nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
heryerde varmıdır?
in aniden birçok yerde bulunmaları ve ayrı işleri birlikte görmeleri de bolca sorulan sorulardan Bu sorunun kaynağında da yeniden insanın kendi kabiliyetini, tek ve şaşırmaz ölçü kabul etmesi yatıyor
Bediüzzaman'ın Nur Külliyatı'nda ama On Altıncı Söz, bir yönüyle de bu sorunun en güzel cevabı Bu risalede, kesif ve maddî bir varlık olan insanın bir anda çoğu aynalarda birlikte tecelli ettiği, lakin kendisindeki sıfatların, özelliklerin o görüntülerde bulunmadığı dikkate sunulduktan sonra, maddînuranî olan güneşin aynalardaki görüntülerinde güneşin ziyasından, hararetinden, renklerinden bir cilvenin mevcut olduğu nazara verilir Nuranî varlıklar olan meleklerin ise aniden, çok yerlerde bizzat bulunabileceklerine uyarı çekilir
Aynı anda çok yerde kişisel olarak bulanmaya ise, benzer eserin Lemaât kısmında inanılmaz bir misâl verilir: Kelime
Ağızdan çıkan bir kelimenin nice kulaklarda benzer anda işitilmesi, güneşin aynalarda tecelliyle iş görmesinden çok daha ileri bir mazhariyet Burada kelime, kulaklara tecellisini göndermiş değil; her kulağa giren bizzat kendisi
Bu olağanüstü misâllerle melek hayatına uzak uzağa bakabiliriz Uzaktan diyorum, çünkü, kendi ruhumuzu ve gözümüz önündeki hayvanların ruhlarını bile yeterince bilemediğimiz halde, hiç görmediğimiz melekleri, o nuranî varlıkları tam mânâsıyla nasıl anlayabiliriz?! *
in aniden birçok yerde bulunmaları ve ayrı işleri birlikte görmeleri de bolca sorulan sorulardan Bu sorunun kaynağında da yeniden insanın kendi kabiliyetini, tek ve şaşırmaz ölçü kabul etmesi yatıyor
Bediüzzaman'ın Nur Külliyatı'nda ama On Altıncı Söz, bir yönüyle de bu sorunun en güzel cevabı Bu risalede, kesif ve maddî bir varlık olan insanın bir anda çoğu aynalarda birlikte tecelli ettiği, lakin kendisindeki sıfatların, özelliklerin o görüntülerde bulunmadığı dikkate sunulduktan sonra, maddînuranî olan güneşin aynalardaki görüntülerinde güneşin ziyasından, hararetinden, renklerinden bir cilvenin mevcut olduğu nazara verilir Nuranî varlıklar olan meleklerin ise aniden, çok yerlerde bizzat bulunabileceklerine uyarı çekilir
Aynı anda çok yerde kişisel olarak bulanmaya ise, benzer eserin Lemaât kısmında inanılmaz bir misâl verilir: Kelime
Ağızdan çıkan bir kelimenin nice kulaklarda benzer anda işitilmesi, güneşin aynalarda tecelliyle iş görmesinden çok daha ileri bir mazhariyet Burada kelime, kulaklara tecellisini göndermiş değil; her kulağa giren bizzat kendisi
Bu olağanüstü misâllerle melek hayatına uzak uzağa bakabiliriz Uzaktan diyorum, çünkü, kendi ruhumuzu ve gözümüz önündeki hayvanların ruhlarını bile yeterince bilemediğimiz halde, hiç görmediğimiz melekleri, o nuranî varlıkları tam mânâsıyla nasıl anlayabiliriz?! *