Mehmet Akif Ersoy Tum Şiirleri
Mehmet Akif Ersoy Eserleri
Mehmet Akif Ersoy Edebi Kişiliği ve Eserleri
Atiyi Karanlık Gorerek Azmi Bırakmak
Atiyi karanlık gorerek azmi bırakmak
Alcak bir olum varsa, eminim, budur ancak
Dunyada inanmam, hani gorsem de gozumle
İmanı olan kimse gebermez bu olumle:
Ey dipdiri meyyit, İki el bir baş icindir
Davransana Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana Sen boyle değildin
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki sureksiz?
Kendin mi senin, yoksa umidin mi yureksiz?
Atiyi karanlık goruvermekle apıştın?
Esbabı elinden atarak ye'se yapıştın!
Karşında ziya yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver Kalma yolundan
Alemde ziya kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri boğrunde yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dunyada henuz hakki hayatın
Varken, hani herkes gibi azminde sebatın?
Ye's oyle bataktır ki; duşersen boğulursun
Umide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, umidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yUs olanın rUhunu, vicdanını bağlar
Lanetleme bir ukdei hatır ki: cozulmez
En korkulu cani gibi ye'sin yuzu gulmez!
Madam ki alcaklığı bir, ye's ile sirkin;
Madam ki ondan daha mel'un daha cirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur iman,
Nevmid olarak rahmeti mev'Udu Huda'dan,
Husrana rıza verme Calış Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evladını yakma!
Evler tunek olmuş, otuyor bir suru baykuş
Sesler de: Vatan tehlikedeymiş Batıyormuş!
Lakin, hani, milyonları orten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir tarafından!
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır
Feryadı bırak, kendine gel, cunku zaman dar
Uğraş ki: telafi edecek bunca zarar var
Feryad ile kurtulması me'mUl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti Sebatın sonu yoktur!' deme, yılma
Ey milleti merhUme, sakın ye'se kapılma
Bayram
Gelin de bayramı Fatih'te seyredin, zira
Hayale, hatıra sığmaz o herc u merci safa,
Kucakta gezdirilen bir karış cocuklardan
Tutun da, ta dedemiz demlerinden arta kalan,
Asırlar olcusu boy boy asali nesle kadar,
Buyuk kucuk butun efradi belde, hepsi de var!
Adım başında kurulmuş beşik salıncaklar,
İcinde darbuka, teflerle zilli şakşaklar,
Biraz gidin; Kocaman bir cadır onunde butun,
Coluk cocuk birer onluk verip de girmek icin
Nobetle bekleşiyorlar; acep icinde ne var?
Caponya'dan gelen insan suratlı bir canavar!
Gecin: sırayla cadırlar, onunde her birinin
Diyor: Kuzum, girecek varsa durmasın girsin
Bağırmadan sesi bitmiş ayaklı bir ilan,
Alın gozum buna derlersedası her yandan
Alettirikcilerin keyfi pek yolunda hele:
Gelen yapışmada bir, mutlaka o saplı tele,
Terazilerden adam eksik olmuyor; birisi
İnince binmede artık onun da hemşerisi:
Hak okka cunki bu kantar Frenk icadı gıram
Değil! Diremleri dortyuz, hesapta şaşmaz adam
Muhallebim ne de kaymak!
Şifalıdır macun!
Simit mi istedin ağa!Yokmuş onluğun, dursun
O başta: Kuşkunu kopmuş eğerli dulduller
Bu başta: Paldimi duşmuş semerli bulbuller
Baloncular, hacıyatmazlar, fırıldaklar,
Horoz şekerleri, civ civ oten oyuncaklar;
Sağında atlıkarınca, solunda tahtırevan
Onunde bir suru cekcek, tepende cifte kolan
Obek obek yere cokmuş komur ceken develer
Feragı bal ile birden geviş getirmedeler,
Koşan, gezen, oturan, maniler duzup cağıran
Davullu zurnalı danseyliyen, coşup bağıran,
Bu kainati sururun icinde gezdikce,
Cocukların tarafındaydı en cok eğlence,
Guzelce suslenerek desti nazı maderle,
Birer cicek gibi nevvar olan bebeklerle
Gelirdi safhai mevvaci iyde başka hayat
Butun surur u setaretti gorduğum harekat,
Onar parayla biraz sallandırdılar derken,
Dururdu Yandı!sadasıyle turkuler birden,
Ayol, demin daha yanmıştı a! Herif sen de,
Peki kızım, azıcık fazla sallarım ben de
Deniz dalgasız olmaz
Gonul sevdasız olmaz
Yari guzel olanın
Başı belasız olmaz!
Haydindi mini mini maşallah
Kavuşuruz inşallah
Fakat bu levhai handana karşı, pek yaşlı,
Bir ihtiyar kadının koltuğunda gur kaşlı,
Uzunca saclı guzel bir kız ağlayıp duruyor
Gelen gecen Bu nicin ağlıyor?deyip soruyor
Yetim ayol Bana evlat belasıdır bu acı
Cocuk değil mi, 'salıncak' diyor
Salıncakcı!
Kuzum, biraz da bu binsin Ne var sevabına say
Yetim sevindirenin omru cok olur
Hay hay!
Hemen o kız da salıncakcının muruvvetine
Katıldı ağlamıyan kızların setaretine
Bir Gece
Ondort asır evvel, yine boyle bir geceydi,
Kumdan, ayın ondordu, bir oksuz cıkıverdi!
Lakin, o ne husrandı ki: Hissetmedi gozler,
Kac bin senedir halbuki bekleşmedelerdi!
Neden gorecekler, goremezlerdi tabii;
Bir kere, zuhur ettiği col en sapa yerdi,
Bir kerede, mamureI dunya, o zamanlar,
Buhranlar icindeydi, bu gunden de beterdi
Sırtlanları gecmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza butun afakını sarmıştı zeminin
Salgındı, bugun şarkı yıkan, tefrika derdi
Derken, buyumuş kırkına gelmişti ki oksuz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Aczin ki, ezilmekti butun hakkı dirildi;
Zulmun ki, zeval aklına gelmezdi geberdi!
Alemlere rahmetti evet şeri mubini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi
Dunya neye sahipse, O'nun vergisidir hep;
Medyun ona cemiyyeti, medyun O'na ferdi
Medyundur o masuma butun bir beşeriyet
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret
Bulbul
Butun dunyaya kuskundum, dun akşam pek bunalmıştım:
Nihayet bir zaman kırlarda gezmiş, koyde kalmıştım
Şehirden cıkmak isterken sular zaten kararmıştı;
Pek ıssız bir karanlık sonradan vadiyi sarmıştı
Işık yok, yolcu yok, ses yok, butun hilkat kesilmiş lal
Bu istiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor ihlal
Muhitin hali insaniyetin timsalidir sandım;
Donup maziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
Taşarken haşrolup beynimden artık bin muselsel yad,
Zalamın sinesinden fışkıran memdUd bir feryad
O mustağrak, o durgun vecdi nagah oyle coşturdu:
Ki vadiden butun, yer yer, eninler cağlayıp durdu
Ne muhrik nağmeler, ya Rab, ne mevcamevc demlerdi:
Ağaclar, taşlar urpermişti, guya Surı mahşerdi!
Eşin var aşiyanın var, baharın var ki beklerdin
Kıyametler koparmak neydi ey bulbul, nedir derdin?
O zumrut tahta kondun, bir semavi saltanat kurdun,
Cihanın yurdu hep ciğnense, ciğnenmez senin yurdun!
Bugun bir yemyeşil vadi, yarın bir kıpkızıl gulşen,
Gezersin hanumanın şen, icin şen, kainatın şen!
Hazansız bir zemin isterse, şayet ruhı serbazın,
Ufuklar, bu'di mutlaklar butun mahkUmı pervazın
Değil bir kayda, sığmazsın kanatlandın mı eb'ada
Hayatın en muhayyel gayedir ahrara dunyada
Neden oyleyse matemlerle eyyamın perişandır,
Nicin bir katrecik goğsunde bir umman huruşandır?
Hayır matem senin hakkın değil, matem benim hakkım;
Asırlar var ki aydınlık nedir hic bilmez afakım
Teselliden nasibim yok, hazan ağlar baharımda
Bugun bir hanumansız serseriyim oz diyarımda
Ne husrandır ki: Şark'ın ben vefasız, kansız evladı,
Seraba Garba ciğnettim de cıktım haki ecdadı!
Hayalimden gecerken şimdi, fikrim herc u merc oldu,
Salahaddini Eyyubi'lerin, Fatih'lerin yurdu
Ne zillettir ki: nakUs inlesin beyninde Osman'ın;
Ezan sussun, fezalardan silinsin yadı Mevla'nın!
Ne hicrandır ki: en şevketli bir mazi serab olsun;
O kudretler, o satvetler harab olsun, turab olsun!
Cokuk bir kubbe kalsın ma'bedinden Yıldırım Han'ın;
Şenaatlerle ciğnensin muazzam Kabri Orhan'ın!
Ne heybettir ki: vahdetgahı dinin devrilip, taş taş,
Surunsun şimdi milyonlarca me'vasız kalan dindaş!
Yıkılmış hanmanlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş govdeler, binlerce, yuz binlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslam'ın haremgahında namahrem
Benim hakkım, sus ey bulbul, senin hakkın değil matem!
Canakkale Şehidlerine
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dunyada eşi?
En kesif orduların yukleniyor dordu beşi,
Tepeden yol bularak gecmek icin Marmara'ya
Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tehaşşud ki ufuklar kapalı!
Nerdegosterdiği vahşetle bu: bir Avrupalı
Dediriryırtıcı, his yoksulu, sırtlan kumesi
Varsa gelmiş, acılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dunya, Yeni Dunya butun akvamı beşer
Kaynıyor kum gibi, tUfan gibi, mahşer mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada!
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela
Hani tauna da zuldur bu rezil istila
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlUki asil,
Ne kadar gozdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetciğin aylarca durup karşısına;
Doktu karnındaki esrarı! hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yuz
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yuzsuz
Sonra mel'undaki tahribe muvekkel esbab,
Oyle muthiş ki: Eder her biri bir mulku harab
Oteden saikalar parcalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sonuyor goğsunun ustunde o aslan neferin
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yuzlerce adam
Olum indirmede gokler, olu puskurtme de yer
O ne muthiş tipidir: Savrulur enkaazı beşer
Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak
Sacıyor zırha burunmuş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,
Suru halinde gezerken sayısız tayyare
Top tufekten daha sık, gulle yağan mermiler
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide guler!
Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı goğsundeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Cunku te'sisi ilahi o metin istihkam
Sarılır, indirilir mevki'i mustahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'i beşer;
Bu goğuslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
O benim sun'i bediim, onu ciğnetmededi
Asım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gercek:
İşte ciğnetmedi namusunu, ciğnetmeyecek
Şuheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
O, ruku olmasa, dunyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne guneşler batıyor!
Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş, asker!
Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer
Ne buyuksun ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
Gomelim gel seni tarihedesem, sığmazsın
Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitab
Seni ancak ebediyetler eder istiab
Bu, taşındırdiyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da gecirsem taşına;
Sonra gok kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyle;
Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan;
Yedi kandilli Sureyya'yı uzatsan oradan;
Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına
Sen ki, son ehli salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,
Kılıc Arslan gibi iclaline ettin hayran
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken husran,
O demir cemberi goğsunde kırıp parcaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gomulsen taşacaksın Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu acmış duruyor Peygamber
Mehmet Akif Ersoy Eserleri
Mehmet Akif Ersoy Edebi Kişiliği ve Eserleri
Atiyi Karanlık Gorerek Azmi Bırakmak
Atiyi karanlık gorerek azmi bırakmak
Alcak bir olum varsa, eminim, budur ancak
Dunyada inanmam, hani gorsem de gozumle
İmanı olan kimse gebermez bu olumle:
Ey dipdiri meyyit, İki el bir baş icindir
Davransana Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana Sen boyle değildin
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki sureksiz?
Kendin mi senin, yoksa umidin mi yureksiz?
Atiyi karanlık goruvermekle apıştın?
Esbabı elinden atarak ye'se yapıştın!
Karşında ziya yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver Kalma yolundan
Alemde ziya kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri boğrunde yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dunyada henuz hakki hayatın
Varken, hani herkes gibi azminde sebatın?
Ye's oyle bataktır ki; duşersen boğulursun
Umide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, umidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yUs olanın rUhunu, vicdanını bağlar
Lanetleme bir ukdei hatır ki: cozulmez
En korkulu cani gibi ye'sin yuzu gulmez!
Madam ki alcaklığı bir, ye's ile sirkin;
Madam ki ondan daha mel'un daha cirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur iman,
Nevmid olarak rahmeti mev'Udu Huda'dan,
Husrana rıza verme Calış Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evladını yakma!
Evler tunek olmuş, otuyor bir suru baykuş
Sesler de: Vatan tehlikedeymiş Batıyormuş!
Lakin, hani, milyonları orten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir tarafından!
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır
Feryadı bırak, kendine gel, cunku zaman dar
Uğraş ki: telafi edecek bunca zarar var
Feryad ile kurtulması me'mUl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti Sebatın sonu yoktur!' deme, yılma
Ey milleti merhUme, sakın ye'se kapılma
Bayram
Gelin de bayramı Fatih'te seyredin, zira
Hayale, hatıra sığmaz o herc u merci safa,
Kucakta gezdirilen bir karış cocuklardan
Tutun da, ta dedemiz demlerinden arta kalan,
Asırlar olcusu boy boy asali nesle kadar,
Buyuk kucuk butun efradi belde, hepsi de var!
Adım başında kurulmuş beşik salıncaklar,
İcinde darbuka, teflerle zilli şakşaklar,
Biraz gidin; Kocaman bir cadır onunde butun,
Coluk cocuk birer onluk verip de girmek icin
Nobetle bekleşiyorlar; acep icinde ne var?
Caponya'dan gelen insan suratlı bir canavar!
Gecin: sırayla cadırlar, onunde her birinin
Diyor: Kuzum, girecek varsa durmasın girsin
Bağırmadan sesi bitmiş ayaklı bir ilan,
Alın gozum buna derlersedası her yandan
Alettirikcilerin keyfi pek yolunda hele:
Gelen yapışmada bir, mutlaka o saplı tele,
Terazilerden adam eksik olmuyor; birisi
İnince binmede artık onun da hemşerisi:
Hak okka cunki bu kantar Frenk icadı gıram
Değil! Diremleri dortyuz, hesapta şaşmaz adam
Muhallebim ne de kaymak!
Şifalıdır macun!
Simit mi istedin ağa!Yokmuş onluğun, dursun
O başta: Kuşkunu kopmuş eğerli dulduller
Bu başta: Paldimi duşmuş semerli bulbuller
Baloncular, hacıyatmazlar, fırıldaklar,
Horoz şekerleri, civ civ oten oyuncaklar;
Sağında atlıkarınca, solunda tahtırevan
Onunde bir suru cekcek, tepende cifte kolan
Obek obek yere cokmuş komur ceken develer
Feragı bal ile birden geviş getirmedeler,
Koşan, gezen, oturan, maniler duzup cağıran
Davullu zurnalı danseyliyen, coşup bağıran,
Bu kainati sururun icinde gezdikce,
Cocukların tarafındaydı en cok eğlence,
Guzelce suslenerek desti nazı maderle,
Birer cicek gibi nevvar olan bebeklerle
Gelirdi safhai mevvaci iyde başka hayat
Butun surur u setaretti gorduğum harekat,
Onar parayla biraz sallandırdılar derken,
Dururdu Yandı!sadasıyle turkuler birden,
Ayol, demin daha yanmıştı a! Herif sen de,
Peki kızım, azıcık fazla sallarım ben de
Deniz dalgasız olmaz
Gonul sevdasız olmaz
Yari guzel olanın
Başı belasız olmaz!
Haydindi mini mini maşallah
Kavuşuruz inşallah
Fakat bu levhai handana karşı, pek yaşlı,
Bir ihtiyar kadının koltuğunda gur kaşlı,
Uzunca saclı guzel bir kız ağlayıp duruyor
Gelen gecen Bu nicin ağlıyor?deyip soruyor
Yetim ayol Bana evlat belasıdır bu acı
Cocuk değil mi, 'salıncak' diyor
Salıncakcı!
Kuzum, biraz da bu binsin Ne var sevabına say
Yetim sevindirenin omru cok olur
Hay hay!
Hemen o kız da salıncakcının muruvvetine
Katıldı ağlamıyan kızların setaretine
Bir Gece
Ondort asır evvel, yine boyle bir geceydi,
Kumdan, ayın ondordu, bir oksuz cıkıverdi!
Lakin, o ne husrandı ki: Hissetmedi gozler,
Kac bin senedir halbuki bekleşmedelerdi!
Neden gorecekler, goremezlerdi tabii;
Bir kere, zuhur ettiği col en sapa yerdi,
Bir kerede, mamureI dunya, o zamanlar,
Buhranlar icindeydi, bu gunden de beterdi
Sırtlanları gecmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza butun afakını sarmıştı zeminin
Salgındı, bugun şarkı yıkan, tefrika derdi
Derken, buyumuş kırkına gelmişti ki oksuz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Aczin ki, ezilmekti butun hakkı dirildi;
Zulmun ki, zeval aklına gelmezdi geberdi!
Alemlere rahmetti evet şeri mubini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi
Dunya neye sahipse, O'nun vergisidir hep;
Medyun ona cemiyyeti, medyun O'na ferdi
Medyundur o masuma butun bir beşeriyet
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret
Bulbul
Butun dunyaya kuskundum, dun akşam pek bunalmıştım:
Nihayet bir zaman kırlarda gezmiş, koyde kalmıştım
Şehirden cıkmak isterken sular zaten kararmıştı;
Pek ıssız bir karanlık sonradan vadiyi sarmıştı
Işık yok, yolcu yok, ses yok, butun hilkat kesilmiş lal
Bu istiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor ihlal
Muhitin hali insaniyetin timsalidir sandım;
Donup maziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
Taşarken haşrolup beynimden artık bin muselsel yad,
Zalamın sinesinden fışkıran memdUd bir feryad
O mustağrak, o durgun vecdi nagah oyle coşturdu:
Ki vadiden butun, yer yer, eninler cağlayıp durdu
Ne muhrik nağmeler, ya Rab, ne mevcamevc demlerdi:
Ağaclar, taşlar urpermişti, guya Surı mahşerdi!
Eşin var aşiyanın var, baharın var ki beklerdin
Kıyametler koparmak neydi ey bulbul, nedir derdin?
O zumrut tahta kondun, bir semavi saltanat kurdun,
Cihanın yurdu hep ciğnense, ciğnenmez senin yurdun!
Bugun bir yemyeşil vadi, yarın bir kıpkızıl gulşen,
Gezersin hanumanın şen, icin şen, kainatın şen!
Hazansız bir zemin isterse, şayet ruhı serbazın,
Ufuklar, bu'di mutlaklar butun mahkUmı pervazın
Değil bir kayda, sığmazsın kanatlandın mı eb'ada
Hayatın en muhayyel gayedir ahrara dunyada
Neden oyleyse matemlerle eyyamın perişandır,
Nicin bir katrecik goğsunde bir umman huruşandır?
Hayır matem senin hakkın değil, matem benim hakkım;
Asırlar var ki aydınlık nedir hic bilmez afakım
Teselliden nasibim yok, hazan ağlar baharımda
Bugun bir hanumansız serseriyim oz diyarımda
Ne husrandır ki: Şark'ın ben vefasız, kansız evladı,
Seraba Garba ciğnettim de cıktım haki ecdadı!
Hayalimden gecerken şimdi, fikrim herc u merc oldu,
Salahaddini Eyyubi'lerin, Fatih'lerin yurdu
Ne zillettir ki: nakUs inlesin beyninde Osman'ın;
Ezan sussun, fezalardan silinsin yadı Mevla'nın!
Ne hicrandır ki: en şevketli bir mazi serab olsun;
O kudretler, o satvetler harab olsun, turab olsun!
Cokuk bir kubbe kalsın ma'bedinden Yıldırım Han'ın;
Şenaatlerle ciğnensin muazzam Kabri Orhan'ın!
Ne heybettir ki: vahdetgahı dinin devrilip, taş taş,
Surunsun şimdi milyonlarca me'vasız kalan dindaş!
Yıkılmış hanmanlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş govdeler, binlerce, yuz binlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslam'ın haremgahında namahrem
Benim hakkım, sus ey bulbul, senin hakkın değil matem!
Canakkale Şehidlerine
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dunyada eşi?
En kesif orduların yukleniyor dordu beşi,
Tepeden yol bularak gecmek icin Marmara'ya
Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tehaşşud ki ufuklar kapalı!
Nerdegosterdiği vahşetle bu: bir Avrupalı
Dediriryırtıcı, his yoksulu, sırtlan kumesi
Varsa gelmiş, acılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dunya, Yeni Dunya butun akvamı beşer
Kaynıyor kum gibi, tUfan gibi, mahşer mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada!
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela
Hani tauna da zuldur bu rezil istila
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlUki asil,
Ne kadar gozdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetciğin aylarca durup karşısına;
Doktu karnındaki esrarı! hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yuz
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yuzsuz
Sonra mel'undaki tahribe muvekkel esbab,
Oyle muthiş ki: Eder her biri bir mulku harab
Oteden saikalar parcalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sonuyor goğsunun ustunde o aslan neferin
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yuzlerce adam
Olum indirmede gokler, olu puskurtme de yer
O ne muthiş tipidir: Savrulur enkaazı beşer
Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak
Sacıyor zırha burunmuş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,
Suru halinde gezerken sayısız tayyare
Top tufekten daha sık, gulle yağan mermiler
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide guler!
Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı goğsundeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Cunku te'sisi ilahi o metin istihkam
Sarılır, indirilir mevki'i mustahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'i beşer;
Bu goğuslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
O benim sun'i bediim, onu ciğnetmededi
Asım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gercek:
İşte ciğnetmedi namusunu, ciğnetmeyecek
Şuheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
O, ruku olmasa, dunyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne guneşler batıyor!
Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş, asker!
Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer
Ne buyuksun ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
Gomelim gel seni tarihedesem, sığmazsın
Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitab
Seni ancak ebediyetler eder istiab
Bu, taşındırdiyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da gecirsem taşına;
Sonra gok kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyle;
Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan;
Yedi kandilli Sureyya'yı uzatsan oradan;
Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına
Sen ki, son ehli salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,
Kılıc Arslan gibi iclaline ettin hayran
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken husran,
O demir cemberi goğsunde kırıp parcaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gomulsen taşacaksın Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu acmış duruyor Peygamber