Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Mansûr Bin Ammâr

Mansûr Bin Ammâr
0
228

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,677
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
37
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
61
Mansûr Bin Ammâr Kimdir?

Büyük velîlerden İsmi Mansûr bin Ammâr bin Kesîrdir Künyesi Ebü'sSırrî Sülemî'dir Aslen Mervli olup, Basra'da yaşamıştır 839 (H225) senesinde Basra'da vefât etti Zamânının meşhûr âlim ve velîlerinden olanMa'rûf bin Ebi'lHattâb, Leys binSa'd, Abdullah bin Lühey'a, Münkedir bin Muhammed ve Bişr bin Talha'dan ilim öğrenip hadîsi şerîf dinlemiştir Kendisinden oğlu Selîm, Ali bin Haşrem, Muhammed bin Câfer ve çoğu âlim ilim öğrenmiş, hadîsi şerîf dinlemiştir

Mansûr bin Ammâr, Iraklılar ve Horasanlılar göre makbûl farzedilen ve sevilen bir zâttı Azla yetinir, dünyâlık toplamazdı Gönlü zengin, şânı büyük olup verâ ehlindendi

Fazla tesirli olan vâz ve nasîhatları dinleyenleri kendinden geçirirdi Kaslı hitâbeti, etkin sohbetleri karşı insanlar âdetâ erirdi Dînin emirlerine sımsıkı sarılırlardı Pekçok kimsenin saâdetine vesîle olmuştu

Tasavvufta yükselmesi şöyle olmuştur: Yolda bu arada yerde üstünde Bismillâhirrahmânirrahîmyazılmış bir kâğıt bulmuş, kaldırıp koyacak uygun bir yer bulamayınca da yutmuştu Bunun üzerine rüyâsında; O kâğıda gösterdiğin derin saygı yüzünden sana hikmetin kapısını açmış bulunuyoruzdenildi Bir vakit riyâzete çekilip tasavvufta yükselip kemâle erdikten sonra, bir vâz meclisi kurdu

Kendisi şöyle anlatır: Bir gün Mısır'a gitmiştim Orada büyük bir kuraklık ve kıtlık yaşanıyordu Cumâ namazından sonradan halk ağlayarak duâ etmişti Hatırımdan câminin ortasına gidip, bu cemâate nasîhatta bulunayım diye geçti Aklımdan geçirdiğim gibi yaptım Sonra câminin ortasına gidip onlara şöyle dedim: Ey cemâat! Allahü teâlâya, sadaka saptamak sûretiyle yaklaşınız Allahü teâlâya en hoş girişim şekli budurdedim Sonradan; Ey Allah'ım! Benim üstümdeki cübbemden başka hiçbir şeyim değil, fakat bunu verebiliyorum, dedim ve cübbemi çıkarıp ortaya attım Beni tâkip eden halk, cübbemin üzerine sadakalarını koymaya başladı Bunları fakirlere dağıttık Bir müddet sonra yağan yağmurlarla her taraf su ile doldu

Hârun Reşîd, Mansûr'a; Sana bir soru soracağım Cevâbın için de sana üç gün mühlet veriyorum İnsanların en âlimi ve en câhili kimdir?dedi Mansûr kalkıp dışarı çıktı, sonra yoldan geri dönüp geldi ve Ey EmîrülMüminîn, cevâbı dinleyiniz! İnsanların en âlimi tâat ve ibâdet ettiği halde korkan, en câhili de isyân ettiği halde emîn olandırbuyurdu

İnsan ölünce malını vârisler, canını melekülmevt alır, etini kurtlar yer Kemiklerini toprak çürütür İyiliklerini ve sevaplarını da hasımları alır Bunlar olacak, Allahü teâlâ îmânımızı şeytanın çalmasından bizi muhâfaza etsin

Halkı anan, Hakk'ı anmaktan geri kalır

Nefsin selâmeti ona uymamakta, kişinin belâsı ise nefse uymaktadır

Sıkıntıdan kurtulmak istiyorsan, dünyâyı istemeği bırak, özür dilemekten kurtulmak istiyorsan, diline hâkim ol

Şeytan bir kimseyle eğlenmek istediği zaman, ona koğuculuk (lâf nakliye) yapması için kaygı verir Rivayet yapmaya özendirme eder ve fena sözler taşıtır Bu koğuculuk yapan adam, yaptığı söylenti sonunda öyle işler yapmaya başlar ki, şeytan onların birini dahi yapmaktan utanır ve korkar

Bir kimse başına gelen dünyevî musîbetlerden nedeniyle sızlanırsa, musîbet îmânına intikâl eder

Bir günahı işlediğin süre duyduğun şımartma, günahın kendisinden daha beterdir

Mansûr bin Ammâr hazretleri şöyle anlatmıştır: Benim tanıdığım bir kimse vardı Beni ziyârete açlık ile kazanç, ibâdetini yapar, geceleri teheccüd namazı kılardı Gözünden yaş yetersiz olmazdı Epey bir süre onu görememiştim Araştırdığımda hasta olduğunu öğrendim Evine gidip kapısını çaldım İçeri girince, evin ortasında acınacak halde bir halde yattığını gördüm Yüzü siyahlaşmış, dudakları şişirilmiş, gözleri masmâvi olmuştu Ey kardeşim! Lâ ilâhe illallah, de Bunu dilinden vazgeçmededim Gözlerini bana dikip kızgın dargın baktı Daha Sonra gene kapattı Bitmiş aynı sözü söyledim ve; Eğer Lâ ilâhe illallah demezsen, senin cenâzeni yıkamam, namazını kılmamdedim Baştan gözlerini açıp; Ey kardeşim Mansûr, bu Sözcüki tevhîd ile benim arama bir engel kondudeyince, Lâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm, dedim Sonradan ona; Ey arkadaş! Sen namaz kılıyordun, oruç tutuyordun, geceleri teheccüd kıldığını söylüyordun ne oldu bu ibâdetlerin?diye sorunca; Evet bunları yapıyordum Lakin Allah için değil, halk görsün diye, gösteriş olarak yapıyordum Kendi başıma evime çekilince, kapıyı kapatıp, perdeyi çeker şarap içerdim Rabbime isyân edip, günâh işlerdim Bir müddet bu hal üzere devâm ettim Ben bu fena halde iken bir hastalığa yakalandım Ölmek üzere iken çocuklarıma; Beni evin ortasına çıkarın ve elime Kur'ânı kerîmi verin, dedim Kur'ânı kerîmi alıp, okuya okuya Yâsîn sûresine geldim ve; Yâ Rabbî! Bu Kur'ânı kerîm hürmetine bana şifâ ver, bu ağır hastalıktan kurtar bir daha günâh işlemeyeceğimdiye duâ ettim Duâm kabûl olunup hastalıktan kurtuldum Fakat iyileşince, baştan eski hâlime dönüp tekrar günâhla ve isyân ile zaman geçirmeye başladım Iblis beni tekrar saptırdı Tövbemi bozmuş ve günahlara kendini kaptırmış bir halde bir müddet daha gün geçirdim Yeniden şiddetli bir hastalığa yakalandım Az Daha ölecektim Yeniden evin ortasına çıkarmalarını ve Kur'ânı kerîmi elime vermelerini söyledim Önceki gibi duâ ettim ve hastalıktan yeniden kurtuldum Fakat bir müddet sonradan yine tövbemi bozdum, günâhlara daldım Şiddetli hastalığa yeniden yakalandım Duâ etmek için beni evin ortasına çıkarmalarını söyledim Bu amansız hastalıktan kurtulmak için duâ edince gaybtan bir ses defâlarca tövbemi bozduğumu ve artık kurtulamayacağımı söylediBunları anlatınca, ibret ve nefret içinde yanından ayrıldım Evinden birazcık uzaklaşınca, öldü haberini aldım Allahü teâlâdan sonumuzu hayır eylemesini dileriz Nice kimseler çok namaz kılıp, oruç tuttuğu halde şeytana ve nefsine uyup sapıtmıştır!

DÖRT DİRHEME DÖRT DUÂ

Şöyle anlatılır: Bir genç fesad ve içki meclisi kurup, eğlenirdi Birgün kölesine dört dirhem (gümüş) verip, meze almasını söyledi Köle yolda bu vesileyle Mansûr bin Ammâr'ın meclisine uğradı Biraz oturup ne söylediğini anlayayım, diye düşündü Mansûr, bir yoksul için bir şey istiyor ve kim dört dirhem verirse, ona dört duâ edeceğim diyordu Esir, bu dört dirhemi ondan daha iyi bir yere veremem deyip, elindekinin hepsini Mansûr'a verdi Mansûr hazretleri nasıl duâ istersin deyince, esir: Birincisi; âzâd olmayı, kölelikten kurtulmayı, ikincisi; Allahü teâlânın efendime pişmanlık nasîb etmesini, üçüncüsü; dört dirhemin karşılığında dört yüz dirhem vermesini, dördüncüsü; bana, efendime, sana ve bu mecliste bulunanlara rahmet etmesini istiyorumdedi Mansûr hazretleri duâ etti Köle evine döndü Efendisi; Nerede kaldın ve ne getirdin?diye sorunca, esir de; Mansûr bin Ammâr'ın meclisinde idim Verdiğin dört dirhemle dört duâ satın aldım Efendisi nasıl duâlar deyince, köle durumu efendisine anlattı Efendisi: Seni âzâd ettim, yeniden içki içmeyeceğime Allahü teâlâya söz verip pişmanlık ettim, dört dirhem yerine sana dört yüz dirhem bağışladım Dördüncü duân bana âid değildir, ben elimden geleni yaptım dedi Efendi, gece rüyâsında bir sesin; Sen elinde olanı, kendi eksikliğin ile yaptın, bana havâle ettiğini ise, eksiksiz yaptım: Sana, köleye, Mansûr'a ve meclisine merhamet ettimdediğini işitti *
 

Similar threads

Hallacı Mansur Sofiyyei aliyye denilen büyük velîlerden İsmi Hüseyin bin Mansûr, künyesi Ebü'lMugis'tir 858 (H244) yılında İran'ın Beyzâ şehrinde doğduğu rivâyet edilmektedir 919 (H306) yılında ise idâm olunarak şehîd edildi Hüseyin bin Mansûr'un büyük babası Mahamma adında bir zerdüştîdir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
191
ABDULLAH BİN EBÛ BEKR ELAYDERÛS Evliyânın büyüklerinden İsmi, Abdullah bin Ebû Bekr bin Abdürrahmân esSekâfî elAyderûs, künyesi Ebû Muhammed'dir 1408 (H811) senesinde doğdu Babası, Abdullah Ayderûs doğmadan önce Allahü teâlâya kendisine sâlih bir evlat vermesi için yalvarırdı Evine sohbet...
Cevaplar
0
Görüntüleme
197
ABDULLAH BİN AVN Peygamber efendimizin arkadaşlarını gören büyük velîlerden İsmi Abdullah bin Avn bin Ertabân elMüzenî'dir İbni Avn diye de bilinir Basra'da doğdu Doğum târihi bilinmemektedir Hadîsi şerîf mütehassısı olarak Basra'da şöhret buldu 768 (H151) senesinde vefât etti Abdullah bin...
Cevaplar
0
Görüntüleme
155
ABDULLAH BİN MESÛD (Kurânı kerîmi açıktan okuyan ilk sahâbî) Abdullah bin Mesûd hazretleri, Eshâbı kirâmın meşhûrlarından olup, ilk îmâna gelenlerdendir Gençliğinde fakîr idi Bundan nedeniyle çobanlık yapıyordu Bir gün koyun güderken Peygamber efendimiz ve Hz Ebû Bekir ile karşılaştı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
210
ABDULLAH BİN HUBEYK Evliyânın büyüklerinden İsmi Abdullah bin Hubeyk bin Sâbık, künyesi Ebû Muhammed, nisbesi elKûfî, elAntâkî'dir Kûfe'de doğdu Antakya'da yaşadı Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir Abdullah bin Hubeyk büyük âlim Yûsuf Esbât'ın derslerinde yetişti İlim ve feyz aldı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
163
858,506Konular
983,077Mesajlar
33,114Kullanıcılar
moleqySon üye
Üst Alt