Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Mavİ Fener

Mavİ Fener
0
39

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
86
Puan
48
F-D Coin
0
Mavİ Fener MAVİ FENER Önceden bir asker varmış Uzun yıllar krala canla başla hizmet etmiş Savaş sona erip de asker, aldığı çoğu yara yüzünden daha artı hizmet edemeyecek duruma gelince, kral kendisine demiş ama: Köyüne gidebilirsin, bundan daha sonra sana gereksinmem değil Artık eline para geçmeyecek, çünkü bana karşılığında hizmet eden vergi alır Bunun üstüne asker, çoktan sonradan nasıl yaşayacağını bilememiş Tasalı tasalı çıkıp gitmiş Akşamleyin bir ormana varıncaya kadar boylu boyunca yürümüş Ortalık kararınca bir ışık görmüş, yakınına gitmiş, bir eve gelmiş İçeride bir cadı oturuyormuş Asker ona: bana geceleyin yatacak bir yer, bir parça yiyecek, meşrubat ver Yahut ölüyorum! Demiş Bayan: Yolunu şaşırmış bir askere kim ne verir ki? Lakin ben yufka yürekli davranacağım İstediğimi yaparsan seni kabul edeceğim! Demiş Ne istiyorsun? Yarın bahçemi kazacaksın! Asker razı olmuş Ertesi gün olunca var gücüyle çalışmış Lakin akşam olmadan işi bitirememiş Cadı: Görüyorum oysa, demiş, bugün daha fazla yapamayacaksın Bir gece daha seni alıkoyacağım Buna karşılık yarın bana bir ağırlık odun yarıp parçalayacaksın Asker tüm günü bu işe harcamış; akşamleyin cadı ona bir gece daha kalmasını önermiş: Yarın bana küçük bir meslek göreceksin, evimin arkasında eski bir susuz kuyu var İçine fenerim düştü Mavi mavi yanıyor, sönmüyor Bunu çıkarıp bana getireceksin! Demiş Ertesi gün kocakarı onu kuyuya götürmüş, bir sepetin içinde aşağı sarkıtmış Asker mavi feneri bulmuş, kendisini tekrar yukarı çekmesi için bir muhabere vermiş Kadında onu yukarı çekmiş fakat, kuyunun ağzına yaklaşınca kocakarı elini uzatmış, mavi feneri olmak istemiş Asker onun kötü niyetini anlamış: Hayır, demiş, iki ayağımla toprağa basmadıkça feneri sana vermem! Bunu üstüne cadı kızmış, onu yine kuyudan aşağıda salmış çıkıp gitmiş Zavallı asker, bir yanına zarar gelmeden ıslak dibe düşmüş Mavi fener yanıp duruyormuş, lakin bunun ona ne yardımı olabilir ama? Ölümden kurtulamayacağına da aklı yatmış Bir zaman öyle ağlayan oturmuş Bu sırada rasgele elini cebine sokmuş, hemen şimdi benzeri doymuş tütün çubuğunu bulmuş: Son eğlencem bu olsun! Diye çubuğu çıkarmış, mavi fenerden yakmış, tüttürmeye başlamış Duman kuyunun boşluğunu doldurunca, aniden karşısına minimini bir kara cüce dikilmiş: Buyruğun nedir efendi? Diye sormuş Asker böylece şaşırmış bir durumda: Buyruğum ne mi? Diye cevap vermiş: cüce: İstediğin her işi yerine getirmek zorundayım! Demiş Asker: Pekâlâ, demiş, öyleyse önce kuyudan çıkmama destek et Cüce onu elinden tutmuş, bir yeraltı geçidinden geçirmiş Ama mavi feneri birlikte almayı unutmamış Cüce yolda ona, cadının biriktirip oraya sakladığı hazineleri göstermiş Asker taşıyabileceği değin fazla altın almış Yukarı çıkınca cüceye demiş ancak: Derhal git, yaşlı cadıyı bağla mahkemeye götür Çok geçmeden cadı, yabanıl bir erkek kedinin üstünde dehşet çığlıklarla rüzgar gibi önünden geçip gitmiş Tekrar çok geçmemiş, cüce geri dönmüş: Her şey yapıldı Cadı darağacında sallanıyor bile, demiş, başka ne buyuruyorsun! Demiş asker: Şimdilik hiçbir şey! Eve gidebilirsin! Seni çağırdım mı hemen el aşağı olmalısın! Demiş Cüce: Çubuğunu mavi fenerle yakmaktan başka bir şeye lüzum değil O vakit hemencecik karşındayım! Demiş Sonradan askerin gözünün önünden kaybolmuş Asker geldiği kente dönmüş En iyi hana gitmiş, hoş giysiler yaptırmış; sonra hancıya kendisi için olası olduğu dek süslü, göz alıcı bir oda hazırlamasını buyurmuş Oda hazır olup da asker içine yerleşince kara cüceyi çağırmış: Krala canla başla hizmet ettim, lakin o beni savdı, aç bıraktı Bunun için hıncımı elde etmek istiyorum! Demiş Cüce sormuş: Ne yapayım? Akşamın geç bir zamanında, kral kızı yatağa uzanınca onu uyur uyur buraya getir, bana hizmetçilik etsin! Bu benim için basit, lakin senin için güvenli olmayan bir şey eğer ortaya çıkarsa başına bir felaket kazanç! Demiş Saat on ikiyi çalınca, kapı çözülmüş, cüce kral kızını taşıyarak içeri getirmiş Asker: Hah, burada mısın ? diye bağırmış, haydi meslek başına! Git süpürgeyi getir, odayı süpür! Kız işini bitirince asker kızı koltuğunun yanına çağırmış, ayaklarını ona doğru uzatmış Çizmelerimi çek! Demiş Sonra bunları yüzüne fırlatmış Kız onları kaldırıp temizleyecek, parlatacakmış Kız kendisine buyurulan işlerin hepsini hoşnutsuzluk göstermeden, bir şey demeden, benzeri kapalı gözlerle yapmış Ilk horoz sesiyle cüce kızı yeniden kralın sarayına, yatağına götürmüş Ertesi sabahleyin kral kızı yataktan kalkınca babasına gitmiş, acayip bir hayal gördüğünü anlatmış: Caddelerden şimşek hızıyla geçirildim, bir askerin odasına götürüldüm Ona halayık olarak iş görmek, hizmet etmek, bayağılık işlerin hepsini gerçekleştirmek, oda süpürmek, çizme temizlemek zorunda kaldım Bu sadece bir düştü fakat pek yorgunum ki güya bütün bunları yapmış gibiyim Kral Bu düşün hakiki olması mümkün, demiş, sana bir şey salık vereyim: cebine bezelye doldur: küçük bir delik aç Yine seni alıp götürürlerse bunlar dışarı dökülür, cadde üstünde iz bırakır Kral bunları söylerken cüce görünmeden orada bulunuyormuş, söylenenlerin hepsini dinlemiş Geceleyin, uyanan kral kızı tekrar caddelerden geçirilirken cepten birkaç bezelye düğmüş Ama bunlar iz emin edememişler Çünkü kurnaz cüce evvelden bütün caddelere bezelye serpmişmiş Kral kızı yeniden horozlar ötünceye kadar halayıklık etmiş Ertesi sabahleyin kral iz aramak üzere adamlarını dışarı yollamış; ama emek boş yere gitmiş Çünkü bütün caddelerde yoksul çocuklar yerleşik, bezelye toplayıp: Bu gece bezelye yağmuru yağmış! Diye söyleniyorlarmış Kral: Başka bir şey düşünüp bulmalıyız! Demiş, yatağa girerken pabucunu çıkarma, oradan dönmeden önce bunlardan birini sakla Ben onu bulacağım! Kara cüce bu planı işitmiş Akşamleyin asker, kral kızını yine getirmesini isteyince bundan vazgeçmesini öğütlemiş; bu hileye karşısında bir çare bilmediğini, kundura yanında bulunursa başının belaya gireceğini söylemiş Asker: Sana ne diyorsam onu yap! Diye yanıtlamış Kral kızı üçüncü gecede bir halayık gibi meslek bakmak zorunda kalmış Ama geri dönmeden önce bir pabucu yatağın altına saklamış Ertesi sabahleyin kral tüm şehir halkı içinde kızının pabucunu aratmış Ayakkabı askerin odasında bulunmuş Cücenin isteği üzerine kentin kapısından dışarı çıkmış olan asker de hemencecik ele geçirilip zindana atılmış Asker kaçarken en iyi şeyleri olan mavi fenerle altınlarını unutmuşmuş; cebinde bir tek duka altını varmış Zincirlere vurulu olarak zindanının penceresi önünde dururken, arkadaşlarından birinin geçip gittiğini görmüş Camı vurmuş Adam gelince: Handa bıraktığım çıkıncağızı, lütfen getir sana bir duka altını veririm demiş Arkadaşı oraya koşmuş, istediğini getirmiş Asker yine yalnız kalır kalmaz çubuğunu yakmış, kara cüceyi getirtmiş Cüce, efendisine: Korkma, demiş, seni nereye götürürlerse git, bırak ne olursa olsun; yalnızca mavi feneri yanında al! Ertesi gün askeri yargılamışlar, her ne değin fena bir şey yapmamışsa da yine yargıç onun asılmasına karar vermiş Asker dışarı götürülürken, kraldan sonra bir iyilik rica etmiş Kral: Ne gibi? Diye sormuş Yolda bir çubuk daha içeyim Kral yanıtlamış: üç tane de içebilirsin ! ama sana yaşamını bağışlayacağımı sanma! Bunun üzerine asker çubuğunu çıkarmış, mavi fenerden yakmış Birkaç duman halkası yükselince cüce oraya dikilmiş Elinde küçük bir sopa varmış: Efendim ne buyuruyor? Demiş Hain yargıçla polislerini pataklaya pataklaya yere ser Bana bu dek kötü davranan kralı da bunlardan ayırma! Bunun üzerine cüce yıldırım gibi oradan oraya zikzak yapa yapa harekete geçmiş Sopasıyla birine dokunuverdi mi yere düşüyor, bundan böyle kımıldanacak durumu kalmıyormuş Kral korkmuş, yere kapanıp yalvarmış Yalnızca canını kurtarmak için de askere ayrıca ülkesini ayrıca de kızını vermiş  
 
858,496Konular
981,633Mesajlar
29,720Kullanıcılar
AR4SsSon üye
Üst Alt