Mevlana Eserleri ve Hayatı Kısaca
Viranelerde defineler saklıdır ifadesi, Mevlana’nın eserlerinde sık kullanılan bir misaldir. Mevlana’nın tarih itibariyle eskimiş eserlerinde de yalnızca ehlinin, sarrafın göreceği hazineler saklıdır. Hiçbir zaman kıymetini kaybetmeyecek, aksine eskidikçe değeri arttıcak hazineler… Kendini keşfetmek isteyenler için bir ilk atlas, kendinde derinleşmek isteyenler için bir yol haritasıdır bu eserler.
Hz. Mevlana’nın hayatına dair her şey kayıt altına alınmış değildir. Ancak düşünceleri, bir okyanusun çevresinde bulunmuş kişiler tarafından titizlikle kaydedilmiş, günümüze kadar ulaşmıştır. Hazreti mevlana hakkında söylenecekler bu eserler üzerinden söylenmeli, hayatı hakkında varsayılan türlü hikayelere çok itibar edilmemelidir. O, zaten onu anlamamıza, tanımamıza rahatlıkla yetecek miktarda eserler bırakmıştır arkasından. Aslolan eser ve fikirdir.
Hz. Mevlana’nın eserleri tek bir düşünce etrafında, suya atılan bir taşın etrafında halkalar gibi genişler; Allah’a yaklaşmak, bu amaçta varlığını yok etmek… Ona göre Allah insana şah damarından daha yakındır. Fakat insan bunu kavramak için yardıma muhtaçtır. Eserlerinde somut hayatın içinde her türlü malzemeyi kullanarak, türlü örnekler, türlü hikayeler yoluyla insanları bu hakikati kavratmaya çalışır.
Mevlana’nın eserlerinin etkisi, 13. yüzyıldan günümüze değin hiç eksilmeden devam eder. Her yüz yılda takipçileri çıkar. Molla cami’den, Şeyh Galib’e Goethe’den ikbal’e Hegel’den Erich from’a kadar bir çok önemli isim eserlerinden etkilenir, ilham alır.
Mevlana’nın 20. yüzyıldaki en has müridi sayılan ve kendisine asrın mevlanası sıfatı verilen muhammet ikbal, Mevlana ve onun eserlerinden aldığı ilhamla eserlerinin merkezine yerleştirir.
Mevlana, her akıl sahibinin büyüklüğünü teslim ettiği, düşüncesinden beslediği, böylesine büyük bir definedir. İşte bu defneden taşan hazineler…
Mevlana Eserleri Kısaca
Yedi Meclis
Mecâlis-i Seb’a anlamına gelen bu eser, isminden de anlaşılacağı üzere Mevlana’nın yedi vaazını içerir
Mesnevî
Mevlana’nın yaklaşık olarak 26 bin beyit içeren altı ciltlik bir eserdir. İçerisinde yaratılmış her şeyle ilgili çeşitli konuların ele alındığı, ayetler ve hadislere dayanılarak anlatılan hikayeler, fıkralar, atasözleri ve bunlardan alınabilecek dersler vardır.
Divan-ı Kebir:
Mesnevi’den daha önce yazılmaya başlanan bu eser Dîvân-ı Kebîr’de Hz. Mevlâna’nın çeşitli dönemlerde söylediği gazel, terkib-i bent, rubailerini içeren ve şiirlerinin söylendiği vezinlerine göre tanzim edilmiş, yaklaşık 40 bin beyit ihtiva eden yirmi bir küçük divan ile rubailer divanından oluşur.
Fîh-i Mâ-Fîh:
Kelime anlamı olarak ‘içindeki içindedir’ manasını taşır, Mevlana’nın sohbetlerini içerir.
Mektubat:
Hz. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled dahil olmak üzere akraba, dost, emir ve vezirlere yazdığı 147 tane mektubu içerir.
Viranelerde defineler saklıdır ifadesi, Mevlana’nın eserlerinde sık kullanılan bir misaldir. Mevlana’nın tarih itibariyle eskimiş eserlerinde de yalnızca ehlinin, sarrafın göreceği hazineler saklıdır. Hiçbir zaman kıymetini kaybetmeyecek, aksine eskidikçe değeri arttıcak hazineler… Kendini keşfetmek isteyenler için bir ilk atlas, kendinde derinleşmek isteyenler için bir yol haritasıdır bu eserler.
Hz. Mevlana’nın hayatına dair her şey kayıt altına alınmış değildir. Ancak düşünceleri, bir okyanusun çevresinde bulunmuş kişiler tarafından titizlikle kaydedilmiş, günümüze kadar ulaşmıştır. Hazreti mevlana hakkında söylenecekler bu eserler üzerinden söylenmeli, hayatı hakkında varsayılan türlü hikayelere çok itibar edilmemelidir. O, zaten onu anlamamıza, tanımamıza rahatlıkla yetecek miktarda eserler bırakmıştır arkasından. Aslolan eser ve fikirdir.
Hz. Mevlana’nın eserleri tek bir düşünce etrafında, suya atılan bir taşın etrafında halkalar gibi genişler; Allah’a yaklaşmak, bu amaçta varlığını yok etmek… Ona göre Allah insana şah damarından daha yakındır. Fakat insan bunu kavramak için yardıma muhtaçtır. Eserlerinde somut hayatın içinde her türlü malzemeyi kullanarak, türlü örnekler, türlü hikayeler yoluyla insanları bu hakikati kavratmaya çalışır.
Mevlana’nın eserlerinin etkisi, 13. yüzyıldan günümüze değin hiç eksilmeden devam eder. Her yüz yılda takipçileri çıkar. Molla cami’den, Şeyh Galib’e Goethe’den ikbal’e Hegel’den Erich from’a kadar bir çok önemli isim eserlerinden etkilenir, ilham alır.
Mevlana’nın 20. yüzyıldaki en has müridi sayılan ve kendisine asrın mevlanası sıfatı verilen muhammet ikbal, Mevlana ve onun eserlerinden aldığı ilhamla eserlerinin merkezine yerleştirir.
Mevlana, her akıl sahibinin büyüklüğünü teslim ettiği, düşüncesinden beslediği, böylesine büyük bir definedir. İşte bu defneden taşan hazineler…
Mevlana Eserleri Kısaca
Yedi Meclis
Mecâlis-i Seb’a anlamına gelen bu eser, isminden de anlaşılacağı üzere Mevlana’nın yedi vaazını içerir
Mesnevî
Mevlana’nın yaklaşık olarak 26 bin beyit içeren altı ciltlik bir eserdir. İçerisinde yaratılmış her şeyle ilgili çeşitli konuların ele alındığı, ayetler ve hadislere dayanılarak anlatılan hikayeler, fıkralar, atasözleri ve bunlardan alınabilecek dersler vardır.
Divan-ı Kebir:
Mesnevi’den daha önce yazılmaya başlanan bu eser Dîvân-ı Kebîr’de Hz. Mevlâna’nın çeşitli dönemlerde söylediği gazel, terkib-i bent, rubailerini içeren ve şiirlerinin söylendiği vezinlerine göre tanzim edilmiş, yaklaşık 40 bin beyit ihtiva eden yirmi bir küçük divan ile rubailer divanından oluşur.
Fîh-i Mâ-Fîh:
Kelime anlamı olarak ‘içindeki içindedir’ manasını taşır, Mevlana’nın sohbetlerini içerir.
Mektubat:
Hz. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled dahil olmak üzere akraba, dost, emir ve vezirlere yazdığı 147 tane mektubu içerir.