Mardin...

Mardin Sema Öğünlü 1549066814 1549066814 mardin5c54e2427193emardin5c54e2427193e http:wwwuzaklarcomimagesstories20080mardin0 İstanbul’un orta uygun oturmuşum, Mardin diye diye Gözlerim güya kapalı, yarı açık Kapalı olduğunda Mardin gülümsüyor bana bana, açık olduğunda yaram kanıyor Kapalı olduğunda Artin geliyor aklıma ilk Bir kardeşini ‘terör’ olaylarına kaptırdıktan sonradan ailecek Türkiye’yi terk eden, yıllarla İsveç’te yalnızlık sürgününde elem dolduran ve nihayet bundan böyle refah geri geldi diye eve dönen Artin Artin’in aynı nedenlerle vakti zamanında boşalmış köyü Bir avuç kalmış köyü Baba evi Güzel Koku kokan topraklarıGüzel Koku kokan ‘geri dönüş’ü Artin’in gözü gibi sevdiği bağları ve şarap evi Bize cadde ortasında şarap tadımı yaptırması Etrafımıza toplanan o köyün yerlileri Nüfusunun tamamı Süryani olan o köye diktirilen cami O camideki imamın yalnızlığı İmamın iç burkan yalnızlığına tedavi almak isteyen Süryani köylülerinin nadiren camiye gidip, imamın gönlünü almalarıÜstüne üstlük bunu gülerek anlatmaları Toprak yolların orta yerinde yapılan şarap tadımına katılan imam Sanma gittim buralardan mürekkebin hafızasında saklı söz seğirir yazdıkça geçtikçe, kaldıkça döneceğim bir gün söz! Açık olduğunda Murathan Mungan geliyor aklıma birincil Büyük Mardin Oteli’ne kaçmış, gizliKendine doğum günü hediyesi yapmış bir Mardin gezisini Tekrar rahat Topraklarını kokluyor Gizli Hasan Usta’nın şahmeranlarını ziyaretten geliyor Gizli Orda öylece oturmuş Sade Kendi memleketinde diz boyu yalnız ‘Taşlara, evlere ve kalplere bakıyor’* Diz boyu yalnızlığı göğsüne taşıyor, bir sel gibi Sonra yüksek yüksek topuk sesleri yankılanıyor belleğimde: ‘Her insan kendi olması karşılığında topluma bir layık öder Az ya da çok, lakin mutlaka bir layık Kimse bedelsiz kendi olamaz Bu değer çoğu kez yalnızlıktır’ Kapalı olduğunda gözlerim, bırakıveriyorum kendimi Mardin’in labirent sokaklarına tek tek şaklıyorum şakşakları, kaydırıyorum kendimi seki altlarından Kaybolan ben miyim yoksa vakit mı abbaralarında Mardin’in? Iskakları ve zaboklarıyla tüm abbaraları Mardin’in, çay gibi akıyor Mezopotamya’ya Gündüzleri ova yeşili, geceleri deniz laciverti Mezopotamya Ovadan Cercis’e : iki deniz arası bir yel Deyrulzafaran haşmetinde acilen tüm büyük kasaba 1549066814 1549066814 mardin5c54e246a7fcemardin5c54e246a7fce http:wwwuzaklarcomimagesstories20080mardin1 Akşam zihin şehre, safranın bin bir tonu Gece düşünce ovaya, telkari inceliğinde bir şehir halkı Mardin Açık olduğunda gözlerim, Joyce kehribarı Mardin Girişindeki kırmızıbeyaz ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ pankartına inat, Mardin külrengine dönüyor yağmurda Dublin’in yalnızlığı hakim sokaklarında Mardin, ‘hayatın şöleninden kovulmuş biri gibi’ yağmurlu bir sonbahar gününde Keza de en layık olduğu şölenden Ayrıca de bir numaralı davetlisi olması gereken şölendenVe abbaraları adımlıyorsan eğer yağmur altında, ‘yüreğinden bir sel göğsüne taşar’ Yine kapatıyorum gözlerimi ve Mardin’i düşünüyorum Yüreğimden bir su baskını göğsüme taşıyor Nar salatası düşüyor soframa Tarçınlı, mahlepli pilavın yanında Mahlepli kırmızı şarabın aşağı Kapı önünden kalkıp gelen sarışın, mavi gözlü iki çocuk ilişiyor masama Safran güzeli Yanlarında anneleri, rastık güzeli Sohbet zahter tadında Mırra kokusunda Kimsin sen Mardin? Hassuna, Samara, Halaf mısın sen Mardin? Uruk musun sen Mardin? Hurri misin, Akad mısın,Sümer misin, Hitit misin, Mitanni misin, Asur musun, Arami misin, Artuk musun, Med misin? Kimsin sen Mardin? Sübarilar, Selevkoslar, Abgarlar, Ermeniler, Süryaniler, Romalılar, Sasanileri, Bizanslıları koynuna sığdıran safran güzeli misin? Nedir seni bu kadar hoş kılan? Bir böylece çoğul, ve bir böylece da yalnız? Peki, Sen neyin bedelini ödüyorsun, Mardin? Dağ Murathan Mungan *Mardin’de MM ‘ın kitap imzasından alıntı * Yüksek Topuklar Murathan Mungan **James Joyce Dublinliler’e gönderme kaynak:uzaklarcom