Mazmaza Nasıl Yapılır?
Yıkama, çalkalama, suyu ağızda çalkalayarak hareket ettirme. Gusül abdestinde suyu ağzın her tarafına ulaştıracak şekilde çalkalama anlamında bir fıkıh terimi. Mazmaza gusülde farz, namaz abdestinde ise sünnettir.
Cünüplükte veya kadının ay hali yahut lohusalık halinin sona ermesi durumunda gusül abdesti farz olur. Guslün farzları üçtür: a) Mazmaza; ağıza su verme, b) İstinşak; buruna bolca su verme ve dışarı çıkarma, c) Bütün bedeni hiç bir yer kuru kalmaksızın bir defa yıkama.
Ağız ve burun gusül abdestinde yıkanması gereken bedenin bütününden sayılmıştır. Kur'an-ı Kerim'de: "Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin" (el-Maide, 5/6) buyurulmuştur. Bedenin her tarafının temizlenmesi, bir güçlük olmaksızın suyun ulaşabileceği yerleri kapsamına alır. Ağız ve burnun içi bu niteliktedir. Gözlerin içini yıkamakta güçlük olduğu için gözler yıkama kapsamına girmez. Hz. Peygamber'in şu hadisi de ağız ve burnun yıkanacak kısımlardan olduğuna delalet eder: "Her bir kılın altında cünüplük vardır. Saçları ıslatınız ve derinin yüzünü yıkayınız" (Ebu Davud, Tahare, 97; Tirmizi, Tahare, 78; İbn Mace, Tahare, 106; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 94,101,133, VI,111, 254).
İmam Şafii guslü, namaz abdestine kıyas ederek, ağız ve burnun gusülde yıkanmasını sünnet kabul etmiştir.
Mazmazada suyun her defasında dışarıya çıkarılması şart değildir. Hatta ağız dolusu su içilmesi de yıkama yerine geçer. Gusülde, ağzı ilk yıkama farz, ikinci ve üçüncü yıkayışlar sünnettir. Oruçlu olanların su yutmamak için mazmaza sırasında dikkatli olması gerekir.
Namaz abdesti alırken ağız ve burna su vermek sünnettir. Çünkü abdest ayetinde yüzünüzü yıkayınız" (el-Maide, 5/6) buyurulmuştur. "Yüz", gözle görülen dış kısmı ifade eder. Ağız ve burnun içi kapsama girmez. Ancak, ağız ve burnun yıkanması, hadisle sabit olduğu için abdestin sünnetlerindendir (İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadir; Mısır, t.y., I, 56, 57; el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi', Beyrut 1402/1982, I, 3 vd.; İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar, İstanbul 1984, I,151 vd.; Terceme, A. Davudoğlu, İstanbul 1982, I, 219 vd.; "Gusül" maddesi).
Yıkama, çalkalama, suyu ağızda çalkalayarak hareket ettirme. Gusül abdestinde suyu ağzın her tarafına ulaştıracak şekilde çalkalama anlamında bir fıkıh terimi. Mazmaza gusülde farz, namaz abdestinde ise sünnettir.
Cünüplükte veya kadının ay hali yahut lohusalık halinin sona ermesi durumunda gusül abdesti farz olur. Guslün farzları üçtür: a) Mazmaza; ağıza su verme, b) İstinşak; buruna bolca su verme ve dışarı çıkarma, c) Bütün bedeni hiç bir yer kuru kalmaksızın bir defa yıkama.
Ağız ve burun gusül abdestinde yıkanması gereken bedenin bütününden sayılmıştır. Kur'an-ı Kerim'de: "Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin" (el-Maide, 5/6) buyurulmuştur. Bedenin her tarafının temizlenmesi, bir güçlük olmaksızın suyun ulaşabileceği yerleri kapsamına alır. Ağız ve burnun içi bu niteliktedir. Gözlerin içini yıkamakta güçlük olduğu için gözler yıkama kapsamına girmez. Hz. Peygamber'in şu hadisi de ağız ve burnun yıkanacak kısımlardan olduğuna delalet eder: "Her bir kılın altında cünüplük vardır. Saçları ıslatınız ve derinin yüzünü yıkayınız" (Ebu Davud, Tahare, 97; Tirmizi, Tahare, 78; İbn Mace, Tahare, 106; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 94,101,133, VI,111, 254).
İmam Şafii guslü, namaz abdestine kıyas ederek, ağız ve burnun gusülde yıkanmasını sünnet kabul etmiştir.
Mazmazada suyun her defasında dışarıya çıkarılması şart değildir. Hatta ağız dolusu su içilmesi de yıkama yerine geçer. Gusülde, ağzı ilk yıkama farz, ikinci ve üçüncü yıkayışlar sünnettir. Oruçlu olanların su yutmamak için mazmaza sırasında dikkatli olması gerekir.
Namaz abdesti alırken ağız ve burna su vermek sünnettir. Çünkü abdest ayetinde yüzünüzü yıkayınız" (el-Maide, 5/6) buyurulmuştur. "Yüz", gözle görülen dış kısmı ifade eder. Ağız ve burnun içi kapsama girmez. Ancak, ağız ve burnun yıkanması, hadisle sabit olduğu için abdestin sünnetlerindendir (İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadir; Mısır, t.y., I, 56, 57; el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi', Beyrut 1402/1982, I, 3 vd.; İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar, İstanbul 1984, I,151 vd.; Terceme, A. Davudoğlu, İstanbul 1982, I, 219 vd.; "Gusül" maddesi).