Mendil Altında Kitabının Ozeti Memduh Şevket Esendal
Ağustos, Cuma gunu Sicil Muduru Cavit Bey, yemekten sonra minderin ustune uzanmış, uyumak istiyor Ama, karasinekler rahat bırakmıyorlar Koylulerin, duvar diplerine uzanıp, yuzlerine birer mendil orterek mışıl mışıl uyudukları gozunun onune geldi İmrendi Uzandı, sandalye uzerinde duran ceketinin cebinden beyaz keten mendilini alıp yuzune orttu, sıkıntılı olmasına aldırmayarak uyku gelecek diye bekledi Bu arada da ilkin cocuklarının mektep taksitleri icin gonderdiği paranın makbuzunu nereye koyduğunu duşundu Sonra, karısının “Para yetiştiremiyorum Diye sızlanmasını hatırladı “Ben burada ac duracak değilim ya! dedi Maaşlara zam yapılacak diyorlardı… Musteşar ’ın kendisini sevdiğini duşunup sevindi Yanlışlıkla işten el cektirilen bir memurunu Cavit Bey ’in bir sozu ile Musteşar hemen eski işine gondermişti Ya boyle olmayıp da musteşar dayatsaydı! Bu zavallı adam sefil olurdu Sonra onun han koşelerinde nasıl suruneceğini, nasıl borclanacağını, kılığının nasıl bozulacağını; tıraşının nasıl uzayacağını birer birer gozunun onune getirdi Acıdı “Ya musteşar kabul etmeseydi diye duşundu O zamani sanki musteşar dayatmış gibi kızdı Kendi kendine sordu; “Ne yapardım? Hemen ceketinin goğsunu ilikledi, arkadaşına “Ver şu evrakı dedi, kağıtları aldı, doğru Musteşar ’ın yanına Musteşar masasının başında kağıt okuyordu, başını kaldırdı, hergun sorduğu gibi “Hayrola Mudur Bey? diye sordu “Efendim dedi, “acıkta kalan filan efendi icin olmaz buyurmuşsunuz Bu da reva mı, efendim? Bu zavallı nereye gidip derdini anlatsın? Bu bizim yanlışımız yuzunden işten el cektirilmiş Kendisinin bir gunahı var mı? Siz de coluk cocuk sahibisiniz İnsaf ediniz efendim Musteşar “Olmuş olmuştur diyor “Bir defa her nasılsa el cektirilmiş Memuriyet hayatında boyle şeyler olur Kendine başka yerde iş arasın… Sicil Muduru bu haksızlığa karşı kopuruyor Musteşar ’a diyor ki; “Bu iş aksederse, elbette bizim icin iyi olmaz O, bu sozleri soylerken butun kalem arkadaşları, butun daire halkı da kapıdan dinleseler…Sicil Muduru ’ne ateş basıyor Butun daire, butun işitenler onun yiğitliğine, kabadayılığına şaşırıp kalıyorlar Carşıdan pazardan gecerken herkes arkasından gosteriyor… Musteşar, Sicil Muduru ’nun sozlerinden korkuyor, imzasını bozup sozunu geriş alıyor, Sicil Muduru kağıtlar elinde odadan cıkarken kapıda dinleyenlerin aralıktan kendi odalarına kactıklarını goruyor, aşağı inip elindeki kağıtları muavinin onune atıyor Muavin, Musteşar ’ın silinmiş imzasını gorunce ağzı acık kalıyor Sicil Muduru, muavinin şaşırdığını duşununce beyaz keten mendil altında tatlı tatlı guldu Sonra işine yeniden tayin edilen memur haber alıyor, gelip Sicil Muduru ’nun ayaklarına kapanıyor, bu iş de her yerde duyuluyor Karısının kulağına kadar da gidiyor Kadından bir mektup : “Orada bu kadar işler yapıyorsun da, bize para gondermiyorsun! Artık kızıyor Bu kadar da olmaz Hemen o da bir mektup doşeniyor Aradan biraz zaman gecince, bilmem nerenin ikinci muntehiplerinden bir mektup : “Mebus sececeğiz, kabul buyurunuz
Mazbatası Meclisten gecince bir gun daireye geliyor, butun arkadaşları tebrik ediyorlar; Musteşar oda kapısından karşılıyor, pantolonunun arka cebinden altın tabakasını cıkarıp cıgara veriyor…
Meclis ’e girince ilk iş, memur maaşlarının arttırılmasına dair bir teklif…
Sicil Muduru, terden, heyecandan boğulacaktı Mendili yuzunden cekip fırladı Yuzu kızarmış, gozleri donmuş sacları dikilmiş koşeye oturdu “Bu mendil altında da nasıl uyurlar diye duşundu, sonra da tekmesiyle odanın doşemesini teperek: “Meryem, bir kahve pişir! diye hizmetcisine bağırdı
Ağustos, Cuma gunu Sicil Muduru Cavit Bey, yemekten sonra minderin ustune uzanmış, uyumak istiyor Ama, karasinekler rahat bırakmıyorlar Koylulerin, duvar diplerine uzanıp, yuzlerine birer mendil orterek mışıl mışıl uyudukları gozunun onune geldi İmrendi Uzandı, sandalye uzerinde duran ceketinin cebinden beyaz keten mendilini alıp yuzune orttu, sıkıntılı olmasına aldırmayarak uyku gelecek diye bekledi Bu arada da ilkin cocuklarının mektep taksitleri icin gonderdiği paranın makbuzunu nereye koyduğunu duşundu Sonra, karısının “Para yetiştiremiyorum Diye sızlanmasını hatırladı “Ben burada ac duracak değilim ya! dedi Maaşlara zam yapılacak diyorlardı… Musteşar ’ın kendisini sevdiğini duşunup sevindi Yanlışlıkla işten el cektirilen bir memurunu Cavit Bey ’in bir sozu ile Musteşar hemen eski işine gondermişti Ya boyle olmayıp da musteşar dayatsaydı! Bu zavallı adam sefil olurdu Sonra onun han koşelerinde nasıl suruneceğini, nasıl borclanacağını, kılığının nasıl bozulacağını; tıraşının nasıl uzayacağını birer birer gozunun onune getirdi Acıdı “Ya musteşar kabul etmeseydi diye duşundu O zamani sanki musteşar dayatmış gibi kızdı Kendi kendine sordu; “Ne yapardım? Hemen ceketinin goğsunu ilikledi, arkadaşına “Ver şu evrakı dedi, kağıtları aldı, doğru Musteşar ’ın yanına Musteşar masasının başında kağıt okuyordu, başını kaldırdı, hergun sorduğu gibi “Hayrola Mudur Bey? diye sordu “Efendim dedi, “acıkta kalan filan efendi icin olmaz buyurmuşsunuz Bu da reva mı, efendim? Bu zavallı nereye gidip derdini anlatsın? Bu bizim yanlışımız yuzunden işten el cektirilmiş Kendisinin bir gunahı var mı? Siz de coluk cocuk sahibisiniz İnsaf ediniz efendim Musteşar “Olmuş olmuştur diyor “Bir defa her nasılsa el cektirilmiş Memuriyet hayatında boyle şeyler olur Kendine başka yerde iş arasın… Sicil Muduru bu haksızlığa karşı kopuruyor Musteşar ’a diyor ki; “Bu iş aksederse, elbette bizim icin iyi olmaz O, bu sozleri soylerken butun kalem arkadaşları, butun daire halkı da kapıdan dinleseler…Sicil Muduru ’ne ateş basıyor Butun daire, butun işitenler onun yiğitliğine, kabadayılığına şaşırıp kalıyorlar Carşıdan pazardan gecerken herkes arkasından gosteriyor… Musteşar, Sicil Muduru ’nun sozlerinden korkuyor, imzasını bozup sozunu geriş alıyor, Sicil Muduru kağıtlar elinde odadan cıkarken kapıda dinleyenlerin aralıktan kendi odalarına kactıklarını goruyor, aşağı inip elindeki kağıtları muavinin onune atıyor Muavin, Musteşar ’ın silinmiş imzasını gorunce ağzı acık kalıyor Sicil Muduru, muavinin şaşırdığını duşununce beyaz keten mendil altında tatlı tatlı guldu Sonra işine yeniden tayin edilen memur haber alıyor, gelip Sicil Muduru ’nun ayaklarına kapanıyor, bu iş de her yerde duyuluyor Karısının kulağına kadar da gidiyor Kadından bir mektup : “Orada bu kadar işler yapıyorsun da, bize para gondermiyorsun! Artık kızıyor Bu kadar da olmaz Hemen o da bir mektup doşeniyor Aradan biraz zaman gecince, bilmem nerenin ikinci muntehiplerinden bir mektup : “Mebus sececeğiz, kabul buyurunuz
Mazbatası Meclisten gecince bir gun daireye geliyor, butun arkadaşları tebrik ediyorlar; Musteşar oda kapısından karşılıyor, pantolonunun arka cebinden altın tabakasını cıkarıp cıgara veriyor…
Meclis ’e girince ilk iş, memur maaşlarının arttırılmasına dair bir teklif…
Sicil Muduru, terden, heyecandan boğulacaktı Mendili yuzunden cekip fırladı Yuzu kızarmış, gozleri donmuş sacları dikilmiş koşeye oturdu “Bu mendil altında da nasıl uyurlar diye duşundu, sonra da tekmesiyle odanın doşemesini teperek: “Meryem, bir kahve pişir! diye hizmetcisine bağırdı