yapamayacağı terbiyeyi verirler Bilmez ki annebaba bu terbiyeyi, tedaviyi versin evladına Tabi eğer talebe dinlerse!

Peki dinlemeyen olur mu? Eh içeride nefis, dışarda şeytan, dayan sultanım dayan Temizlenmeyi irade eden yolcuya, talebeye musallat olur elbet Hem de ne musallat! Bir an boş bırakmaz onu Ne evde, ne çarşıda Sırtına binmek (dediğini yaptırmak) için her anı gözetler durur Bazen yolunu şaşırsa da kişi, manevi doktorun verdiği ilacı içerse tekrar hastalıklarından kurtulur elbet

Peki, sonunda ne ola ki insan böyle bir temizliğe girişsin? Öyle ya namazı, orucu diğer ibadetleri zaten yapan kişi cennete girmeyecek mi ki bu görünmez hastalıklardan kurtulmaya çalışıyor?

Ey bu yazıyı okuyan kişi! Şehadetle ölen herkes mutlaka cennete gireceğini söylemiş Cenabı Peygamber (sas) Efendimiz Cenneti ise sekiz kat yaratmış Hz Allah (cc) Peki bu katların ne amacı ola ki? İşte her teslim olan (kurtulmayı irade edinen) kişi, nefsinden kurtulduğu ölçüde mükâfata nail olacağı için

Ne demiş Yunus Emre (ks) hazretleri;

Cennet cennet dedikleri, birkaç köşkle birkaç huri,

İsteyene ver onları, bana seni gerek gerek

Cennette Cenabı Allah (cc) cemalini gösterecek müslümanlara İşte bu yüzden nefis belasından kurtulanlar, kurtulduğu ölçüde rü’yete (Rabbini görmeye) devam edeceklerdir

Allahu a‘lem



Alıntı;
Zuhur Dergisi

 
858,498Konular
982,048Mesajlar
30,027Kullanıcılar
KitKatetaksSon üye
Üst Alt