Mete handan alacağımız dersler Oğuz Han adıyla da bildiğimiz Mete Han, gecesini gündüzünü katarak çalışıyor, Hun Türkleri'nin devleti gittikçe güçleniyordu Ancak ne var ki, komşuları olan Çinliler Türklerin kuvvetlenmesinden kuşkulanmaya başlamışlardı Mete Han'la savaşmak için sebep arayan Çin Hükümdarı; günün birinde bir elçi göndererek O'nun çok sevdiği atını istetti Eski Türklerde devleti ilgilendiren böyle kayda değer konulara hakan kendi başına karar vermediği için Mete Han derhal Kurultay'ı topladı Durumu görüşen Kurultay, atın düşmana verilmemesi görüşündeydiOysa, Mete Han konuyla ilgili olarak söz aldı ve şunları söyledi: İstenilen bu at bana aittir Kendime ait bir mülk için milletimi savaşa sürükleyemem Atım milletim için feda olsun! Beygir, Çin'den gelen elçiye teslim edildi ve gönderildi Ama, Mete Han!ın bu hareketi düşmanın cür'etini arttırmıştı: Yeni bir elçi göndererek Mete Han'ın hizmetinde yer alan ve O'nun çok ağırlık verdiği kadınlarından birini istediler Durum Kurultay'da görüşüldü ve kadının gönderilmemesi şeklinde bir karar oluştu Son olarak Mete Han söz aldı ve şunları söyledi: Evet, bu bayan benim için çok değerlidir ama, milletim için feda etmekten çekinmeme içten olmaz Kendi menfaatim için savaşı göze edinmek milletin kaderiyle oynamaktır Atım gibi onu da milletime feda ediyorum! Artık Çinliler ayrıntılarıyla şımarmışlardı Mutlaka bir savaş sebebi bulmak ve daha artı güçlenmeden Hun Türklerini ortadan kaldırmak istiyorlardı Elçilerini yeniden gönderdiler ve bu kez, iki ülke arasında yer alan bir toprak parçasını istediler Mete Hankonuyu Kurultay'a getirdi Şart görüşüldü fakat bu defa öbür bir karar çıktı: Daha önce Mete Han'a mahçup olan Kurultay üyeleri, atıl bir toprak parçasını düşmana vermekten ne çıkargörüşünü benimsediler Bunun üzerine Mete Han ayağa kalktı ve şöyle haykırdı: Ey gün görmüş ihtiyarlar! Şimdiye değin düşman tarafından istenen şeyler nefsime aitti Acilen istedikleri toprak parçası ise milletimize aittir ve vatanımızın bir parçasıdır Söyler misiniz, kimin malını kime veriyoruz? Bundan Böyle savaş zorunlu olmuştur Herkes bunu böylece bilsin ve hazırlığını yapsın! Kurultay üyeleri Mete Han'a bir kere daha mahçup olmuşlardı Derhal hazırlıklara girişildi Mete Han, kısa zamanda toplanan ve savaşa hazır ülkü gelen ordusuna şöyle seslendi: Vatanı için her lahza ölmeye hazır olan kahramanlarım! Artık düşmana verilecek bir şeyimiz kalmadı Hemen onlara oklarımızla, kargılarımızla ve kılıçlarımızla yanıt vereceğiz İl Beyleri, Doruk Beyleri, askerlerim! Hedefiniz Çin ülkesidir; haydi, yürüyün! Bu, Mete Han'ın kurduğu dünyanın birincil ahenkli ordusunun birincil büyük seferiydi Bu sefer, namına ve kumandanına yakışır bir şekilde zaferle sonuçlandı Fazla geçmeden Mete Han'ın daha önce Çin'e gönderdiği atı ve kadını da kurtarıldı