adanali
FD Üye
- Katılım
- Eki 20, 2019
- Mesajlar
- 2,792
- Etkileşim
- 0
- Puan
- 36
- Yaş
- 36
- Konum
- Adana
- Web sitesi
- bilgilihocam.com
- F-D Coin
- 69
Mescid-i Haram
El-Mescidü'l-Haram, Mekke'de Kabe'nin bulunduğu alandaki camiin adıdır. Hürmet ve saygı gösterilmesi gereken mescit anlamında bu ad verilmiştir. Yeryüzünde inşa edilen ilk mescit ve müslümanların kıblesidir. Buraya Mescid-i Haram denildiği gibi, Harem-i Şerif de denir. Açık bir alan üzerinde bulunan Kabe, Makam-ı İbrahim ve zemzem kuyusu bu mescidin birer parçasıdır:
Mescid-i Haram'ın, kuzey-batı duvarı 164 m., güney-doğu duvarı 166 m., kuzey-doğu duvarı 108 m., güneybatı duvarı 109 m. dir. Mescid-i Haram'ın bu dört duvarında 19 kapı, çevresinde 92 kubbe ve 7 minare vardır. Hz. Ömer zamanına kadar ihata duvarı yoktu. Ondan sonra duvar örüldü ve tarih boyunca bir takım tamir, yenileme, genişletme çalışmaları yapıldı.
Benu Şeybe kapısının kemeri ile Kabe arasında küçük kubbeli bir yapı vardır. Kabe yapılırken Hz. İbrahim'in iskele olarak kullandığı taş buradadır. Taş üzerine çıkan Hz. İbrahim'ın ayak izleri görülmektedir.
Kabe'nin kuzey-batı duvarının karşısında mermerden yapılmış yarım daire şeklinde bir duvar vardır. Hilal'i de andıran bu duvarla çevrili alana "el-Hatim" veya "el-Hicr" denmiştir.
Tavafın yerine getirildiği mermer döşemeye "metaf" denilmektedir.
"Metaf": Tavaf edilen yer, tavaf edilirken dönülen alan demektir (bk. "Metaf" mad.).
Zemzem'in çıktığı yer, Haceru'l-Esved'in karşısında Kabe'nin 20 m. kadar doğusundadır. Zemzem, İbranice bir kelime olup, "dur-dur" anlamına gelir.
Mescid-i Haram terkibi Kur'an-ı Kerim'in çeşitli ayetlerinde geçer.
Bazı ayetlerde, müşriklerin, halkın Mescid-i Harama girmesini engellemelerinin büyük günah olduğu belirtilir: Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, insanları Mescid-i Haram'dan menetmek ve oranın halkını yerinden çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır" (el-Bakara, 2/217); "... Sizi, Mescid-i Haram'dan menettiği için bir kavme olan kininiz, sakın sizi, onlara karşı tecavüze sevketmesin" (el-Maide, 5/2).
İslam'ın ilk yıllarında ibadetlerde kıble Kudüs'teki Mescid-i Aksa iken, Hicretten sonra onaltıncı ayda, kıble Mekke'deki Mescid-i Haram'a çevrilmiştir. Kur'an-ı Kerim'de bu değişiklik şöyle açıklanır: "Her nereye çıkıp gidersen git, yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu elbette, Rabbinden gelen bir gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir" (el-Bakara, 2/149, kış. 2/150); "Yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Seni, sevdiğin kıbleye mutlaka çevireceğiz. Hemen yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Ey müminler. Siz de nerede olursanız olun, yüzünüzü onun tarafına çevirin" (el-Bakara, 2/144).
Diğer yandan saldırı olmadıkça Mescid-i Haram çevresinde savaş yapılması yasaklanmıştır. Mescid-i Haram'ın yanında onlar, sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Eğer orada sizinle savaşırlarsa onları öldürün. İşte kafirlerin cezası böyledir" (el-Bakara, 2/191).
Mescid-i Haram, önceleri Kabe'nin çevresinde tavaf edenlere ayrılmış bir alandan ibaretti. Asr-ı Saadette ve Ebu Bekir (r.a)'ın halifeliği döneminde mescidin çevresinde duvar yoktu. Etrafı evlerle çevrili idi. Zamanla hacıların kalabalıklaşması ve sıkışıklık meydana gelmesi üzerine kenardaki evler satın alınıp yıktırılmış ve çevresine duvar çekilmiştir. Mescid, Emeviler, Abbasiler, Osmanlılar, Suudlular zamanında çeşitli tamirler görmüş ve değişikliklere uğramıştır. Şimdiki haliyle Kabe'ye yakın olan kısmın üzeri açık, dış kısımların üzeri kapalıdır. Kapalı bölüm sa'y mahallini de içine alacak şekilde genişletilmiştir (Kamil Miras, Tecrid-i Sarih Tercemesi, X, 57, VI, 50).
Mescid-i Haram, yeryüzündeki mescitlerin en faziletlisidir. Burada kılınan bir namaz başka mescitlerde kılınan yüz bin namazdan daha efdaldir. Bir hadis-i şerifte; "Mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram hariç, başka mescidlerde kılınan bin namazdan efdaldir. Mescid-i Haramda kılınan bir namaz da diğer mescidlerde kılınan yüz bin namazdan efdaldir" (İbn Mace, H. No: 1406) buyrulmuştur. Fazilet bakımından Mescid-i Haram'dan sonra Mescid-i Nebi, ondan sonra da Mescid-i Aksa gelir. Bir başka hadis-i şerifte de şöyle buyurulur: "(Fazla sevab umarak) yalnız şu üç mescide gitmek üzere yolculuk yapılabilir. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksa" (Buhari, Mescidu, Mekke, 1; bk. "Kabe", "Mescid-i Aksa" maddeleri).
El-Mescidü'l-Haram, Mekke'de Kabe'nin bulunduğu alandaki camiin adıdır. Hürmet ve saygı gösterilmesi gereken mescit anlamında bu ad verilmiştir. Yeryüzünde inşa edilen ilk mescit ve müslümanların kıblesidir. Buraya Mescid-i Haram denildiği gibi, Harem-i Şerif de denir. Açık bir alan üzerinde bulunan Kabe, Makam-ı İbrahim ve zemzem kuyusu bu mescidin birer parçasıdır:
Mescid-i Haram'ın, kuzey-batı duvarı 164 m., güney-doğu duvarı 166 m., kuzey-doğu duvarı 108 m., güneybatı duvarı 109 m. dir. Mescid-i Haram'ın bu dört duvarında 19 kapı, çevresinde 92 kubbe ve 7 minare vardır. Hz. Ömer zamanına kadar ihata duvarı yoktu. Ondan sonra duvar örüldü ve tarih boyunca bir takım tamir, yenileme, genişletme çalışmaları yapıldı.
Benu Şeybe kapısının kemeri ile Kabe arasında küçük kubbeli bir yapı vardır. Kabe yapılırken Hz. İbrahim'in iskele olarak kullandığı taş buradadır. Taş üzerine çıkan Hz. İbrahim'ın ayak izleri görülmektedir.
Kabe'nin kuzey-batı duvarının karşısında mermerden yapılmış yarım daire şeklinde bir duvar vardır. Hilal'i de andıran bu duvarla çevrili alana "el-Hatim" veya "el-Hicr" denmiştir.
Tavafın yerine getirildiği mermer döşemeye "metaf" denilmektedir.
"Metaf": Tavaf edilen yer, tavaf edilirken dönülen alan demektir (bk. "Metaf" mad.).
Zemzem'in çıktığı yer, Haceru'l-Esved'in karşısında Kabe'nin 20 m. kadar doğusundadır. Zemzem, İbranice bir kelime olup, "dur-dur" anlamına gelir.
Mescid-i Haram terkibi Kur'an-ı Kerim'in çeşitli ayetlerinde geçer.
Bazı ayetlerde, müşriklerin, halkın Mescid-i Harama girmesini engellemelerinin büyük günah olduğu belirtilir: Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, insanları Mescid-i Haram'dan menetmek ve oranın halkını yerinden çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır" (el-Bakara, 2/217); "... Sizi, Mescid-i Haram'dan menettiği için bir kavme olan kininiz, sakın sizi, onlara karşı tecavüze sevketmesin" (el-Maide, 5/2).
İslam'ın ilk yıllarında ibadetlerde kıble Kudüs'teki Mescid-i Aksa iken, Hicretten sonra onaltıncı ayda, kıble Mekke'deki Mescid-i Haram'a çevrilmiştir. Kur'an-ı Kerim'de bu değişiklik şöyle açıklanır: "Her nereye çıkıp gidersen git, yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu elbette, Rabbinden gelen bir gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir" (el-Bakara, 2/149, kış. 2/150); "Yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Seni, sevdiğin kıbleye mutlaka çevireceğiz. Hemen yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Ey müminler. Siz de nerede olursanız olun, yüzünüzü onun tarafına çevirin" (el-Bakara, 2/144).
Diğer yandan saldırı olmadıkça Mescid-i Haram çevresinde savaş yapılması yasaklanmıştır. Mescid-i Haram'ın yanında onlar, sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Eğer orada sizinle savaşırlarsa onları öldürün. İşte kafirlerin cezası böyledir" (el-Bakara, 2/191).
Mescid-i Haram, önceleri Kabe'nin çevresinde tavaf edenlere ayrılmış bir alandan ibaretti. Asr-ı Saadette ve Ebu Bekir (r.a)'ın halifeliği döneminde mescidin çevresinde duvar yoktu. Etrafı evlerle çevrili idi. Zamanla hacıların kalabalıklaşması ve sıkışıklık meydana gelmesi üzerine kenardaki evler satın alınıp yıktırılmış ve çevresine duvar çekilmiştir. Mescid, Emeviler, Abbasiler, Osmanlılar, Suudlular zamanında çeşitli tamirler görmüş ve değişikliklere uğramıştır. Şimdiki haliyle Kabe'ye yakın olan kısmın üzeri açık, dış kısımların üzeri kapalıdır. Kapalı bölüm sa'y mahallini de içine alacak şekilde genişletilmiştir (Kamil Miras, Tecrid-i Sarih Tercemesi, X, 57, VI, 50).
Mescid-i Haram, yeryüzündeki mescitlerin en faziletlisidir. Burada kılınan bir namaz başka mescitlerde kılınan yüz bin namazdan daha efdaldir. Bir hadis-i şerifte; "Mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram hariç, başka mescidlerde kılınan bin namazdan efdaldir. Mescid-i Haramda kılınan bir namaz da diğer mescidlerde kılınan yüz bin namazdan efdaldir" (İbn Mace, H. No: 1406) buyrulmuştur. Fazilet bakımından Mescid-i Haram'dan sonra Mescid-i Nebi, ondan sonra da Mescid-i Aksa gelir. Bir başka hadis-i şerifte de şöyle buyurulur: "(Fazla sevab umarak) yalnız şu üç mescide gitmek üzere yolculuk yapılabilir. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksa" (Buhari, Mescidu, Mekke, 1; bk. "Kabe", "Mescid-i Aksa" maddeleri).