Günümüzde her yaş grubunda gittikçe artan çeşitli spor faaliyetleri nedeniyle
diz yaralanmaları özellikle de menisküs yaralanmaları sıklıkla görülüyor.
Medicana Konya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr.
Salim Ersözlü, menisküs yaralanmalarının hafife alınmaması gerektiğini
söyledi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Menisküsler basınca direnç gösterecek biçimde yoğun sıkı örgü şeklinde kollajen lifleri bulunan
elastikiyeti olan ve önemli görevler üstlenmiş yapılardır. Diz ekleminde her türlü hareket esnasında
şok emici görevi vardır. Yükün daha geniş bir alana dağılmasını ve eklem kıkırdaklarının yüksek
basınçtan korunmasını sağlar. Ayrıca dizin öne-arkaya gitmesine engel olur.
Menisküs yırtığı sadece sporcu hastalığı değildir
Menisküs yırtıkları her yaşta görülebilmekle birlikte oluş mekanizmaları farklıdır. Genç ve aktif
insanlarda menisküs dokusu çok sağlam olduğundan ancak ciddi travmalar sonucu yırtıklar oluşurken,
ileri yaşlarda ise eklem içi aşınmaya bağlı olarak günlük yaşamda çok basit diz hareketlerinde bile
yırtılabilir. Gençlerde menisküs yırtığına neden olan travma ayrıca kapsül, ön-arka çapraz bağlar ve
yan bağlarda da yaralanmalara neden olabilir. İç menisküs daha hareketli olan dış menisküse göre 5-7
kat daha sık olarak yaralanır ve yırtılır. Menisküs dokusu en sık dizde ani dönme hareketleri ile olmak
üzere, dizdeki her türlü travma sonucu yırtılabilir. Bu travmalar genellikle sporcularda görüldüğü için
menisküs yırtığı bir sporcu hastalığı olarak kabul edilir. Ancak menisküs yaralanmaları sadece
sporcularda değil, dizini herhangi bir şekilde zorlamış hemen herkeste görülebilir.
Menisküs yırtıkları:
1.Uzunlamasına yırtıklar; menisküs kenarına paraleldir, kısmi veya tam olabilir.
2.Enlemesine yırtıklar; menisküsün üst ve alt yüzlerinin ayrılması şeklinde olur.
3.Oblik yırtıklar; menisküsün ortasında öne veya arkaya doğru uzanan tüm menisküsü içeren
yırtıklardır.
4.Radial (perifere dikey) yırtıklar.
5.Değişik tip yırtıklar (flep şeklinde, kova sapı şeklinde, papağan ibiği şeklinde, karışık veya dejeneratif
menisküs yırtıkları)
Belirtileri nelerdir?
Menisküs yırtıklarının büyük çoğunluğunda ağrı, şişlik ve kilitlenme gibi üç ana belirti vardır. Ağrı en
önemli belirtidir ve sıklıkla yırtık olan menisküs tarafında (iç veya dış) eklem hizasında olur. Merdiven
inip çıkarken ve çömelirken ağrı artar. Kilitlenme yırtık olan menisküs parçasının eklem aralığında
dizin iki kemiği arasında sıkışması ile olur ve sıkışma sonucu kilitlenen diz uzun süre açılamaz.
Menisküs yırtığı olan dizde sıklıkla sıvı birikmesi de olur. Hasta bunu dizinde şişme ve dolgunluk hissi
olarak algılar. Eklem aralığı boyunca hassasiyet bulunabilir, bu menisküsün yapışma yerlerindeki
yırtılma veya zorlanmaları gösterir. Menisküs yırtıklarında ayrıca eklem hareketlerinde azalma,
takılma ve diğer diz içi yaralanmalara ait bulgular da görülebilir.
Erken teşhis önemli
Menisküs yırtıklarında erken teşhis önemlidir. Yırtık bir menisküsle günlük faaliyetine devam eden
kişilerde yırtığın oluşturduğu düzensizlik nedeniyle eklem fonksiyonları bozulur. Menisküs yırtığının
uzun süre tedavisiz kalması dizde kıkırdak aşınmasına ve kireçlenmeye neden olabilir. Bu nedenle dize
alınan darbelerle oluşan ağrıları basite almadan en kısa sürede doktora gitmek gerekir. Manyetik
rezonans (MRI) görüntüleme yöntemi, menisküs yırtıklarında yüzde 80-93 oranında doğru sonuç
verir, ayrıca beraberinde diğer eklem yapılarının da görülmesine yardımcıdır.
Nasıl bir tedavi uygulanır?
İlk olarak yaralanan bacak yükten arındırılarak istirahata alınır. Travmaya maruz kalan dize soğuk
uygulama ile dizdeki kanama ve ödem azaltılmaya çalışılır. Ayrıca, medikal olarak ağrı kesici ve
enflamasyon azaltıcı ilaçlarla tedaviye başlanır. Gerekli durumlarda kompresyon amacıyla dize elastik
bandaj veya dizlik uygulanarak dizdeki yaralanmanın etkileri azaltılmaya çalışılır. İlk tedavi
yaralanmanın şiddetine bağlı olarak ortalama 5-20 gün sürdürülür. Hastanın bu süreçte sportif
aktivite yapmasına izin verilmeden hasta izlenir. Bu dönem sonrasında fizik tedavi ve kas güçlendirici
egzersizlerden faydalanılır.
İlk tedaviyi takiben hastada tekrarlayan ağrı, dizde şişme ve en önemlisi kilitlenme gibi mekanik
şikayetler varsa cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahi tedavide uygulanan artroskopi tüm dünyada
büyük eklem yaralanmalarının tanı ve tedavilerinde çok sık kullanılan bir yöntemdir. Teknik olarak çok
küçük (0.5 cm) ameliyat kesileri yardımıyla eklem içerisine girilmesi ve fiberoptik kamera yardımıyla
monitör ekranından eklem içerisinin net bir şekilde görüntülenmesi esasına dayanır. Artroskopi ile
her büyüklükte eklem hastalığının teşhis ve tedavisi mümkündür. Bu yöntem oldukça tecrübe isteyen
bir işlem olduğundan bu konuda deneyimli ortopedistler tarafından uygulanmalıdır.
Ameliyat sonrası nelere dikkat edilmeli?
Cerrahi işlem sonrası uygulanacak fizik tedavi ve egzersizler de tedavinin önemli bir parçasıdır.
Ameliyat sonrası azalan kas gücünü yeniden elde etmek, eklem hareketlerini yeniden kazanmak ve
günlük hayata ve sportif aktiviteye geri dönüşü hızlandırmak amacı ile fizik tedavi ve rehabilitasyon
oldukça faydalıdır. Günümüzde menisküs ameliyatları sonrası ameliyat teknikleri ve rehabilitasyonun
gelişmesi ile hastalar 1 gün sonra taburcu ediliyor ve 1 hafta sonra işine dönebiliyor. Spora dönüş
süresi ise yapılan işleme bağlı olarak 2-4 hafta kadar sürüyor.
Ameliyatın avantajları:
Artroskopinin birçok avantajı vardır. Ameliyat süresi ve hastanede yatış süresi oldukça kısadır.
Hastanın işe dönme süresi diğer ameliyatlara göre çok kısadır. Artroskopi sonrası hasta 1 haftada
içinde işine, 1 ayda spora dönebilir. Artroskopi sonrası hasta hemen basabilir ve hiç koltuk değneği
kullanmaz. Ameliyat yeri çok küçük olduğu için yara iyileşmesinde sorun olmaz, ameliyat sonrası
iltihaplanma riski çok düşüktür.