iltasyazilim
FD Üye
Gezilecek Yerler Marmara Bölgesi
Marmara Bölgesi Turistik Yerler
Maramara Bölgesi Konaklama Yerleri
İZNİK
İznik, her avuç toprağı binlerce yıldır kültür kalıntıları ile yoğrulmuş, bölgede, yüzyıllar boyu tarih sayfalarının baş köşelerinde yerini almış bir kenttir Dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşimlerden biridir
Çinicilik
İznik çiniciliğinin gelişimini, tarihleri bilinen yapılar üzerindeki çini kaplamalardan açıkseçik görülebilir 137891 yılları arasında yapılan İznik Yeşil Cami minaresini süsleyen en eski Osmanlı çinileri teknik ve dekor bakımından Selçuk geleneğini devam ettirmekle beraber renk ve tonları onlardan daha zengindir Camiye ismini veren bu çiniler firuze ve yeşil renklerin çeşitliliği ve zenginliğiyle uyarı çekerler
İstanbul'daki yapılarda kullanılan çinilerin İznik'te yapıldığını tarihsel belgelerden öğreniyoruz Milet, Şam grubu ve Rodos işi adı ile bilinen seramiklerin merkezi İznik'tir XVII yyda İznik'e gelen gezgin Evliya Çelebi, 300'den fazla çini fırınının bulunduğundan söz eder İznik çinilerinde; lâle, sümbül, nar, karanfil gibi çiçek motifleri kullanılmıştır Ayrıca insan, kuş, balık, tavşan, köpek gibi hayvan ve gemi motiflerine de rastlanır Mavi, firuze, yeşil ve kırmızı en fazla kullanılan renklerdir
Tarihçe: Şehir yakınlarındaki Karadin, Çiçekli, Yüğücek ve Çakırca Höyüklerinde MÖ 2500 yıllarına inen medenilik izleri saklıdır MÖ VII yüzyılda Trak kavimlerinin göçlerinden önce burada kurulan mesken 'Helikare' adını almıştır Kentte basılan sikkelerde Khryseapolis (Altın Şehir Halkı) adı okunmaktadır
Makedonya İmparatoru İskender'in generali Antigonos kadar MÖ 316 yılında yenilenen şehir Antigoneia adını almıştır İskender'in ölümünden daha sonra Antigonos ile general Lysimakhos arasındaki savaşı şampiyon Lysimakhos kente, Antipatros'un kızı olan eşi Nikaia'nın adını vermiştir MÖ 293'te Bithynia Krallığı'na bağlanan büyük kasaba, manâlı mimari yapılarla süslenmiştir Bir vakit Bithynia Krallığı'nın başkenti olan Nikaia daha sonra Roma'nın önemli bir yerleşimi olarak varlığını sürdürür
Nikaia, Bithynia havarilerden Petrus'un çabaları ile Hıristiyanlık ile tanışır İmparator l Constantinus döneminde Hıristiyanlık üzerindeki yasaklar kalkar 325 yılı yazı başında Nikaia, Hıristiyanlık için çok önemli bir olaya sahne olur ve Birinci Konsül, Senatus Sarayı'nda toplanır İmparator Constantinus'un da katıldığı toplantıda iki önemli görüş tartışılır İskenderiyeli din adamı Arius'un görüşü hz İsa'nın sadece bir insan olduğu ve tanrıdan dünyaya gelmediğidirKısa sürede taraftar toplayan bu teze, Piskoposlar karşı çıkmıştır Hıristiyan dünyasınca bugün de savunulan Hz İsa'nın Tanrı nın oğlu olduğutezi uzun tartışmalardan daha sonra kabul görmüştür Hıristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile aşina 20 maddelik metin bu Konsülden daha sonra kabul edilmiştir
787 yılında İznik Ayasofya'sında VII Konsül toplandı İmparatoriçe İrene'nin önderliği ile resim ve heykel üzerindeki yasaklar kaldırıldı
İznik, Selçukluların Bizanslıların da başkenti olmuştur
1331 yılında Osmanlı orduları tarafından ele geçirilen İznik, Osmanlı dönemiyle birlikte canlanmaya başladı Osmanlı idaresinde İznik, sanat, ticaret ve kültür merkezi oldu Orhan Gazi Medresesinde çoğu meşhur ders verdi Davudu Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi meşhur tasavvuflar İznik'te yaşadı ve eserler verdi Osmanlı döneminin birincil cami, medresesi ve imareti İznik'te yapı edildi
XIV ve XV yüzyıllarda XVI yüzyılda İznik bir sanat merkezi olmuş, dünyaca ünlü çini ve seramikler burada üretilmiştir İznik, Hellenistik çağdan kalma ızgara planlı şehir halkı yerleşimi, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalan anıtsal yapıları ile tarihi kent dokusunu bütün canlılığıyla korumaktadır
İklim: İznik genelde ılıman bir iklime sahiptir İlçede kışlar genel olarak çok yağışlı, yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı geçer
MUDANYA
Bursa'nın 25 km kuzeybatısında ve Marmara Denizi kıyısında yer alan Mudanya pak havası ile yaz turizminin yoğun olarak yaşandığı bir merkezdir
Tarihçe
Mudanya, İonya'nın 12 büyük kentinden biri olan Kolofonlu göçmenler tarafından MÖ VII Yüzyılda kurulmuştur ApamciaMyrleia atlı bu antik şehir halkı bugünkü Hisarlık üstte yer almaktaydı Mudanya Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde yaşamıştır
İklim
Yazları sıcak ve verimsiz, kışları ılık ve yağışlıdır
CUMALIKIZIK
Osmanlı sivil mimarisinin en ihtişamlı köy yerleşimini günümüze ulaştıran Cumalıkızık, son yıllarda ülkemiz yanında bütün dünyada da tanınmaya başlamıştır O kültür varlıkları yanında doğal varlıklarca da zengindir
Tarihçe: Osmanlıların Bursa'da birincil yerleştikleri bölgelerden olan Cumalıkızık, 180'i halen kullanılan, bazılarında ise koruma ve restorasyon çalışmalarının yapıldığı toplam 270 ev ile Osmanlı dönemi konut dokusunu günümüze taşımaktadır
Cumalıkızık yerleşiminin güneydoğusunda Uludağ eteklerindeki Ihlamurcu mevkiinde Bizans devrine ait bir kilise kalıntısı 1969 yılında saptama edilmiştir, Kilise kalıntısının yüzeyde rastlanan bir takım mimari parçaları Bursa Kazıbilim Müzesi'nde saklanmaktadır Bursa yakınlarında kurulan Osmanlı Beyliği kuruluşundan kısa zaman sonradan bölgeye etken olmayı başarmış, 1326 yılında Bursa'yı, 1331 yılında İznik'i fethederek yörede varlığını kesin olarak kabul ettirmiştir Böylece Osmanlı halkının bu topraklara yerleşerek kentler ve köyler oluşturması sağlanmıştır Cumalıkızık vakıf köyü olarak kurulmuştur ve bu özelliğini mesken dokusu ev mimarisi, hayat biçimine yansıtmıştırUludağ'ın kuzeyindeki düşey etekler ile vadilerin aralarında sıkışıp kalan yöre köylerine bu konumlarından dolayı ''kızık'' adı verilmiştir Köylerin birbirlerinden ayrılması için de dereye yakın olanına Derekızık, Fidye verene Fidyekızık ve Kızık köylerinden topluca gidilerek cuma namazı kılınan köye de Cumalıkızık adları verilmiştir
İklim: Kışlar genelde çok yağışlı,yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı geçer
Kaleler
Bursa Kalesi: Bursa Kalesi'nin yapılışı MÖ I yüzyıla dayanır Bugün surların uzunluğu iki km kadardır
Camiler
Önemli bir inanç turizmi merkezi olan Bursa'da Şimşek Camii ve Türbesi, Yeşil Cami ve Türbesi, Emir Sultan Camii ve Türbesi, Yüce Cami (Cami Kebir), Muradiye Külliyesi, Hüdavendigar Cami ve Külliyesi manâlı cami ve külliyeleridir
Bursa Cami ve Külliyeleri
Ulu Cami (Merkez): 13961400 yıllarında Yıldırım Bayezıt kadar, tamamıyla kesme taştan, çok kalın ve yüksek duvarlarla 12 ağır dört köşeli paye üstüne, pandantiflerle, yirmi kubbeli olarak yaptırılmıştır
Fazla kubbeli camilerin en klasik ve abidevi bir örneğidir Varlıklı ve ferah mekanı ile tüm Türk camileri aralarında en büyük ölçüye de (318 m2) sahiptir Rumi ve palmetlerle ince bitmiş minik geçme panolar, geometrik örnekli korkuluk şebekeleri, ön cephesindeki yazıt ve şebekeli tacı ile minber Selçuklu üslubundan Osmanlı üslubuna geçişin şaheseridir
Şadırvanın yapımı ile ilgili rivayete göre; Ulu Caminin yapımı için bazı yerlerin kamulaştırılması gerekir Şadırvanın bulunduğu yer ise bir Musevi kadına aittir Arazisini devretmek istemeyen Musevi kadın bir gece rüyasında bütün insanların benzer yöne koştuklarını görür Ilgiyle nereye gittiklerini sorar Cennete!cevabını alır O da koşmak ister lakin arazisini vermediği için ona engel olurlar Bu rüyadan fazla etkilenen Musevi kadın ertesi gün arazisini, şadırvan yapılması koşulu ile verir
Caminin inşası esnasında peşin para zorluğu çekilip yarım bırakılınca Hıristiyan ve Musevi cemaatler maddi katkıda bulunmuş, bunun üzerine Müslümanlar da şükranlarını maddeler halinde sıralamak için David'in Yıldızı ve Haç işaretlerinin oyulduğu taşları caminin pencereleri üstünde kullanmışlardır
Emir Sultan Camisi ve Türbesi (Merkez): Ünlü bir bilgin olan Dikte Sultan, 1391 yılında Bursa'ya gelmiş ve Şimşek Bayezıt'ın kızı Hundi Fatma Hatun ile evlenmiştir Dikte Sultan Cami ve türbesi, karısı göre II Murat devrinde yapılmıştır Bursa'nın doğusunda Dikte Sultan Mezarlığı yanında bir tepededir
Kuzey yönünde yanlarında iki oda yer alan sekiz köşeli bir türbe vardır Şadırvanlı avlusu ile tek kubbeli cami tipinin hoş bir örneği olan Dikte Sultan Caminin bugünkü şekli, 1804 yılında Sultan III Selim zamanında yapılmıştır
Muradiye Külliyesi (Merkez): Muradiye semtinde büyük bir parkın içinde yer almaktadır Sultan II Murat göre 14241426 yılları aralarında yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, hamam ve 12 türbeden oluşmaktadır
Cami Osmanlı mimarisinde, birincil zamanlarda fazla kullanılmış olan ast mekanlı (zaviyeli) camiler türündedir Mihrap ve minberi 18 yydan kalma olup Barok üsluptadır Giriş kapısı ahşap işçiliğin en güzel örneklerindendir Muradiye Külliyesinde II Murat ve ailesi adına yaptırılmış 12 türbe bulunmaktadır
Orhan Cami ve Külliyesi (Merkez): 13391340 yıllarında Orhan Bey tarafından yaptırılan külliye, cami, medrese, imaret, mektep, hamam ve han (Dikte Hanı) yapılarından oluşmaktadır Yüce Caminin doğusunda olup Osmanlı külliyelerinin birincil örneklerindendir
Orhan Cami, Bursa'daki erken Osmanlı dönemi yapılarının en önemlilerindendir Yanlardaki ikiz kemerler yapının önemli özelliklerindendir Üç sıra tuğla, bir sıra taş düzeni ile yapılmış olup, dış yüzdeki tuğla işçiliği son derece ilginçtir
Hüdavendigar Cami ve Külliyesi (Merkez): 13661385 de Sultan I Murat (Hüdavendigar) tarafından yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, türbe ve hamamdan oluşmakta olup, Çekirge semtindedir
Osmanlı Mimarisinde bir güya daha olmayan iki katlı yapının daha aşağı katı cami, üstteki katı ise medresedir Gösterişli dış minaresi ile bir saray görünümünde olan yapının mimarı belirlenmiş değildir Yanlardan ve önden, ortası sütunlu çift sivri kemerlerle açılan üstteki kat revakları ile iki katlı cephe, Venedik saraylarını hatırlatan gösterişli bir görünüm kazanmaktadır Ortası açık olan kubbenin altında şadırvan, hafif şırıltılarla düzenli bir atmosfer yaratır
Hüdavendigar Caminin karşısında 1389'da I Kosova Savaşı'nda şehit düşen Sultan I Murat (Hüdavendigar)ın türbesi bulunmaktadır Şimşek Bayezıt tarafından yaptırılan türbenin kitabesi 1722 tarihlidir
Şimşek Bayezıt Külliyesi (Merkez): 13901399 tarihleri arasında yapılan ve şehrin doğusunda, Yıldırım semtinde bulunan külliye; cami, medrese, darüşşifa, türbe, han, hamam, imaret, kasır, mutfak, hizmet odaları ve ahır yapılarından oluşmaktadır
Külliyenin ortasında yer alan cami, tabi kanatlı camilerin en anıtsal örneklerinden olup, 1399 tarihli bir vakfiyesi bulunmaktadır Osmanlı mimarisi bu cami ile kendine has yapı üslubunu bulmaya başlamıştır
Caminin kuzeydoğusunda kitabesi yer alan tek yapı olan türbe yer almaktadır 1406'da Yıldırım Bayezıt'ın oğlu Süleyman Han kadar Mimar Ali bin Hüseyin'e yaptırılan türbe, revaklı Osmanlı türbelerinin birincil örneğidir
Yeşil Cami (Merkez): 14191420'de Çelebi Sultan Mehmet kadar yaptırılan caminin süslemeleri ise, 1424 de II Murat döneminde yaptırılmıştır Süslemede kullanılan yeşil firuze ve çinilerden dolayı Yeşil Cami olarak tanınır Mimarı Hacı İvaz Paşadır Bursa'nın en kayda değer Osmanlı dönemi yapılarından olup, cami mimarisinden fazla süslemeleri ile ünlüdür Çini süslemeler caminin en kayda değer özelliğidir
Yeşil Türbe (Merkez): Bursa'nın simgesi olan yapı, Osmanlı türbe mimarisinin en hoş örneklerindendir Misket bir merenle çıkılan sekizgen yapıyı, yüksek bir kasnağa oturan kurşun astarlı kubbe örtmektedir Çini süslemeleri ile eşsiz bir yapıdır Bütünüyle çini çizgili mihrabı bir şaheserdir Ceviz ağacından geçme tekniği ile yapılmış, geometrik motiflerle süslü ve kitabeli kapı Osmanlı ahşap işçiliğinin en güzel örneklerindendir
Geruş Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağındadır XIV yy sonlarında İspanya'dan yurt dışı edilen ve Osmanlı İmparatoru II Selim göre gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğu'na kabul edilen Musevi topluluğunun Bursa'ya yerleştirilen birincil kafileleri göre yaptırılmıştır İbranice'de kovulmuşanlamına gelen Geruş adının sinagoga verilmiş olması, bu yönden anlam taşır Günümüze son derece sağlam ve gizli olarak ulaşmış olup, Musevi cemaatinin ibadetine açık tutulmaktadır
Mayor Sinagogu (Merkez): Arap şükrü Sokağındadır İspanya'nın Mayorka Adası'ndan XV yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa'da ikamet eden öteki Musevi kafilelerince inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından esinlenerek Mayor adını almıştır Birincil yapıldığı tarih XV yy olarak bilinmektedir İç kısmını süsleyen fazla renkli kalem işi motifleri önemlidir
Etz Ahayım Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağında yer alan ve XIV yüzyılın başlarında yapılan sinagogun adı İbranice'de Yaşam Ağacıanlamına gelmektedir Osmanlı döneminde yapılan ilk havra olması nedeniyle tartı taşımaktadır Bursa'nın fethini gerçekleştiren Orhan Bey vaktinde bir ferman çıkarılarak bu sinagogun yapılmasına izin verilmiştir
İznik Yeşil Cami (İznik): Osmanlı mimarisinin İznik'teki en kayda değer abidevi yapısı olan cami, ilçenin doğusunda Lefke Kapısı'nın yakınındadır Çandarlı Hayrettin Paşa kadar 13781398 de yaptırılmıştır
Köşe sütunları ile mukarnas nişli, geometrik geçmeler, Rumi ve palmet kabartmalarla süslü sade mermer mihrap, en eski ve devrin en güzel Osmanlı örneğidir
Selçuklu geleneğine uyan tuğla minare, camiye adını veren, yeşil firuze, sarı ve mor renkli çinilerle süslenmiştir İznik Yeşil Cami, Selçuklu mimarisinden doğduğu sezilen Osmanlı üslubuna geçiş yapılarından biridir
Hacı Özbek Cami (Çarşı Mescidiİznik): İznik'te çarşı içindedir 1333'te üretilmiş olup, tarihi en eski kitabeli Osmanlı camisidir
Çandarlı Kara Halil İbrahim Paşa Türbesi (İznik): Kılıçaslan caddesi üzerinde yer alan türbe, kerpiç duvarlı ve kakılı türbe örneklerindendir II Bayezıt döneminde Faik Paşa göre yaptırılmıştır
Şeyh Kudbettin Cami (İznik): Yeşil cami aleyhinde, İznik Müzesi'nin yanındadır XV yy başında yaptırılmıştır Kurtuluş Savaşı'nda yıkılan yapının bir takım duvar kalıntıları ve mimarisinin bir kısmı günümüze değin ulaşmıştır Musevilerin simgesi olan yedi mumlu şamdanın işlendiği bir taşın, caminin yapımında kullanılması Müslümanların hoşgörüsüne en hoş örnektir
Ayasofya Müzesi (İznik): Kentin ortasında IV yyda üretilmiş bir Bizans Kilisesi olup, Orhan Gazi vaktinde camiye çevrilmiştir Hıristıyanlarca ağırlık içeren 7 Ecumenik Konsül toplantısının yapıldığı yerdirŞu anda yıkık durumdadır
Senatus (Konsül Sarayıİznik): Hıristiyanlarca büyük önem taşıyan Konsül toplantılarının ilkinin yapıldığı yer olan Senatus, Konsül sarayı olarak da isimlendirilmektedir Göl kapısı tarafında yer alan eserin kalıntıları göl suları altındadır
Elbeyli Köyü yolunda IV: yyda üretilmiş bir mezar odasıdır Freskleriyle Türkiye ’deki en değerli hipojedir Kare duvarlarla örülmüş üstü beşik tonozludur Batı duvarında kabartma biçiminde iki tavus kuşu vardır Mezarda bulunan lahit,işlemeleri ve yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış yivli sütunlarla süslenmiştir
Kiliseler
Fransız Kilisesi: Üzeri ahşap ve kiremitle örtülü kilisede hasta bakım yeri de vardır 19 yy' da yapıldığı varsayım edilmektedir
Sinagoglar
Geruş Sinagogu: 16 yüzyıl başlarında II Selim kadar inşa ettirilen sinagog Arap Şükrü sokağındadır 14 yüzyılın sonlarında İspanya'dan sınır dışı edilen ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğuna kabul edilen Musevî topluluğunun birincil kafileleri Bursa'ya yerleştirilmiş ve bu havra kurulmuştur Geruş Sinagogu' nun günümüzdeki yapısı son derece sağlam, gizli olup, ibadete açık tutulmaktadır
Ets Ahayim Sinagogu: Hayat Ağacı Sinagogu olarak da bilinen Havra, Osmanlı Döneminde ilk yapılan havra olması nedeniyle ağırlık taşımaktadır Bursa fethini gerçekleştiren Orhan Bey vaktinde bir ferman çıkartılarak Ets Ahayim Sinagogunun kurulmasına müsade verilmiştir
Mayor Sinagogu: İspanya'nın Mallorca Adasından 15 yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa'da yerleştirilen öteki Musevî kafilelerince bu havra yapı edilmiş olup, geldikleri adanın adından esinlenerek Mayor adını almıştır Mayor Sinagogu'nun etkinliklerinden ve ölü yıkama bölümü halihazırda kullanılmaktadır
*
Marmara Bölgesi Turistik Yerler
Maramara Bölgesi Konaklama Yerleri
İZNİK
İznik, her avuç toprağı binlerce yıldır kültür kalıntıları ile yoğrulmuş, bölgede, yüzyıllar boyu tarih sayfalarının baş köşelerinde yerini almış bir kenttir Dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşimlerden biridir
Çinicilik
İznik çiniciliğinin gelişimini, tarihleri bilinen yapılar üzerindeki çini kaplamalardan açıkseçik görülebilir 137891 yılları arasında yapılan İznik Yeşil Cami minaresini süsleyen en eski Osmanlı çinileri teknik ve dekor bakımından Selçuk geleneğini devam ettirmekle beraber renk ve tonları onlardan daha zengindir Camiye ismini veren bu çiniler firuze ve yeşil renklerin çeşitliliği ve zenginliğiyle uyarı çekerler
İstanbul'daki yapılarda kullanılan çinilerin İznik'te yapıldığını tarihsel belgelerden öğreniyoruz Milet, Şam grubu ve Rodos işi adı ile bilinen seramiklerin merkezi İznik'tir XVII yyda İznik'e gelen gezgin Evliya Çelebi, 300'den fazla çini fırınının bulunduğundan söz eder İznik çinilerinde; lâle, sümbül, nar, karanfil gibi çiçek motifleri kullanılmıştır Ayrıca insan, kuş, balık, tavşan, köpek gibi hayvan ve gemi motiflerine de rastlanır Mavi, firuze, yeşil ve kırmızı en fazla kullanılan renklerdir
Tarihçe: Şehir yakınlarındaki Karadin, Çiçekli, Yüğücek ve Çakırca Höyüklerinde MÖ 2500 yıllarına inen medenilik izleri saklıdır MÖ VII yüzyılda Trak kavimlerinin göçlerinden önce burada kurulan mesken 'Helikare' adını almıştır Kentte basılan sikkelerde Khryseapolis (Altın Şehir Halkı) adı okunmaktadır
Makedonya İmparatoru İskender'in generali Antigonos kadar MÖ 316 yılında yenilenen şehir Antigoneia adını almıştır İskender'in ölümünden daha sonra Antigonos ile general Lysimakhos arasındaki savaşı şampiyon Lysimakhos kente, Antipatros'un kızı olan eşi Nikaia'nın adını vermiştir MÖ 293'te Bithynia Krallığı'na bağlanan büyük kasaba, manâlı mimari yapılarla süslenmiştir Bir vakit Bithynia Krallığı'nın başkenti olan Nikaia daha sonra Roma'nın önemli bir yerleşimi olarak varlığını sürdürür
Nikaia, Bithynia havarilerden Petrus'un çabaları ile Hıristiyanlık ile tanışır İmparator l Constantinus döneminde Hıristiyanlık üzerindeki yasaklar kalkar 325 yılı yazı başında Nikaia, Hıristiyanlık için çok önemli bir olaya sahne olur ve Birinci Konsül, Senatus Sarayı'nda toplanır İmparator Constantinus'un da katıldığı toplantıda iki önemli görüş tartışılır İskenderiyeli din adamı Arius'un görüşü hz İsa'nın sadece bir insan olduğu ve tanrıdan dünyaya gelmediğidirKısa sürede taraftar toplayan bu teze, Piskoposlar karşı çıkmıştır Hıristiyan dünyasınca bugün de savunulan Hz İsa'nın Tanrı nın oğlu olduğutezi uzun tartışmalardan daha sonra kabul görmüştür Hıristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile aşina 20 maddelik metin bu Konsülden daha sonra kabul edilmiştir
787 yılında İznik Ayasofya'sında VII Konsül toplandı İmparatoriçe İrene'nin önderliği ile resim ve heykel üzerindeki yasaklar kaldırıldı
İznik, Selçukluların Bizanslıların da başkenti olmuştur
1331 yılında Osmanlı orduları tarafından ele geçirilen İznik, Osmanlı dönemiyle birlikte canlanmaya başladı Osmanlı idaresinde İznik, sanat, ticaret ve kültür merkezi oldu Orhan Gazi Medresesinde çoğu meşhur ders verdi Davudu Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi meşhur tasavvuflar İznik'te yaşadı ve eserler verdi Osmanlı döneminin birincil cami, medresesi ve imareti İznik'te yapı edildi
XIV ve XV yüzyıllarda XVI yüzyılda İznik bir sanat merkezi olmuş, dünyaca ünlü çini ve seramikler burada üretilmiştir İznik, Hellenistik çağdan kalma ızgara planlı şehir halkı yerleşimi, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalan anıtsal yapıları ile tarihi kent dokusunu bütün canlılığıyla korumaktadır
İklim: İznik genelde ılıman bir iklime sahiptir İlçede kışlar genel olarak çok yağışlı, yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı geçer
MUDANYA
Bursa'nın 25 km kuzeybatısında ve Marmara Denizi kıyısında yer alan Mudanya pak havası ile yaz turizminin yoğun olarak yaşandığı bir merkezdir
Tarihçe
Mudanya, İonya'nın 12 büyük kentinden biri olan Kolofonlu göçmenler tarafından MÖ VII Yüzyılda kurulmuştur ApamciaMyrleia atlı bu antik şehir halkı bugünkü Hisarlık üstte yer almaktaydı Mudanya Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde yaşamıştır
İklim
Yazları sıcak ve verimsiz, kışları ılık ve yağışlıdır
CUMALIKIZIK
Osmanlı sivil mimarisinin en ihtişamlı köy yerleşimini günümüze ulaştıran Cumalıkızık, son yıllarda ülkemiz yanında bütün dünyada da tanınmaya başlamıştır O kültür varlıkları yanında doğal varlıklarca da zengindir
Tarihçe: Osmanlıların Bursa'da birincil yerleştikleri bölgelerden olan Cumalıkızık, 180'i halen kullanılan, bazılarında ise koruma ve restorasyon çalışmalarının yapıldığı toplam 270 ev ile Osmanlı dönemi konut dokusunu günümüze taşımaktadır
Cumalıkızık yerleşiminin güneydoğusunda Uludağ eteklerindeki Ihlamurcu mevkiinde Bizans devrine ait bir kilise kalıntısı 1969 yılında saptama edilmiştir, Kilise kalıntısının yüzeyde rastlanan bir takım mimari parçaları Bursa Kazıbilim Müzesi'nde saklanmaktadır Bursa yakınlarında kurulan Osmanlı Beyliği kuruluşundan kısa zaman sonradan bölgeye etken olmayı başarmış, 1326 yılında Bursa'yı, 1331 yılında İznik'i fethederek yörede varlığını kesin olarak kabul ettirmiştir Böylece Osmanlı halkının bu topraklara yerleşerek kentler ve köyler oluşturması sağlanmıştır Cumalıkızık vakıf köyü olarak kurulmuştur ve bu özelliğini mesken dokusu ev mimarisi, hayat biçimine yansıtmıştırUludağ'ın kuzeyindeki düşey etekler ile vadilerin aralarında sıkışıp kalan yöre köylerine bu konumlarından dolayı ''kızık'' adı verilmiştir Köylerin birbirlerinden ayrılması için de dereye yakın olanına Derekızık, Fidye verene Fidyekızık ve Kızık köylerinden topluca gidilerek cuma namazı kılınan köye de Cumalıkızık adları verilmiştir
İklim: Kışlar genelde çok yağışlı,yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı geçer
Kaleler
Bursa Kalesi: Bursa Kalesi'nin yapılışı MÖ I yüzyıla dayanır Bugün surların uzunluğu iki km kadardır
Camiler
Önemli bir inanç turizmi merkezi olan Bursa'da Şimşek Camii ve Türbesi, Yeşil Cami ve Türbesi, Emir Sultan Camii ve Türbesi, Yüce Cami (Cami Kebir), Muradiye Külliyesi, Hüdavendigar Cami ve Külliyesi manâlı cami ve külliyeleridir
Bursa Cami ve Külliyeleri
Ulu Cami (Merkez): 13961400 yıllarında Yıldırım Bayezıt kadar, tamamıyla kesme taştan, çok kalın ve yüksek duvarlarla 12 ağır dört köşeli paye üstüne, pandantiflerle, yirmi kubbeli olarak yaptırılmıştır
Fazla kubbeli camilerin en klasik ve abidevi bir örneğidir Varlıklı ve ferah mekanı ile tüm Türk camileri aralarında en büyük ölçüye de (318 m2) sahiptir Rumi ve palmetlerle ince bitmiş minik geçme panolar, geometrik örnekli korkuluk şebekeleri, ön cephesindeki yazıt ve şebekeli tacı ile minber Selçuklu üslubundan Osmanlı üslubuna geçişin şaheseridir
Şadırvanın yapımı ile ilgili rivayete göre; Ulu Caminin yapımı için bazı yerlerin kamulaştırılması gerekir Şadırvanın bulunduğu yer ise bir Musevi kadına aittir Arazisini devretmek istemeyen Musevi kadın bir gece rüyasında bütün insanların benzer yöne koştuklarını görür Ilgiyle nereye gittiklerini sorar Cennete!cevabını alır O da koşmak ister lakin arazisini vermediği için ona engel olurlar Bu rüyadan fazla etkilenen Musevi kadın ertesi gün arazisini, şadırvan yapılması koşulu ile verir
Caminin inşası esnasında peşin para zorluğu çekilip yarım bırakılınca Hıristiyan ve Musevi cemaatler maddi katkıda bulunmuş, bunun üzerine Müslümanlar da şükranlarını maddeler halinde sıralamak için David'in Yıldızı ve Haç işaretlerinin oyulduğu taşları caminin pencereleri üstünde kullanmışlardır
Emir Sultan Camisi ve Türbesi (Merkez): Ünlü bir bilgin olan Dikte Sultan, 1391 yılında Bursa'ya gelmiş ve Şimşek Bayezıt'ın kızı Hundi Fatma Hatun ile evlenmiştir Dikte Sultan Cami ve türbesi, karısı göre II Murat devrinde yapılmıştır Bursa'nın doğusunda Dikte Sultan Mezarlığı yanında bir tepededir
Kuzey yönünde yanlarında iki oda yer alan sekiz köşeli bir türbe vardır Şadırvanlı avlusu ile tek kubbeli cami tipinin hoş bir örneği olan Dikte Sultan Caminin bugünkü şekli, 1804 yılında Sultan III Selim zamanında yapılmıştır
Muradiye Külliyesi (Merkez): Muradiye semtinde büyük bir parkın içinde yer almaktadır Sultan II Murat göre 14241426 yılları aralarında yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, hamam ve 12 türbeden oluşmaktadır
Cami Osmanlı mimarisinde, birincil zamanlarda fazla kullanılmış olan ast mekanlı (zaviyeli) camiler türündedir Mihrap ve minberi 18 yydan kalma olup Barok üsluptadır Giriş kapısı ahşap işçiliğin en güzel örneklerindendir Muradiye Külliyesinde II Murat ve ailesi adına yaptırılmış 12 türbe bulunmaktadır
Orhan Cami ve Külliyesi (Merkez): 13391340 yıllarında Orhan Bey tarafından yaptırılan külliye, cami, medrese, imaret, mektep, hamam ve han (Dikte Hanı) yapılarından oluşmaktadır Yüce Caminin doğusunda olup Osmanlı külliyelerinin birincil örneklerindendir
Orhan Cami, Bursa'daki erken Osmanlı dönemi yapılarının en önemlilerindendir Yanlardaki ikiz kemerler yapının önemli özelliklerindendir Üç sıra tuğla, bir sıra taş düzeni ile yapılmış olup, dış yüzdeki tuğla işçiliği son derece ilginçtir
Hüdavendigar Cami ve Külliyesi (Merkez): 13661385 de Sultan I Murat (Hüdavendigar) tarafından yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, türbe ve hamamdan oluşmakta olup, Çekirge semtindedir
Osmanlı Mimarisinde bir güya daha olmayan iki katlı yapının daha aşağı katı cami, üstteki katı ise medresedir Gösterişli dış minaresi ile bir saray görünümünde olan yapının mimarı belirlenmiş değildir Yanlardan ve önden, ortası sütunlu çift sivri kemerlerle açılan üstteki kat revakları ile iki katlı cephe, Venedik saraylarını hatırlatan gösterişli bir görünüm kazanmaktadır Ortası açık olan kubbenin altında şadırvan, hafif şırıltılarla düzenli bir atmosfer yaratır
Hüdavendigar Caminin karşısında 1389'da I Kosova Savaşı'nda şehit düşen Sultan I Murat (Hüdavendigar)ın türbesi bulunmaktadır Şimşek Bayezıt tarafından yaptırılan türbenin kitabesi 1722 tarihlidir
Şimşek Bayezıt Külliyesi (Merkez): 13901399 tarihleri arasında yapılan ve şehrin doğusunda, Yıldırım semtinde bulunan külliye; cami, medrese, darüşşifa, türbe, han, hamam, imaret, kasır, mutfak, hizmet odaları ve ahır yapılarından oluşmaktadır
Külliyenin ortasında yer alan cami, tabi kanatlı camilerin en anıtsal örneklerinden olup, 1399 tarihli bir vakfiyesi bulunmaktadır Osmanlı mimarisi bu cami ile kendine has yapı üslubunu bulmaya başlamıştır
Caminin kuzeydoğusunda kitabesi yer alan tek yapı olan türbe yer almaktadır 1406'da Yıldırım Bayezıt'ın oğlu Süleyman Han kadar Mimar Ali bin Hüseyin'e yaptırılan türbe, revaklı Osmanlı türbelerinin birincil örneğidir
Yeşil Cami (Merkez): 14191420'de Çelebi Sultan Mehmet kadar yaptırılan caminin süslemeleri ise, 1424 de II Murat döneminde yaptırılmıştır Süslemede kullanılan yeşil firuze ve çinilerden dolayı Yeşil Cami olarak tanınır Mimarı Hacı İvaz Paşadır Bursa'nın en kayda değer Osmanlı dönemi yapılarından olup, cami mimarisinden fazla süslemeleri ile ünlüdür Çini süslemeler caminin en kayda değer özelliğidir
Yeşil Türbe (Merkez): Bursa'nın simgesi olan yapı, Osmanlı türbe mimarisinin en hoş örneklerindendir Misket bir merenle çıkılan sekizgen yapıyı, yüksek bir kasnağa oturan kurşun astarlı kubbe örtmektedir Çini süslemeleri ile eşsiz bir yapıdır Bütünüyle çini çizgili mihrabı bir şaheserdir Ceviz ağacından geçme tekniği ile yapılmış, geometrik motiflerle süslü ve kitabeli kapı Osmanlı ahşap işçiliğinin en güzel örneklerindendir
Geruş Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağındadır XIV yy sonlarında İspanya'dan yurt dışı edilen ve Osmanlı İmparatoru II Selim göre gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğu'na kabul edilen Musevi topluluğunun Bursa'ya yerleştirilen birincil kafileleri göre yaptırılmıştır İbranice'de kovulmuşanlamına gelen Geruş adının sinagoga verilmiş olması, bu yönden anlam taşır Günümüze son derece sağlam ve gizli olarak ulaşmış olup, Musevi cemaatinin ibadetine açık tutulmaktadır
Mayor Sinagogu (Merkez): Arap şükrü Sokağındadır İspanya'nın Mayorka Adası'ndan XV yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa'da ikamet eden öteki Musevi kafilelerince inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından esinlenerek Mayor adını almıştır Birincil yapıldığı tarih XV yy olarak bilinmektedir İç kısmını süsleyen fazla renkli kalem işi motifleri önemlidir
Etz Ahayım Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağında yer alan ve XIV yüzyılın başlarında yapılan sinagogun adı İbranice'de Yaşam Ağacıanlamına gelmektedir Osmanlı döneminde yapılan ilk havra olması nedeniyle tartı taşımaktadır Bursa'nın fethini gerçekleştiren Orhan Bey vaktinde bir ferman çıkarılarak bu sinagogun yapılmasına izin verilmiştir
İznik Yeşil Cami (İznik): Osmanlı mimarisinin İznik'teki en kayda değer abidevi yapısı olan cami, ilçenin doğusunda Lefke Kapısı'nın yakınındadır Çandarlı Hayrettin Paşa kadar 13781398 de yaptırılmıştır
Köşe sütunları ile mukarnas nişli, geometrik geçmeler, Rumi ve palmet kabartmalarla süslü sade mermer mihrap, en eski ve devrin en güzel Osmanlı örneğidir
Selçuklu geleneğine uyan tuğla minare, camiye adını veren, yeşil firuze, sarı ve mor renkli çinilerle süslenmiştir İznik Yeşil Cami, Selçuklu mimarisinden doğduğu sezilen Osmanlı üslubuna geçiş yapılarından biridir
Hacı Özbek Cami (Çarşı Mescidiİznik): İznik'te çarşı içindedir 1333'te üretilmiş olup, tarihi en eski kitabeli Osmanlı camisidir
Çandarlı Kara Halil İbrahim Paşa Türbesi (İznik): Kılıçaslan caddesi üzerinde yer alan türbe, kerpiç duvarlı ve kakılı türbe örneklerindendir II Bayezıt döneminde Faik Paşa göre yaptırılmıştır
Şeyh Kudbettin Cami (İznik): Yeşil cami aleyhinde, İznik Müzesi'nin yanındadır XV yy başında yaptırılmıştır Kurtuluş Savaşı'nda yıkılan yapının bir takım duvar kalıntıları ve mimarisinin bir kısmı günümüze değin ulaşmıştır Musevilerin simgesi olan yedi mumlu şamdanın işlendiği bir taşın, caminin yapımında kullanılması Müslümanların hoşgörüsüne en hoş örnektir
Ayasofya Müzesi (İznik): Kentin ortasında IV yyda üretilmiş bir Bizans Kilisesi olup, Orhan Gazi vaktinde camiye çevrilmiştir Hıristıyanlarca ağırlık içeren 7 Ecumenik Konsül toplantısının yapıldığı yerdirŞu anda yıkık durumdadır
Senatus (Konsül Sarayıİznik): Hıristiyanlarca büyük önem taşıyan Konsül toplantılarının ilkinin yapıldığı yer olan Senatus, Konsül sarayı olarak da isimlendirilmektedir Göl kapısı tarafında yer alan eserin kalıntıları göl suları altındadır
Elbeyli Köyü yolunda IV: yyda üretilmiş bir mezar odasıdır Freskleriyle Türkiye ’deki en değerli hipojedir Kare duvarlarla örülmüş üstü beşik tonozludur Batı duvarında kabartma biçiminde iki tavus kuşu vardır Mezarda bulunan lahit,işlemeleri ve yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış yivli sütunlarla süslenmiştir
Kiliseler
Fransız Kilisesi: Üzeri ahşap ve kiremitle örtülü kilisede hasta bakım yeri de vardır 19 yy' da yapıldığı varsayım edilmektedir
Sinagoglar
Geruş Sinagogu: 16 yüzyıl başlarında II Selim kadar inşa ettirilen sinagog Arap Şükrü sokağındadır 14 yüzyılın sonlarında İspanya'dan sınır dışı edilen ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğuna kabul edilen Musevî topluluğunun birincil kafileleri Bursa'ya yerleştirilmiş ve bu havra kurulmuştur Geruş Sinagogu' nun günümüzdeki yapısı son derece sağlam, gizli olup, ibadete açık tutulmaktadır
Ets Ahayim Sinagogu: Hayat Ağacı Sinagogu olarak da bilinen Havra, Osmanlı Döneminde ilk yapılan havra olması nedeniyle ağırlık taşımaktadır Bursa fethini gerçekleştiren Orhan Bey vaktinde bir ferman çıkartılarak Ets Ahayim Sinagogunun kurulmasına müsade verilmiştir
Mayor Sinagogu: İspanya'nın Mallorca Adasından 15 yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa'da yerleştirilen öteki Musevî kafilelerince bu havra yapı edilmiş olup, geldikleri adanın adından esinlenerek Mayor adını almıştır Mayor Sinagogu'nun etkinliklerinden ve ölü yıkama bölümü halihazırda kullanılmaktadır
*